24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

T Ü R K İ Y E ' D E F İ Z İ K T E D A V İ UZAY Fiziktedavi uzmanı aynı zamanda romatolog, ortopedist ve norolog mudur ki hem tanı koyuyor hem de tedaviyi üstlenebiliyor? Necdet Tuna* Fiziktedavinin ülkemizdeki geleceği • • U lkemızde ılk fiziktedavi klınığı 11 Nısan 1928 tarıh ve 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının lcrasına Daır Yasa ıle 1930 yılında kurulmuştur O gunden berı de fiziktedavi uzmanları başta romatolojı olmak uzere ortopedı, nörolojı vb gıbı hareket sıstemını ılgılendıren hastalıkların, tanı ve tedavılerıyle uğraşmaktadırlar Gunumuzde, gelışmış ulkelerde, romatolojı, norolojı, ortopedı, ıç hastalıkları vb gıbı hastalık uzmanlarınca tanısı konan hastalardan gereklı gorulenler fızıkedavı ve rehabılıtasyon uzmanına havale edılır O da kendı dalı yonunden hastanın değerlendırılmesını yapar ve hazırladığı programı fızıkoterapıste verır Hastanın bundan sonrakı tedavısı özel donanımlı modern merkezlerde hastalığın asıl uzmanı, rehabılıtasyon uzmanı ve fızıkoterapıstten oluşan bır ekıpçe ortaklaşa yurutulur Bu merkezler egzersız salonu, tedavı havuzu ve daha bır dızı yardımcı aletlerı ıçeren genış kapsamlı bırımlerdır Elektroterapı, rehabıhtasyonda yararlanılan yöntemlerden sadece bır tanesıdır Bu tur merkezlerın benzerlerı ulkemızde de bulunmakla bırlıkte (sadece Sağlık Bakanlığına bağlı uç tane), fiziktedavi deyınce bızde ılk akla gelen, bır ya da ıkı kuçuk odadakı kabınelere konmuş elektrık tedavı cıhazlarıdır Özel fızıktedavı merkezlerını bırakın, devlet, S Sıgortalar ve hatta unıversıte hastanelerımızın buyuk bır çoğunluğunda da durum budur Fiziktedavi uzmanları, doğrudan kendılerıne başvuran, yaklaşık yuzde doksanı romatızmal hastalıklardan yakınan hastalar yanı sıra amelıyat gerektırmeyen ortopedı hastalarına ve norolojık olguları muayene ettıkten sonra gereklı gorduklerıne fiziktedavi uygularlar veılaçlarını verırler Çoğunda elektrık alet lerını alaylı elemanlar kullanır Boyle görulmuş, boyle alışılmış ve böyle de su rup gıdıyor1 Bu durumda modern tıpla çelışen bır tablo ortaya çıkıyor Fiziktedavi uzmanı aynı zamanda romatolog, ortopedıst ve norolog mudur da hem tanı koyuyor, hem de tedaviyi üstlenebiliyor? Uzman hekımın bulunmadığı kuçuk yerleşım yerlerınde pratısyen hekımler ılk gırışımı yapabılırler Fakat, romatolojının, ortopedının ve nörolojının kendı ıçınde bıle bellı konularda özgunleştığı gunumuzde buyuk kentlerde fiziktedavi uzmanının bu ışı de ustlenmesı bılımsel açıdan ne denlı uygundur? Ikıncı sorun, ulkenın nufus polıtıkası, tesıs durumu ve gereklı fiziktedavi uzmanı sayısına ılışkın ortada ılerıye yonelık hıçbır plan ve program yokken, uzman adedının alabıldığınce artması! Nufusu 250 mılyonu aşan, modern rehabılıtasyon merkezı yonunden en zengın ulke olan Amerıka Bırleşık Devletlerı'nde bıle rehabılıtasyon uzman sayısının uç bın dolayında olmasına karşın, bu sayı bızde daha şımdıden bınıgeçmış bulunuyor Bızdekı kadar uzman toplam Avrupa ulkelerınde yoktur Hatta bızdekı sayı tum Avrupa'4ya yeter de artar bıle1 Bırçok Avrupa ulkesınde (eskı Doğu Almanya dışında) fiziktedavi ve rehabılıtasyon bızdekı anlamda uzmanlık dalı olmadığı gıbı, uygulama da farklıdır Romatolo)i, ortopedı, nörolojı vb klınıklerdekı rehabılıtasyon bırımlerı, o dal uzmanlarından bırının yonetımındedır ve fızokoterapıstler dırektıflerı o uzmandan alırlar Almanya'da çalıştığım yıllarda, Almanya'nın fiziktedavi dalında uzmanlaşmış tek hekımıydım O tedavı ve rehabılıtasyon klınığınden bırının şefı ıç hastalıkları, otekı de sınır hastalıkları uzmanıydı Amerıka'da ıse fiziktedavi ve rehabılıtasyon ozgun bır daldır Ancak onlar da hastaya dırekt tanıyı koymazlar Romatolojı, ortopedı, noro Avrupa'da durum Modern tıp'ta çelişiyor lajı, ıç hastalıkları vb dal uzmanlarının tanılarını koyarak gonderdıklerı hastaları rehabılıtasyon yonunden değerlendırıp sadece tedavı programını yapmak ve ızlemekle yukumludurler Hastanın asıl sahıbı gönderen uzmandır ve zaman zaman o kontrol eder Bızdekı buyuk merkezlerdekı uygulama da bu yondedır Ama sadece bu merkezlerde1 Bu tur uygulama ıçınse, normal koşullarda, her merkez ıçın bır elın parmak sayısı kadar rehabılıtasyon uzmanı yeterlıdır Tedavı havuzları, egzersız salonları, otekı donanımları ve çok sayıdakı yardımcı personel sayısıyla bır kompleks olan rehabılıtasyon merkezlerı, hem kuruluş hem de ışletme açısından pahalı tesıslerdır ve kışılerın bunların ustesınden gelmesı zordur Devlet ya da sosyal kuruluşlarca yapılaştırılan bu merkezlerın hastalarının ucretlerını de ge nelde sağlık sıgortaları karşılar Fiziktedavi uzmanlarının çalışma alanlarını daraltacak ıkıncı bır etmen de fızıkoterapıstlerın serbest çalışma olasılığıdır Fızıkoterapıstler yuksek okul mezunu teknısyenlerdır, hekımın vereceğı programa gore, onun kontrolu ve sorumluluğu altında hasta tedavı edebılırler Bızde, serbest çalışma, hasta kabul ve tedavı etme yetkılerı yoktur Ancak bazı ulkelerde kendılerıne bu yetkı verılmektedır Romatolojı, ortopedıst, nörolojı vb uzman hekımler tanı koydukları ve rehabılıtasyonu gereklı gorduklerı hastalarım, tedavı programlarını yaparak doğrudan fızıkoterapıstlere gonderebıl mektedırler Ama hastanın sorumlusu gene hekımdır ve sureklı kontrolu altındadır Fızıkoterapıstlerın serbest çalışma başvuruları Sağlık Bakanlığı'nca sureklı gerı çevrılmekteır Bunun onde gelen nedenlerınden bırı, kanımızca ulkemızde hastaların sahıpsız olmasıdır Gelışmış ulkelerde sağlık sıgortası olmayan ınsan yok gıbıdır Uyelerının sağlığından ve hekımlerın çalışmasından bu kuruluşlar sorumludur Bızde, Emeklı Sandığı, SSK ve bazı ozel kuruluşlarla özel sağlık sıgortası olanlar dışında kalanlar ıstedığı yerde muayene olup tedavısını yaptırabılır ve ucretını kendılerı oderler Bu nedenle de her ısteyen "ben bu ışı yapıyorum" dıye ortaya çıkana gıdebılıyor Devlet ortada olmadığı ıçın kırıkçılar, sınıkçılar, bel çekenler, otacılar uluorta çalışabılıyorlar Son gunlerde, Balıkesır'ın bır kasabasında AIDS ve kanserlır hastaları kendı yontemlerıyle tedavı eden bırısınden televızyonlar bıle soz ettıler Guzellık salonlarında masor ısmı altında bazı kışıler, hatta bu arada bazı fızıkoterapıstler de hasta kabul edıp tedavı edebılıyorlar Bu koşullar altında fızıkoterapıstlerın serbest çalışmalarını kontrol edecek bır mekanızma olmadığı ıçın, hekım kontrolunden geçmeden ıstedıklerı gıbı hasta alıp tedavı edebıleceklerdır Olan gene zavallı hastalara olacaktır1 Ama, bugun olmazsa yarın, genel sağlık sıgortası bızde de kabul edılecektır O zaman fızıkoterapıstlerın serbest çalışma yetkısı tekrar gundeme gelecektır Bu gerçekleştığınde Batıda oldugu gıbı, her dal uzmanı rehabılıtasyonu gereklı gorduğu hastasını, yazılı talımatıyla onlara gonderebılecek, sağlık sıgortası da ucretını odeyecektır O durumda, aslında tanı koyma alanı sınırlanmış olan fiziktedavi uzmanlarının tedavı olanakları da daralacaktır Bır noktada fiziktedavi uzmanları devre dışı kalabılecektır (*) Dr., Fiziktedavi ve Rehabilıtasyon Uzmanı Galaksiler arası ortam ve hellyum gazı eredeyse otuz yıl suren bır araştırmadan sonra astronomlar nıhayet "Bıg Bang" den kalan galaksiler arası "dıfuz" gazın varlığını onayladılar Uzay mekığının Mart ayında yaptığı uçuş sırasında taşıdığı Hopkıns Ultravıyole Teleskobu ıle yapılan gozlemlerde, kısmı olarak lyonlaşmış bır helyum gazı yığını tespıt edıldı Gazın, uzak bır kuasarın ışığını absorblaması sonucunda dolaylı yoldan tespıt edıldığını belırten araştırmacılar, bunun onemlı bır bulgu olduğunu vurguluyorlar Bıg Bang kuramına gore, patlamayla oluşan maddenın bır kısmı hıç bır şekılde galaksiler ıçınde yoğunlaşamıyor Davıdsen'e gore galaksiler arası ortam ortalama olarak 100 metrekup ıçın bır atom ıçerıyor, bu da evrenın "kayıp" kutlesının yaklaşık %3'une karşılık gelıyor Soz konusu gaz neredeyse tamamıyle hıdrojen ve helyumdan meydana gelıyor, bunların ıkısı de karakterıstık dalgaboylarında ultravıyole ışığı emıyor Aslında uzak kuasarların UV spektrumlarının emılmesı ılkesınden yola çıkarak galaksiler arası ortamda hıdrojen tespıt etme fıkrı 6O'lı yıllara uzanıyor Fakat durum bır karmaşa arzedıyor, zıra sadece yoğun hıdrojen yığınları ışığa bu tur bır etkı yapıyor, galaksiler arasındakı hıdrojen ıse boyle bır absorblama yapabılecek yoğunluktan çok uzak Sorun, gazın UV absorblamasını sağla yacak olan tek elektronun lyonızasyonla kaybedılmesı Ikı elektronları olan helyum atomları ıse kısmı olarak lyonıze olabılıyorlar ama bır elektronlarını yıne de tutuyorlar Bundan 17 yıl once Davıdsen absorblama çızgılerını yorumlayarak, kuasarın perıyodık ışık değışımıyle lyonıze helyum arasındakı ılışkıyı gozler önunune sererken bu gerçekten yola çıkmıştı Davıdsen'ın ıncelemeye aldığı bu çızgıler 30 4 nanometre dalgaboyunda, kuasarın dunyaya gore ters yone yaptığı hareket sırasında ortaya çıkıyorlardı Uzay mekığındekı Hopkıns Teleskobu, ışte bu çızgılerı yakalamak ıçın tasarlandı Teleskop, 1990'dakı mekık uçuşunda da kullanılmaya çalışılmıştı, ancak bırbırı ardına ortaya çıkan aksaklıklar çalışmaları durma noktasına getırmıştı Bunu ızleyen yıllarda Hubble teleskobuyla benzer gozlemler yapılmaya çalışıldı ve galaksiler arası ortamda bır helyum absorbsıyonu tespıt edıldı, fakat Hubble teleskobu 120 nanometrenın altındakı dalgaboyları ıçın UV ışınlarına duyarsız olduğu ıçın elde edılen sonuçlar kesın olmaktan çok uzaktı Mekığın bu Mart ayında yaptığı uçuşta, daha oncekılerden daha yakında bulunan bır kuasarın ışığı absorblaması ıncelendı, kuasarın yakın olması sonuçların oncekılerden çok daha guvenılır olmasını sağladı, araştırmacılar artık galaksiler arası ortamdakı helyumun yoğunluğunu rahatça olçebılecekler (sö) I 438 13
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle