02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

T A R T I ŞM A E D İ T Ö R E M E K T U P Yabancı dilde eğitim mi? Yabancı dil eğitimi mi? Zühul Akimal Okan** abancı bır dılın eğıtım dılı olaraK kullanıldığında daha jyı oğrenıldığı ve alan derslerının öğrencıler ta rafından kavranmasında da herhanqı bır olurribuz yanı olmadığı savı yuksek oğ retımde yabancı dılde yapılan eğıtımın savunucularının çıkış noktasıdır Bu savın herhangı bır bılımsel temele dayan madığını, yabancı dılde eğıtımın oğrencılere bu dılde ıletışım yetılerı kazandır maktan çok uzak olduğu ve alan derslerının kavranmasında da zorluklar yarattı ğını gosteren tartışmamıza da katkıda bulunabıleceğını umduğum bır çalışmamdan soz etmek ıstıyorum Çalışma mı Orta Doğu Teknık Unıversıtesı'ndekı ogrencı ve ogretım elemanlarının yaban cı dılde eğıtımı değerlendırdıklerı anketın sonuçlarına ve sınıf ortamlarında yapılan gozlem ve vıdeo kayıt çozumlemelerıne dayandırmaktayım Çalışmada oğrencılerın yanıtladığı an ket soruları 4 ana başlık altında toplandı 1) Oğrencılerın yabancı dıl yetılerını dort temel becerı (okuma konuşma, dınleme ve yazmu açısından değerlendırmelerı, 2) Çalışma becerılerıne ılışkın degerlendırme, 3) Yabancı dılde eğıtıme oğrencı lerın tavrı 4) Ders ve oğretım elemanı değerlendırmesı Kısaca ozetlemek gerekırse OD TU'dekı öğrencıler dınleme, yazma ve Y okuma becenlerınde lyı olduklarını duşu nurken, tartışmalara katılma ya da du şuncelerını sozlu olarak ıfade etme becerılerınden yoksun olduklarını duşun mektedırler Soz konusu olan ılkokul öğrenımı olmadıgına gore bu durum uzun tu verıcı bır gerçeğı yansıtmaktadır Bız burada oğrencılerın etkın olduğu, tartış malara ve konuşmalara katıldığı ya da katılması gerektığı yuksek ogretımden bahsedıyoruz Çalışmaya katılan toplam 186 oğrencı arasından Ekonomı bolu mu'nden yuzde 54 ve Toplumbılım Bo lumu'nden de yuzde 53 oranında bır öğrencı kıtlesı ODTU'de yabancı dılde ya pılan eğıtımın bu konuda başarısız olduğunu belırtmektedır Kımya Muhendıslı ğı'nden yuzde 50 ve Mımarlık Bolumu nden yuzde 45 de aynı goruşe katılmaktadır Ingılızce'nın eğıtım dılı olarak kullanılması konusundakı tutumlarını oğrenmek amacıyla öğrencılere 5 seçenek verıl mıştır Tum oğrencılerın yuzde 44'u bu uygulamaya "karşı", "kesınlıkle karşı" veya ' çekımser" yanıtını vermıştır Bu sonuçlar toplumumuzda Ingılızce ye gosterılen aşırı oneme rağmen, oğrencılerın buyuk bır bolumunun yabancı dılde eğitımı desteklemedığını gostermektedır Öğrencılere alan derslerının yogun bır Ingılızce programı ıle desteklenıp tamamen Turkçe yapılmasının uygun olup olmayacağı sorulduğunda oğrencılerın % 48'ı bu soruya "evet" ya nıtını vermıştır Bu oldukça yuksek yuzde de bıze oğren cılerın yabancı dılde eğıtımden memnun olmadıklarını gostermektedır öğrencı ve oğretım elemanları anketının sonuçları oğrencılerın buyuk bır kesımının Ingılızce yapılan ders lere katılma ve dılı kullanmada zorluk çektıklerını gostermektedır Toplanan verıler oğrencılerın duşuncelerını sozcuklere dokemedıklerını, soru soramadıklarını ve Ingılızce tartışmalara katılamadıklarını gostermektedır Ingılızce'nın eğıtım dılı olarak kullanılması oğ rencılerın kendı alanlarında okuma becerılerını gelıştırse de bu dılı kullanarak ders ıçı etkınlıklerıne katılmalarını engellemektedır Her şeyden önce yaptığım kayıt çözumlemelerı oğretım elemanlarının kullandığı dılın nıcelık ve nıtelık olarak ye terlı olmadığını gostermıştır Oğrencılerın zaman zaman yapısal olarak yanUş ve ıçerık olarak da ıkı anlamlı dıl kullanımları ıle karşılaştığı durumlar saptanmıştır Uzun Turkçe çevırıler yapılmıştır Geleneksel oğrencı oğretmen ılışkısı ıçınde, oğrencının derse katılımını sağlamak gıbı bır kaygı olmaksızın alan derslerı verıl mıştır Bunun sonucu olarak da oğrencı ler yabancı dılı kullanabıleceklerı herhangı bır ortam bulamamaktadır öğren cılerın derse katkıları verılen sorulara kısa yanıtlar çoğunlukla Turkçe olarak vermek ve oğretım elemanının talımatlarını yerıne getırmek şeklınde olmaktadır Sınıftakı etkıleşım konusunda ıse oğ retım elemanlarının oğrencılere çok az sayıda soru yonelttığı, konuyu kavrayıp kavramadıklarına pek fazla ılgı gostermedıklerı gorulmuştur Sınıf soylemınde Long'un (1983) olması gerektığını ılerı (nıhdi nedenler denklemler prensıpler/ka nunlar) ve onlardan mantıksal/matematıksel yontemle çıkarılan ozele daır onermeIprdpn oluşan kavramsal/manttksal/matematıksel yapı bır anlamda bızım zıhnımızde gerçeğın bır resmını/modelını oluşturmaktadır Dolayısıyla model kavramının gorunmeyen varsayımları kapsamadığı ve pozıtıvıst yakldbimı gosteren bır kavram olduğu doğru değıldır Bılımde (matematıksel/zıhınsel) model ve teorı kavramları bırbırının eşdegen olarak bugun de kullanılmaktadır lar Bılım bır yana kullandığımız kavramla rın tumu yanı kullandığımız dıl de bır anlamda zıhınsel modeldır Model veya teorı kavramının seçımı bılımın bızatıhı yapılış surecını etkılemez •• m surduğu gıbı ıkı yonlu bır bılgı akışına rastlamak hemen hemen olanaksızdır Oğretım elemanı konunun mutlak hakımı, öğrencı ıse verılen bılgının edılgen alıcısıdır oğretım elemanının ders saatının yuzde85'ını kullandığı, konuları seçtığı ve öğrencılere derse katılmaları ıçın her hangı bır olanağı tanımadığı bu sınıflar dıl oğrenımı ıçın uygun koşulları sağlamaktan çok uzaktır Eğer oğrencının okuyup yazdığı oranda yabancı dılı kul lanabılme olanakları sağlanamıyorsa dıl gelışmelerı, oğrenme bu dıl yoluyla gerçekleşmek zorunda olduğu ıçın de alan derslerındekı başarıları olumsuz olarak etkılenecektır Turkıye'de Ingılızce'nın eğıtım dılı olarak kullanımının ne kuramsal ne de deneysel bır dayanağı vardır Araştırmaya katılan oğrencılerın onemlı bır bolumu (yuzde 48) Turkçe nın kullanılmasını ve yogun yabancı dıl egıtı mının verılmesını ıstemektedır O halde yapılması gereken Ingılızce'nın ıkıncı bır dıl olarak en lyı ve en etkın bır şekılde nasıl oğretılebıleceğının araştırılmasıdır Cummınb J ve Swaın M (1986) Bllınguallsm ın Educatıon Aspects ol Theory, Resecarch and Practlce Mullılınqual Matters Lld Genesee F (1987) Learnıng Through Two Languages Studles of Immerslon and Bilingual Educatlon Cambrıdge Newbury House Publıs hors Long M (1983) Natlve speaker/non natıve speaker ronversaiıon ın the seconri language classroom M Clarke ve J Handscombe (editör ler) On Tosol '82 Pacıfic Perspectıves on Language learnıng and Teachıng VVashıngton DC TESOL Spilka I (1976) AssessiTient ol oOcond lıın guage perfonmance ın ımmersıon programmes Canadıan Modern Language Revıevv 32 543 61 Swaın M ve Lapkın S (198?) Evaluatıng Bilingual Educatıon A Canadıan Case Study Kaynakça Multılıngml Milters I td * Yard. Doç. Dr. Bilimde yontem sorunu Atılla Gııtcl D ogan Ergun Cumhurıyet Bılım VP Teknık te yayımlanan 'Bılımde Yon terıt Tartışmdbi başlıklı yazımla ılgılı olarak bazı eleştırıler yoneltmış Dogan Ergun'un katıldığı Hılmı Yavuz un tıkel olgulardan yola çıkarak butu no varılamaz sozune katılmak mumkun değıldır önemlı olan tıkel olguya hangı gozle baktıgınızdır Tıkel bılgıyı pul koleksıyonu yapar gıbı toplarsanız tabıı varamaz sınız Ancak tıkel olgular drasınddkı ılışkıyı merak ederek neden sorusunu sorarak yaklaşırsanız butunu arkada gızlı olan kanunu yakalama yonunde onemlı ıpuçları elde edebılırsınız Tumevarım ortaokulda anlatıldığı gıbı 10 tane beyaz kaz gorduk ten sonra butun kazlar beyazdır sonucunu çıkarmak değıldır Mesela doga bılımlerınden ornek verır bek 1. Guneş ışınlarının batarken kırmızıya donmesı ve ışığın prızmadan geçerken renklere ayrılması 2 Metallerın elektrığı lyı ıletmelerı ve parlak olmaları 3. Elmanın yere duşmesı ve gokcısımlerının hareketlerı gıbı olgular mutldka bır ıdeoloııden veya tume aıt bır varsayımdan yola çıkmayı ge rektırmeyen oldukça doğrudan yapılabılen ve gozlemlerdır Her 3 ornekte de o ornek ıçındekı ıkı farklı olgunun bırbırlerıyle ılışkılı olup olmddığı ortak bır nedene bağh olup olamayacağını sorgulama faalıyetı ıse tu mevarımdır Dolayısıyla tumevarım faalıyetı yalnızca gozlemden ıbaret olmayıp nedenı sorgulamayı ve doğrudan gozlemienemeyen arka plandaki yapılara/sureçlere daır tahmınler yurutmoyı de ıçerır. Tabıı bu tahmın ptme ve muhte mel nedenlerı yıne akıl yurutmeyle geçmış tecrubelere dayanarak eleme ışlemı sıra sında ınsan zıhnınde tumevarım VP tumdengelımden oluşan kuçuk donguler bırbırı ardına ışler Sezgı ve yaratıcılık gıbı ozellıkler bu safhada onemlı rol oynarlar. Ağırhklı olarak tumdengelımın devreye gırmesı kuvvetle muhtemel gorulen ne den/denklem/kanun adayının dogru oldu gunu varsayarak ve bundan yola çıkarak gozlemle karşılaştınlabılecek (mumkun ol duğu kadar sayısal) onermeler turetme (denklemı ozel şartlar ıçın çozme) satha sında olur Bu onermelerın ne derece ger çeğe uyduğunun anlaşılabılmesı ıçın ıse yenı ve daha nıcelıksel gozlemlere (olçumler/ıstatıstıksel bılgı toplama vs) ıhtıyaç duyulur Işte tumdengelımın buyrugu altındakı gozlem ancak burada devreye gırer. Tumdengelım henuz gözlenmemış olgular ongoruyorsa bu gozlemler yapılır Go/lemle/teorının uyuşma derecesı tatmın edıcı değılse yenı tahmınler, borguldmalar (tumevarım) yapılır Gerekırse temel varsayımlarda degışıklıkler yapılır Bu yenı varsayımlarla yenıden tumdengelım uygulanır vs vs Bu dongu tavuk/yumurta benzerı boyle surup gıder ve her yenı tur ılave bılgı ve kavrayışı beraberınde ge tırır Bu gelışmenın en başında çoğun lukla nıtelık sel (qualıtatıf) gozlemler vardır anrak a raş11rm a ılerledıkçe, her yenı turda gozlemın nıcelıksel ka rakterı artar Doğrudan gözlenemeyen, arka planda ge çerlı olduğu tahmın edılen aksıyomlar Yazımdd bılyı ve kavrdyışta artışın an cak tumevarım ve tumdengelımın bırlıkte bırbırlerını tamamlayarak ışlemesıylp ger çekleşebılecegını anlatdbılmek ıvın bu surecı bır yapıya benzederek duvarın mı pencerenın mı onemlı olduğunu tartışmak anlamsızdır demıştım Doğan Ergun ıse buna "duvarın daha onomlı dldugunu han gı yaşın dltınddkı çocuklar bılmez' şeklınde yorum getırmış Bılseydım tuğla ve harç orneğını verırdım dıye duşunuyordum kı Doğan Ergun un aklına Inkalar ın harçsız ınşa yontemı gelır dıye ondan da vazgeç tım Referanslar Doğan Ergun Bılımsel Yontem ve Butunluk Cumhurıyet Bılım Teknık 11 1 1997 Sayı512 Bir universite ziyareti K af Dağı'nın arkasında Patagonya'dayız Ulkenın 2 unıversıtesınde x bolumunu zıyaret edıyoruz Çok mısa fırperver ınsanlar Once sekreterlığe uğru yoruz Kapı kılıtlı, Bolum Başkanı'nın gazeteden çıkan tencerelerını almaya gltmış sekreterı "Resmı arabayla gıtmıştı ama hâla gelemedı, demek kı kuyruk çok uzun" dıyor bırısı Bölum Başkanı'nın kapısına bakıyo ruz o da kılıtlı "Bu ış, bolum başkanımızın gorevı, onun ıçın pek zaman bulup gelemıyor" dıyor refakatçı O zaman başkan yar dımcısını gorelım dıyor yanımdakı Bu defa benım aklıma gelıyor, yolda gelırken karşılaşmıştık Başkan yardımcısıyla "Uç beş gunde bır oğle saatlerınde uğrayabılıyorum bolume, zamanım olmuyor, zaten bu bılım dalını da bıraktım" demıştı Bu da o arkadaşın görevıymış "önemlı olan gorev yapmak değıl yetkıyı kullanmak, onun ıçın gorev de olsa ustlenır bu arkadaşlar Zaten dı şardakı bır görevı ustlenmesı ıçın geçen yıl resmı bır yazıyla çalıştığı bolurnden ayrıldı gosterılmış, şımdı de ayrılmış görulduğu bolumde başkan yardımcısı gorunuyor" dıyor bızı gezdırenlerden bıri Neyse, bız zıyarete devam edıyoruz Bır grup oğretım uyesı rektorluğun otobusuyle davete gıtmış falanca yerde, onları bulamazsınız dedıler Ee mesaı saatı dedık Şurada yemeğe yarım saat kalmış, onemlı değıl dedıler "Yemek demışken, oğle yemeğını burada beraber yerız, bakalım yemekte şansınıza ne var? Gelın yemek lıstesıne bakalım ıntemet ten" dedı blzı gezdıren arkadaş llk kez bır unıversıtenın ıntemet sayfasında yemek lıstesı gorecektık Bır odaya gırdık (Kapısı kılıtlı olmayan ılk oda) uç genç eleman hararetlı bır tartışma ıçındeydı Içımden, ne ka dar guzel, gençler bılımsel tartışma yapabı liyorlar dedım Yaklaşınca gorduk kı tartıştıkları şey bır dekanlık duyurusunun baskı ışıymış ve ıkı gundur bu ışle gorevlendırılmışler Araya gırıp yemek lıstesını gosterdıler ınternet sayfasından Konu yemeklerden açıl dı, ve konuşma ılgılı Temel fıkralarıyla surup gıderken odadan çıktık kutuphaneyı gorecektık "lyı açıkmış genelde kılıtlı olur da" dedı bızı gezdıren Bır kışı vardı kutuphanede, o da buyuk bır masada radyo tamırı ya pıyordu? "Ne guzel, teknık eleman sorunu nuz yok herhalde' dedım Bu, dedıler araştırma görevlımlz "Yonetıcılerın ozel ışlerınden zaman kalırsa bu ışlerı yapıyor Teknık elemanımız 3 4 aydır raporlu Sekreterımız de genelde raporlu olur ve onun ışlerını de bu arkadaşlar yapıyor " Kutuphaneden de çıktık ve korıdorda yururken bır kılıtsız oda daha gorduk Orada da ıkı araştırma gorevlısı dekanlığın bır başka ışını yapıyorlardı "Para hesabı olduğu ıçın memurlara guvenemıyoruz Bu arkadaşlar bu ışı lyı yapıyor" dedıler Bızı hep beraber oğle yemeğıne goturduler, fakat aynı yerde yemek yıyemedık her nedense Yolda uçe ayrıldık Akademık un vanı olmayanlar bır salonda doçent ve pro fesorler ayrı bır salonda, dığerlerı de uçuncu bır salonda yıyormuş yemeklerını Bızım salonda 35 kışı vardı "Nıye boyle tenha?" dedım, "Sız geç kaldınız da ondan Burada oğretım uyelerı yemek saatını hıç aksatmazlar dedıler Yemekler guzeldı ve hoşsohbet ınsanlar Bırçok fıkra dınledık, fıkra kulturumuz arttı Fakat her nedense bılımle ılgılı ne bır şey gorduk ne de bır şey ışıttık Herhalde yasak buralarda bılımle uğraşmak dıye duşunduk Ne unıversıteler varmış da habenmız yokmuş Bızım unıversıtelerımıze hıç benzemıyor Bızımkıler dort dortluk bılım yuvası Yazan: Blr ziyaretçi 5194
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle