23 Ocak 2025 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BİLİM KÜLTÜR "Beni bu havalar mahvetti" Orhan Veli şiirinde böyle diyordu. Havaların insan bünyesi üzerindeki etkilerini inceleyen biyo meteoroloji başlı başına bir bilim dalına dönüştü. Vehbi Belgil ! u yeni araştırma ve inceleme dalı . nın ne ile uğraştığı adından kolay ' lıkla anlaşılıyor: Hava değişiklikleri nin, daha bilimsel bir deyişle, iklim deği şikliklerinin insan bünyesi üzerindeki etki leri... "Bu değişiklikleri bölük pörçük hep bi liyoruz" denecek belki. Ama işin bilimsel incelenişi bugüne kadar tek bir ad altında toplanmadı. Biyometeoroloji bunu başaracak. Konuyu incelemeye kıyısından köşesinden ucun ucun başlayalım: örneğin ilkbaharın ortasında havanın ısınması, rüzgârların ılınması, ışığın artması ilk etkisini bitkilerde gösterir: Yapraklar yeşerir, çiçekler gözlerini açar: Bakî'nin dediği gibi: "Açtılar dîdelerin hâb'ı ademden ezhar." (Çiçekler ölüm uykusundan gözlerini açtı). Değişiklik sadece yaprak yeşermesi, çiçek açması değil. Sonbaharda yurdumuzdan göç etmiş kuşlar, başta leylek, geri döner. Dahası: Kışı uykuda ge çiren hayvanlar esnemeye, gerinmeye, pencerelerinden dışa rı bakmaya hazırlanır. Kışın soğuk aylarını ve kıtlığını, imkânı olan hayvanlar kaçarak, olmayanlar kış uykusunda yatarak geçirdikleri için şimdi yeni duruma kendilerini uyduruyorlar. artar. Bu hastalıklardan ölenlerin sayısı kışın artar. Vücudumuz 36,537 derecelik bir sıcaklıkla çalışır. Bunun birden 34 derece artması ile 40 dereceye çıkması ve bu derecede uzun süre kalması beynimizde sürekli tahribat yapar. Hatta, ideal denerir. Bu yolla kanın aşırı sıcaklığı dağılır. Bir yandan da derideki ter hücrelerine ter çıkartma emri verir. Terin kuruması ile vücut serinler. Anormal durumlarda organ, duruma uygun acele önlemler alır: Su içme isteğimiz azalır, hücrelerin enerji israfı en aza iner, derimize gelen ürperme, titreyişi arttırarak ısınmayı sağlar. Aşırı soğuk ve sıcak vücudu etkilemez. Organ, bunlara göre önlemler alıp dengeyı düzenler. Soğuk bir ülkeden ılıman bir ülkeye gelen yolcu derhal terlemeye başlar. Bu ter yolcuyu, bir buz ülkesine gelmiş gibi üşütür. 30'u bu rüzgârlardan hastalanmaktadır: Baş ve yüzde dayanılmaz ağrılar, bulantı, aşırı sinııiilik, düşüncelerde dağınıkhk, gürültü ve ışıktan aşırı rahatsızlık... başlıca yakınmalar. Ve insanlar llkbahar insanlar üzerinde de etkisini hemen gösteriyor. İklim değişikliğinin etkisi insan üzerinde bu kadarla kalmıyor. Vücudumuz sadece iklim değişikliklerine duyarlı değil gündelik yaşantımızda da dış dünyanın cilvelerine göre gereken ayarlamaları yapıyor. Işte bütün bu değişiklikleri bir bilim dalı halinde toplayıp düşünenlerin dikkatine sunan ve böylece bu yolda öncülüğü kazanan, Amerikalı, Dr. Fredericik Sargent olmuştur. Kendisi, Houston'un Teksas Üniversitesi'nde, öldüğü tarih olan 1980'e kadar profesörlük yapmış. Kışla birlikte vücudun metabolizması, yani aldığı besinleri işlemesi, kullanması yavaşlar. Vücut bunu, varlığını korumak için yapar. Derı hücrelerıni besleyen ince damarlar daralır. Vücut hastalıklara daha kolay yakalanır. Kalpdamar hastalıkları birden cek iklim koşulları altında (çevre sıcaklığının 2022 derece olması, hava rutubetinin % 50 dolayında bulunması, rüzgânn esmemesi gibi hallerde bile vücut, normal sıcakhğını korumak için büyük gayret sarfeder. Vücut sıcaklığının 56 derece birden düşmesi hemen ölümle sonuçlanır. Bütün bu ayarlamaları yapan organ beynimizin "hipotalamus" kısmıdır. Bu organ o kadar duyarlıdır ki, sabah uyanıp da üzerimizden yorganı attığımız sıradaki serinliği bile hemen haber alır, gerekli emirleri ona göre verir. En çok birkaç saniye sürecek olan o serinliği vücudun duymaması için derimizin altındaki ince kan damarlarına hemen daralmaları emrini verir. Emrin yerine getirilmesı ile kan dolaşımı yavaşlar, bunun sonunda vücut fazla sıcaklık yitirmez. özellikle ^ ^ ^ ilkbaharda *»**'»'* *• M ^ metabolizma " *"~ (vücudun aldıklannı işlemesi), kış çahşmasından yaz çalışmasına geçer. Vücutları fazla duyarlı kimselerde bu geçiş patlama bıçiminde de olabilır: Kan birden asit miktarını çoğaltır, şeker ve kolesterol miktarı r/ î' da çoğalır (glycemie, cholesterolemie), hormon üretimi artar, saçlar ve kıllar hızla büyür, enerji artar. Delirmeler, intiharlar da ilkbaharda artar. Neden? Kesinlikle henüz bilinmiyor. Bunda mevsiminin kararsızlığı büyük olasılıkla rol oynar. Kutuplardan gelen soğuk dalgaları güneyden gelen ılık akımlaıia karşılaşır. Ilık rüzgâr, zamanla hızını, sertliğini arttırır. Böylece, ani bir sıcak dalgasını, yaprakları yakan buzlanmalar izler. Sağlık uzerınde ilk ve sonbaharların anormal rüzgârlan da etki yapar. Lodos Istanbul'da yaşamı adeta felce uğratır. Rüzgânn uğultusu, ıniltisi sinir sistemini bozar. Bu rüzgârlar birçok ülkelerde hastalık, kaza, delilik, suçluluk gibi anormalliklere yol açar. En çok cınayet böyle zamanlarda işlenir. Kudüs'te Hadassah Üniversitesi Biyoklimatoloji bölümü uzmanlarından Dr. Felix Sulman, Israil'de "şarav" adı verilen güney rüzgârının insan bünyesi üzerindeki etkilerini incelemiştir. Halkın en az % llkve sonbahar lar lyon nedir? Bir veya daha çok elektronunu yitirdiği veya fazladan elektron aldığı için pozitif veya negatif elektrik yüklü atoma veya atom grubuna iyon deniyor. Yeni bilimin kurucusu, lodos gibi hallerde havadaki "iyon"ların çoğaldığını ileri sürüyor. Bazı bünyelerde "tiroid" bezinin fazla çalışması ile metabolizma etkileniyor. Ve nihayet, bazı lodos hastalarında böbrek üstü bezlerinin ürettiği aşırı adrenalin aşırı sinirliliğe, yorgunluk ve bitkinliğe neden oluyor. Kalifomiya Üniversitesi'nde bir "iyon arama ve inceleme" laboratuvarı kuran Dr. Albert P. Kruegger'e göre, çevrede negatif iyonlann artması kanda serotonin miktarını azaltıyor. Pozitif iyonlar ise ters etki yapıyor. Dr. Kruegger ve Sulman'a göre, lodos hastalarının yakınmalan hep pozitif iyonlardan doğuyor. Bunlara göre, atmosferde negatif iyonlann çoğaldığı zamanlar yanıklar çabuk iyileşmekte, hastalar rahatlamaktadır. Bu gözlemden yola çıkan birçok firmalar negatif iyon üreten makineler yapıp satmışlardı. 60 ve 70'li yıllar arasında bunlara rağmen çoktu. Sonra unutuldular. Fakat; bugün yeniden gündeme geldiler. Bir zamanlar ekmekpeynir gibi satılan iyon makinelerınin bir ara gözden düşmelerinde şu gözlemler rol oynamıştı: Intihar edenler ve aşırı sinir hastaları üzerinde yapılan ıncelemeler bunların kanında serotonin bulunmadığını ortaya koymuştu. Başka araştırmacılar ıse, endişe, uykusuzluk, aşın sinirlilik, şiddet hareketleri ile beyin serotonininin azlığı arasında ilişki bulunduğunu ortaya koymuşlardı. Birçok bilim adamları ve özellikle fizikçiler, iyonlann bünye üzerinde etki yaptıklannı kabul etmiyor, bu konuda daha birçok araştırma yapılması gerektiğini söylüyoıiar. Kimi Biyometeoroloji uzmanları, hava koşulları yanında kafeın, alkol, nikotin, esrar ve emphetamine alışkanlıklarının da dikkate alınması gerektiğini söylüyorlar. Çünkü, kahvenin kafeini damarları sıkıştırıyor, kan basıncını arttırıp iç vücut sıcakhğını yükseltiyor. Sigaranın nikotini organlarımıza kan gitmesini azaltıyor, alkol, esrar ve amphetamine ise damarlan genişletip enerji ve sıcaklık yitirmemiz sonucunu doğuruyor. Yaz sıcaklarından ölenler üzerinde yapılan incelemelerde, bunların kimilerinin terlemeyi önleyen sakinleştirici ilaçlar aldıklannı göstermiştir. Ülkemizde herkes havadan yakınır: Lodostan, poyrazdan, rutubetli havadan. Kimileri, kendilerini bir tür barometre sayar: Omuzunda ağrılar başlamış yağmur yağacakmış... gibi. Bütün bunların bu yeni bilimin ışığında ortaya konması gerekir. Hocalarımızın dikkatine sunulur. Negatif ve pozitif iyonlann rolü Karşı düşünce Rüzgârlara ne demeli? Kışın etkileri Sıcaklığın etkileri Kanda sıcaklığın artması ile Hipotalamus, kan damarlarına genişleme emri ve 367 13
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle