24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TREDÜNYASI fen! landığımız lOOMB'lık hard diskler bir kopyasını bile sığdıramıyor.) Ama STM ucunu yerleştirmek çok yavaş yapılabildiğinden, bunun gibi bir şeyi yapmak yıllar sürer. Her şey kaybedilmiş değil ama. STM ile yazılan ilk yazıdan sonra araştırmacılar, STM ile daha hızlı yazmada birçok farklı öneri ortaya koydular. Yeni bir teknik, STM yerine, STM'nin daha hareket ettirilebilir akrabası olan "Atomik Güç mikroskobunu" kullanmayı içeriyor. Gerçi bu teknikle çizilen çizgiler STM ile çizilebilene kıyasla bir kaç yüz kat daha kalın fakat çok daha hızlı, bir saniyede yüzbin bitlik bilgiyi okuyarak günümüz CD ROM teknolojisinin onda biri hızına ulaşmakta Ayrıca birçok STM birbirine eklenerek bu hızın daha da arttırılabileceği inancında uzmanlar. luşan Buckyball, kapasitör yapımına elverişli bu tür moleküllerden biri. Küçük olmalarının yanında, demetler büyük bir atom grubunda olmayan elektronik özelliklere sahip. örneğin büyük bir silikon atom.grubu çok miktarda ışık emip yayamaz, dolayısıyla firmalar, hesap makineleri ve fiberoptik telefon kablolarında kullanılan ışık yayan diyotlarda pahalı malzemeler kullanmak zorunda Ama deneyler, küçük atom grupları halinde silikon atomlarının ışık saçacağını gösteriyor. Bu buluşlar bir gün elektronik ve optiği aynı bilgisayar çipinde, nanoteknolojik boyutlarda birleştirmeye olanak sağlayacak. Kimyacılar demetlerinl kullanıma sunmadan önce bazı engelleri aşmak zorundalar. Şu an bu demetleri pratik uyguiamaya geçirebilmek için gerekli olan seri üretim şartı yerine getirilememiş. Bu bilgisayar temsili resmi elektronları STM'nin ucuyla graftt yüzeyi arasında "tünellerken" gösteriyor. Işın grafitin üzerlnde olduğu sürece akım iki yöne de eşit kolaylıkta gidebiliyor. Fakat STM'nin ucu Phtalocyanine'in üzerine gelince, bu molekül bir muhatız görevini görerek akımın bir yöne gitmesini diğer yöne oranla daha kolaylaştınyor. Transistorler de bunu yapıyorlar. Sadece birkaç yüz kat daha buyükler. Kimgayerler işin içinde STM araştırmacıları ilk "nanografiti" ile uğraşırken birçok kimyager nanoteknolojinin bir başka kolunda uğraş veriyorlar. "Demet" kimyası adı verilen bu alanda bili : madamları, on ila bin atomdan oluşan küçük toplar ve tüplerle uğraşmakta. Bu küçük top ve tüpler için düşünülen birçok işlevden bir tanesi ise sadece birkaç elektronla çalışabilen transistorler yapmak. Son yılların en önemli kimya buluşu olarak kabul edılen altmış ddrt karbon atomundan o PMhalocyanlne, Karbon(y*fll), Azot(mavi), Hklroien(gr1)ve Bakır(Mn) lyonundan otufanblr molekOI. Uçla yuzey ' arasında "tünelleyen" Seri şekilde demetleri üretebilmek için mükkemmel boyut kontrolü, bir diğer deyişle istenilen bir miktarda atomu istenilen bir başka türetomla, istenilen oranda birleştirme, çalışmaları yapılıyor. Bugüne kadar 12 nikel atomuyla 23 selenyum atomu kontrollü bir şekilde birleştirilebilmiş. Şimdi ise bilimadamları daha yararlı maddelerle bunu tekrarlamaya çalışıyorlar. Neden bu kadar zor yoldan ccvap aranıyor, tabiat anada çozüm varken? Çok uğraşarak nanobilgisayarları yarı iletken ve inorganik malzemeden yapmak yerine bu bilimadamları, proteinler, DNA gibi insan yapısı organık maddelerden biobilgisayarlar "yetiştirmeye" çalışıyorlar. Moleküler elektronik bu yolda ilerliyor. Bu kendi kendine inşa özelliğinden yararlanarak, uzmanlar geleceğin bilgisayarlarının kendi kendilerini yapacaklarını umuyorlar. "Kimyaya llgl göstermezsek, bilgisayar endüstrisi Hclbln yılında büyük zorluklarla karşılasacak " diyor bu konuda bir uzman. Doğada olmayan moleküllerle... Ama elektronik özellikleriyle bilinmeyen moleküller, nasıl diyotlar, transistorler ve diğer bilgisayar parçalarının yerini alabilir'' Bir bilimadamı yayımladığı bir makalede bunun nasıl başka şekilli organik moleküllerle yapılabileceğini gösterdi. Fakat ortada bir sorun vardı bilimadamının bahsettiği türden moleküller doğada bulunmuyordu. Bir üniversite profesörünün 1989 yılında X şeklinde elektrik şalteri görevı yapabılecek bir molekül tasarlayıp, bunun 1990'da gerçekleşmesiyle sorun görünüşte bir çözüme kavuşmuş oldu Bu sefer de bir başka sorun ortaya çıktı bu minik şalterlerin çalışıpçalışmadığını kontrol etmek için gerekli küçüklükte tel bulunamaması. Halen süren bir çalışmada ise molekülleri ilk başta yaratan profesör, bu molekülleri daha büyüterek test edllebilir hale getirme.ıin yollarını arıyor. Şaltermoleküllerinin kullanıma hazır hale gelmesi yedi ila yirmi beş yıl alacak, yaratıcısının dediğine göre O zaman ise üretilmiş milyonlarca molekülşalteri bırleştirmenin bir yolunun bulunulması gerekecek. Bütün bu zorlukların üslesinde gelıp, yeni buluş, pratiğe uygulanmaya hazır olduğu zaman ise, New York Üniversitesi'nde geliştirilen DNA latislerinin molekülbilgisayarın. yapımında inşa iskelesi olarak kullanılma olanağı ortaya çıkacak. New York Üniversitesi araştırmacılarından bir grup, DNA molekülünü, dik açılara bükerek kare ve bu kareleri de birleştirerek DNA küpünü oluşturmayı başardılar Araştırmacıların gelecekteki hedefleri, yukarıda bahsedilen molekulşalterleri yerinde tutacak uç boyutlu bir kübik latis üretebılmek. Hiç kimse hangi metodların sonunda nanobilgisayar yapımında işe yarayacağını bilmiyor. Galip, bırle sınırlı kalmayabilir de Büyük bir olasılıkla bu denenen metodların birkaçı birleştirilerek en uygunu ortaya çıkacak. Bir uzmanın da belirttiği gıbı nanoteknolojide henüz pratikte bir uygulamanın gerçekleşmemesinin ana sebebı, nanoteknoloıinin gerçekleşebilmesi için birden çok bılım dalında ortak çalışmaya ihtiyaç oluşu Organik kimya ile bir m o lekülun rrHİyonlarca kopyasını yapmak hiç de zor değil. Ooğru reaksiyonu başlattığınız ve istenmiyen molekülleri uzakta tutuğunuz surece, önunüzde hiçbir engel yok. Ayrıca, uygun ortamda, proteinler başta olmak üze1er yönü dokuz nano metre uzunluğunda olan bu DNA kübü ge r e tıırçok organik molekül, eceğin "nanomakinelerinin" iskeletini olusturabilir. New York 0 kendi kendilerine binlerce tiversitesi araştırmacıları DNA sicimlerinı kimyasal olarak kare rnoleküllük karışık geometsrhalinegetirlyorvebukareleridebakerekküphalinde'kaUı. ,nere bürünüyor|ar rjk ş e k 'Otlar". Derleyen: Kemal Aşkar 33713
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle