24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

bilim dünyasından Kısa Haberler C02 oram 650 bin yıldan bu yana en yüksek düzeyde Atmosterdeki karbondioksit oram 650.000 yıldan bu ana en yüksek seviyeye ulaştı. Science dergisinde yayımlanan araştırma sonuçları, Antarktik'ten alınan buz karot örneklerinin analiziyle elde edildı. Avrupa buz karot projesi EPICA çerçevesinde gerçekleştirilen araştırmalar, geçmişteki îklim ve karbondioksit oram arasındaki ilişkiyi ortaya sermekte. Son 650 bin yıl içinde karbondioksit oranının düşük olduğu dönemlerde daha soğuk bir iklim hü'küm sürüyordu. Sıcaklık, karbondioksit ve metan yoğunluğu arasındaki bağlantı şaşırtıcı derecede sabit diyor AlfredWegener Kutup ve Deniz Araştırmaları Enstitüsü'nden Hubertus Fischer. Atmosferdeki sera gazı yoğunluğu, son yüzyıllarda insanların etkinlikleri yüzünden doğal seviyesini aşmış. Güney Kutbu'ndan alınan buz karot örneklerinde atmosferik tıava örnekleri minik baloncuklar şeklinde barınmakta. Kar yağışları sonucunda oluşan bu baloncuklardan zamanla buzul buzu gelişmiş. Bir karot örneğinin yaklaşık %10'u buz kristalleri arasında sıkışan hava kabarcıklarından oluşmakta. Hava kabarcıkları ve buzun içeriği ve fiziksel özelliklerinin analiziyle bilim adamları geçmişteki atmosfer süreçleri ve iklim koşulları hakkında bilgi ediniyorlar. ner Kutup ve Deniz Araştırmaları Enstitüsü (AWI) sismografları, 30 farklı yüksek titreşimli armonik seslerin salınımlarını kaydetmişler. AVVI'nın Neumayer istasyonunda alınan sesler insan kulağı tarafından duyulmuyor. Araştırmacılar buzdağının, yarık ve tünel sisteminden akan sudaki titreşimleri tetiklediğini sanıyorlar. Düşük frekansiı titreşimler ilk başta volkanik etkinliklerle ilişkilendirilmişti. Ancak daha sonraları titreşimlerin farklı kaynaklardan yansıdığı anlaşılmış. Ve uydu çekimleri sayesinde "şarkıların" 3050km'lik bir buzdağına ait olduğu ortaya çıktı diyor AWI~araştırmacilan. etkisiz ilaç verilmiş. Çinko ilacı virüs enfeksiyonunu kötüleştirmediği gibi çocuklarda daha az ishal görülmüş. Moss'un açıklamasına göre yoksul ülkelerde HIV enfeksiyonu taşıyan çocuklardaki ölüm riskini düşürme olanağı kısıtlı ve UNAIDS'in tüm çabalarına rağmen, çocukların yarısından fazlası üç yaşına gelmekten öliiyor. En sık görülen ölüm nedeniyse solunum yolları enfeksiyonu ve ishal. Uyku hormonunun yeni bir etkisi keşfedildi Yüksek dozda hormon terapisinin kanser hastalarının ömrü üzerindeki etkisinin incelenmesine dayanan on araştırmayı değerlendiren uluslararası bir araştırma ekibi, uyku hormonu metatoninin, bazı kanser türlerinin tedavisinde etkili olabileceğini buldu. Beyin epifizinde üretilen melatonin hormonu, uyku, keyif durumu, cinsel gelişme, bağışıklık ve yaşlanma gibi beden süreçlerinde önemli bir rol oynamakta. Bilim adamları daha önceki araştırmalarda da kanser hastalığının gelişimi ve melatonin seviyesi arasında bir ilişki saptamışlardı. Ancak etki mekanizmaları hakkındaki bilgiler sadece tahminlerden ibaretti. Son olarak değerlendirilen araştırma sonuçları, Polonyalı ve italyan bilim adamları tarafından 1992 ila 2003 yılları arasında yayımlanmıştı. Bu araştırmalar her gün melatonin hormonu alan 643 kanser hastasının verilerine dayanmakta. Akciğer, cilt, böbrek ve meme kanseri hastaları melatonin hormonunu tek başına ya da kemoterapiyle birlikte almışlar. On araştırmanın değerlend i ri Imesiyle aynı sonuç elde edilmiş. Melatonin alımı ölüm riskini %34 oranında düşürmekte deniyor Bild der VVissenschaft dergisindeki (www.wissenschaft.de) yazıda. Bu etki farklı hormon dozlannda olduğu gibi çeşitli kanser türlerinde de ortaya çıkıyor. Dozlar günde 1040miligram olarak ayarlanmış. Uyku bozukluğu veya Jetlag tedavisinde uygulanan doz miktarı 1.,5 ila 5 miligram arasında değişir. Yüksek doza rağmen hastalarda herhangi bir yan etki çıkmamış ortaya. Yeni yapay kalple yaşama şansı daha yüksek Çinko AIDS semptomlannı zayıflatıyor John Hopkins Halk Sağlığı Okulu tarafından gerçekleştiriten araştırmalar, çinkonun, HIV taşıyıcısı olan çocuklarda hastalık semptomlarının zayıflatılmasında etkili olduğunu gösterdi. Çinko, ishal ve akciğer iltifıabı riskini (HIV enfeksiyonu üzerinde kötüleştirici etki yapmadan) düşürmekte. Çinko alımı, HlV'nin çinkonun yapısından yararlanarak bağışıklık sistemine daha kolay sızması nedeniyle tartışılıyordu. Ancak VVilliam Moss yönetiminde gerçekleştirilen araştırmayla bu kanının doğru olmadığı anlaşıldı. Araştırmaya, Güney Afrika'dan yaşları altı ay ila beş arasında değişen 96 çocuk katılmış. Çocukların bir kısmına altı ay boyunca çinko ilacı diğerlerine (Pineal= Beyin epifizi) Yeni geliştirilen yapay kalp, kalp nakli için bekleyenlerin yaşama şansını yükseltmekte. HeartMate II sistemi daha önceki yapay kalp modellerine göre daha uzun ömürlü. iki yıllık araştırma evresinden sonra HeartMate II şimdi Avrupa genelinde hastalara aktarılmaya başlandı. Hannover Tıp Yüksek Okulu, 19 hastasıyla Avrupa'dan araştırmaya katılan tek kalp merkezi oldu. Yapay kalp sistemleri, bağışlann yetersiz olması nedeniyle önem taşımakta. Kalp kası iltihabı veya organ nakli için uygun olmayan hastalar için de yeni yapay kalp iyi bir alternatif sunmakta diyor uzmanlar. Sistem sol kalp oda Yaşlanmayı önleyen ilaç için madde bulundu Amerikalı bilim adamları yaşlanmayı önleyen ilaçlar için yeni bir madde keşfettiler. Sinir hücrelerindeki belli başlı antikanser proteininin etkinliği durdurulduğunda sirkesinekleri daha uzun yaş'adıkları gibi, sağlıklarını da daha uzun bir süre koruyabilmişler. P53 proteininin benzer bir türü insanda da bulunmakta. Gen mutasyoıilarını önleyen bu protein kanser oluşumunu engelliyor. P53 geni, DNA'nın aşırı derecede zarar görmesi halinde hücreleri intihara "sürüklemekte". Bu şekilde gen mutasyonlarının, kardeş hücrelere sıçraması dolayısıyla da tümör oluşumu engellenmekf. te. P53 geni bulunmadığında ya da hasar gördüğünde I'1 kanser riski yükseliyor. Kanser hastalarının %50'sinde I p53 geninde değişimler saptanmış. Fakat aynı gen öte yandan olumsuz etki de yapabiliyor. Aşırı derecede üretildiğinde yaşlanmayı hızlandırmakta. Bilim adamları şimdi p53 için bir orta yol bulduklarına inanıyorlar. Farelerde p53 geni, normal varyantın etkinliğini yok edecek Fakat bilim adamları bu etkiyi yetişkin durumda bölünmeleri duran sinir hücreleriyle kısıtlamışlar. Omurgasız hayvanlarda ve insanlarda, antitümör proteininin etkinliği zayıflatıldığı için bu genetik değişim kanser oluşumuna yol açmamakta. Bu şekilde değişimden geçirilen sirkesinekleri %58 oranında daha uzun yaşamışlar. Sirkesineğinin normal ömrü 38 gün kadardır, fakat genetik değişim sayesinde 60 gün yaşayarak gayet sağlıklı kalmışlar. Bununla birlikte sinir hücrelerindeki p53 etkinliğinin zayıflatılmasıyla ömrün neden uzadığı kesin olarak açıktanamıyor henüz. 978/417 Aralık 2005 Güney Kutbu'nda şarkı söyleycn buzdağı Bilim adamları Antark tik'te "şarkı söyleyen" bir buz dağı keşfeler. AlfredWege
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle