Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OOOF OFF LİNE Tanol Türkoğlu ker, "Eskiden bir korku tünelinin ne derece korkutucu olduğuna bizler karar verirdik. Şimdi bilgisayarlar karar verecek" diyor. TanolT@yahoo.com ULTRA YÜKSEK ÇÖZÜNÜRLÜKLÜ TELEVİZYON Japonya’nın NHK şirketi, yüksek çözünürlüklü televizyonundan memnun olmayanlar için daha da yoğun formatlı bir televizyon geliştiriyor. Ne var ki Ultra HiVision (UHV) adı verilen bu televizyonunun hemen piyasaya çıkması beklenmiyor. 4300 çizgi çözünürlük ve çizgi başına 7680 piksel içeren UHV, bugünkü 1125 çizgilik HDTV’lere göre 16 misli daha yüksek çözünürlük sunuyor. NHK, bu yeni televizyonun 70 mm’lik sinemadan 2 misli daha kaliteli olacağını söylüyor. Geçen hafta şirket yetkilileri, kendileri ile yapılan bir söyleşide bu formatın önündeki en büyük engelin, bunu gösterecek kapasitede bir ekranın henüz geliştirilmemiş olmasından kaynaklandığını belirtti. NHK, UHV filmlerini göstermek için şimdilik bir projektör ve sinema salonlarında bulunan perde boyutlarındaki bir ekrandan yararlanıyor. Şirket bu televizyonun 2025 yılından önce piyasaya çıkmasının mümkün olmadığını söylüyor. Internet elindeki o tabanca ile gazeteyi, dergiyi değil kâğıdı ortadan kaldıracak! Kâğıt Dışarı! Televizyon ve Radyo Müzesi’nin (MT&R) eylül ayında İstanbul’da yapılan danışma kurulu toplantısında konuşan müze başkanı Pat Mitchell "Radyo, televizyon, internet gazeteyi bitiremedi. Gazeteler hep ayakta kaldı. Ayakta kalmaya da devam edecek" demiş. Radyo ve televizyon benim uzmanlık alanım değil, o nedenle bunların basılı medyaya etkisi konusunda bir yorumda bulunamam. Ama internetle ilgili bir iki şey söylemek gereğini duyuyorum. Daha önce de birkaç kez bu sütunlarda değindiğim bir nokta var. Konunun bütünüyle yanlış algılanmasından kaynaklanan. MT&R Başkanı’nın değerlendirmesi de benzer bir yanlışlığı işaret ediyor. Şöyle ki internet bir altyapı yani bir araçtır. Medyanın işlevi açısından baktığımızda, internetin kendisi bir medya değildir. Ancak medyanın elektronik haline aracılık eden bir imkânın adıdır internet. Amaç ise ister internet üzerinden olsun ister basılı medya aracılığıyla olsun; bilginin kitlelere aktarılmasıdır. Kamuoyu için bilginin kendilerine hangi araç ile ulaştırıldığı ikincil öncelikte bir konudur. Hal böyleyken internetin bilginin ulaştırılmasını öldürmesi söz konusu olabilir mi? Bilginin ulaştırılmasında yaygın araçlardan olan gazete ya da dergi formatlarının ölmesi düşünülebilir mi? Kesinlikle hayır. Peki o zaman ne değişecek? Internet hiçbir şeyi öldürmeyecekse elindeki o tabancayı ne yapacak? Cevabı basit: Internet elindeki o tabanca ile kâğıdı ortadan kaldıracak! Bugün basılı medya, bilginin aktarımı için kâğıdı malzeme olarak kullanmakta. Gazete ya da dergi dediğimizde sanırım siz de benim gibi kâğıdı değil, kâğıdın üstüne basılmış olan o bilgiyi anlıyorsunuz. Kâğıt ile üstüne basılmış olan malzeme o kadar etle tırnak haline gelmiş ki, bugün Sayın Mitchell gibi pek çok kişi bu iki olgunun birbirinden ayırt edilebilecek şeyler olduğunu düşünmüyorlar. Oysa internet bir araç olarak, ancak yine bir araç olan olgunun yerini alabilir. Eğer daha iyi, daha ucuz, daha pratik, daha ... vb ise. Yine konuyla ilgili bir başka yorumda şuna benzer bir yakıştırma vardı: "Tuvalette gazete okuyabilirsiniz ama bilgisayardan internete girmezsiniz". Zor da olsa kabul edilebilecek bir yargı. En azından bugünkü imkânları dikkate alarak. Peki bir an için internet gazeteyi değil, kâğıdı çöpe attı dersek, tablo nasıl değişir; biraz da onu irdeleyelim: Kâğıtsız bir gazete ya da dergi düşünülebilir mi? Evet düşünülebilir. Yeter ki kâğıdın yerini tutacak başka bir malzeme olsun. Teknoloji bu malzemeyi geliştiriyor. Bu malzeme sınırlı olarak da olsa dünyada kullanılmaya başladı. Elektronik kâğıttır bunun adı. Henüz ucuza imal edilemediğinden her birimizin elinde birer elektronik kâğıt yok. Ama gelecek on – onbeş yıl içinde olacak. Bakın o zaman nasıl gazete okuyacağız: Elektronik kâğıt denen şey, kâğıt gibi katlanabilen, gazete ya da dergi sayfası boyutlarında elektrikle ya da pille çalışan bir cihaz olacak. Kenarından köşesinden bir yerinden bağlayacağınız bir kablo ile bu kâğıdı bilgisayarınıza bağlayabileceksiniz. Internet erişimi olan bilgisayarınızdan gazetenin web sitesine erişip, egazeteyi ekâğıdınıza indirebileceksiniz. Sonra da bu ekâğıdı koltuğunuzun arasına sıkıştırıp, ister tuvalette okursunuz, ister yolda, otobüste, metroda. O size kalmış. Evde aynı anda birden çok kişi gazeteyi nasıl okuyabilecek? Şu an nasıl oluyor? Gazetenin sayfaları ya da ekleri paylaşılıyor. Egazetede de değişen bir şey olmayacak. Bunun için tek gerekli şey, ikinci kişinin de kendisine ait bir ekâğıdının olması. Hatta inanıyorum ki ilk versiyonlar, ancak birkaç gazete ya da dergiyi saklayacak kapasitede olacaksa da daha sonra çıkacak ekâğıt versiyonları satın aldığınız tüm gazeteleri saklayabilecek ayaklı bir kütüphane olacak. Böylece günlerce, aylarca önce okuduğunuz bir habere geri dönebileceksiniz. Kimbilir belki de Sn. Mitchell de tüm bunları düşünerek, "İnternet gazete ve dergiyi öldüremeyecek" dedi. YÜKSEK ÇÖZÜNÜRLÜKLÜ DVD STANDARTLARI TARTIŞMASI Yeni nesil yüksek çözünürlüklü DVD standartları konusundaki tartışmalar nihayet çözüme kavuşuyor. Warner Brothers’ın mühendislerinden Alan Bell ve Lewis Ostrover’ın geliştirdiği bir disk bu tartışmaya son noktayı koydu. Patenti alınan bu diskin en üst tabakasında Sony’nin BluRay formatı kaydedilirken, altında Toshiba’nın uyumlu HDDVD tabakası yer alıyor. Diski ters çevirdiğiniz zaman diğer tarafında düşük çözünürlüklü filmleri taşıyan standart DVD yer alıyor. Böylece bir diskin üzerinde üç farklı format yerleştirilmiş oluyor. KİRLİ HAVAYI PARÇALAYAN KALDIRIM TAŞLARI Pek çok kentte hava kirliliğinin yol açtığı dumanlı hava yaşamı felç eder. İtalya’da belediyeler kirli hava ile mücadelede yeni bir yöntem bulduklarını açıkladılar. Kaldırımların döşenmesinde kullanılan yeni bir taş, karbon monoksidi parçalıyor. Karbon monoksit otomobil motorlarının çıkardığı bir yan üründür ve küresel ısınmayı artıran zehirli bir gazdır. Kaldırım taşları ise titanyum dioksitten yapılıyor. Işığa maruz kalınca, titanyum dioksit kimyasal olarak karbon monoksit ile etkileşim içine girer ve bunu suya ve karbon dioksite dönüştürür. "Bunun işe yarayacağını bekliyordum, Ancak bu kadarını beklemiyordum" diye konuşan Rossano Amadeli, "Sonuçlar beni çok şaşırttı" diyor. Hazırlayan: Reyhan Oksay CBT 1020/19 6 Ekim 2006