25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Moleküler Biyoloji Laboratuvar ortamında üretilen ilk organ Amerikalı doktorlar bir ilke imza atarak, laboratuvar koşullarında üretilmiş yapay idrar kesesini insan vücuduna nakletmeyi başardılar. Deneyler sonunda, hastaların kendi hücreleri kullanılarak üretilen idrar keselerinin nakledildikleri bünye tarafından reddedilmediği görüldü. drar kesesinin üretilmesiyle ilk kez deri veya doku parçası değil, gelişmiş bir iç organ laboratuvarda üretilmiş ve vücuda nakledilmiş oldu. Bilim adamları, halihazırda kişiye özel böbrek, karaciğer veya kalp üretimi üzerinde çalıştıklarını ve böylece organ naklinde yaşanan uygun organ bulamama veya organ reddi gibi sorunları aşmayı umduklarını belirtiyorlar. North Carolina, WinstonSalem’deki Wake Forest Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Anthony Atala ve meslektaşları, spina bifida (Omurga kanalının arka duvarının bir kısmının açık kalmış olması) hastası 7 çocuğun görevini yapamayan idrar keselerinden hücre alıp, ince bir dokudan yapılmış idrar torbası ürettiler. Daha sonra içleri boşaltılmış greyfurt tanesine benzeyen organları çocukların kendi keseleri üzerine yerleştirdiler. Ekip, 1999 yılında başlattıkları bu çalışmayı The Lancet isimli bilim dergisinde yayımlamadan önce 7 yıl boyunca hastalarındaki gelişmeyi izlemişti. ŞEKİL VE İŞLEV Bilim adamları halihazırda ameliyatlarda yapay olarak geliştirilmiş cilt dokusundan yararlanıyorlar. Ve gelecek için vücuttaki her organın yerine kullanılmak üzere yamalar yaratmaya çalışıyorlar. Bu son çalışma ileri çalışmalar için çok büyük önem taşıyor, çünkü Cambridge’deki Harvard Üniversitesi doku mühendisliğinden David Mooney’e göre "Bu çalışma insanlarda organ geliştirmenin başarılmış olduğunu gösterir." Ancak uzmanlar idrar kesesinin, kalp gibi organla İ tedaviden daha az sızdırma yaptığı izlendi. Halihazırda en gelişmiş tedavi hasta kesenin bağırsaktan alınmış bir parça ile yamanması tekniğine dayanıyor. Spring Valley’deki Illinois İleri Üroloji Enstitüsü’nde mesane onarımı için kök hücre çalışmaları yapan Steve Chung, " Bu başarı, doku mühendisleri için çok heyecan verici bir gelişme" diyor. rın yanında görece olarak çok basit kaldığına dikkat çekiyorlar. Atala ve ekibi bu tekniği olabildiğince geliştirip çeşitli idrar kesesi hastalıklarında ve sorunlarında kullanılması için çalışıyor. Chunk, ürologların yapay organı özellikle idrar kesesi kanseri vakalarında kullanmak istediklerini söylüyor. Ancak hastanın kendi hücrelerinden yeni kese geliştirmek zor olabilir, çünkü bu hücreler kanserleşmeye yatkınlık taşır. Bu sorunu aşmanın bir yolu da, vücudun başka bir yerinden kemik iliği gibi kök hücresi çıkartarak, bunların idrar kesesi dokusu üretmesini sağlamaktır. Ancak bu araştırma Atala’nın tekniğini kadar gelişmiş değildir. Atala’nın makalesi: Lancet, online: doi:10.1016/SO1406736 (06)684389 (2006) Anthony Atala Reyhan Oksay Kaynaklar: Nature, AFP, BBC, Doku nakli çalışmaları B Wake Forest Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde geliştirilen idrar kesesi rinden oluşan bir tabakayı sentetik polimer ve kolajenden oluşan, doğal olarak çözülen, kese şeklindeki bir kalıbın üzerine yaydılar. Ve iç kısımlara, kesenin "urothelial" (idrar yolları yüzey hücreleri) hücrelerinden ayrı bir tabaka ilave ettiler. Organ kısmı, hastanın kesesine dikilmeden önce birkaç hafta boyunca besleyici bir sıvının içinde geliştirildi. ilim adamları, uzun zamandır semenderler gibi hayvanların, kopan kol ve bacaklarını yeniden nasıl geliştirdiklerini inceleyerek, insanların eskiyen ve hastalanan kısımlarını yeniden üretmek gibi fütüristik bir olasılığın peşindeydi. Son 10 yıldır bilim adamları vücutta eriyen ve büyümekte olan hücreleri ayakta tutan daha gelişmiş yapı iskeleleri kurmayı başardılar. Vücuttaki diğer dokulara dönüşebilen kök hücreleri çalışmaları, rejeneratif tıpta devrim yaratacak gelişmelere zemin hazırladı. Boston’daki Çocuk Hastanesi’nden bilim adamları "progenitör" adını verdikleri daha olgun bir hücre tipinden yararlanma yolunu seçtiler. İlk önce idrar keselerinin yarısı dejenere olmuş hücrelerden oluşan hastaları ameliyat ederek kötü hücreleri çıkarttılar. Daha sonra keseden kas ve duvar hücreleri alarak bunları fincan şeklindeki kolajen iskelelere ektiler. 7 hafta boyunca bu kas ve hücrelerin laboratuvarda gelişmesini sağladılar. İlk başta sayıları binleri bulan hücreler giderek 1.5 milyar hücreden oluşan bir doku haline geldi. Hücreleri taşıyan kalıplar ameliyatla hastanın kısmen çalışan orijinal kesesinin artakalanına dikildi. Laboratuvarda gelişen hücreler burada olgunlaşmaya devam etti. 1999 yılında çalışmalarına başlayan ekip, son hastasını iki yıl boyunca izledi. Bu hastalar, bağırsaktan alınan parçalarla yapılan nakillerde ortaya çıkan yan etkilere oranla daha az olumsuzluklar yaşadı. Bu çalışmalarla birlikte Wake Forest Üniversitesi’ne geçen Atala, nakil tekniklerini şimdiden ticari olarak pazarlamaya başladı. Şu anda Pennsylvania’daki Tengion şirketi ile çalışıyor. YAPI İSKELESİ ÜZERİNDE GELİŞTİRİLEN KESE Yeni bir vücut parçası geliştirmek kolay değildir. Tıp fakültelerindeki araştırmacılar bir hücre kaynağı bulmak ve bunların laboratuvar ortamında çoğalmasını sağlamak zorundadır. Bir sondaki aşamada, bu hücreler normal organa benzer bir yapıya kavuşturulmalıdır. Bunun için de genellikle bir yapı iskelesinden yararlanılır. Ayrıca bu organın, normal olarak, kan damarları ve sinirlerle beslenmesini garanti altına almak zorundadırlar. Atala’nın ekibi bütün bunları her hastadan kestikleri bir posta pulu büyüklüğünde idrar kesesi parçasından yararlanarak gerçekleştirdiler ve bu hücrelerin çoğalması için gerekli ortamı sağladılar. Kas hücrele ÜÇ HASTADA UYGULANDI Tekniğin en gelişmiş versiyonunun uygulandığı üç hastada, keselerin diğerlerinden daha başarılı çalıştığı ve şu andaki en iyi Kaithlyne McNamara ve diğerleri…. K Böbrekler ve idrar kesesi aitlyne Mc Namara, hasarlı omurgası nedeniyle bugüne dek 54 ameliyat geçirdi. Ancak Kaitlyne’nin en önemli özelliği dünyanın ilk yapay idrar kesesine sahip olması. İdrar kesesi gibi kompleks bir organın yerine hastanın kendi hücrelerinden üretilip geliştirilen dokunun yerleştirilmesi tıp tarihinde bir ilk. Daha önce daha basit dokular –deri, kemik ve kıkırdak laboratuvarda geliştirilmiş ve nakledilmişti. İdrar kesesi rahatsızlığı olan hastalar –Yalnızca ABD’de 35 milyon kadar olduğu tahmin ediliyor için Atala’nın tekniğinin daha fazla sayıda hasta üzerinde ve daha uzun süre test edilmesi gerekiyor. Tüm kesenin yerine yenisinin nakledilmesi başka sorunlar doğurabilir. Bu sorunların başında idrar yollarını, kan damarlarını, sinirleri yeniden birleştirmek geliyor. Çalışmada, nakilden sonra çocuk ve ergen995/12 15 Nisan 2006 lerde idrar kaçırma sorununun azaldığı görüldü. Bu da yaşam kalitesi açısından çok önemli bir kazançtı. Örneğin Kaitlyne McNamara için bu yepyeni bir sosyal yaşam demekti . Doğduğu andan bu yana spine bifida denilen omurga kanalının gelişimini tamamlamaması sonucu ortaya çıkan sağlık sorunlarıyla baş etmeye çalışan McNamara, 16 yaşına dek çok sayıda tıbbi müdahaleden geçmek zorunda kalmıştı. Daha emekleme dönemindeyken geçirdiği idrar yolları enfeksiyonu nedeniyle az daha yaşamını yitiriyordu. 11 yaşında, zayıf idrar kasesi yüzünden böbrekleri hasar gördüğü için yine yaşamsal bir tehlike içine girmişti. Ancak ergenlik çağında herkesten farklı olmak, Kaitlyne için katlanılması zor bir deneyimdi. "Çocuklar beni aralarına almak istemiyorlar, benimle dalga geçiyorlardı" diye konuşan Kaitlyne, "Beni en çok utandıran konu ne dişlerimdeki teller, ne de boyumun 1.26m olmasıydı. En kötüsü sürekli olarak idrar kaçırıyor olmamdı". 5 yıl önce ameliyat olan Kaitlyne artık idrar kaçırma sorunu yaşamıyor ve böbrekleri normal olarak çalışıyor. Genç kız mutluluğunu şöyle dile getiriyor: "Nakil olduktan sonra vücudum ne yapmak istiyorsam onu yapıyor . Artık istediğim yere gidebiliyorum ve utanılacak kazalar yaşamıyorum." ELEŞTİRİLER Bazı bilim adamları bu yeni tekniğin ortaya çıkarttığı olanaklara temkinli yaklaşıyor. Bu kişiler, Atala’nın çalışmasının, geleneksel nakil yöntemleriyle tedavi olan başka bir grupla karşılaştırılmamasını bir eksiklik olarak değerlendiriyorlar. American Society of Artificial Internal Organs isimli tıp dergisinin editörü Dr. Joseph Zwischenberger, eleştirilerine ilk hastalarda yeni idrar keselerinin nasıl çalıştığını sorgulamakla başlıyor. Ayrıca özel nedenlerle çalışmayı terk eden iki hasta için "kırmızı bayrak" çekiyor. Hepsinden öte, Atala’nın bu tekniği ticari arenaya çekmesini de kuşkuyla karşılıyor. Çalışmaya katılan hastalar spina bifida hastalığının yol açtığı sağlık sorunlarıyla hâlâ baş etmek zorunda. Bu hastalık kesenin sağlıklı işlemesi için gerekli olan sinir sinyallerinin yolunu kesebilir. Bu durum keseden sızıntılara yol açabilir. SONUÇ Bilim adamları yeniden yapılan idrar kesesinin üç misli daha elastik olduğunu ve idrarı daha iyi tuttuğunu belirtiyor. 7 hastada da böbrek fonksiyonları normal olarak sürüyor. Hastalar yine düzenli olarak idrar keselerini bir tüp ile boşaltmak zorunda. Ancak iki boşaltım arasında sızıntı ve kaçak sorunundan kurtulmuş oluyorlar. Kaitlyne McNamara’nın annesi Tracy McNamara kızının böbrek hasarı nedeniyle ölmesinden endişe ediyordu. Şimdi artık korkmuyor. 995/13 15 Nisan 2006
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle