24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TOPLUMAR Niçin saldırganız ve niçin uygarlaı Insanın kültürel birikiminin artması, uygarlığın, bilimin, teknolojinin, toplumların gelişmesi, refah ortamının genişlemesi, cinayetleri, suçları, saldırganlıkları azaltmıyor, tersine arttırıyor... Şiddet, saldırganlık genlerimizde mi var? Şiddet eğilimi niçin yok edilemiyor? Insanlık öğretilemiyor mu? Toplumsal sistemler bu konuda iflas mı etti? Yoksa "suçlu" beyindeki birtakım maddeler mi? G elişmiş olarak nitelenen ülkelerdeki şiddet olayları, kaygı vericl boyutlara ulaştı. Saldırı, tecavüz, cinayet gibi suçlar her geçen yıl artıyor. Almanya'dan örnek verecek olursak 1965'te Federal Almanya'da 1 milyon kişiden 8'i öldürülürken, bu sayı 1992 de 14 oldu. 530 Alman yurttaşı da çeşitli saldırılara uğradı, yaralandı, sakatlandı. Çağdaş uygarlığın merkezi olarak görülen sanayileşmiş ülkelerdekl bu şiddet eğilimi, bilim adamlarını ve araştırmacıları düşündürüyor. Tarihte görülmemiş kalrtede ve çeşitlilikte tüketim maddelerine boğulan bu ülkeler, ne yazık kı ınsanda doğuştan var olduğu savlanan şiddet eğilimini yok etmekte aynı başarıyı gösteremedi. Hatta, kriminoloji profesörü Arthur Kreuzer, psikolojide "engelleme eşiği" denen özdenetim derecesinin gitgide düştüğü kanısında. Şiddet, bazı bilim adamlarının öne sürdüğü gibi, gerçekten de insanın genlerinde bulunan bir dürtü mü? Max Horkheimer, aileyi barbarlığa dönüşü engelleyen en güvenilir ve en başarılı karşı olgu olarak nitelemişti. Işin ilginç yanı, gelişmiş ülkelerdeki aile kurumunun büyük sarsıntı geçirmesi. Aile kurma eğilimi giderek azaldığı gibi, oluşturulan ailelerde anne baba ve çocuklar arasındaki ilişkiler son derece sağlıksız. Bu, dünyanın en lleri ve en pahalı eğitim sisteminin iflası anlamına geliyor. Her şeyden önce, yeni kuşaklara. bir arada yaşama bilinci ka2andırılamıyor. "Homoları tekmelemek, zekâ özürluleri tokatlamak, yabancıları ve ayyaşlan kızdırmak" günümüz Alman gençliğinin boş zamanlarında yapmayı en çok sevdiği işler arasında yer alıyor. "En büyük Almanya!" diyen gençlerin başlıca hedefi yabancılar. Şiddet genlerde mi var? Bozgun ve düş kınklığı duygusu saldırganlığın nedenletinden sadece blrlsl. Bastırm sonucu biriken kızgınlıklar, başka bir zamanda, ilgisl olmayan klşiye yada olaya yö llk olarak patlayabiliyor. Mölln ve Solingen'de yakılarak katledılen kadınlar ve çocuklar, bu uygarlık ve onun kültüründe bazı şeylerin yolunda gitmediğini çarpıcı biçimde açığa vurmuştu. Bunları yapanları inceleyen uzmanlar, bulguları karşısında şoka uğradılar. Çünkü bunlar "son derece normal canavarlar"dı. Yaptıklarnın üzerinde fazla düşünmeden hareket eden bu gençler, profesör Leggewie'ye göre 'eğıtim öksüzleri' idi. Davranışlarının belli bir sebebi yoktu. Korkunç bir 'kara delik" içindeydiler Yazar Peter Schneider, yeni kuşağm en basit gorgu kuralından bıle habersiz yetıştiğini söylüyor. "Bu çocuklar insanhktan çıkanlıp, birer canavar yapılmış değiller. Onlara insan olmanın ne anlama geldiği öğretilTerör olayları llgislz Insanlan bile hedef memişti ki, canaalabillrken, ebeveynleri tarafından ço varlık öğretilsin. cuklara uygulanan şiddet ise uygar 01 Niçin varolduğukelerin gündemindeki çözümlenmesi • nu yeni kuşaklara gerekenen en önemli konulardan biri. anlatmayı unutan bir uygarlığın, yükselen barbârtık karşısında fazla bir şansı yoktur. Işte, asıl sorun burada." Bremenli etnoloji profesörü Hans Peter Duerr "insanlar arasındaki sıcaklığın ölümü" nden söz ediyor. Ona göre engelleme eşiği bu nedenle düşüyor ve şiddet olayları artıyor. Tabular, kültür tarihinde görülmemiş biçimde çiğneniyor; uygarlık programı iflas ederken, vıcdan görevini yerine getiremez hale geliyor. Göttingenli antropolojı profesörü Christian Vogel, insanlara, iyi ve kötüyü ayırt etmesinı sağlayacak bir madde verilemeyeceği kanısında. Çunkü "Bıyogenetik evhm sürecinın, ahlak gibi boyutlan yok". Ingiliz davranışbilimcı Jane Goodall'ın 1974'te Afrika'dan bildirdikleri , bütün dünyada şok yaratmıştı. Tanganika Gölü'nün kıyılarında, şempanzeler dört yıl süreyle birbırlerini katletmişti. Düşman şempanzeler birbirlerinin organlarını büküp koparmaya çalışıyor, postlarını yırtıyor, hatta kurban ölmüş olsa bile kanlannı içmeye çalışıyorlardı. Yavrular analarından koparıhyor, avlanmış hayvan gibi yeniyordu. Goodall, bu şempanze savaşının, o zamana dek öğrendiklerinin tümüne aykırı olduğunu görmüştü. Daha 1960'larda Davranışbiliminin, etnoloji'nin babası Konrad Lorenz, her canlıda, kendi türünü öldürmeme güdüsü , olduğunu saptamamış mıydı? Lorenz, tarihteki barbarlık olaylarını ise, "uygarlığın yaşam koşulla Genetik mirasta ahlak var mı? 3748
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle