Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
KISA H A B E R L E R Aşkta kısa bir süre önce keşfedilen yeni bir madde ise oxytocin. Beyin tarafından üretilen oxytocin siniıieri duyarlı hale getirip kaslann gerilmesine yol açıyor. Kadınlarda doğum sırasında rahmin açılmasını daha sonra göğüsten süt gelmesini de bu madde sağlıyor. Bilim adamları yetişkin kadın ve erkeklerin birbirlerine sarılma isteğinin de oxytocin'den kaynaklanabileceğini belirtiyorlar. Araştırmacılar, çılgın aşka neden olan PEA ve amfetamin benzeri kimyasal maddelerin olayın seyrinde değişik mekanizmalara sahip olduklarını belirtiyorlar. Daha sıkı bağlanmalarda endorfinlerin önemli rol oynadığı söyleniyor. Öte yandan homoseksüel aşk tüm sırlarıyla gündemdeki yerini koruyor. Bu tür ilişkiler doğum etkeni olmadığı için evrimsel sayılmamasına karşın lezbiyenler ve homoseksüel çiftler arasında da romantizmin önemi yadsınamaz. Bazı araştırmacılar homoseksüelliğin cenin oluşumu sırasındaki bir anormallikten kaynaklandığını belirtiyorlar. Idaho'daki Boise State Üniversitesi'nden psikobiyolog VValsh'ın gözlemlerine göre nedeni ne olursa olsun aynı cinse yönelen aşk karşı cinsler arasındaki sevgiye eşdeğer bir nitelik taşıyor. Alışveriş hastalığına tedavi Durmadan ve çılgınca alışveriş yaparak büyük borçlara giren ve iflas edenler, psikiyatrik vaka olarak ele alınıyor lışveriş çılgınlığı hepimizin tanık olduğu, hatta içinde yer aldığı türden bir çılgınlık. Batı ülkelerinde bu çılgınlık, Noel öncesinde ve bazı büyük mağazaların indirim dönemlerinde inanılmaz boyutlara ulaşır. Ülkemizde de durum pek farklı değil, para sarfetme hastalığı hemen hemen hepimizi mevsimsel olarak etkiler (paramız oldukça tabii). Fakat bazı şanssız insanlar vardır ki, alışveriş hastalığı bunların yakasını bütün bir yıl boyunca bırakmaz. Amerika gibi cicisi bicisi bol, kapitalist bir dünyada bu tip insanlara sıkça rastlamak da pek şaştrtıcı olmasa gerek. Böyle insanlar, yaptıklan şeyin çok ciddi problemlere yol açtığını bilmelerine rağmen alışveriş yapmadan edemiyoriar ve zamanlannın çoğunu bir sonraki gün yapacaklan alışverişleri planlayarak geçiriyorlar. Birçoklan binlerce dolar borca giriyor, kredi kartlannın limitlerini dolduruyor ve hatta iflas ediyor.Bazı Amerikalı araştırmacılar, ellerindeki parayı durmak A sızın alışverişe yatıran bu insanlan tedavi edebilecek ilaçlar üretmenin mümkün olduğunu ileri sürmekte. Donald Black ve Susan Mc Elroy, bu tür alışveriş hastalan üzehnde çalışan iki psikiyatrist. "İlk bakışta insana komik gelebilir ama bu gerçekten ciddi birproblem" diyor Elroy. Aşın alışveriş hastalığı genellikle, durduk'yerde ateş yakma isteği, saç çekme takıntısı gibi "impuls kontrol düzensizlikleri" ile aynı grup içinde ele alınıyor, fakat öte yandan "aşın takıntı problemi" olarak değerlendirilmesinin de mümkün ol duğu söyleniyor. Bu ikinci türden şikaye olan hastalar tamamen gereksiz bazı ey lemler üzerinde ısrarcı oluyorlar ve bu ey lemi sürekli tekrar ediyorlar (anlamsız ko leksiyonlar yapmak gibi). Black, aşın alışveriş hastalığını aşın ta kıntı problemi durumuna daha yakın bul duğu için, bu hastalar üzerinde fluvoxa min adındaki bir ilacı denedi. Ashnda bu i laç Ingilterede depresyonlu hastalar üze rinde bir süredir kullanılıyordu. Hastalar i lacı sekiz hafta boyunca kullandılar ve da ha sonra da bir ay boyunca ilacı kestileı Bütün bu süre boyunca bütün hastala gözlendi ve alışveriş istekleri kaydedildi. Black, şimdiye kadar izlenen yedi has tayla ilgıli sonuçların son derece açık v< etkileyici olduğunu belirtiyor: İlaçlar, alış veriş isteğinin kayda deger derecede a zalmasını sağlıyor, ilaçlar bırakılınca d; eski çılgınlık yavaş yavaş geri geliyor. Alışveriş hastalarına yardım eden tek i laç fluvoxamin değil, McElroy ve arkadaş lan, yaptıklan araştırmalarda fluoxetir (Prozac) ve sertralin gibi bazı depresyon i laçlannın da işe yarayabildiğini tespit etti ler. Her iki araştırmacı da, bu ilaçlann kulla nımının kesinleştirilmesi için daha uzun çalışmalar yapılmasının gerekli olduğunı belirtiyor. Black, ABD nüfusunun yaklaşıf %6 'sının alışverişle ilgili problemleri oldu ğunu belirtiyor. "...fakat bu, ABD'de 1£ milyon insanın ilaç tedavisine muhtaç olduğu anlamına gelmez, ciddi vakalar bu nun çok aitındadır" diyerek durumu özetliyor Black. (söNew Sci 12 november) sayfa 7 (üstteki fotoğraf çok iyi) Rusya: Çiçek seçimi: Karanfil ve gül ilk buluşma için koşuldur. Bunlar tek sayılı olmalıdır. Çift sayıdakiler cenazelere götürülür. Erkekler kadınlardan daha çabuk aşık oluyorlar ama kadınlar biraz geç olsa da durumdan daha çok etkileniyorlar. Kadının bu gecikmesinin nedeni, partnerini daha ayrıntılı olarak incelemeye eğilimli olması. Neden belli bir insana aşık olduğumuz ise hâlâ bilinmiyor. VValsh, aynı anda iki insana birden aşık olunamayacağını belirtiyor ve "Doğa, bizi sadece bir kişiyle aynı kafese koyuyor" diyor romantik bir edayla. Işte aşk olgusu bilimsel bakış açısıyla bu şekilde yorumlanıyor. Kısacası bir bütün olarak bu duygu gerçek ile hayalin, boden ile ruhun, şiirsellikle phenylethylamine'in toplamı. Gerçekte insan yüreğinin derinliklerindeki arzu aşkın sıriannın hiçbir zaman tam anlamıyia çözümlenmemesi ve bu hoş duygunun o büyülü gizemini sonsuza dek koruması... Çeviri: Anahid Hazaryan Time Şubat 93 Galaksimizin merkezinde uyuyan dev G alaksimiz Samanyolu'nun merkezinde olduğu düşünülen kara delık kuşku yaratan bir şekilde sessızliğini korumaya devam ediyor. Böyle yoğun bir nesne yüksek enerjilı Xışınları yayıyor olmalı. Fakat bu frekanslarda galaktik merkeze yönelik ilk gözlemler, beklenilenden çok daha az ışıma meydana çıkardı. Geçen on yılda, Samanyolu'nun merkezinde yoğun bir kara delik bulunduğu konusundakı kanıtlar çoğaldı. İlk aday "Saglttarius A* dıye bilinen çok yoğun ve parlak bir radyo dalgalan ve alçak enerjilı X ışınlan kaynağıdır. Ayrıca, galaksı merkezinin yakınındaki yıldızlann ve gaz bulutlannın hareketı, büyük bir merkezi kütlenın galaksınin iç kısmını kütlesel çekim etkisi içinde tuttuğu flkrini veriyor. Fransa'daki Centre d'Etudes de Saclay'dan bir araştırma ekıbi, Rus uzay gemisi ÛRANAT'ta konumlanan Fransız Xışını teleskobu Sigma'nın topladığı Sagıttarius A gözlemlerini analiz etti. Yüksek enerjilı X ışınlan ek diskinden çekım gücü etkısiyle kara deliğin içıne düşen çevredeki yıldız kalıntılan, gaz ve yıldızlar madde yutan bir kara deliğin kendine özel "imzasını* atar görunuyor. Sigma teleskobu 35'ten 100 kiloelektronvolta kadar olan X ışınlarına karşı haasastır. Fakat Sagıttarius A'dan bu aralıkta maksımum dayanılabılır oranda madde yutan Güneş'ın bin misli kütleye sahip bir kara delıkten beklenenden 400 milyon kere daha az ışıma kaydetti. Ancak, yüksek enerjili X ışınlarının olmayışı kara deliğin var olmadığı anlamına gelmiyor. Neler olduğuna ilişkin bir ipucu, galaksı merkezi yakınındaki altı yüksek enerjilı X ışını kaynağına yönelik Sigma gözlemlennden geliyor. Bunlar, hemen hemen kesinlikle, güneşimizden sadece birkaç kat daha kütleli bir karadeliğın bir yıldızın yörungesınde olan ıkilı sıstemlerdır. Harvard Smıtsonlan Center for Astrophysıcs'ten Jonathan Grindlay, Nature'da yayınlanan yorumunda (Sayı 371, sayfa 589), bu tür X ışını kaynaklannın genellikle her 50 yılda bir aralıkla, bir defada yaklaşık bir ay kadar süreyle, yüksek ener|ilı X ışını bölgesinde parlayarak alevlendiklerine dikkat çekiyor. Grandi hem bizımki gibi normal galaksile rin hem de M87 gibi aktif çekirdeği olan galaksilerin büyük olasılıkla çok büyük kara delikler banndırdıklan, ama tipik bir galaksinin yaşarm içinde uzun aralaria kısa dönemler aktif olduklan sonucuna vanyor. (nb/22 kas.ns) 40310