Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
nahkolıt mmeıalı oqomen olaıak bulunuı Soda külü üretimi Gunumuzde soda kulu (sodyum karbo nat yaygın adıyla çamaşır sodası) ıkı degışık ynntprnlp urPtılmektrdır Bırınrısı doğal soda veya (sodyum sesrjuıkarbondt ve monohıdraldogal soda) rruneıalınden dogal olarak ıkıncısı ıse tuz ıle kııeçtdşını hammadde olarak kullanan Solvay prosesı ıle sentetık olarak elde edılıı Heı ıkı yontemle de "hafıf ve ağn ' soda kulu olmak uzcre ıkı tur uretılır Hafıf sodanın yogunlugu 500850 gr/lt arasrn da fipgışmokte olup daha zıyade deterjan ve çeşıtlı kımyasalların uretımmde kullanılır Agır soda ıse cam endustrısının en temel hammaddelennden bırı olup yogunlugu 9501250 yı/lt aıasında degışmektedır Soda kulunun, tuzlardan ve dogal trona yataklaıından olde odılmesı gıttıkçe oncm kazanmasına karşın dunya uretımının buyuk bır kesımı 40'tan fazla ulkenın 60 cıvanndakı fabrıkdsırıda sentetık olarak solvay yontemıyle urelılıyor Dogal yataklardan soda uretımı, başlıca ABD, Çın, Meksıka ve Kenya'da, sentetık soda uretımı ıse başlıca Rusya, Ukrayna, Ingütere, Batı Almanya FVansa, Çın, Bıügarıs tan ve Japonya'da yapıhyor, Yıllık dunyu soda uretımı yaklaşık 30 mılyon ton cıvarındadır Turkıyede ıse Mersın Soda Sanayıı ortalama 300 000 ton yapay soda uretıyor Dunya çapırıda 11 ulke 1 mılyon ton cıvarında veya uzerınde soda kulu uretebüme kapasıtesıne sahıp bulunmaktadır Bunların başlıcaları ABD, Rusya, Ukrayna, Çın, Alman ya, Pransa, Bulgarıstan ve Hındıstan'dır Turkıye'de yapay soda ureten bır tek fırma Mersın Soda Sdrıayıı olmasına karşın Avıupada yapay soda uıeten fııma sayısı 17'd.ıı Beypazarı'ndakı yatagın ışletmeye açılması halmde, Tuıkıye, hem Avrupa hem de Ortadogu pazarında buyuk pay elde edecektır Bugun ıçın dunyada dogal soda kulu uıetımı 4 ulkede ekononnk olarak geıçekleştırılebılecek duı umdadır Bunlar ABD, Turkiye, Meksıka ve Botsvvana (Afrıka)'dır Uretım malıyetlen ıncelendıgınde, saglanan dogal sodanm tonu 60 dolar, yapay sodanın tonu ıse 120 tiolar Soda kulunun Batı Avrupa lımanı teslım bazında satış fıyatı ortalama olarak 170180 dolar/ton cıvarındadır ABD'de 6 degışık fırma yılda 11 mılyon ton soda kulu ure tımı yapıyoı ABDnm 1995 yüı ıç tuketımı 7 mılyon tondur ve uretımlerının 4 mılyon tonu ıhraç edılıyor Ihracatın 2 mılyon tonu Japonya başta olmak uzere Asya ulkelerıne, 1 mılyon tonu Latın Amerıka ulkelerıne, Avrupa'ya ıse 200 000 ton ıhracat yapılıyoı Yanı, ABD'nın ıhracatının ancak % 5'ı Avrupa'ya yapüıyor Ba tı ılo Dogu Avıupa Oıtadogu'nun 12 mılyon tonluk talebı, sentetık soda kulu uretımı ıle karşılanıyor Yılda 11 mılyon ton tabıı soda kulu ureten ABD, pazarımız olabılecek bu bolgeye yılda 300 000350 000 ton tabıı soda kulu ıhraç edıyor Beypazarı tıona madenırun muhtemel satış bolgesı Tuıkıye, Batı ve Dogu Avrupa ve Ortadogu'dur Bu bolgenın 1996 yüı ıtıbarıyle soda kulu talebı yılda yaklaşık 12 mılyon ton olup, yılda % 2 8 artarak 2000 yılında bu talebın 13 mılyon torıa ulaşması beklenmektedır Beypazarı trona madenırun ışletmeye alınması halınde pazar sıkıntısı olmayacak ve bu bolgeye 1 mılyon ton/yıl satış yapılabılecek, dolayısıyla 170180 milyon dolar dovız gııdısı saglanacdktıı Aylak Bilgi M. Emin Ceylan Sonuç Dunyada tum gelışmış ulkeleı yeıaltı kaynaklarını ekonomık ve bılımsel bıçımde, planlı ve programlı olarak dpgprlpndırmışlprdıı Ulkpmı/dp ınsanlaı kendı alarılan dışırıda bol laf uıetıneleıme kaışm kendı uzmanlık dlanlanrıdd uıettıkleıı sonıut sonuçlaı son dcrece kısıtlıdır Dunyanın hıçbıı yennde bılımsel ve teknık ışler, bu alanın dışındakı kışıler veya polıtıkacılar tarahndan çozul memıştır Folıtıkacıların gorevı ancak uzmdn lar tarafından ortaya konulan sonuçları uygulamaya koymak olmalıdır Ulke sorunlarını demagojı ydpmadan, açık yurekle bılırn ve aklın ışıgında tartışmak ve çozmek zorun dayız Etıbank, Beypazan'ndah bu yazagı ış letmeye açtıgı takdırde Turkıye, Ortadogu ve Avrupa pa'/arlarında onernlı bır paya kısa surede salup olabılecektıı Ozellıkle temel gereksınım alanlannda kullarnldıgı ıçın az gelışmış veya gelışmış tum ulkeler sodayı kullanmak zorundadır Dogal sodanm malıyetı yapay olana gore çok daha ucuz olduğu ıçm Turkıye pazarlamada buyuk avantajlara sahıp olacaktır Kaybedılen her gun ulke zararına olmakta ve yeraltı rezervlerıru uzun sure bekletmek buyuk kayıplara sebep olmaktadır Ataturk'un dedıgı gıbı "Bır mıl letın yucelmesı yeraltı zengınlıklerının ışlenmesıne ve degerlendırılmesıne bagladır' Tum yeraltı kaynaklarmda oldugu gıbı, Beypazarı trona yatagı da çeşıtlı polıtık gerekçelerle gostermelık temellerı atılmasma karşın ve trona yatağının ortaya konuluşundan bu yana 16 yıl gıbı uzun bır zaman geçmesıne rağmen bır turlu ışletmeye açılamamıştır Sodanın, genellıkle temızlık, cam ve kâgıt sdndyıı gıbı temel bazı sektorlerdekı kullarıım dldnldiı goz onunde tutulduğuııda ne kadaı onemlı bır kaynağa salup oldugumuz açıkça gorulmektedır Amerıka'da yapay soda uretı mı gıderek azalırken ve dogal soda uretımı ıse buyuk bır hızla arttıgı bır donerrıde, Etıbank zdmdn yıtırmeden en kısa zamandd bu yatagı ışletmeye açmalıdır Kaynaklaı 1 Mumcu U 1991 ABD ve trond 18 Eylul 1991 Cumhurıyet ?, Berberoğlu, E , 1992, Sodd kulunde kavga 25Nısan 1992 Hurtıyet 3 Bılgp Y, 1996 Hoca soda tekellerıne karşı 12Kasım 1996 YonıYuzyıl 4 Dogru, N 1996 Heykel'e tazan da Refahlı tronayı çıkartan da Refdhlı 12Kdsurıl996 Sdbdh 5 Ozkan, Y 1997, Ttüiid haydlı suya duşuyor 21 Nısaıı 1997, Cumhuııyet 6 Kaydkıron S Akıncı O Çehk E veDunddr A 198b), Beypdzdrı tornd yatagının JPOIOJISI IV Muhendıslık Haftası Bıldırı Ozptlerı, s 75 76, Ispartd 7 Hplvarı C vo Inn U 1989, Beypazarı trona yatagının jpolopsı mıneralo)isı, jeoknnyası ve yorenın trona potansıyelı TUB1TAK Proje No TBAG685 Dokuz Eylul Unıversıtesı, 159 s , lznuı 8 Kostıck DS, 1994 ' Sodd ash" ın Industııol Mınerals and Rocks 6 th ed DD Carr cd , SME s 929 958 LıtUetun CO USA 9 Kostıck DS 1996 Sodd ash ' US Geol Suıv Anııual Rovıevv 1995 10 s USA 10 Harben, P, 1997 Soda ash goes global for grovvth Fırst Intematıonal Soda Ash Conference, Rock Sprıngs, WY, 33 s, USA Yenice... Geçen hafta doğduğum topraklarda, Çanakkale'nin Yenice'sindeydim. Çınar ağaçlarının yollar üzerinde oluşturduğu, yeşil tünellerden geçip girdim; doğduğum, üniversiteye kadar butün okullarımı okuduğum, derelerinde yuzduğüm, tütün kıyıp ilk agaraya başladığım, panayırlannda ilk erkekliği tattığım, kilim dokuyan kızlarına aşık olduğum, gece ahenklerinde hoyratlıklar yaptığım ve yirmi yıl önce Buyuk Iskender'in yolunu adımlamaya başladığım; tutunun, kilimin, göknar ağaçlannın yurdu Yenice'deydim. Bunca yıl ne de bakir kalmıştı. Insanlara gülerek kucak açıyorlardı. Yüzyıllık çam ağaçları ne de fütursuz kozalak savuruyorlardı, asırlık meşeler kimselere aldırmadan pelitler fırlatıyorlardı. Besbelli buralann hakimi ağaçlardı. Her şey ağaçlara gore şekillenmişti. Insanlar bile ağaçlara olan uyumlarına gore isim alırlardı. Bizim tertip Çelebi, ayvaya iyi elma aşısı yapan adam olarak; keleşlerden ziraatçi Emin, kasabaya ilk Colden elmayı getiren kişi olarak, Kazım Çavuş da kestane dallarından iyi kazık yapan adam olarak bilinip, anılır bu topraklarda. Altıbin nüfuslu bu yörük kasabasının toprağı ta Frigya'dan bu yana var şüphesiz. Kaz Dağı'nın en önemli sırtlanndan birisi olan Asar tepesinde mütevazı büyüklükte olmakla birlikte iyi korunmuş bir Helenistik kalesi bile var. Bunca gür bir ormanın içine gizlenmiş, kale gerçekten de ne bir KlZllkeÇİlİ'n'm duşmanca görülebilir, ne de gorülse bile zaptedilebilir. llçenin çalışkan Belediye Başkanı Ekrem Demiraslan, kasabaya bir etnografya müzesi kurmuş. Bulgur kazanından, dibeğe, üç etekten kağnı arabasına, topkak çömlekten, gelin başlarına kadar sayısız folklorik zenginliktekı bu müze Turkiye'de bır beledıyenin kurduğu ilk etnografya muzesı olma ozelliğinı taşıyor. Yore halkının koklerini oluşturan Kızılkeçili aşiretinin kullandığı bunca malzeme, kilimlerdeki ince desenler arasında yörüklerin ne kadar zengin bir kültüre sahip olduğunu gösteriyor. Yenice'de tanıdığım kilimlerdeki desenin aynısını Iskoçya'da Burrell koleksiyonundaki halıda görmüştüm. Binlerce parçalık koleksiyonun içinde Turkiye'den yalnızca iki parça vardı ve bunlardan birisi Yenice'dekı kilim desenlerinin tıpkısıydı. dik, yüzü şavklı evlatlan, yorgunluğunuzu ve gücünüzü biliyor, içinizden çıkmanın tadını yaşıyorum. Söz Iskoçya'dan açılmışken, benim bilgim Iskoçya'nın çok yeşil bir ulke olduğuydu. Ama gördüğüm Iskoçya, Kaz Dağları'nın eteklerindeki Yenice'deki yeşilin yanında fakir kalır. O yeşilin içinde neler barınmaz ki? Çocukluğumda akşam saatlerinde çakal ulumalan başlar, kumeslerin etrafında tilkiler yuvalanır, sayısız karatavuklar dere içlerinde cirit atar, iri kaplumbağalar yol ustune çıkar, parklarda sincaplar ayaklanmıza dolanır, iri serçeler kapanlarımıza kısılırdı. Peki insanlan; her yabancıya merhaba derler ve taş tabakların üstündeki ince belli kupalarda mutlaka bir çay söylerlerdi. Ya bugun. Biliyor musunuz, her şey yerinde duruyor. Turkiye'de ilk defa bir yore otuz sene önceki kadar bakir, vahşi ve yalın kalıyor. Işte coştum gene, hey gidi, kütuklerinden uzun bıçkılarla araba tekerlekleri biçtiğim, kızılcık dallarından atamba çatalları kestiğim, çamurdan kerpiçler yaptığım, çavdarından ekmekler kardığım, düğunlerinde çiftetelli oynadığım, çayırlarında alabada topladığım, gecelerinde korktuğum, kuytularında seviştiğim hoyrat toprak nasıl kaldın böyle? Hiç mi yokluk yoksulluk bilmedin, hiç mi tütün kırma vakitlerinde çöküp gitmedin, hiç mi suladığın biberlerin üstüne yığılıp kalmadın! Kızılkeçili'nin beli dik, yüzü şavklı evlatlan, yorgunluğunuzu ve gücünüzü biliyor, içinizden çıkmanın tadını yaşıyorum. 596/9 * Prof. Dr , DEU Muhendıslık Fakultesı Jeolojı Muhendıslıgı Bolumu 35100 BomovalZMIR