Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Gönülden BHime Kontakt lens temizliğine dikkat Kontakt lensleri temizleyen solüsyonlara çok fazla güvenmeyin. Görme yeteğiniz ciddi şekilde zedelenebilir. ontakt lens kulldnmdk, temızleme talımatlarına harfıyen uymanız durumunda dahı gorme yetenegınızı yıtırmenıze neden olabüecek enfeksıyonlaıa yol açabılır Bu konuda son gurıleıde yapıldn bır aıaştıımayd gore bır kere kulldnıldıktan sonra atüan lenslerı kullanmak daha guvenlı Sardınyadakı Sassan Unıversıtesı'nden Antonio Pinna ve araştırma ekıbı enfeksıyon geçırmek te ülan bıı yozderı aııtrdks bakierısı üe aynı soydan gelen ' Bacılus cereus" adlı baktenyı ayrıştırmayı ba şardı Bakterının DNA'sı ayrıca lensın saklama kutusunda da bulundu Londra'daka VVestern Goz Hasta nesı'nden oftalınık ceıraJı Melanie Corbett'e gore goz enfeksıyonlan genellıkle lonslcrını geıektıgı gıbı tomızlemeyen kışüerde goıulur Ancak Pınna'nın ekıbı, uretıcı şııketuı kuıallarına yuzde yuz uyulsa dahı te mızleme sulubyorıurıun bdkterıyı oldurmedıgını ortaya çıkarttı Ahmet Inam Muhterem bir okurdan Muhterem Ahmet Bey, Zâtı âlînizin yazılarını bir muddetten beri okumaktayım. Köşenizin ismi nazârı dikkatimi celbetti: Gonul ve bilimden söz ediyordunuz. Doğrusu, kulturumuzun derınliklerındeki "ilim" kavramı "gonul "ü de içinde taşır. Siz "bilim" diyorsunuz. Bilım dendiğinde "irfân" dışanda bırakılmış oluyor. Yazılarınızda insanın mânevî yanlarına temas ediyordunuz. Doğrusu, mânevî boyutun ihmöl edilmemesi hususunda yaptığınız vurgulamalan takdirle karşıladım. Hakkınızda, haddım olmayarak, bir araştırma başlattım. Bu arada kendimden de soz edeyim. Bundan 40 yıl once Paris'te sanat tarihi tahsilimi ikmâl edip, memleketime donerek, kendimi ilmî mevzulara hasrettim. 3 oğul, 8 torun sahibiyim. Henüz bir kitabım neşredilmediyse de, yakında okur onüne çıkmasını beklediğim üç kitabım var. Her neyse, sizinle ilgili araştırmalarımda, birbirine uymayan görüntülerinizle karsılaştım. Sizı Sultan Ahmet Camii'nde namaz kılarken gördüğünü söyledi bir oğlum. Bir ahbabım, Bursa Ulu Camii'nde beraber teravih kıldığınızı belirtti. Sizin öğrenciniz olan torunum ise sizin dınle hiç iigisi olmayan dinsiz biri olduğunuzu ıleri sürdü. Torunumun sozlerini birkaç sozune guvendiğim münevver kişi de tasdik edince, sizi okuyup okuyacağıma pişman oldum. Bir insan, nasıl hem dinsiz olur hem de mânevî mevzulara ilgi gösterir anlamıyorum. Yasadığım derin sükutu hayâl beni üzdü. Sizin üstelik bilim adamı olduğunuzu sanmıştım. Oğrendim ki felsefeci imişsiniz, üstelik kafası karışık, muassır felsefeye hıçbir katkısı olmayan sıradan bir felsefeci, Efendim, siz neyinize guvenip bilimden söz edersinız? Bilim adamı değilsiniz! Sonra, mâneviyâtla uzaktan yakından ilginiz olmadığı halde koşenizin adında "gonul" geçiyor! Siz bu mevzuuları bırakın, kalbi imân ateşiyle yanmayan, ilmî sahada çalışmayan biri, ne bilimden ne de gönülden anlar. Bu sozlerıme lutfen kırılmayın. Yaşça sizden buyuğum sanırım. Sözlerimi bır abla nasihalı olarak anlayıp, bu konularda bır daha yazmayın. Hürmetlerimle, Mesrure Agâhgil Sayın Mesrure Agâhgil, Dilagâh (yureği açık, uyanık) bir hanımefendi olduğunuzu goruyorum. Yazılarımdaki duşüncelerimde kalaydınız mesrur olurdum (sevinirdim). Siz, yazıları, yazanların dunya goruşlen, yasam biçimlerine bakarak mı okuyorsunuz? Elbette, bu yonde bir seçim yapabilirsiniz. Orneğin, fotoğrafımı görmuş olsaydınız, beni okumaktan vaz mı geçecektiniz? Ya da nereli olduğumu öğrenince beni okumanızdaki seçimin ne denli uygun oldugunu mu savunacaktınız. Bilimle gonul ilişkisı kurabilmem için, sizin benden beklediğiniz ozellikleri taşımamın zorunlu oldugunu sanmıyorum. Ben, dikkat edin, bilimden gönüle değil, gönülden bilime gidiyorum. Bilim gönulle yapılmalı, bilgi gonulden yaşanmalı. Conül ise hiçbir inanan tekelinde değildir. Gonul inanç sistemlerinden once gelir. Gönül inanç sistemleriyle yonlendirilemez. Sizin bana, dayandığınız gerekçeler uyarınca, "gönül üzerine yazmayın" deyişiniz, gönüle aykındır, Mesrure Hanım. Içiniz gönlün sevinciyle dolunca, inancınızı daha coşkuyla, daha yoğun, daha açık, daha az bağnaz biçimde yaşarsınız. Gonlu olan anlar. Sever, bağışlar, sorgular, arastınr. Siz de gönlü olan birisisiniz. Araştırıa yanınız bunu gösteriyor. Sizin gonlünuz, benim gonlümu bahçesine almıyor. Üstelik, hiçbir gönül bahçesine girmememi salık veriyorsunuz. Buna hakkınız yok. Beni bahçenize almamanıza hiç karşı çıkmam. Bu sizin saygı duyduğum seçiminizdir. Gönül konusunda bir ayrıcalığınız oldugunu sanarak, beni dinsiz bulup "maddi" dunyanın içine yol' lamanıza da bir şey demem. Din, imân konularındaki goruşlerinize, beni dinsiz ilân etmenize de karşı çıkmam. Dılediğiniz gibı duşunup, dilediğiniz gibi davranın. Gönlü tekeliniz altına almaya kalkıştığınızda, "agâh" olup, yanlışınızı görmenizi öneririm. Once imânımı görüp (gördüğünuzü sanıp!), sonra gonlüme bakıyorsunuz. Oysa once gönlüme, sonra ınanama bakabilseydinizl Felsefeciliğim konusundaki görüşlerinizde isabetlisiniz. Gonlümu tanımadan beni tanıma şansınız yok. Oyleyse beni tanıma şansınız (şanssızlığınız!) hiç yok. Gule gule yaşayın Mesrure Hanım, Bilim ve Gonul gozunuz hep açık olsunl 770/7 K Oollege of Optometrıstden Judith Morris, te mızleme losyonlarının tum mıkrop turlerını oldurmedıgıne dikkat çekıyor Morris'e gore pek çok vakada bu solusyoıüarın bazı bakten turlerını hedef aldıgını belırtıyor Neyse kı B cereus nadıren enfeksıynna ne den oluyoı Ancak başka tuı bakterıyel enfeksıyonlar gorece olarak oldukça yaygın Oorbett haftada bırkaç enfeksıyon vakası üe kaı şüaştıgını belırterek, "Kontakt lensler rısk faktoılerının başında gelıyor" dıyor Pınna'nın bulgulaıı bır kez kulldnıldıktan sonra atılan lenslerın daha prahk oldugu gerçeğını bıraz daha guçlendu ıyor Goz enfeksıyonlaı ının pek çoğu antıbıyotıklerle temızlenebılıyor Ancak tedavı edılse dahı komea uzeıınde hasar bırakrna olasılığı çok yuksek Bunun sonuçlan ıse oldukça cıddı Corbett bu konuda şoyle konuşuyoı 'Bazı duı umlarda kornea o denlı berelenıyor kı hastamn goruşu cıddı şekilde bozu labılıyor' Büyümekte etmeyin! Bugunlerde çocukların çok hızh buyudugunu duşunuyorsanız, bır kez daha duşunun Insanlar tam anlarnıyla 18 yılda olgunlaşıyor Insanm evnm tarıhı çerçevesınde gelinen bu nokta tumuyle ınsanlara ozgu Fosıl dışlenrun buyume şekhnı ınceleyen büım adamları, bu uzun buyume donemırun ınsanların ayağa kalkıp alet yapmalarından sonra oluştuğuna dikkat çekıyor Şempanze ve gorıllerden oluşan mdymun dkrabalanmız 11 yılda erışkm hale gelıyor Büım adamları buyume suresmın ınsanlarda uzun olmasını çocuklann karmaşık lisanımızı, karmaşık kulturel ve aile yapımızı hazmetmesi ıçin zaman kazanmasına bağlıyor Bundan başka, buyuk beyırüerımızın gelışımı ıçın ınsanların ekstra zamana gereksınım duydugu belırtüıyor Unıversıty College London'dan Christopher Dean ve meslektaşları H erectus'un dışlerını mceledı Dışlerm gelışım hızı, ınsarun geüşım hızı üe doğrudan orantılıdır Araştırmanın sonunda H erectus'un dişlerının modern ınsanla aynı hızda buyuduğu gorüldü Çok çalışmanın tanımı japon hükümeti çok çalışma sonucu ortaya çıkan ölümleri inceliyor. J apon düınde "Karoşi" aşırı çalışmanın neden oldugu olum anlamın dd kullanüıyor Kaıoşı kavramı 1970'lerde uzun sure çalışan bır genç adamın kalp krızınden olmesı uzerıne aılesmın açtıgı tazmınat davala ımdan suııta ortayd dlıldı 24 yaşınddkı son kurban Içiro Oşiıtıa bazı gunler sabah 6'ya kadar çalıştıktan sonra ancak evıne gıdıp uzerını değışürebüıyoıdu Son yülaıda 40 kadaı çalışan hukumetm bu konuda duyarsız davrandıgını üerı surerek tazmınat talep edıyor Halüıazııda Japon ıridhkemelerı kurbanların olum tarıhlerınden bır hafta onresındekı olaylan inceliyor Oysa Saıtama Tıp Fakultcsı'nden Osam u Wada'nınyuruttuğubu aıaşüımayagoıe stıes ışseyahatleıı ve yeteı sız uyku gıbı etmenlerın de dıkkate alınması ve bu etmenlerın olum olayın dan oncekı 6 ay ıçınde taıanarak ırdelenmesı gerekır Sağlık ve Sosyal Yardım Bakdnlıgı'nın ısteqı dogrultusurıda araştırmalarını yuruten VVada'nın ekıbı, karoşi üe aşırı çalışma arasında çok yakın bır üışkı oldugunu ortaya çıkaı ttı Aııcak olume yol açan aşırı çalışmanın, olum olayının 3 ay oncesıne dayandırılması gerektıgı bıldırılıyor Bu bulgulara gore son ay ıçınde 100 saat ve son 5 ay ıçınde heı ay 80 saat fazla mesaı yapanların olum tehlıkesı üe karşı karşıya kaldığı üeı ı suruluyor Karoşıye neden olan bır dığer etmenlerın başında duzensız Çdüşrrid sadtlerı, ış seyahatlermın uzunlugu, ış yerındekı aşırı gurulru ve sıcaklık gelıyor Japon Sağlık Bakanlıgı ekıbın oner üeımı dıkkate alarak yerıı çdkşııid stdndartldrını duzenleyeceklerını duyurdu NPW SriRitıst R Aralık ^,001 Reyhan Oksay