Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
B İ L İ M D Ü N Y A S I N D A N H A B E R L E R Denizsuyu seviyesi neden yükseliyor? Denizlerde görülen yılda 1,5 mm'lik yükselmede etkenler nedir? Su dengesine yapılan müdahaleler ve iklimin etkisi... D eniz suyu seviyesinin ortalama yüksekliği geçen yüzyıl içerisinde yavaş ancak sürekli bir artış kaydetti. Gelgit seviyelerinin statik ölçümlerinin değerlendirilmesinden yıl başına, yaklaşık 1.5 mm'lik bir yükselme olduğu hesaplandı. Tartışmalı bir yoruma göre bu ortalama sıcaklığın artışına bağlanabiliyor. Daha sıcak iklim, buzulların ve buz birikimlerinin erimesine yol açmakta ve bunun dışında deniz suyunun genleşmesini sağlamaktadır. Ancak 'Nature' (cilt 367, s.54) dergisinde yayımlanan makalelerinde üç Amerikalı bilim adamı deniz suyu seviyesindeki yükselişin büyük bir oranda iklim değişikliği ile ilgili olmadığını öne sürüyorlar. Onlara göre bunun nedeni insanların global su dengesine doğrudan müdahaleleridir. Ohio Devlet Üniversitesi'ndeki geologlar Amerika'da, Sahra'da ve Arabistan'da yeraltı rezervuarlarından pompalanan su miktarını hesapladılar. Yalnızca en büyük üç Kuzey Amerikan kaynağından yılda yaklaşık 35 milyar metreküp su çıkartılıyor. Buna Sahra ve Arabistan yarımada sından çıkartılan yılda yaklaşık 26 milyar metreküp su ekleniyor. Bu suyun bir kısmı çıkartıldığı kaynağa geri akıyor ancak çok büyük bir bölümü nehirlere akıyor veya buharlaşıyor ve sonuçta tatlı su veya yağmur olarak denize karışıyor. Gözlenilen deniz suyu seviyesi artışının yaklaşık onda biri bu şekilde açıklanabilmekte. Gene yaklaşık onda biıiik bir bölümünün kaynağı, eski Sovyetler Birtiği'ndeki büyük sulama projelerine bağlanabilir. Oaha önceleri Aral Gölü'ne ve Hazar Denizi'ne akan su, kurak alanları suladıktan sonra şimdilerde doğrudan okyanusa akmaktadır. Geologların görüşüne göre tropik ormanların yok edilmesi de deniz suyu seviyesini Önemli ölçüde etkilemektedir. Ağaçlann kesildiği bölgelerdeki toprak diğerlerine oranla çok daha az su depolayabildiği için okyanuslara gitgide daha çok su karışmaktadır. Bunun ötesinde yaş bölgelerin kurutulması da Dünya denizlerindeki su seviyesinin yükselmeeine yol açıyor. Yalnızca kıtalarda oluşturulan baraj ve bentler deniz suyu seviyesi ne "olumlu" etki yapmakta. Sonuçta insanların bu faaliyetleri, gözlenilen yükselmenin yaklaşık üçte birine karşılık gelen, yıllık 0.5 mm'lik denizseviyesi artışına yol açmaktadır. Amerikalı bilim adamları yalnızca büyük müdahaleler dikkate alındığı için bu tahminlerin ölçülü olduğunu ve insanoğlunun Dünya'nın su dengesine doğrudan etkisinin çok daha fazla olabileceğine dikkat çekiyorlar. (nuw 2.294/lk) Supernova1987 yeniden aktif 7 yıl önce çıplak gözle görülen ve bilim dünyasında büyük heyecan yaratan yıldızda yeni patlamalar gündemde. Ağaç dalları aniden niçin kırılıyor? Bilim adamları yeşil dalların bu ani çöküşünün sırrını çözdüler.. ğaç, biyomekanikçiler için neredeyse sonsuz bir araştırma kaynağı. Ağaç kestindeki çeşitli işaretler bir yandan ağaçlann büyüme stratejilerinin anlaşılmasına yardımcı oluyor, diğer yandan da bazen gövde, dal ve köklerin sanki anlaşılmaz nedenlerden dolayı yüklemeye dayanamamalarına ilişkin ipuçları veriyor Orneğin güzel ve rüzgarsız bir yaz öğleden sonrasında sağlıklı ve canlı görünen bir daltn aniden düşmesi pek anlaşılır bir şey değil. Üstelik bu pek ender olan bir şey de değil. Sıkça böylesıne düşen dallar hatta ölüm olaylarına bile yol açabilir. Karlsruhe'deki nükleer araştırma merkezinde bulunan biyomekanik enstitüsü başkanı ve ağaç uzmanı Claus Mattheck yeşil dallartn ani düşüşüne ilişkin sım çözdüğüne ınanıyor. aklaşık yedi yıl önce 1987 A Süpernovası patlamış ve Dünya'dan gözlemlenmesi olay yaratmıştı. Bu süpernova 100 yıldan beri çıplak gözle görülebilen ilk örnekti. O zamandan beri astronomların gözü bizden yaklaşık 160.000 ışık yılı ötede Macellan Nebulası'nda bulunan bu yıldıza kenetlenmiş durumda. Uzun zamandır herhangi bir değişiklik gözlenmezken artık SN 1987 A'nın gelişimi yeni bir döneme girmiş görünüyor. Bu, Avrupa Güneygözlemevindeki (Eso) 3.5 metrelik teleskop ile çekilen en son görüntülerden anlaşılmaktadır. Y A Başlangıçta dalın üst kısmının çekme kuvvetinde bir azalma görülür. Bu kuvvet canlı bir ağacın özellikleri arasında sayılır. Uzun süren bir susuzluktan sonra bu çekme gerilimi azalır. Böylece dal ve gövdede içerden dışarıya doğru yönelen ağaç ışınlanna etkiyen kuvvetler değişime uğrar. Mattheck' in sözlerine göre bu ışınlar uyuyan çatlaklardır. Aşağı doğru sarkan dalda belirli yönlerde itilir veya çekilirlerse "patlarlar". Birçok küçük çatlak büyüklerini oluşturarak dalı yalnızca gevşek ağaç liflerinden oluşan bir demete çevirebilir. Sonunda dal üst kısımdan kırılır. Ağaç ışınları boyunca gelişen böylesı çatlaklar yandaki fotoğrafta dik bir bayırda eğik olarak yetişmiş bir ağacın kesitinden görüldügü gibi gövdede de oluşabilmektedir. (nuw,9.2/lk) Yukardaki resim iyonize olan nitrojen ışığında 20 aralık sabahı çekilebilen fotoğraflardan oluşturulmuş bir bilgısayar resmidir. Üsteki dairesel bulut yıldızın patlamasından önce dışarı atılan maddeler ile etkileşiminden oluşmuştur. Dıştaki daha solgun ve yayık bulut çemberi ise büyük bir olasılıkla dışarı atılan maddelerden oluşmuş olan büyük bir kürenin dış kabuğudur. Hatta daha yüksek bir çözümlemede son zamanlarda oldukça büyük oranda artan topak benzeri yoğunlaşmalar görülmektedir. Astronomlar bu olguyu süpernovaya ait ateş topunu oluşturan madde ile dış bulutla öngörülen çarpışmasının ilk belirtileri olarak görüyorlar. Bu hipotez Rosat'ın en yeni röntgen görüntüleriyle uyuşmaktadır. Artık Eso'daki bilim adamları süper novada beklenen yeni patlamanın "havai fişek" gösterisıne hazırlanıyorlar. (nuw2.294/lk) 3675