Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Çocuk eğitimi, ilköğretim okulu programı ve kavramlan Arif Yükseler ızla degışen ve gelişen gunumuz toplumunda, çocuk ve gençleri miz bu degışme ve gelışmelere ayak uydurmak ve katılımda bulunmak zorurıdadırlar. Bu da düşünebılen, sorun çö zcn, kendini ifade eden, kendini yönetebilen, birey olabilen ögrencilerin yetiştirilmesi ile olanaklıdır Çocuk egilrne gorevını yuklenenlerin, hem toplumsal degişme ve gelişmeleri hem de çocukları tınamaya ve anlamaya gereksinimleri vardır. Toplumsal özelliklerle birlikte ögrencilerin gelişen ügileri, gereksmımlerı, bedensel özellıkleri, duygu ve duşüncelerine ilişkın tum özellikleri ne kadar iyi taranırsa, eksiklüderinin zamamnda giderümesı yoluyla onun saghkh gelişmesine o kadar etküi ve verimli yardımda bulunulabilir. Egitim sürecınde ınsan hem nesne hem de oznedir. Nasü biı ınsan yetıştırmeliyiz? Insana hangi davranışlan nasıl ve ne yolla kazandırmalıyız? Kazanıp kazanmadıgını nasıl belirleriz? gibi sorular egitim surecinin temel sorunları olmaktadır. Bu anlamda egitim programlarının içerigi, ögrencilere sundugu tum yaşantılar ve gelişmelere açık niteligi onem kazanmaktadır. Bır ülkenin egitim programlan, duzeyi ne olursa olsun, o ülkedeki egitimin niteligi ile dogrudan ilgilıdir. Egitim politikası progıamlar yoluyla uygulamaya dönüştünümektedir. Egitim sisteminde ortaya çıkan/çıkacak olan problernlerin çözümü; egitim politikalanrıın ve egitim programlarıran amaç ve ilkelerınden başlayarak gözden geçirilmesine, sorgulanmasına, objekiif ölçütlerle degerlendirilmesine baglıdır denilebüir. Hasan Âli Yücelin egitim ve bilim tarihimizdeki yeri Osman Bahadır H kavramların gunumuz koşullarında nasü tanımlanıp, nasıl uygulanacagı/uygulandıgı ve nasıl degerlendirilececji/degerlendınldiği sorgulanmalı ve tartışümalıdır. Büindigi gibi ilkokulun iki temel gorevı vardır: Ögrencileri hayata ve ust ogrenime hazırlamak. Yukanda belirtilmiş tlköğretim Okulu Programı' nda yer alan kavramlar ile gunumuz koşullarında yuzyuze geldigımiz, yaşadıgımız; "bilgi", "bügı teknolojisi", "bügısayar", "bügisayar destekü egitim", "internet", "ınsan hakları", "küreseüeşme", "ço cuk hakları", "kadın hakları", "çevre sorunları", "şiddet", "uyuşturucu salgını", "varoşlardaki gençlık" vb. gÜDİ kavramların nasü bağdaştırüacagı, nasıl tanımlanıp, uygulamalara nasü yansıülacagı temel bır sorun olarak degerlendırüebüir. Programın içerigi; * Anadüi ve iletışim becerüeri, * Sayısal becerıler, * Problem çözme. * Bilim ve teknolojı, * Bügısayarla egitim, * Evrensel degerler, * Toplumsal yaşam kuralları, * Büinçli yaşam kuralları, * Dogayı anlama ve çevreyi koruma, * Insan hakları, * Ço lar" doĞfrultusmıda, "degişme ve gelişmelere nasıl uyum sağlayacağız", "evrensel ve toplumsal degerlerımız neler olmalı?", "çocuklanmıza yaratıcı, eleştirıcı ve verımlı düşunmeyi nasıl ögretecegiz?" sorularına da yanıt vermemiz zarnanı gelmiştir hatta geçmektedir. Bu soıulaıın yanıtlarını, gorev yaptıgımız sistemin olanaklan ve yönlendirmeleriyle ozeleştirı yaparak bulabüiriz. Ancak, sıstem açık bu sistem ıse bu gerçekleşebilır. Bu gerçekleşmez ise ne olur? Kısır dongü başlar, sistem ve üyeleri patınaj yapmaya başlar. Duşunce duzeyinde fakırleşme ve kısırlaşma başlar. Sonunda da kalıp yargüı çocuk ve gençler yetiştırümeye devam edüir. Oysa, çocuklarımız bizlerden öndedir. Bizler geçmiş, onlar gelecektir. Bizler, "gerıye bakarak ılerıye kaç adım atabüiriz" çelişkısıni yaşarken, gittikçe kapaü bır hale gelmekte ve anlık görüntulere bakarak çozum yolları uretmek için çaba göstermekteyiz. A ydınlanma kavramını çeşitli biçimlerde tanımlayabiliriz. Örneğin, aydınlanma kul toplumundan yurtta} toplumuna geçiştir. Ya da her türlu dogmatik ve geleneksel düşüncelehn egemenliğinin, yerini aklın ve bilimin egemenliğine bırakmasıdır. Aydınlanma, kendiliğinden yaşayan insan toplumlannın doğa yasalannı kavramaya başlaması olarak da tanımlanabilir. Aydınlanma sürecinin uıun bir evrimi vardır. Ancak ba/ı dönemlerde bu süreç yüksek bir hızda seyredebilir. Hasan Âli Yücel'in Milli Egitim Bakanlığı yaptığı 19381946 yılları iste böyle bir dönemdir. Yaklaşık sekiz yıllık bakanlığı süresince Hasan Âli Yücel, etkileri günümüze dek güçlü bir biçimde yansıyan büyük küHürel dönüsümlere damgasmı vurmuştur. O'nun, 500'e yakın Batı ve Doğu klasik eserini Türkçe'ye kazandırmış olması, sadece bu olgu bile, gerçek bir aydınlanma öncüsü olarak tarihteki yerini alması için yeterlidir. Cumhuriyet Türkiyesi'nde doğmus olan tüm eğitimli insanlar, 607/ yıllara kadar temel olarak bu eserlerle düsüncelerini biçimlendirdiler. Ama Yücel'in Türkiye'nin kültürüne ve aydınlanmasına katkıları bu eserlerle sınırlı değildir. Savaş yıllannın zor koşullarında çesitli konularda, mesleki ve edebi dergiler ve ansiklopediler O'nun öncülüğünde yayımlandı. 12 Eylül hareketiyle yok edilen üniversite özerkliği, ilk kez O'nun çabalanyla gerçekieşmisti. Köylü gençleri iş ve yaşam içinde eğitme ilkesine bağlı olarak bütün yurtta Köy Enstitülerinin kurulması da Tonguç'la birlikte O'nun eseridir. Öte yandan, resim, heykelcilik, muzik gibi sanatların desteklenmesi ve teşvik edilmesi, genel olarak sanatın, halkın kültür düzeyinin yükseltilmesinde bir araç olarak görülmesi Yücel çizgisinin temel bir özelliğidir. Ankara Devlet Konservatuvan kuruluş yasası Yücel tarafından 1940'ta çıkarıldı. Dilin sadeleştirilmesi, ders kitaplarının standartlaştınlması, mesleki ve teknik okulların yurt düzeyinde yaygınlaştırılması, eski eserlehn korunmasının ve müzeciliğin teşvik edilmesi O'nun diğer çalışmalanndan bazılarıdır. Hasan Âli Yücel, bir egitim bakanı olarak bu alanlardaki öncülüğünün yanı sıra çeşitli konulardaki 60'a yakın eseriyle kişisel çalışmalarıyla da Türkiye'nin aydınlanmasına katkıda bulunmuştur. O'nun bütün eserlerinin iki temel özelliği vardır; birincisi, gerçek yol gösterici olarak müsbet bilimi temel almak, ikinclsi ise tam anlamıyla bir yurttaşlık bilinci yaratmak. 1946'da, aydınlık düşmanı Reşat Şemsettin Sirer ve ekibinin Hasan Âli Yücel'i tasfiye etmesiyle, Türkiye hâlö üstesinden gelemediği bir karanlığın içine sürüklenmiştir. Her karanlık ortamda görüldüğü gibi, burada da, Hasan Âli Yücel'in hem izleri, hem de aydın kimliği karartılmak istenmiş ve bunda da ne yazık ki, büyük ölçüde başarılı olunmuştur. Bu nedenle doğumunun 100. yılında Hasan Âli Yücel'i anmak, ondan ışık almış olan kuşakların, sadece vela borcuyla sınırlı olmayan bir yurttaşlık görevidir. Genel aydınlanma mücadelemizi daha ileri noktalara götürme hedefine hizmet eden bir çabadır. Hasan Âli Yücel, 20. Yüzyıl Türkiyesi'nde, yüzyılın ikinci yansını en çok etkilemiş bir birinci yarı eğitimcisidir. Sonuç tlkogretım Okulu Programı'nda, "IIkokul, çocuga, yurdun kalkınmasında, insangücünün degerli bir zenginlik kaynagı olduCjunu ve en verimli yatınm olacagını kavratmayı amaç edinrrüşür." ifadesı yer almıştır (s: 17) Benzer amaç, Yedıncı Beş Yü lık Kaüanma Planı'nda, "ınsana yapüan yatırımın en verimli yatınm oldugu..." şeklinde yer alrnıştır. Bu ıfadeler genel ve yüksek beklentileri içermektedır. Ancak iücogretim düzeyinde, kendi kendini yenüeyen degil, yıneleyen plan ve programların oluştuı ulması "yüksek beklentiler ile" "gerçekleşenler" arasmdakd açıgı artırmıştır. Çocuk ve gençlerimizin egıtımınde, "üretici ögrenme ve yaratma kapasitelerini" artırma çabaları için, program merkezli, konu merkezli, oğıetmen merkezli yaklaşımlar yerine birey merkezli bır yaklaşım benimsenmesi ve bu anlamda egıtırn sıstemimiz vc uygulamalarımızın sorgulanması zorunluluk gostermektedir. Egitim sıstemi ve tüm bireyler olarak, çocuklarımızı ve gençlerimizi "derin donduruculara" atmak yerine, gelecegımiz için hep birlikte dondurucudan çıkmak yollarını aramamız gerekmektedir. * ODTU Geliştirme Vakfi Genel Müdurlugu Egitim Uzmanı 06530 ODTU/ANKARA KAYNAKLAR Ilkögretim Okulu Programı'nın "İlköğretimin Amaçlan Bölümü"nde geçen(s: 1319), "iyibir vatandaş", "milli ahlakanlayışı", "arüakı karakter", "dogru düşünme", "müspet duşunme", "yurda hizmet duygusu", "hissi hayat", "iyi bir aile hayaü", "aile hayatının ahlakı ve manevi degerleri", "milli eser", "TurkMületinin milli, ahlaki ve insani degerleri", "memleket menfaatleri", "toplumun menfaatleri", "bıreyrn refahı", "dunya milletleri ailesi" kavrarnları ile; "llkögretimin Egitim ve Ögretim 11keleri Bolumu"nde geçen (s: 2130); "milli varkk", "milli odev", "milli ulkü", "milli kültür", "milli amaç", "milli hedef", "milli meseleler", "hizmet aşkı", "milli kurum", "milli hayat", "milli estetik ve heyecan", "milli bir topfuluk", "milli karakter", "ahlaki va manevi degerler", gibı 596/16 Programlar ve Kavramlar cuk haklan, gibi noktalarda agırlıklı olmalıdır. Fazla ayrıntılı ve geçmişe dönük olmak yerine, evrensel degerlere agırlık veren çagdaş, demokratik ve bilimsel ilkelere yer vermek gereklıdir Programın "llkokulun Egitim ve Öğretim tlkeleri" Bölümü'nde ornek verılerek açıklanan (s: 23, 1. madde), "Sosyal Bügiler dersinde, ogretmenin görevı birtakım bilgilerı sadece ögretmekten ibaret degil, tarihin eskı zamanlarından ben Türk mületinin bagımsız yaşadıgını, başka mületlere külturünü yayarak onlara hayatın her yönünde güzel ömekler verdigini, onlara daha mesut ve daha rahat yaşama yollannı ögrettıgini, Türk mületinin dunyanın dört tarafrnda kurdugu yüksek uygarlık ha yaünı vücuda getırrnek için ne kadar fedakârlıklara gögüs gerdigini canlı ornekleri üe gostermektedır." ıfadesının de, uygulamaya nasü yansıtüdıgı ve gunumuz koşullarında işlerliginin ne oldugunu da taruşmak gereklidır denilebüir. Programdaki "ükeler" ve "kavram Bloom, Benjaııun S, 1979 Insan Niteliklerı ve Okulda Ögrenme. (Çev.Durmuş Ali Öz çelık), Ankara: Milli ECfitim Basımevi. Demırel, O , vo Uıı, K 1987 EİÇJUım Tenralen. Ankara: Şaldk Matbaası. Demırel, Ö. 1996 Genel ögretim Yöntemleri. Ankara: USEM Yayınlan, Erturk, Sfilahattın. 1979 Egıtunde Progıam Go , lıştırme AnkLıra. Yelkentepe Yaymları 4. Fıdan, N., vo Erden, M. 1994 Egitıme Girış. Ankara: Meteksan Matbaası. Inam, Ahmet, 1994 "Egitimi Eleştirmek" Bilimve Toknık No 316 Hkogrotım Okulu Pıograını 1997 TC Mıllı Egıüm Bakanlıgı Ükogretım Genel Mudürlügü. Ozçelik, Durmuş Aü. 1989 EOitim Programlan ve Ögretim. Ankara: ÖSYM Egitim Yayını 8. Vanş, Fatma 1996 EÇptımde Program Gelıştınne "Teon ve Teknıkler". Ankara: Allam Kitapçıük Yayıncıük.