25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

DÜŞÜN BUL E lektrikli telgraftan önce karmaşık haberleri çok uzak mesafelere zamanına göre çok hızlı bir biçimde kusursuz olarak gönderme yolları bulundu. Anthony Michaelis bunu şöyle anlatır: Insanlar kısa ve tehlikelerle dolu yaşamları süresince elde ettikleri bilgileri çocuklarına anlatıp aktarmasalardı belki de bugün hâlâ mağaralarda yaşıyor olurduk. Yazıyla birlikte bu bilgileri hem uzamda hem zamanda uzaklara taşımak olanaklı hale geldi. Taş, kil tablet, metal, ağaç, kâğıt ve ipek üzerinde yazıtlarını bırakmasalardı ilk atalarımız hakkında çok az şey biliyor olacaktık. Binlerce yıl iletişimin hızı en süratli koşucularla en tez atların hızıyla, saatte yaklaşık 16 kilometreyle sınırlı kaldı (Kuşkusuz, Yunanlılar ile Romalılar'ın işaret ateşleri, Afrikalılar'ın davulları biraz daha hızlıydı). Ancak teleskobun bulunmasıyla uzak mesafalerle hızlı ve dakik iletişim için bir umut doğdu. Görsel telgrafın 1684'1e ilk taslağını çizen, 17. yüzyıl Ingiliz fizikçisi Robert Hook oldu. Ama sistemi hiç denenmedi. Bir yüzyıldan fazla geçtikten sonra, parlak bir mühendis olan Fransız Claude Chappe bayrağı yerden aldı. Bütün Fransa'ya haber geçebilen gerçekçi bir sistem yarattı. En sonunda 1852'de elektrikli telgraf onun yerini alınca Fransa toplam 4.800 kilometrelik bir mesafeye yayılan 556 semafor istasyonundan oluşan bir iletişim ağıyla donatıldı. Devrim sırasında Fransa'nın hızlı ve güvenilir bir iletişime çok büyük gereksinimi oldu. Ülke Britanyaiı, Hollandalı, Prusyalı, Avusturyalı ve Ispanyol müttefik güçler tarafından kuşatılmıştı. Marsilya ile Lyons başkaldırmış, Britanya deniz filosu Toulon'u ele geçirmişti. Fransızlar'ın tek üstünlüğü, müttefik güçler arasındaki kötü iletişimin getirdiği eşgüdüm eksikliğiydi. Chappe ile kardeşleri 1790'da, merkezi yönetimle olanaklı en kısa zamanda haber alışverişini sağlayacak bir iletişim sistemi bulmak için kolları sıvadılar. Chappe iki yıl süresince deneylerini yaptı; Paris Etoile'deki aygıtı, hapiste bulunan Kral XVI. Louis ile haberleştiğini düşünen kızgın insanlar tarafından iki kez kırıldı. 1793'te, IngenieurTelegraphiste olarak atandığında Paris ile Lille arasında 225 kilometrelik bir güzergâh üzerinde telgraf istasyonları hattı kurulmasını emredince yaptıklarının değeri anlaşıldı. Kurduğu istasyonlar eski ya da bu amaçla inşa edilmiş basit kulelerdi. Her birinin çatısında, halatlar aracılığıyla çeşitli açılar oluşturabilecek biçimde dönebilen hareketli, yatay bir kirişin bağlı olduğu dikey, kol olurdu. Bunlarla birçok şifreli işaret yaratılabiliyor, bu işaretler de bir sonraki kuleden bir teleskop aracılığıyla okuna biliyordu.1 Bu yolla hükümete ulaşan ilk haber hükümet güçlerinin Le Ûuesnoy'u yeniden aldıkları haberi oldu. Bir onbeş gün sonra da Conde'nin geri alındığını bildiren başka bir mutlu haber geldi Paris'e. Şu halde telgrafın bütün Fransa'ya yayılmasında şaşacak bir şey yok. 50 istasyonluk ParisStrasbourg hattı kurulan ikinci hat oldu; diğerleri de hemen onu izledi. Fakat her istasyonun bir sonrakinin görüş mesafesinde olması gerektiği için yönetim masrafları ve ücretler çok büyüktü. Ancak telgraf bir piyango kurumuna bağlandığında masfraflarla ücretler düştü. Chappe, 1805'te sıkıntı kendisinin taşıyamayacağı kadar büyüyünce intihar etti. Onun telgrafıyla ilgili raporlar Ingiltere'ye 1794'te ulaştı ve Lord George Murray'ı Britanya Amirallik Dairesi'ne benzer bir sistem önermek için harekete geçirdi. Murray, kendi kulalerinde geniş bir tahta levha kullandı. Her tahta üzerinde, tahta kapaklarla kapatılabilen altı geniş yuvarlak Telgraf Tepesi BU W ÖYKÜUERİ delik bulunuyordu. Toplam 15 istasyondan oluşan ve yaklaşık 4.000 pound'a malolan bir istasyon zincıri Londra ile Deal arasında kuruldu; onu Portsmouth, Yarmouth ve Plymouth hatları izledi. Portsmouth hattı 1847 yılına dek açık kaldı. Kulelerin yapıldığı tepelerin kimileri bugün hâlâ "Telgraf Tepesi" diye bilinir. Görsel telgraf o sıralar en hızlı iletişim aracıydı. O çağlarda yaşayan birinin sözleriyle: "Tek bir işaret en az 805 kilometrelik bir telgraf hattı yoluyla Plymouth'a, oradan da tekrar Londra'ya üç dakikada ulaşıyordu. Dakikada 275 kilometre, ya da saniyede 4.8 kilometre yol alıyordu, yahut bir istasyondan diğerine üç saniye ulaşıyordu gerçekten muhteşem bir hız!" Ama sistemin önemli bir kusuru vardı. Geceler ve kötü havalar haberleşmeyı kesintiye uğratıyordu. "Rüzgârın doğudan estiği sıralarda Londra'nın Thames vadisini dolduran dumanı. Putney Haet'te Chelsea ile haberleşmeyi sağlayan istasyonu bir işe yaramaz hale getirmektedir" deniyordu bir raporda. Görsel işaretleşmenin yerini alan elektrikli telgrafın tarihi, 17 Şubat 1753'te Scots Magazine'de C.M. imzalı birinin mektubunun yayımlanmasıyla başladı. Bunun kim olduğu asla bulunamadı. "Sayısı alfabedeki harflere eşit bir dizi telin, birbirlerine paralel bir biçimde 22.5 santimetre aralıklarla belli iki yer arasında yatay olarak gerilebileceğini" ileri sürüyordu. Bu teller bir elektrostatik makine aracılığıyla belli bir harfe işaret edecekti. Elektrostatik güçlerin küçük kâğıt parçalarını çektiği çok eskiden beri bilinmekteydi ve 18. yüzyılın ortalarına dek basit sürtünme makineleriyle elektrostatik enerji elde edilebiliyordu. C.M. Elektriği böyle bir makinede kullanmayı, bu elektriği tellerden biriyle yönlendirip elektriğin, alıcı tarafına, üzerinde kendisine karşılık gelen harfin yazılı olduğu kâğıdı çekmesini sağlamayı öneriyordu. Fakat 1753 yılı elektrikli telgraf için pek uygun değildi. O sıralar statik elektrik daha çok sürtünme makinesi sahipleri tarafından "filozof" arkadaşlarını eğlendirmek için kullanı lırdı. Elele vermiş yirmi otuz kişinin oluşturduğu çembere elektrik şoku ver • mek ve böylece hep X birlikte aynı anda J şok yemek bu insanlar arasında sıkça yapılan bir şeydi. Elektriğin iletim hızı ne kadar büyük olursa olsun, ciddiye alınması için daha geçmesi gereken uzun bir zaman vardı. 1787 gibi çok erken bir zamanda Betancourt adında bir Ispanyol, Madrid ile Aranjuez arasında, 40 kilometrelik bir uzaklığa mesaj gönderme deneyi gerçekleştirdi. Bu konuda deney yapan bir başkası da statik elektrikle ilgili deneylerine 1816 yılında başlayan mgiliz tüccar Sir Francis Ronalds'tır. Sir Francis Ronalds elektriğin iletim hızını göstermek için Londra'daki kendi bahçesinde, aralarında her biri alfabenin bir harfine karşılık gelen birbirine paralel 26 tel gerilmiş iki büyük tahta çerçeve dikti. Her telle gönderilen elektrik sinyali belli bir harfi gösteriyordu (Başka bir 26 tel de farklı bir hattan gidiyor, böylece öteki uçtaki görevlinin yanıt vermesi sağlanıyordu). Çok marifetli işleyen bir sistemdi. Mutlaka yönetim katlarında üzerinde düşünülmeyi hak ediyordu, ama Sir Francis Amirallik Dairesi'ne önerdiğinde, ona, "telgrafın bütünüyle gereksiz şeylerden olduğu" bildirildi. Lord George Murray'in Amirallik'te Sir Francis'inkilerden daha iyi dostları olduğu kuşku götürmez. Elektrikli telgrafın ilk habercisi olan bu gelişmelerin tarihi teknolojiyle ilgili temel bir gerçeği gösteriyor: Bir kaşifin teşekkür ya da ödül bekleyebilmesi için önce tasarısını geliştirip işlemesi gerekir. Keşfi çağının teknolojisinin başarabildiklerini çok önündeyse, tek umabileceği şey, kendi bilim alanıyla ilgili tarih kitaplarında kendisinden saygıyla sözedilmesi olabilir. Bir kişinin başarısız fikirlerinin izi ancak çok ender olarak doğrudan onları gerçekleştiren öncüye kadar geri götürülebilir. ARMAGANLI BULMACA Eski ayları kırpıp yıldız yapmak Bu hafta bir kâğıt katlama sorusu var. Japonların origamisi gibi karmaşık olmasa da kendi içinde hoş bir soru. Ayrıca torunların hatta çocukların hayranlıklarını kazanmak için ideal bir bulmaca. Bu bulmacaya eski ayları kırpıp yıldız yapmak adı son derece uygun çünkü amaç bir daireden beş köşeli bir yıldız yapmak. Her ne kadar gökyüzündeki gerçek yıldızların aslında beş köşeli olmadıklarını biliyorsak da bulmacanın hatırı için böyle kabul edebiliriz.. önce kâgıttan bir daire edinmemiz gerekiyor. Bunu herhangi bir kâgıttan kolayca yapabilirsiniz. Sonra bu daireyi katlayacaksınız. Katladığınız parçayı da makasla tek ama bir tek kez keseceksiniz. Katları açtığınız zaman da elinizde 5 köşeli güzel bir yıldız kalacak. olunca da iki küçük kekin toplamı (iki küçük dairenin alanı) büyük keke eşit olur. Şimdi en büyük keki ikiye kesersek, D e E parçalarının her biri toplamın dörtte biri olur. Bunları birer oğlana vererek yollarız. Geriye iki oğlan ve eşit büyüklükte olmayan iki kek kalır. Şimdi küçük keki (H) ortanca kekin üstüne yerleştirip kenarlarını belirleyelim. F parçası H parçasına eşit olduğuna göre kenarın yarısını oluşturan G parçasını H ile birlikte oğlanlardan birine verirsek geri kalanı da sonuncu oğlan alır ve afiyetle yer. Hazırlayan: Zeze 517. sayıda kitap kazanan okurlarımız Necah Büyükdura Ankara, Gökçe Peker Ankara, Ahmet Kerim Trabzon, Melih Soykan Istanbul, Melek Mürsel Istanbul, Savtap Çelikcan Izmir, Devrim Şatıroğlu Istanbul, Serdar Ezineli Denizli, Göksel ArınIstanbul, Kemalettin ÖnerIstanbul, Ruhsar ŞenelAnkara, Rasim Utku BurlakAnkara, Diclehan KaynarManisa, Ezgi DerenbeyliZonguldak. Kek paylaşım savaşları Daireler için verilen büyüklüklerin önemli olduğunu bulmacayı sorarken belirtmiştik. Öyle ki dairelerin çapları ile dik açılı bir üçgen oluşturabiliriz. Bunu ilk şekilde görüyoruz. Böyle Dostum seni kutlarım. Gerçekten de senı iyi taklit ediyor! 579 11
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle