23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HAFTANIN örgütlenme becerisi gelişmemiş, "demokrasi" diye bir istemi olmayantoplum yaratmak için her çabanın harcandığı ülkemızde bu sorunun aşılması birinci hedef olarak görülmelidir. Çünkü, salt bu durumun sayesinde görgütsüz halktan "arındırılan" birçok alan yasal ya da yasa dışı, küçük ama güçlü oluşumlarca doldurulmuştur. Binlerce hektar kentsel alan onların denetimindedir. "Kayıt dışı ekonomi" gibi soyut kavramlarla geçiştirilen ve "kayıtlı ekonomi"den daha büyük boyutlara ulaşmış olan otopark mafyasından Tahtakale tüccarlarına, "örgütlenmemış sermaye piyasası"ndan gecekondu ağalarına değin uzanan bu oluşumlar kentsel yaşamı da büyük ölçüde denetlemektedirler. Paranın ve kaba aücün egemenllğı anlamına gelen bu yapılanmanın karşısına halkın örgütlü gücü ile çıkılmadıkça ve eskimiş karar süreçlerl işletilerek kentlerin sorunlarının üstesinden gelinemez. Istanbul, bu yapılanmanın zirvesidir. Buradaki her dönüşüm, tüm kentlerimize örnek olacaktır. Sorunlarına çözüm aranırken Istanbul, bütün özellikleriyle, hinterlandı Türkiye olan bir planlama bölgesiolarak ele alınmalı, bu bölge, en küçük yerleşme parçasından (mahalle/köy) bölgenin bütününe degin, katılımcı, demokratik bir yönetsel örgütlenmeye kavuşturulmalıdır. Bu temelde, mahalle biriminden bölge yönetimine değin bir yönetim piramidi oluşturularak (mahalle/ köy, semt, ilçe, Anadolu ve Rumeli yakaları, bölge/kent bütünü) yönetim meclisleri seçilmeli; seçenler, seçılmışleri her zaman denetleyebilmeli; gerektiğinde, seçim dönemi içinde de, seçilmişleri geri çağırma yetkisine sahip olmalıdır. Istanbul, günümüzde yaşadığı sorunlu yaşama bir anda ulaşmadı. Öyleyse, sorunların çözümü de uzunca bir zaman alacaktır. Sorunların boyutları ve çeşitliliği gözönünde alındığında yapılması gereken çalışmanın süresi ve izlenmesi gereken kararlı tutumun niteliği kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Planlama, iktisadi, toplumsal ve fiziksel bütünlüğü olan bir eylem olarak ele alındığıda ve eylemin,içinde gerçekleşeceği katılımcı, demokratik kent yönetimi oluşturulduğunda, sorunların çözümü için en önemli adım atılmış olacaktır. Doğada ve insanların özel yaşamlarında olduğu gibi, toplumların yaşamlarında da boş bırakılan alanlar başkalarınca ve istenmeyen biçimde doldurulur. Bunun sonucuda, gerek insanlar, gerekse de toplumsal kesimler bulunmaları gereken yerden çok daha farklı konumlara yerleşirler. Bugün, Istanbul'da günlük yaşamın pek çok alanı çeşitli oluşumların etkinliğindeyse bunun nedeni, gereginden güçlü olan devlet otoritesinin büyük ve sessiz halk çoğunluğunu bu alanların denetiminden uzaklaştırılmış olmasıdır. Dolayısıyla, çözüm, ortaya çıkan boş alanların istenmeyen oluşumlarca doldumlmasınadaha güçlü bir otorite kurarak engel olmaya çalışmak değil, bu boş alanları yaratmamak, var olan boşlukların gerçek sahiplerince doldurulmasını sağlamaktır. Istanbul'u intihardan vazgeçirmenin yolu, onun yok oluş süreciden çıkmak için elindeki olanakları kullanılmasını engelleyen oluşumlardan arındırılmasından geçiyor. *Yük. Şehir Plancısı Şehir Plancıları Odası eski Genel Başkanı TMMOB Kentleşme ve Yerel Yönetimler Komisyonu üyesi GÜNDEMİ Gazete yönetimleri ve bilim gazeteciliği Geçen haftaki sayımızda yayımladığımız "Ufysses Güneş'in güney kutbundan geçti" haberini bir illüstrasyon süslüyordu. Bir tngiliz gazetesinden alıp kullandığımız illüstrasyonu yapan ressam, uydu ile güneşi birlikte resmetmiş. Ressam bu; düşlerine karışamazsmız ki! Güneş'e doğru uçan bir insanı da resmedebilirdi. Aynı resmi en çok satan bir günlük gazetemizin de kullandığını gördük. (Gazetenin küpürünü sayfamızda görüyorsunuz). Ama altında kocaman bir başlıkla "tşte Güneş'ten ilk fotoğraf!" Yazı içinde de Ulysses'in adı da "Ulis " ve "Vlus " diye geçiyordu. Haberde ayrıca "Vlus, Güneş'in güney kutbundan ilk fotoğraf ve bilgileri Dünya 'ya gö'ndermeye başladı" deniyordu. Anlaşılan haberin başlığı olan "tşte Güneş'ten ilk fotoğraf da bu uydunun gönderdiklerinden biriydi. Ancak uydunun Güneşe uçarken fotoğrafım kim nasıl çekmişti bilinmiyordu. Uydu Güneş'eyol alırken tesadüfen oradan geçmekte olan birileri bu müthiş görüntüyü kaçırmak istemedi ve fotoğraf makinesinin deklanşörüne basıp Dünya'ya gönderdi?7 Veya gökyüzünü teleskopuyla gözlemleyen bir astronom mu tesadüfen bu nejis görüntüyle karşılaştı ve henüz kimsenin bilmediği yeni geliştirdiği bir teknoloji harikası fotoğraf makinesiyle bu görüntüyü ölümsüzleştirdi! Belki de uzayda dolaşan, diğer gezegenlere doğru yol alan diğer uyduların bilgisayar beyinleri bu sahneyi kaçırmak istemediler! Her neyse. Amacımız bir gazetemizin açı ğını, yaptığı hatayı yerden yere vurmak değil. Çünkü okuru tam bir aptal yerine İccT yan böyle açıkları, bu kadarıyla olmasa bile, çoğu gazete veriyor. Burada dikkat çekmek istediğimiz konu, gazete ve dergilerde bir bilim muhabirinin, bilim konularında uzmanlaşmış bir gazetecinin bulunmamasıdır. Bulundurulmamasıdır. Bilim haberleri, gazetenin diğer dıs magazin ve çeviri işlerini yapan servislerce kotarümakta ve sayfaya girmektedir. Bilim haberleri, ilginç oldukları sürece gazetelere girmeye hak kazamrlar üanlayısı hakimdir. Dünvada milyonlarca kişinin çahstığı ve ürettiği, dünya ekonomisinin çarklarını döndüren, devrimlerin yapıldığı çağlar açıp kapatan koskoca bir alan, bilim ve araştırma, Türkiye'de kimsesiz ve boş bırakılmış durumdadır. Gazetelerde bilimin bir sahibi olmadığı, gelen bilim haberlerini denetleyecek bir kimse de bulunmadığı için, bilim alanında her türlii saçma sapanlığın yapılması sanki serbest gibidir. "At atabildiğin kadar" ilkesi geçerlidir. Ne haberi yapan ne de haberi alıp sayfaya koyan neyin ne olduğunu anlamadığı için, okurun da anlamadığı sanılır. Medya yöneticileri, yani yazılı ve görsel basına yön verenler, bu konuda ciddi ve sorumlu davranmah, bilim dünyasından haberleri doğru bir biçimde yazı işlerine aktaracak en az bir uzman gazeteci kadrosu oluşturmalı ve bilim gazetecileri yetiştirmelidirler. Lotaryaya yapılan bu kadar yatırımın milyonda biri, bir bilim gazetecisinin yetişmesine, uzmanlaşmasına ayrılsa ve yazı işlerinde.haber kadrosunda sürekli bir bilim gazetecisine yer verilse medyanın nitelikleri iyileşecek ve basınımız zenginleşecektir. Ancak, lotaryamn doludizgin sürdüğüne bakılacak olursa, iyi gazeteci yetiştirilmesine ve eğitilmesine kaynak ayırmanın zamanımn henüz gelmediği görülüyor! *** Gelecek cumartesi yeniden birlikte olmak üzere, güzel ve sağlıklı bir hafta geçirmeniz dileğimizle... Sonuç: Cumhuriyet BİLİMTEKNİK »No: 393, 1 Ekim 1994 »Basan ve Yayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.. «Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç • Genel Yayın Koordınatörü: Hikmet Çetinkaya *Yazı Işleri Müdürü: Ibrahim Yıldız, Dinç Tayanç (sorumlu) • Yayın Yönetmenı: Orhan Bursalı »Grafik Yönetmeni: Tüles Hasdemir «Reklam: Reha Işıtman 3933
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle