24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Durmadan dans edin! Daııs kuluplonnın mudavımlen bır suıe sonra, çdlmdiı muzıkten hoş ldnmadıklarında ydlnızca kendilormı suçlayabıle cekler Ilevvlett Pdckard şırkctmııı yapdy zekâ uz mdrıldn dansçüardan aldıkları geı ıbeslemden yo ld gıkardk yepypnı muzık ler ureten bügısdyarlı bır DJ gehştırdıler Brıstol HP ldboratuvanndan Dave Cliff "HPDJ" adı verılen aygıtın dans edenleı ın muzığe veıdıklen tepkryı ızleyıp yenı parçalar uretebıldıöjıne dıkkat çeloyor Ceyen yıl, soz konusu aygıtın ılk orneklerınden bırı canlı bır DJ üe hyaslanarak sınandı Londraddkı bır muzıkholde ydnştırılan ıkn DJ'uı ızleyıcıler uzerın dekı etkısı draştırıldı Sonuçtd, ızleyıcılerın uçte bırınm yazılımm bır ınson D] olduguna ınandıkları ortaya çıktı Bu ılk ornek dans paıçaldrını alıp bunları en ıyı çalınabüecek bıçımde dızıyor Clıfî'e gore, DJ'lerın en buyuk eksık lıgı yıgınların muzığe verdıklerı tepkıyı olçememelerı Bu soı urid bır çozum bulmaya çdlışan Clıff sonun dd kuJube gıdcnleım heı bırının bıleğıne davıanışldrını belııleyeıek bunu telsız bıı bağldnlıya bügısaya ra yukleyecek bır aygıt takrnaya karar verdı Sa atı andıraıı bu aygıl kışının yeıırıı belırledıgı gı bı, yurek atışıııı, terleme oidiunı bu devıngenlığı nı olçpbılıyor Hoı bu dans parçası bas dızılerı, klavyelı geçışler ve vokdller gıbı bırçok tarklı bolunıden oluşuyoı HPDJ yenı bır pdrçd oluşturmak ıçın buyuk bıı kıtdplıktan seçtıgı parçaları dans pıstınden gelen tıtreşımlere gore ust uste dızıyor HPDJ evrımden esinlenen "genetık bır algorıt madan" yararlanıyoı Yenı ve daha etkıleyıcı parçalar oluştuımak amdcıyla en uygun oldnın ustunluğu ılke sınden yola çıkıyoı Bu durumda farklı paıçdldr 'genlerı", dansçüardan elde edılen gırdıler ıse 'uy gunluğu" temsıl edıyor Yenı parçanm ınsanlan dans pıstınden kdçırtacak denlı kotu olrnası durumunda HPDJ farklı vuruş ve tınılaıı deneyerek muzıgı guzelleştırmeye çalışıyor Tam tersme muzık dans edenlerı sarıp Sdr malıyorsa HPDJ çok dahd fazla kışınm ddns pıstınde olduğunu sezıyor ve onların ıyıce kendılerınden geç melerı ıçın muzıgı ddha da hızlandırıyor A.M. Celal Şengör İstanbullu evrim kuraması Yazmakta olduğum bır bilim tarihi kitabı ıçın Amenkalı tarihçi Ceorge H. Daniels'in "Jackson Çağında Amerikan Bilimi" adlı kitabını okuyordum geçenlerde. Bu kitapta Constantine S. Raf!nesque (17731840) adlı muhacir bir botanikçının 1833 yılında Atlantik Dergisi (Atlantic journal) adını verdiği kitabında botanik hakkında yayımladıkları arasında bitki türlerinin zamanla değişikliğe uğradığını ve yenı turlerin bu şekilde gelıştiğini iddia etmesi nedenıyle, o zaman dindar bilim adamlarının egemenliğinde olan Amerikan bılim dunyasından dışlandığını okudum. Rafinesqe iyi tahsıl gormuş, ciddî bir botanikçiydi. Hiçbir zaman sürekli bir ışte çalışmamış, bol seyahat ederek gorgu ve bilgisini artrmıştı. Çok renkli bir karakter olduğu soyleniyor. 1828 yılında yayımladığı Kuzey Amerika'nın Tıbbî Florası (The Medicinal Flora ofNorth America) tıbbî botanik konusunda önemli bir etki yapmıştı. Makaleleri basılmadı Denız duzeyinden 400 metre aşagıda bululan dunyanın en derin yuzey bolgesı Olu Deuz'ın her yıl 6 santim kadar daha çoktuğu •aptandı \merıkalı jeologla: bu çokuşe neden olarak emel su duzeyındekı hızlı duşuşu gosterdieı. (Bulletın 114, Nr 1, S 12) eologlar ve jeofızıkçıler uydulaıla 7 yıl boToncd bu çok tuzlu denizı olçtuler Dlu denizden gıderek daha çok suyun Urlun tardundan tarla sulamak ve ıçme suyu ellesı ıçın çekilmesı bu duşuşte baş faktor. Deızin bazı bolgelerınde çokuş 2, bazı bolelerınde ise 6 santımı buluyor LU DENIZ ÇOKUYOR nadalı bılım ınsanları agrı algılmamasını duzenleyen genetık bırz kontıol mekdnızmas ını saptadıldi Boylece ağrı tedavısı içın yenı bır ufiık açıldı (Cell, Bd 108 S 31) Toronto Unıversı tesı'nden Michael Salter ve Josef Peıuıinger DREAM dıye biünen pıoteının onemıni aıaşludüar Proteının cndorfm sdlgılayan Dynorphın urettıgı bılınıyordu Bunlar ağrıyı dmdıren doğdl urunleı Ardştırmacılar, DREAM genı eksık fareler yetıstırdı Bu fareler duşuk ağn duyarlığı gosterdıler Butun agrı turlerınde, sinır sistemınin hasarından kaynaklandn ve bugune kadar tedavı edılemeyen noropatık agrüar dahıl aynı sonuç dündı Agrı sız farelerde hıç bır hastalık belırtısi gorulmedı Bedenı ve duşunsel fonksıyonlarınm da şımdilik yerınde olduğu goruldu Fareler yuksek dozlaıda uıeltıklerı endorfıne bağımlılık da gostermedüer GRI GENI SAPTANDI Asbest'in sonu Dış ağnsını yaüştırmada soylencesel bır une sahıp olan kardnfıl, ınsana olanaksız gibı gelse de bır zamanlar ateşe dayanıkb yapüarda aureklı olarak kullarıüan asbestın pabucunu dama atacağa benzeı Geleneksel yontemlerın yerını tutacak yenı uygulayırnlara cıddı bır gereksırum duyuluyor Olumcul liflerin havaya kanşmasını engellemek amacıyld belırlenen srnırları aşan yapüar kımi zaman muhurlenmek zorunda kalıyor Işçıler bu olumcul liflerin havaya yaydıkları ve kansere neden olan zehırlı maddelen solumamak için koruyucu gıysi ler gıyrnek zorunda kalıyorlar Tum bu onlemlere karşın, soz konusu lıflerm yarattıgı olurnsuz etkıler dort yılı aşkın bır sure boyunca havada kalabüıyor Şımdı, Italyan kımya uzmanlan aromatık bır baharat olan karanfilden elde edılen bır maddeyle olurncul hflerı etkisiz duruma getırebılıyorlar Karanfilden elde edılen bu sıvı asbestin yuzeyıne surulJuğunde anında sertleşerek, oduna direncıni veren lmyme benzer bır oolımere donuşuyor Boylelıkle, olası zararlard neden olan lıfleı polırnerın ıçıne gomulduğunden havaya karışamıyorlaı Turın Unıversıtesı ınorganık kımya bolumunden Bice Fubini ve arkadaşları karanfılin ıçınde Dulunan, hıdrojen peroksıtle eugenol karışımı, fenol benzen bır kamyasdl olan "Eugenıa caıyophyllata" adlı •)ir maddeden yararlandüar Fubını ekıbı soz konusu maddenın asbestın cn tehlıkelı rurlermden bırı olan navı asbesün bıle zaıaıldrını yok ettıgıni ortayd koydu Ustune ustluk, soz konusu pohmerın lıflerınde gızıden gizliye bdrınan ve DNA'ya zarar vererek kanserli hucrelere donuşen "serbest rddıkal" kımyasallan dd rok ettıgıne tanık olundu Ancak Rafınesque'in evrim hakvvin'den önce kındaki gorüşleri, onun Amerikan bilim dunyasından dışlanmasıyla neticelenevrimden bahmışti. Dindar bilim adamlarının idareseden Constansindeki dergiler makalelerini basmaz oldular. Rafinesque yılmadı, goruslerini tin S. Rafinesozel bastırdığı kitapçıklarla yaymağa çalıştı. Kendisi hakkında bilgim arttıkça que Istanbul'da bu botanikçiye ve gezgine kanım ısındoğmuştu maya başlamıştı. Sonunda, Danieh'un kitabının arkasına eklediğı kısa biyografileri kesfederek, Rafinesque'ın hayat hikâyesini öğrenebilmek ıçın biyografisini okumağa niyetlendım. Bıyografinin ilk cumlesi: "Constantin S. Rafinesque (17731840) Fransız bir tüccann oğlu olarak Konstantinopolis'te doğmuşturl" Bu cümlenin uzerımde yarattıgı etkiyı anlatamam. Yıllar once Princeton Unıversitesi'nin ünlü Klasık Yunan Felsefesı Profesoru Grigori05 Vlastos'un yalnız İstanbullu bir hemşehrım değil, aynı zamanda Robert Kolejli bir mekteplim de olduğunu öğrenince aynı heyecanı hıssettiydim. Heyecandan kitabın gerisini o akşam okuyamadım. 1833'de Darvvin henüz Beagle ile dünyayı dolanırken, İstanbullu bir botanikçi evrimden bahsetsin! Kitap elimde, muhtesem Istanbul'un o çok ozledığim manzaraları bir birgözümün onunde resmigeçit yaptılar. Istanbul'un Kral Byzas devrinden tâ zamanımıza kadar gelen bilginlenni düsundüm: Soğuk ve sisli bir kıs gecesinde Istanbul'un sur ıçi semtlerinden birınde karanlık bir sokakta yürürken bellı belirsiz, kapusenli ve cübbeli bir grup hayaletin derin bir sohbet içerisinde âdeta süzülerek dolaştığını görürseniz, bilin ki aziz sehrin semâvi akademisinin ölümsüz üyeleriyle karşılaşmışsınızdır. Yanlarından geçerken bir an bir kapuşenin örttüğü bir yuze vuran anlık bir ışık huzmesi, kır sakallı, tanıdık bir yuzu size gösterebilir. O yuzlerin ne kadarını tanırsanız, o asil hayaletlerle o denli sık karşılaşırsınız. "Artık Rafinesque'ı de tanıyabileceğim" dıye ıçimden geçirdim. Daha Dar Rüyada sohbet O gece Rafinesque ruyama girdi. Emirgân'da Çınaraltında sohbet ediyorduk. Bana Istanbul'u ne kadar özlediğini, ancak bilimsel işlerini bitiremediği için bir turlü ölümsüz şehre geri gelemediğini anlatıyordu. "Ama bir gün döneceğim" diyordu. "Baska nerede o zengin yaşamı bulabilir insan? Ne manzarasını, ne tarihini, ne yiyeceklerini, ne hamamlarını, ne o muhterem, efendi insanlarını, ıste kısacası yaşamı tatlandıran herşeyini baska yerde bulmanın mumkun olmadığını gördüm. Yaptıklarımı oradaki meslekdaslanma anlatacağım. Amerika'dakilerden çok daha açık fikirlidir Istanbul'un bilginlen. Ruhumun orada çocukluğumda tattığım huzuru bulacağına inanıyorum!" Istanbul'un bilginleri, ancak aziz şehirde kendilerini hatırlayan bilginler varsa yaşamlarını sürdürebilirler, değil mi? Sabah kalkınca, rüyamı hatırladım: "Ratlnesque içinde, Teknik Üniversite'nin kurulduğu yıl doğduğu, uygarlığın incisine geri dondu" diye düsündüm, "zira en az bir İstanbullu bilim adamı artık kendisini hatırlıyor. Bunu Mehmet, Nüzhet ve tum diğer meslekdaşlar okuyunca, Rafinesque doğduğu şehre tekrar iyice yerleşmiş olacak. O artık Semâvî Akademideki yerini aldı, meslekdaşlarına kavuştu. Hoş geldi, sefâ getirdi. Biz de artık evrim kuramından bahsederken, bir İstanbullu hemşehrimizden de bahsedebileceğiz!" Büyük bir mutluluk ve yepyeni bir şevkle Caltech'deki büroma yürüdüml 775/5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle