Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
B İ L İ M KÜLTÜR BİLİM Y AYIN Hayal gücünün bilimdeki önemi Bir ülke, mimarları, mühendisleri ile seçkin bir duruma getirilir. Vehhi Belgil lbert Einstein "Hayal gücü bilgiden dahaönemlidir" demiş. llk bakışta akla aykırı gelen bir söz. Ama, dünyanın en büyük bilim adamı tarafından söylenmiş olması insanı düşündürüyor: Ismail Habib Sevük'ün şu sözünü de anımsatıyor üstadın özdeyişi: "Söz var söyleyen insanla, insan var söylediği sözle değer kazanır." Bilindiği gibi, Einstein Flzik biliminde devrim yapmış bir insandı. öyle ki, bu bilim kendisinden sonra, "Einstein Fiziği" diye adlandırılmıştı. Önceki fizik Newton Fiziği idi (16421727). Einstein bundaki birçok bilgileri yenilemekle kalmamış, ona o vakte kadar kimsenin düşünmediği yeni bilgiler eklemişti. "Bilgi" Einstein için o kadar önemli idi. Ama, üstat, buna rağmen hayal gücünü bilgiden üstün tutuyor. Bu yazımda bunun açıklamasını yapmak istiyorum. A garlık" adını vermişiz bugün. Evet, insan, gecenin, kışın soğuğuna karşı önce mağaraları, sonra kendi yaptığı evleri kullanmış. Yabanf bitkileri, hayvanları evcillendirmiş. Doğa güçleri ile savaşım için âletler bulmuş... Ve bugünkü uygarlık düzeyine ulaşmış... Şu halde, uygarlığı, "doğanın olumsuz güçlerini olumluya çevirmek veya zararsızlaştırmak" olarak tanımlayabiliriz: Su baskınına ve susuzluğa karşı baraj, anlaşma güçlüğünü ortadan kaldırmak için diller, uzak yerlere gidebilmek için at, eşek, araba... Bütün bunlar ne sâyede olmuş? Hayal gücü ile. Kırda yetişen meyve ve sebzelerin o halleri ile yenmeyeceğini bilen insan bunların olumsuzluklarının nasıl ortadan Yaratıcı muhayylle mak. Ondan sonrası kaba kuvvet işi. Ama, binanın kentin neresine kondurulacağını, temellerinin Haliç tabanındaki kayalara nasıl oturtulacağını, kubbeleri taş direklerin nasıl tutacağını, pencerelerin nasıl, nerelere açılacağını, mihraptaki bir fışıltının dış kapıdan bile nasıl duyulacağını, iç süslemelerin nasıl nerelerdâ yapılacağını. bir tek kişi düşünmüş, tasarlamış, hayal hanesinde canlandırmış. Emirler buna göre verilmiş. Ve ortaya dünya durdukça duracak bir yapıt çıkmış. Süleymaniyesiz bir Istanbul'u düşünebiliyor musunuz? Aynı şeyleri Sultanahmet Camii için de söyleyebiliriz: Bütün dünya turistlerinin Mavi Cami dedikleri görkemli bina için... Ülkemizi düşman çizmelerinden kurtarma, adım adım gerçekleştirildi. önce fikir olarak doğdu. Sonra planlar yapıldı. Başkomutan planları oturup kendisi hazırlamadı ayrıntılarına kadar. Buna vakti de yetmedi. O direktiflerini verdi (Direktif, yapılacağı söylemek, yapılış şekllni yapana bırakmak),ve bu plan tam uygulandı. Gene her şey tek bir kafada hayal gücü olarak ortaya çıktı. Yüzlerce metre derinden akan Dicle ve Fırat sularının önlerini kapatarak bir tür küçük deniz yapma fikri kimin kafasında nasıl doğdu? Bugün bunu bilemiyoruz. Bütün politikacılar konuya sahip çıkıyor. Ama, konu bir kafadan çıktı, bir kişinin hayalhanesinden... Anlattıklarımızdan da görüleceği üzere, bilgi her şeyin başında geliyor. Fakat bu bilgileri derleyip toparlayarak görkemli bir yapıt haline, hayal gücü getiriyor. Şekerin, suyun, çileğin, eriğin, şeftalinin özelliklerini bütün dünyada herkes biliyor Işin bilgi tarafı bu... Ama, bunları karıştırıp tatlı yapmak, hayal gücünün işi. Nitekim, bunlar her ülkenin insanlarınca kendi kültürlerine göre birleştirilip tatlı haline getiriliyor. Bir yerde hoşaf (hoş âb), bir yerde pasta, başka bir yerde dondurma yapılıyor Yapanların hepsinin hayal güçleri başka olduğundan. Otuz sayının her birinin özelliklerini bilıyoruz. Ama, bunlardan toplama, çıkarma, çarpma, bölme ile yeni yeni sayılar elde etmek, hayal gücüne düşüyor. 1783de, ıslak saman dumanı ile doldurulup uçurulan ilk balondan bugünün uçan kalelerine, tepkili uçaklarına, uzay gemilerine...Kadar her şey hayal gücü ile yapılmış. "Şunu şöyle yapsam nasıl olur? Şu kısım gereksiz, kaldıralım, yerine şunu koyalım..." gibi sözler hep hayalgücünü yansıtıyor. Bu yazımda "seçkinci" bir tutum izledim. Aslında ben seçkinciyim. Ülkemiz ne kadar seçkin yetiştirirse o kadar ileri gidecek Kol kuvvetine dayanan iş ikinci derecede kalıyor Ama, biz, son 50 yılda hep bu güce önem verdik Bir ülke mühendisleri, doktorları, öğretmenleri, mimarları ile seçkin ülke durumuna getirilir. İnsülin salımmı çalışmaları nur miMB* ronv CFJIIUHPA9A TIP rAKOLTUlNDC VAftLMIÇ OUM İNİOlİN MUNIMI ÇAUŞMAUMNA TOPLU BİR •AKIS Istiklâl Savaşı ve GAP Doğanın, insan için olumsuz güçlerle dolu blduğunu görüyoruz. Soğuk donduruyor, güneş yakıyor, su boğuyor, yıldırım öldürüyor, güneş bir dereceden sonra kurutuyor, mikroplar kol geziyor. Hastalıklar birbirini izliyor, fakat çaresi bilinmiyor Su baskınları, orman yangınları, aşılamaz dağlar, tepeler, gidilemez, uzaklıklar. Et için hayvan avlamak büyük sorun. Meyve ve sebzeleri, doğada kendiliğinden yetişmiş şekilleriyle dağda ayılar bile yemiyor. Yokluk, kıtlık, darlık insanları birbirine düşman yapıyor. İnsan, doğanın güçleri ile savaşım verecek yerde kendi gibilerle de uğraşıyor. Bu kadar olumsuzluk içinde insanın ne pençesi, ne kürkü, ne kuvvetli bacağı, ne keskin gözü var. Burnu belirli biralandaki kokuları duyamıyor. Bu kadar olumsuzluk içinde insanın milyonlarca yıl varlığını sürdürebilmesi cidden mucize olmuş. Evet, insanın en büyük dayanağı aklı. Ama onu kullanmak için de binlerce, yüzbinlerce yıl emek sarfedilmiş. Sonra bu akıl, onda, başka hayvanlarda olmayan gereksinmeler yaratmış. Bunların hepsini göz önünde bulundurması da gerekmiş Ve, sonunda insan, kendisine akıldan daha büyük bir gerçek dost olmadığını anlayıp doğanın olumsuz güçlerini olumluya çevırme yoluna girmiş. Dağda yaşayan atı, mandayı, filı, koyunu, keçiyi kendi emrıne alıp çalıştırmış. Işte bütün bu olumsuz güçleri olumluya çevirme olayına "uy Dünya ve İnsan Kitabın adi "Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde yapılmış olan insülin çalışmalarına toplu bir bakış" Yayınlayanlar Doç Dr. Beyhan Yaylalı, Prof. Dr. Ziya Kaptanoğlu, Prof. Dr. Abdullah Şener, Prof. Dr. Hüsrev Hatemi. Yayıncılar, kendi fakültelerinde bu konuda hangi çalışmaların yapıldığını derleyip toparlayarak, insülin salınımı konusunda yeni araştırmalar yapmak isteyeceklere katkıda bulunlmak istediklerini belirtiyorlar. Günümüz dünyasında belgelere, bilgilere ulaşmak oldukça kolaylaştı ancak Türklye'nin henüz bu alandaki örgütlülük düzeyinin alt sınırlarda olduğu gerçeğinden hareket edersek, yapılan çalışmanın değerliliğianlaşılır. Hüsrev Hatemi de kısa bir sunuş yazısıyla, Cerrahpaşa'da deneysel fizyolojinin tarihçesine değiniyor. IÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Vakfı Fuat Bezmen Fonu yayın no: 1 DERGİLER Bilgi ve hayal Endokrinolojide Yönellşler Prof. Dr. Hüsrev Hatemi'nin editörlüğünde Dört ayda bir yayımlanıyor. Telefon:28893 50lstanbul. NÖPO PsiklyatPl Arşivi Türk Nöropsikiyatri Derneğinin yayın organı olan dergi üç ayda bir yayımlanmakta. Sahib Dernek adına özcan Köknel, editörü Olcay Yazıcı.. Adres:IÜ Tıp Fakültesi Psikiyatri Kliniğgı Çapa Istanbul. Ülkemizin düzenli yayımlanan ender dergilerinden olan Nöropsikiyatri Arşivi 30 yılını geride bıraktı. Dergi özel sayılar hazırlığında. kaldırılacağını hayal gücü ile bulmuş. Şunu şuna katsam nasıl olur? Şunu şöyle yetiştirsem daha iyi olmaz mı? Bilgi, bize ilk ipuçlarını veriyor. Onlardan karma yapmak, hayal gücüne dönüşüyor. Tıpkı şöyle: Iki sayıyı ayrı ayrı biliyoruz. Ama, bunları birbirlerine eklersek bilmediğimiz yeni bir sayı çıkıyor karşımıza. Ağacın, direğin, taşın özelliklerini bilıyoruz. Bu özelliklere göre ev yapmak hayal gücüne düşüyor. Once taşın özelliklerini düşünuyoruz. Diyelim sağlamlığını Buna göre ikı katlı bina yapmak, yaratıcı muhayyileye düşuyor. Ehramları bir duşünelim: Taşlar birbirleri üstüne yerleştırilmiş önemli olan bunları üstüste koymak değıl, bir ehramın içindeki dehlizlerin, odaların, yolların nasıl yapılacağını göz önunde canlandır Ulusal Cerrahi dergisi Cemalettin Topuzlu'nun editörlüğünde yayımlanan derginin Temmuz sayısl elimize geçti Dergi okurlarına yeni bir hizmetsunuyor:sayfası400lıra + posta masrafı karşılığı Comprehensıve Medlıne (EBSCO CDROM) servisinden ıstenılen makaleler alınabilir, istenebilir Dısketlerde, aylık, tıpla ılgili her konuda yayımlanmış önemli konuların özetleri bulunuyor (1)247 52 95 tele veya 247 08 35 faks noya başvurulması Dergi için de ayrıca: Ulusal Cerrahi Derneği Güzelbahçe Sok. No:33/357 33721