Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Atom Enerjisi Nükleer enerji yeniden atağa kalkt Nükleer enerji dünya genelinde yeniden değer kazandı. Her yerde yeni reaktör planları yapılıyor. Nükleer enerji santralları gerçekte ne kadar kârlı? Avrupa devletlerinin 317 ekonomi ve toplum temsilcisiyle katıldıkları Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi kısa bir süre önce ü'çte ikilik bir çoğunlukla, nükleer enerjinin tedarik güvenliği getireceğine, iklimi koruyacağına ve fiyatta istikrarlık sağlayacağına karar verdi. land bile nükleer enerjiye geçebilir. JAPONYA VE TAYVAN Asya'daki en büyük nükleer enerji üretimi Japonya'da. Ülkedeki elektrik enerjisinin üçte biri, 52 nükleer enerji santralinde ürelilmekte. Fakat güvenlik sorunlarının gizlendiği ve işletme protokollerinde sahtekarlık yapıldığının ortaya çıkmasından sonra nükleer enerji lobisi geriledi. Atom enerjisi artık hem daha yavaş hem de kamunun daha fazla katılımıyla büyüyecek. Aynı şey Tayvan için de geçerli. Elektrik enerjisinin dörtte biri nükleer santrallerden elde edilmekte ama yeni santrallerin yapımı karşıtlar tarafından engellenmekte. Nükleer enerji, artan enerji ihtiyacını bu yüzden nükleer yakıt döngüsünün askeri amaçlı kullanmasmı önleyecek uluslararası güvenlikle ilgili bir tartışmayı başlattılar. KARTEL TAKTİĞİ MÎ? Celişmekte olan ülkeler ise bunu zenginlerin, kazançlı hale gelen nükleer ekonomiye karşı bir kartel oluşturma taktiği olarak görüyorlar. Çünkü bazı endüstri ülkelerinin uzun bir aradan sonra nükleer enerji kullanımını yeniden yaygınlaştırmaya çulıştıklarının tarkındalar. Her şeyden önce ucuz ve siyasi sürtüşmeye neden olmayacak kullanım süresinin uzatılmasıyla bir varyanttaki kapasile yükseltme çabaları gözlerinden kaçmadı (sadece 2003 yılında 34 gigavatlık bir biiyüme sağlandı ki bu 35 yeni nükleer enerji santrali demek). 103 reaktörün elektrik enerjisi ürettigi ABD'de santrallerin dörtte birinin kullanım süresi 20 yıl kadar uzatıldı ve planda 50 santral daha var. Ayrıca endüstri, yeni reaktörler kurabilmek için yer arıyor. Kanada bile yeni santraller kurmaya başladı. Elektriğin %77.6'sınııı nükleer santral kaynaklı olduğu Fransa'da ise EPR tipinde 1600 megavatlık basınçlı su reaktörünün kurulması planlanıyor. Üstelik bu Fransız ve Alman işbirliğine dayanan bir gelişme. İlk EPR, Finlandiya'da 2009 yılından itibaren elektrik üretmeye başlayacaktır. A tom enerjisi politik enerjidir. Birinci neden enerjinin siyasi olması: Eğer petrol olmasaydı, Irak, Irak olmazdı. İkincisi, nükleer enerjide güvenlik siyasi çaba ister. Ve üçüncüsüyse birçok ülkedeki siyasi kuşağın negatif sembolü haline gelmiş olmasıdır. aktöre yenilerinin ekleneceğini bildirdiler. Çinlilerin, nükleer enerji sayesinde yeni kazanımlar elde etmek istemelerini açıklamaları da dikkat çekiciydi. Çin'de şu Peki nükleer enerji karşıtlığı nereye kadar devam edebilir? Nükleer enerjiye karşı olan ülkelerden biri Almanya. Ama geçtiğimiz aylarda büyük bir dinleyici kitlesi önünde konuşan sosyal demokrat AB parlamenteri Rolf Linkoh bile, partisindeki eleştirmenlerin kendisinden nükleer karşıtı tutumunu değiştirmemesini istemelerine rağmen, nükleer enerjinin eninde sonunda kaçınılmaz olacağını söyledi. Hatta Brüksel bu konuda daha rahat. Avrupa devletlerinin 317 ekonomi ve toplum temsilcisiyle katıldıkları Avrupa Kkonomik ve Sosyal Komitesi kısa bir süre önce üçte ikilik bir çoğunlukla, nükleer enerjinin tedarik güvenliği getireceğine, iklimi koruyacağina ve fiyatta istikrarlık sağlayacağına karar verdi. Dahası kaynaklann kalıcı olması da siyaseti uzak tutabilecek. Enerji komiseri Loyola de Palario'da tamamen aynı görüşte. YAPIMI MASRAFLI YAKITI UCUZ O halde nükleer enerjinin kazançlı olmayacağını hesaplayan eleştirmenler haksız mı? Bu belki de zorluklarla ilgili olabilir. Gerçi reaktör yapımı masraflı, ama on yıllar boyu (60 yıla kadar) kalıcı bir kaynak oluşturacak yakıt ise sudan ucuz. Nükleer enerji santralleri demek ki kısa vadeli kazançlar değil, uzun süre işleyen para makineleri. Ancak günümüz liberal ekonomisine, koşulların uzun vadede sağlam olması halinde uygundur. Örneğin elektrik pazarı liberalleştirilmiş olan Finlandiya'da elektrik ekonomisi süreğen bir politika beklemekte. Politika, enerji fiyatlarını önemli ölçüde etkilemekte. Nükleer enerjinin çevre giderleri fiyata ekleniyor, atıkların kaldırıl RUS VE ÇİNLİLER ARTTIRIYOR Bu durumda Berlin'in tavrı pek şansh görünmüyor. Temmuz başında Obninsk'te düzenlenen Uluslararası Atom Enerjisi Dairesi'nin (1AEA) konferansında Almanlar yalnız kaldı. Moskova'nın yakınındaki küçük kentte Ruslar, olumlu ekonomik gelişmelere bağlı olarak nükleer elektrik enerjisi üretimini beş yıl içinde üç katına çıkaracaklarını ve bu nedenle de otuz re sıralar sadece dokuz santral bulunuyor, ama nükleer enerji santrali parklarının kapasitesi on beş yıl içinde beş misli artacak. Ve ülke o zaman kendi geliştirdiği standart tip 1000 megavatlık santralleri dünya pazanna sunacak. Almanlar ve diğer üyeler arasında geçen tartışmalar sırasında Güney Kore'de 2015 yılına dek 11 yeni santral kuracağını açıkladı. Bunların peşinde diğer Asya ülkeleri de var. tkinci sivil atom programını hızlandıran Hindistan mesela. Ve Endonezya'da bundan sonra nükleer enerji santrallerinde karar kılarsa, Vietnam ve hatta Tay hesaplı bir şekilde karşılaması açısından özellikle de gelişmekte olan ülkeler için cazip. Brezilya veya Arjanu'n, Hindistan veya İran olsun, yerli nükleer enerji, yabancı güçlerin enerji girişini engellemelerini önleyebilir. Geriye telaffuz edilmeyen bir motif kalıyor ki o da nükleer enerjiye sahip olanların potansiyel nükleer güç oluşturabileceğidir. Ve böyle bir gücü hiç kimse deviremiyor, mesela İran. Bu manzara şu sıralar dünya kamuoyunu rahatsız etmekte. George Bush ve IAEA genel müdürü Muhammed alBaradei 913/16 18 Eylül 2004