Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Arkeoloji Anadolu'da en eski (Afrika) insan izleri bulundu Anadolu, bilim çevreleri tarafından çoğunlukla ilk insan topluluklarının Afrika'dan Avrasya'ya yayılışında, bir çeşit mecburi geçit olarak yorumlanır. Ancak bugiine dek Türkiye'de, Afrika kökenli bu ilk insan topluluklarının belirleyici aletleri bulunamadı. Bu nedenle, ilk insanların Avrasya'ya yayılımı gizemli bir konu. İlk kez Kapadokya Kaletepe'de arkeolojik tabakaların en eskilerinde bulunan el baltaları, Afrika Alt Paleolitiği'nin ilk kültürlerinden biri olan Acheul kültürü ile yakın benzerlik göstermekte. Afrika Acheul kültü'riinün tipik aletlerinden olan nacaklar ise, Türkiye'nin bilinen ilk ve şimdilik tek nacaklan. Ludovic Slimak (1), Berkay Dinçer (2)*, Nur BalkanAtlı (2) * nadolu, arkeolojik açıdan, ilk tarımcı l \ köy topluluklarının ortaya çıktığı ve AJLgeçmişi yaklaşık 10 bin yıl öncesine dayanan arkeolojik yerleşmeleriyle dünya çapında üne sahiptir. Buna karşın, tarihöncesinin daha eski dönemleri söz konusu olduğunda, insanların Anadolu yarımadasına ilk kez geldiği dö'nemlere ilişkin bilgilerimiz neredeyse yok denecek kadar azdır. İnsanlık tarihinin zamansal olarak büyük çoğunluğunu oluşturan bu dönemlerle igili Türkiye'den bilinenler, ne yazık ki, Türkiye'nin bu konudaki potansiyelinin sadece çok küçük bir bölümüdür. Türkiye'de bugüne dek, insanlık tarihinin bu en eski dönemlerine ait yalnızca üç buluntu yeri çağdaş bilimsel yöntemlerle araştırıldı. Bunlardan en eskisi, Tuz Gölü'nün batısında bulunan açık hava buluntu yeri Dursunlu, insanların yaklaşık bir milyon yıl önce yaptığı taş aletlerin ortaya çıkarıldığı bir yerdir. Ancak burada bulunan az sayıda işlenmiş taş alet, bu dönem insanlarının davranışlarını ve teknokültürel durumlarını yorumlamak adına yeterli bilgileri sağlamakta yetersizdir. Türkiye'deki en uzun tabakalanmaya sahip buluntu yeri, Akdeniz kıyısında, Antalya yakınlarındaki Karain Mağarası'dır. Burası yaklaşık 400 bin yıl boyunca değişik insan gruplarının barındığı bir mağaradır. luntu yeri ile sınırlıdır. Buna karşın, yarımadanın Avrupa ile Asya arasında gerçek bir "köprü" durumundaki coğrafi konumu dolayısıyla, Anadolu, bilim çevreleri tarafından çoğunlukla ilk insan topluluklarının Afrika'dan Avrasya'ya yayılışında, bir çeşit mecburi geçit olarak yorumlanmış ve bölge "insanhğın beşiği" olarak tanımlanmışür. Coğrafi olarak Anadolu, insanların Eski Dünya'ya yayılması sürecinde zorunlu bir geçittir. Ancak bugüne dek Türkiye'de arkeologlar tarafından günışığına çıkarılmış üç buluntu yerinden hiçbirinde, Afrika kökenli bu ilk insan topluluklarının belirleyici aletleri bulunamamıştır. Bu nedenle, ilk insanların Avrasya'ya yayılımı bilim çevreleri için görece gizemli bir konudur. Anadolu'ya ilk insan yerleşimlerinin anlaşılması, Avrupa'nın iskân tarihinin ve bunun da ötesinde, tarihöncesi arkeolojisinin günümüz için en ö'nemli sorunlarından birisi olan Afrika'dan çıkış teorisinin daha iyi açıklanmasını sağlayabilir. ANADOLU'NUN GIZEMI (AFRIKA'DAN AVRUPA'YA YAYILIŞI) ÇOZULUYOR MJ? • • II GİZEMLİ KONU Üçüncü buluntu yeri ise, Türkiye'nin batısında, Marmara Denizi kuzey kıyısında yer alan Yarımburgaz Mağarası'dır. Burada bulunmuş yonga aletler ve yontuk çakıllara göre, bu buluntu yeri Karain Mağarası'nın en alt tabakalarıyla aynı döneme tarihlenmektedir. Bütün Anadolu yarımadasında, insan yerleşimleriyle ilgili en eski belirtilere ilişkin bilimsel araştırmalar, kabaca bu üç bu İnsanlık tarihinin bu dönemini gizleyen esrar perdesi, Kapadokr*" ya'da, beş metreden fazla dolguya sahip ve Türkiye'nin şimdilik bilinen en eski aletlerinin bulundu Önde KaletepeDeresi 3 kazı alanları, arkada planda ğu bir tarihöncesi açık Göllüdağ hava yerleşim yerinin keşşimlerine ait kanıtlar içermektedir. Bölgefı ile biraz da olsa aralanabilecektir. Söz deki volkanik etkinlikler, tarihöncesi toplukonusu keşif, Orta Anadolu'nun en büyük lukların aletlerini yaptığı bir doğal cam yanardağlarından biri olan Göllü Dağ'ın olan obsidienin ortaya çıkmasını sağlamışeteklerinde, denizden yaklaşık 1600 metre tır. yükseklikte bulunan Kaletepe Deresi 3 2000 yılından beri her yaz bir Türk(KD3) adh buluntu yeridir**. Fransız bilimsel ekibi tarafından kazı çalışBu arkeolojik tabakalanma, en yenimaları yapılan bu buluntu yerinde, arkeololeri 160 jik tabakaların en eskilerinde bin yıldan bulunan aletler Afrika Alt Paledaha önolitiği'nin ilk kültürlerinden biri cesine taolan Acheul Kültürü ile yakın rihlenen benzerlik göstermektedir. değişik inKD3'ün eski tabakalarınsan yerleda, Türkiye'de bugüne kadar pek çok yüzey araştırmasında çok sayıda bulunmuş olsa da, Türkiye'de kazılmış Paleolitik Çağ buluntu yerlerinin sadece birkaçında tabakalanmış olarak bulunabilmiş olan Acheul kültürünün tipik aletlerinden iki yüzeyliler (el baltaları) ortaya çıkarılmıştır. Yine aynı tabakalarda bulunan ve Afrika Acheul Kültürünün tipik aletlerinden olan nacaklar ise, Türkiye'nin bilinen ilk ve şimdilik tek nacaklarıdır. m TEKNİKLERİ ÇOK FARKLI KTP'0497 Kaletepe'de insan iirünii ancak ne amaçla kullanıldıkları tam anlaşılamayan çok yüzeyli parçalar 978/617 Ara lık 2005 KD3'ün en eski buluntuları, obsidienden ve Göllü Dağ'ın volkanik etkinlikleri sonucu oluşmuş başka bir taş türü olan riyolitten yapılmışlardır. Obsidi Kaletepe'de bulunan yüzeyli el baltası