Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Psikoloji Antisosyal davranışların kısa bir tarihi 18. yüzyılda Fransız doktor Phillippe Pinel var olan kategorilerin hiçbinne uymayan bir hastasını tanımladı. Acıma duygusu ve kendini tutma özellikleri göstermıyordu. Pınel hastanın durumu için şu tümeeyi kullandı: manie sans delire (hezeyansız delılık) Psıkopat terımi 19. yüzyılda uydurulmuştu. Ancak 1941 yılına kadar kesin bir tanı kriteri yoktu ve sendrom "ahlaki delılık" ve "psıkopatık adilık" olarak tanımlanıyordu. Hervey Clekley 1941 yılında yazdığı The Mask of Sanity'de (akıl sağlığınm maskesi) psikopatları diğerlerinden ayıran bir dizi klinik belirtıyi tanımladı. Kitabın 1964'teki baskısından alınan ve suçla ilgili ve antisosyal davramşlardan bahsetmemesiyle dikkate değer olan tanımlama şö'yle: "yüzeysel çekicilik ve güçlü zekâ; kuruntunun ve mantıksız düşüncenin diğer işaretlerinin yokluğu; güvenilmezlik, yalancılık ve samımıyetsizlik; acıma ve utanma duygusu eksıklıği; yetersiz bir şekilde harekete geçirilmiş antisosyal davranışlar; zayıf bir muhakeme yeteneği ve deneyimle öğrenmede yetersızlik; patolojik bencillık ve sevme acizliği; biiyük sevecen tepkilerde genel bir yetersızlik; özel bir kavrayış kaybı; insanlar arasındaki genel ılişkilerde tepki göstermeme; içkiliyken (bazen de değilken) fantastik ve teklifsiz davranışlar; nadiren intihara teşebbüs; kışisel olmayan, değersiz, zayıf bir şekilde büiünleşmiş bir seks hayatı; ve bir yaşam planı izlemede başarısızlık". 1952den sonra (kişilik bozukluğu başlığı altında) "psikopat" ve "sosyopat kişilik" terimleri psikiyatristler tarafından birbiri yerine kullanılır oldu. Amerikan Psikiyatri Birliği'nin hazırladığı, Akli Bozukluklann Tanısal ve Istatistiksel Kılavuzu'nun (DSMII) 1968 tarihli ikınci baskısında "sosyopat kişilik", "antisosyal tip kişilik bozukluğu" olarak kabul edıldı. DSM'nin 1980 larıhlı iiçüncü baskısında anti sosyal kişilik bozukluğu (APD) listelenirken, tanı olarak (neredeyse sadece) antisosyal ve suça yönelık davranışlara güveniliyor, kişilik özelliklerınden artık bahsedilmiyordu. Şu anda psıkopatlık resmen bir akıl hastalığı olarak tanınmıyor. Ancak pslkopatlık ile APD karşıtlığı, psikolojı çevrelerinde ve yasal çevrelerde hararetlı bir şekilde tartışılıyor. Aramızdaki yüz kişiden biri psikopat olabilir Psikopatların, Charles Manson veya Karındeşen Jack gibi suçlulardan oluştuğuna dair derinlere yerleşmiş kanılarınızı değiştirin.. Onlar, ofisinizde çalışma arkadaşlarınızdan biri de olabilir.. Mesela çekici, oldukça agresif ve evrak işleriyle yıldırılamayacak, değişik tipler arasından da çıkıyorlar. Şiddete düşkün ve sadist katillerle benzer karakter ö'zelliklerine sahipler, ama onlar genellikle dışarıda ve bizlerle birlikteler! dogal bir lıder, yaratıcı, enerjık ve hırblı Mıke, hızla buyuyen bir elektronık şırketıne alınacak ıdeal bir personel gıbı gozukuyordu Ancak ışe alınmasmm hemen ardından, uygun olmayan tavırları gun ışıgına çıkmayd başladı Sekreterı ıle dnldşamadı, daha dz ılgınt, projelerı ele almayı "unuttu" ış arkadaşlarına karşı O f yere kullanmıyor Psıkologlar Mıke'ın, çogunlukla psıkopat dıye çağırdığımız şiddete duşkun ve sadist katıller ıle tam olarak aynı karakter ozellıklerını paylaştıgına ınanıyorlar Yapılan yenı bir draştırma Mıke gıbı ınsaııların, suç ışleyerek kendını hapiste bulan ınsanlardan, sayıca çuk daha fazla olduğuna ışaret edıyor Psıkopatlığın bir karakter tayfı oldugunu soyleyen draştırmdcıldr, dalıa uysal turlerın yararlı ve şartlara uyabılen kışıler olabıleceklerını soyluyor Ayrıca ıncelemeler Mıke'ın genlerının, onun psıkopat kışılıgınde payı oldıığunu ortaya <,ıkardı Bu karakter ozellıklerının çok genç yaşlardd kendısını açıga vurduğunu bılkmekte mıydınız'1 Ara^tırmdcılar psikopatların, Charles Manson veya Kanndeşen Jack gıbı suçlulardan oluştuğuna daır de rınlere yerleşmiş kanıları değıştırme nıyetınde Mıke'ı ınceleyen, New York'lu endustrıyel psıkolog Paul Babiak, bu ıııuıjııı lyı bir nedenı olduğunu soyluyor Psıkopatlar ışledıklerı suçlarla tanmırlar, boylece suç ışletneyenler veya başarılı bir şekilde ızlerını yok edenler gorunmez olarak kalır Pekı o zaınan Babıak'ı bu etıketın uygunlugu konui>unda bu kadar emın yapan nedır' Psıkopatının buçla ılgılı ve antıbosyal davranışlar konusunda kullanımı oldukça yenı 1940'Jı yıllarda bu karakter ozellıklerı ıçın, başlıca kullanılan tanımldr, narsızm, pışman olma dtıygusunun ek^ıklığı, empatı eksiklıgı, dıgerlerını ublalıkla yonetme ve so rumluluk ııstlenme yetersızlıgı ıdı Zaman geçse de bu tıp ozellıklerın burıne&ı, psıkopatık antisosyal davranışları, ııormal saldırganlık ve bluğ çagı asılıgınden ayırıyor Bu da topluluğun daha huyuk bir alt grubu bulunduğu anldmına gelıyor 1977 yılında, dalıa sonra Harvard Uıııversıtesı'ne ge<,mış olan Cathy Spatz Widom, "ortaya çıkarılmamış" psikopatları cezbedıcı bir yol onerdı Fioston'dakı yerel bir gazeteye ılan ver dı "Aranıyor sorumsuz ancak ınsanla rı ıdare etmek konusundd başarılı olan ve bir nuınara olmak ısteyeıı çekıcı, agresif ve umur.sdmaz ınsanlaı" Başvuran 73 kışının 29'u ıle goruştıı Goruştuklerını lıepsı psıkopatlı ğın krıterlerı olan kışılık ozellıklerıne bdhıptı ve uçte ıkısı en az bir kere tutuklanmıştı Ancak tutuklananların .sadece %18'ı mahkum olmuştu Buyuk bir bolumu ıse hapıse gırmemıştı VVıdom'un dıkkdtını çeken en onemlı fark ıse mahkum olmuş suçluların tıpık bir egıtıın almış olmaları ve dığerlerıne gore daha duşuk bir egıtım sevıyes>ıne sahıp olmalarıydı Bu leşebbusu ıle Wıdom, suçlu olmayan nufus ıçınde psıkopatık ozellıklerın aranırsa bulunabılecegını gosterdı PSIKOPATLIĞIN KAYNAĞI NE? On yıldan fazla bir suredır ınsan lar psıkopatlığın nedenını merak edı yor Acaba psıkopallık, bıyolojık etkılerin mı yoksa yetıştırme tarzının mı sonucu ? Şımdıye kadar kı araştırmalar bırbırıyle çakışan sonuçlar ortaya koy du Orneğın şu aııda Nevvark'takı New Jersey Tıp Okulu'nda gorev ydpan Wı dom, 1995 yılında yaptığı <,alışmalar ıle psıkopatlığın, çoı.uklugunda kotıı muamele gonnuş yetışkınlerde daha yaygm olduğu honucuna vardı Ancak 4 yıl sonra Bırleşık Kral lık'takı Glasgovv Cdledonidiı Unıversıtesı'nden Lısa Marshall ve David Cooke Iskoçlar ıızerınde yaptıgı bir <,alışmanın bonunda, (gu(,lu bir bıyolojık et kıyı ışaret edetek bir şekilde) psıkopat lığın bazen ılgı goslermış bir aıleden bazen de kottı muamele etmış olan bir aıleden ılerı geldıgı hukmune vardı Daha sonrd dıger araştırmacılar zorbacd davrandı ve toplantıları terkettı Ancak patronunu, kıdemlı ust duzey yonetıulere şıkâyet etmesmden sonra, patronunun endışelerı hıçbir za nidiı cıddıye alınmadı, hatta şırket Mıke ı "yıık^ek potansıyele salııp <,alışan' olarak dyırdı Çekıu, üldukça agresıt ve evrak işleriyle yildmldmdydi.dk, degışık ın .sdiıldr yaıarlı olabıldıgı zdiııjıı taral değıştırebılecek bir patron Mıke, (şırketın zamaıı ve kaynaklarını kendı ozel amaçları i(,ııı kullanmak uzere) başvuru formunda kendıyle ılgılı ger(.eklerı susledı, bir bolumunu de gızledı Psıkologlar bu terınıı sebepsız PSİKOPAT ARANIYOR İLANI Araşlırmacılar, psıkopatlığın derecelerı olan bir karakter bozukluğu oldugu konubunda aynı fıkrı paylaşma ya başladılar ve duşunteler şımdı bu eskı tanımlara doğru donuş yapıyor 913/4 1 8 Eylul 2004