Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
vrım ıızını arttırıyor Doğal koşullara uyum, benekli kertenkele için dinamik bir süreçtit» j Morina avcılan büyük balıkları tutup küçükleri denize atarak balık boylarının küçülmesine yol açıyor. (yanda) nmda küçüldüğünü keşfetti (Nature, vol 426, p 655). Genetik erozyon burada da son bulmaz, çünkü daha büyük boyutlu boynuza sahip olan koçlar genel olarak daha kaliteli genlere sahip olma eğilimindedir. Bu durumda avcılar uzun vadeli çıkarlarına ters düşün bir tutum içinedir. Coltman bu konuda şöyle konuşuyor: "Bu yapay bir seçilim modelidir. Burada istediğinizi daha fazla almak yerine, daha azı ile yetinmek zorunda kalıyorsunuz." sağlıklı balık sürülerinin önünü kesiyor olabilirler. Balıkçılar, en büyük balığı avlayıp, geriye kalanı suya bırakacaklan yerde, büyük balıkların en iyi genleri taşıdığının bilincinde olup onları suya bırakmaları gerekirdi. Conover'a göre bunun çözümü balıkçıların orta boy balıkları avlamasıdır. Conover bu konuda şöyle konuşuyor: "Orta boy balıkları tutarlarsa, balığın benimseyeceği en iyi strateji mümkün olduğunca hızla büyümektir. Bu durumda doğal seçilim, seçimini en hızlı büyüyenden yana kullanacaktır. Bugünkü sisteme göre bu strateji daha yararlıdır, çünkü bugünkü sistemde denize geri bırakılan küçük balıkların minimum avlama boyutuna erişmesi çok zordur." sıcaklıklara "alıştığını" fark ediyor. Dolayısıyla son yıllarda tanık olduğumuz "erken ilkbaharlara" uyum sağlamak için doğanın göç ve üreme tarihlerini daha öne çektiği de görülüyor. Sözgelimi Alberta Üniversitesi'nden Stan Boutin Kanada'nın Yukon bölgesindeki kırmızı sincapların 10 yıl öncesine göre 18 gün önce yavruladıklarını tespit etmiş. Ve bu değişikliğin davranış esnekliğinden değil evrimsel değişimden kaynaklandığını ileri sürüyor. GERİYE DÖNÜŞÜ OLMAYAN NOKTA Evrimin iklim değişikliğinin hızına ayak uydurup uyduramayacağı konusunda henüz kesin bir şey söylenemiyor. Kesin olan, bir türün yeni bir ortama uyum sağlamaya yönelik evrimleşmesi doğru genlere sahip olmasına bağlıdır. Ve büyük popülasyonların bu genetik sermayeye sahip olma şansı, küçüklere göre daha fazladır. Bu da iklim değişikliklerinin neden olduğu karmaşa içinde, kaybetme olasılığı en yüksek olan türlerin, halihazırda sayıları en az olan türler olduğu anlamına gelir. Soyları tükenmekte olan türleri kurtarmaya soyunan çevreciler, bazı marjinal popülasyonların kurtarılması için sarf edilen gayretlere son verilip, başarılı bir evrim geçirme potansiyeline sahip olan türler üzerine yoğunlaşmanın daha doğru, bir strateji olduğunu düşünüyor. Boutin bu konuda şöyle konuşuyor: "Bu da, Kanada'daki tüm ren geyiği türlerini kurtarmamız gerekmediği, ancak başarı şansı yüksek türleri tercih etmemiz gerektiği anlamına geliyor." Bazı bilim adamlarının kuşkulandığı gibi hızlı evrim giderek yaygınlaşıyorsa, başka bir olumsuz etkisi daha ortaya çıkacaktır. Çevreciler, soyu tükenmekte olan türleri kurtarma bağlamında, "koruma" kavramını bir daha gözden geçirmek zorunda kalacaklar. Çünkü bu türleri koruma altına almak veya yaşam koşullarını gelişmeye daha uygun hale getirmek, bu türlerin farklı bir yöne doğru evrimleşmesine yol açabilir. Bu da ilginç bir felsefı soruyu gündeme getiriyor" diye konuşan McAdam, "Kurtarmaya çalıştığımız nedir? Spesifık bir türü mü kurtarmaya çalışıyo ÇÖZÛM ARAYIŞLARI Evrimin balıkçılıkta yarattığı bu olumsuzluğu tersine çevirmek mümkün mü? Uzmanlar bunun mümkün olduğunu, ancak kolay olmadığını söylüyorlar. "Maksimum boyut sınırlaması getirilirse, bugünkü trol teknolojisinde büyük balıkları denize geri bırakmak pratik olarak mümkün değildir. Bugünkü koşullarda büyük balıkları denize bırakmak için önce güverteye almanız gerekir. Ancak bu da balıkların yaşam şanslarını azaltır" diye konuşan Conover, "Ancak modern troller, deniz kaplumbağalarını avlalamak için büyük delikli metal ızgaralardan yararlanır. Bu mekanizma büyük balıkların salıverilmesinde yararlı olabilir" diyor. Bu arada, evrimi frenleyecek başka daha köklü yöntemler de var. Sözgelimi bazı bölgelerde balıkçılık yasaklanabilir. Bu koruma alanlarında büyük balıklar bol miktarda yumurta bırakıp, küçük balıklara doğru yönelen evrimi "sulandırabilirler". Büyük boynuzlu koçların avlanmasının yasaklanması da, küçük boynuzların lehine gelişen seçilimi durdurabilir. Çağdaş evrim bu örneklerde görüldüğü gibi her açıdan kötü değildir. Halihazırda mikropların yararlı alanlarda kullanılmasının yolunu açan bu evrimsel gelişmedir. İnsan faaliyetlerinin sonucunda ortaya çıkan iklim değişikliği doğayı tehdit ederken, bitki ve hayvanların değişikliğe hızla uyum sağlaması gerekir. Biyologlar çeşitli türlerin daha yüksek lir" diyor. İnsan faaliyetleri bazı ekosistemleri eskisine göre daha hızlı ve daha dramatik bir şekilde değiştiriyor olabilir. Dolayısıyla doğrusal bir seçilim bu tür olaylarda belirgindir. Michigan State University'den Andrevv McAdam, "İnsanların yol açtığı değişiklikler yalnızca daha büyük değil, aynı zamanda daha kalıcı ve daha süreklidir. Bunlar daha hızlı değişikliklere neden olmasının yanı sıra süreklilik gösterir. Sözgelimi fildişi avcılığı, Afrika ve Asya'da dişsiz fillerin evrimini destekler niteliktedir" diyor. BALIKÇILIKTA STRATEJİ HATASI Denizlerde balıkçıların tetiklediği değişiklik de buna benziyor. Ticari balık avcılığında, balıkçılar balıkların belirli bir boyda olanlarını tercih ediyor. Üç yıl önce Nevv York'taki Stony Brook Üniversitesi'nden David Conover, bu durumun nasıl geliştiğini anlamak için laboratuar ortamında Atlantik gümüş balığı denilen bir tür üzerinde incelemeler yaptı. Bu çalışmada dört nesil sonra "avlanan balık popülasyonu"nun ki bunların en irilerinin yüzde 9O'ı havuzdan çıkartıldı boyutları ortalama olarak "avlanmamış balık popülasyonu"nun ki bunların en küçüklerinin yüzde 9O'ı havuzdan çıkartıldı yansı kadardı. Boyut farklılığmın neticesinde, havuzdan çıkartılan balığın (avlanan balıklarla paralellik kurulması için) toplam ağırlığı, beşinci nesil avlanan balıklarda, avlanmayan balığın yansı kadardı. Bu tarihten sonra diğer bilim adamları Newfoundland açıklarında avlanan morina balıklarının giderek daha küçük boyutlara indiğini ortaya çıkartb. Bu sonucun nedeni büyük olanlannın avlanmasıydı. Bu değişiklik ne yazık ki balıkçılığın lehine bir durum değil, çünkü küçük balıkların yumurtlama kapasitesi büyük balıklardan daha düşüktür. Eğer çağdaş evrim, gerçekten de yoğun bir şekilde avlanan balık popülasyonlannda baskın bir belirleyici ise, balıkçılar farkında olmadan kendi kuyularını kazıyor olabilirler. Bu şekilde kendi elleriyle KOÇ BOYNUZLARINDA KÜÇÜLME Evrimsel değişimin en belirgin olduğu bölgelerden biri de Kanada, Alberta'daki Kayalık Dağları'dır. Bu bölgede Kuzey Amerika'nın en büyük boynuzlu koyunları yaşar. Profesyonel avcılar büyük boynuzlu bir koçu avlamak için çok büyük bir bedel ö'demek zorundadır. Bu dağlann Koç Tepesi adı verilen bir bölgesinde koçların yasal olarak avlanabilmesi için, boynuzlarının 360 derecelik bir kıvrıma erişmesi gerekir. Bu boyutta bir boynuza sahip bir koçun yaşama şansı bir veya iki yıldır, çünkü avcılık bu bölgede çok yaygındır. Beklenildiği üzere evrimsel değişim, boynuzları yasal avlanma boyutuna ulaşmayan koçların gelişimini destekler nitelikte olmalıdır. Edmonton'daki Alberta Üniversitesi'nden Dave Coltman ortalama boynuz boyutiarının son 30 yılda yüzde 25 ora Kanada'nın büyük boynuzlu koyunları avlanma sonucunda evrim geçirerek küçüfc, boynuzlara sahip oluyor • \ mKm fil ruz ' y°^Sd ° ^ r " "^ T le ilgili bir şeyi mi kurtarıyoruz? Bugün sahip olduğumuz türlerin hepsini koruma altına almak bizi mutlu edecek mi?" diye soruyor. Reyhan Oksay Kaynak: www.newscientist.com/channel/Iife/evolution 958/13 30 Temmuz 2005