Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
T O P L U M PS İKİYATRİSİ da, daha önceden penisiline karşı alerji öyküsü bulunanlarda, ilacın yeniden verilmesinde herhangi bir tip alerjik reaksiyonun görülme oranı % 12.8'dir. Bazı araştırmacılar da, penisiline alerjik kişilere yeniden bu ilaç verildiğinde ortaya çıkan reaksiyonların ancak % 510'unun ağır düzeyde olacağını, ölümün ise % 0.25 oranında görülebileceğini bildirmektedir. ABD'de yılda ortalama 500 civarında kişi, penisiline bağlı alerjik reaksiyondan kaybediyor olup bu kişilerin dörtte üçünün daha önceden penisiline ait bir alerjik öyküsü yoktu. 19641983 arasında Ingiltere'de bu ilacın alerjisi sonucu sadece 22 kişi kayedilmiştir Tekrar etmek gerekirse bu kişilerin büyük çoğunluğu, ilacın enjeksiyon olarak yapılması sonucu kaybedilmiştir. Anafllaksi denilen hayatı tehdit edici alerjik reaksiyon en sık 20 ile 49 yaş arasındadır. 12 yaşın altında çok seyrektir Alerji her ırktan kişilerde ve her iki cinste eşit olarak görülür. Astma, egzama, alerjik nezle ve diğer ilaçlara alerjisi olma gibi durumlar, penisiline alerji için özel bir risk teşkil etmezler. Penisiline bağlı görülen değişik alerjik reaksiyon tipleri Tablo 1'de gösterilmiştir Bu reaksiyonların en ciddisi ani oluşan alerji tipidir. Reaksiyon ne kadar erken başlarsa o kadar hayatı tehdit edici olmaktadır. Dünyada akıl hastaneleri yeni bir anlayışla yeniden örgütleniyor. Toplum psikiyatrisi görüşü çerçevesinde yapılan düzenlemelerden başanlı örnekler... Akıl hastanelerinin geleceği Işte bu nedenle bütün büyük psikiyatri hastanelerinin üçte bir yatağı bu tür taburculuğu "olanaksız" hastalarla tıkanıp kalır. nistan örneği: 198389 yıllan arasında komşumuz Yunanistan'da psikiyatrik retorm gerçekleştirilmiştir. 1983'te bu ülkede bütün sistem psikiyatri hastaneleri üzerine kurulmuşken, 1989'da durum tam tersine döndürülmüştür. 1983'teki 9 psikiyatrik hastanenin hiçbiri kapatılmamış, ancak yatak sayıları etkili çalışabilecekleri oranlarda düşürülmüştür Sahipsiz ve kronik hastaların tamamı Leros adasındaki 1700 yataklı hastaneye aktarılmıştır. Boşalan yataklara yeni yatış yapılmamış, bu binalar hastaların kullanabileceği ek uğraşı alanlarıolaPsikiyatrik Reorganizasyonda Yuna M. Emin Ceylan* 4 bin yatan hastası, bir o kadar da çalışant ile bir küçük şehri andıran büyük psikiyatri hestanelerınin, geleceğin psikiyatrisindeki yerleri ne olacaktır? Finansman ve personel zorlukları, çok uzun sürelerle yatan sahipsiz kronik hastaları, yeni gelişmelere güç bela ayak uydurabilen yapılan ve kaybolmaya yüz tutmuş terapötik işbirliği rotamı ile 21 yy 'da da varlıklarını sürdürebilecekler midir? Gerçi, nöroleptik ilaçların klinik kullanıma görmesıyle, psikotik hastalar, kilitli kapılar arkasından çıkmış ve bir kısmı da sosyal entegrasyonunu sağlamıştır. Tbplumun da bunlara karşı korku duyan, itici ve hatta yıkıcı tutumu nısbeten ortadan kalkmıştır. Sonuçta psikiyatri hastanelerine yatış sayısıartmasına rağmen, yatış süresinin kısalması nedeniyle hastanede kalan hasta sayısı giderek düşmüştür. Böylece bütün dünyada büyük ölçekli psikiyatri hastanelerinin hem şartlan düzeltılmiş, hem de sayıları çok çok azaltılabilmıştir. Bugün Avrupa'da 1200 civarında psikiyatri hastanesı vardır. Bunlardan yalnızc birinin yatak sayısı 2000den daha fazladır. Bu hastanelere sahip 4 Avrupa ülkesi; Ingiltere, Yunanistan ve Romanya ile birlikte Türkiye'dir. Büyük ölçekli psikiyatrik hastanelerin en önemli dezavantajı, çeyrek yüzyıldır önemli atılımlar gerçekleştirmiş toplum psikiyatrisi anlayışı ve organizasyonuna uyum sağlayamamasıdır Ikinci Dünya Savaşı'ndan bu yana psikiyatrideki temel görüş; hastaların bulundukları ortam içinde ayaktan izlenmeleri, hastane tedavisine olan ihtiyacın azaltılması ve gündüz saatlerinde gelinip, akşam eve dönülen gündüz hastanesı uygulamasının yaygınlaştırılması biçimindedir. Bu yaklaşıma en uygun yapı; primer sağlık hizmeti içinde, yani sağlık ocakları ve pratisyen hekim düzeyinde ve genel hastanelerdeki küçük ölçekli (2050 yatak) kliniklerde psikiyatrik hizmetin organizasyonudur. Bu sayede toplumla ve hastanın ailesıyle dinamik bir etkileşim içinde hizmet yurütülebilir hale gelmektedir. mBüyük psikiyatri hastanelerinde, tedavi sonuccunu etkileyen negatif etmenler nedeniyle sıklıkla eksitasyon ve ajitasyonlarla karşılaşılır. Bu da, tedavınin aşırı medikalleştirilmesine neden olur. Sonuçta hastalar yüksek doz ılaç ve elektroşok baskısı altında kısa sureli tedavilerle kontrol edilmeyeçalışılır Fakat bu, hastaneden çıktıktan sonra sürdürülemeyeceği için hastalık kısa sürede nüks eder ve hasta hastaneye geri döner. Bunun birkaç kez tekrarlanması hastayı da, aileyi de umutsuzluğa ve bıkkınlığa sürükler. Sonuçta aile politik yakınlıklarını ve medikal olmayan diğer yönleri kullanarak hastasını hastaneye terkeder. 3 Hastaların Testierie Değerlendlrilmesl Bu testler daha önceden penisilin alerjisi şüphesi olan kişilere mutlaka uygulanmalı. Uygulanan bu testierie, hayati tehlike yaratan alerjik reaksiyonlar hakkında bir fikir alınabilmesine karşın, deri reaksiyon I an, hemolitik anemi ve serum hastalığı gibi durumlar hakkında bilgi alınamaz. Deri testleri mümkünse mutlaka penisilinin major ve minör detöerminantlarına karşı ayrı ayrı yapılmalıdır. Ancak bu maddeleri ülkemizde her zaman bulmak mümkün değil. özellikle minör determinantlara karşı alınan pozitif bir deri yanıtı, hastanın anafilaksi için ciddi bir risk taşıdığının göstergesidir. Her iki determinanta karşı alınan negatif yanıt ise alerjik reaksiyon şansının % 1den düşük olduğunun ifadesidir. Penisiline Karşı Duyarsızlaştırma Penisiline karşı alerjisi kesin olarak bilinen ancak bir infeksiyon hastalığı nedeniyle bu ilacın mutlaka kullanılması gereken durumlarda uygulanır. llacı küçük dozlarda, belirli zaman aralıkları ile gittikçe artan bir şekilde hastaya verip, onu bu ilaca karşı duyarsızlaştırmak esas amaçtır Bu işlem mutlaka bir alerji uzmanının gözetiminde ve mümkünse hastaya gerektiğinde her türlü müdahalenin yapılabileceği bir ortamda yapılmalıdır. rakayrılmıştır. Bunun yanında, genel hastaneler içinde 13 tanesi yataklı klinik olmaküzere toplam 51 psikiyatri birimi açılmıştır. 6 yılda toplam 10 yeni toplum psikiyatrisi birimi hizmete sokulmuştur. Sonuçta akut olguların tedavisi genel hastanelerdeki psikiyatri birimlerine kaymış ve bunların hospitalizasyon sayısı 6 kat artmıştır Ayrıca bir yıl içinde ayaktan tedavi birimlerinde yapılan psikiyatrik görüşme sayısı 1983ten 89'a kadar 40 binden 150 bine tırmanmıştır. Sonuçta tedavide psikiyatri hastanelerinin ağırlığı kalkmış, yük, ayaktan tedavi birimleriyle, genel hastanelerdeki yataklı tedavi kliniklerine kaymıştır Bu da sorunun çözümüne, toplumun daha yüksek oranlarda katılımı demektir. Uzun vadede büyük ölçekli psikiyatri hastanelerinin bu özelliklerinı kaybedecekleri, bağımsız birimler halinde bölünüp küçülecekleri, toplum psikiyatrisiyle dinamik bir organizasyon içinde, onun birer uzantısı haline gelecekleri düşünülmektedir. Yalnız o zamana kadar bu hastanelerin, bir geçiş dönemi için üstlenecekleri görev ve benimseyecekleri geçici yapı ne olmalıdır. Ingiltere'deki uygula maların ışığında geçiş dönemi için önerilebilecek olanlar şunlardır. 1. Içlerinde taşıdıkları sahipsiz hastalar, sığınma ve hemşire evleri inşa edilerek oralara taşınmalı ve hasta başına bakım maliyeti düşürülmelidir. Boşalan servislerde yeni yataklar açılmamalı, buraları meşguliyet ve sanat terapisi gibi yöntemleri kullanabilecek birimler olarak organize edilmelidir. 2. Hastane, en fazla bin yatağa sahip birbirinden bağımsız ya da birbirine gevşek biçimde bağlı küçük hastanelere bölünmeli ve her bir küçuk hastanenin hitap ettiği coğrafi bölge kesin olarak sınırlandırılmalıdır Bu 1000'er yataklı hastanelerin kendi içlerindeki alt birimlerinin hitap ettiği daha küçük coğrafi bölgelorin sınırları da çizilmelidir Böylece her bir birimin toplumsal entegrasyonu ve toplumla tanışıklığı arttırılmalıdır. Bu alt birimlerin optimum büyüklüğü 100 yataklı birimler olmalı ve her bırimden sosyal çalışmacıların da bulunduğu bir tedavi ekibi sorumluolmalıdır. Her üç alt birim kendi aralarında birleşip daha buyük bir birim halinde ayrıca örgütlenmelidir. Alt birimler, kendi organizasyonları konusunda olabıldiğince serbest bırakılmalı, böylece birimlerirj kendi coğrafya vetoplumsal yapılarına en uygun örgütlenmeyı gerçekleştirmelerine olanak tanınmalıdır 3. Sistem başlangıçta iki ayak üzerine oturmalıdır. îlk ayakta genel hastane psikiyatri birimi, ikinci ayakta ise psikiyatri hastanesinin o bölgeye bakan alt birimi bulunmalıdır. Psikiyatri hastanesindeki alt birimlerin kendi aralarındaki ilişkiden çok, kendi coğrafyası içindeki genel hastanelerdeki psikiyatri birimleri ve diğer primer sağlık hizmeti veren kuruluşlarla ilişkileri önemlidir. Hastane içindekı bütünlük bozulurken, gevşerken, primer sağlık hizmetlerine doğru uzanan coğrafi ve fonksiyonel bütünlük gerçekleşip sıkılaşmaya başlamalıdır. 4. Küçük hastaneler, farklı yetkilere sahip fakat eşit seviyedeki idari ve medikal direktörlerle yöneltilmelktir. İdari direktör olablldiğince, merkezi değil, lokal otoritelerce belirlenmelidir. Finansman güçlükleri vb. sorunlar lokal otoritelerce çözümlenmelidir. 5. Kesin olarak hastaneden topluma doğru bir "hareket" başlatılmalıdır. Hastaların, birimlerin ve yönetimin toplumla entegrasyonu şarttır 6. Büyük psikiyatri hastanelerinin dörtte biri 65 yaşından büyük hastalarca işgal edilir. Bu hastaların yatışı sınırlandırılmalıdır. Sonuç olarak ülkemizde de gündemini giderek ağırlaştıran bu sorunun çözümü için, topyekün bir psikiyatrik reorganizasyon programının yapılmasını ve toplum psikiyatrisinin gün geçirmeden örgütlenmesini zorunlu görüyoruz * Psikiyatri doçentl ve servls şefl, Bakırkfiy Ruh ve Sfnlr Hastalıklan Hastanesl 33717