20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

İLE TİŞİM TV: Evimizdeki gladyatör Teknoloji hepimizin oturma ve yatak odasına elektronik arenelar kurdu ve tıpkı çağlar öncesinde olduğu gibi insanoğlu et ve kanla eğleniyor. Nurdoğan Rigel* . ir kutu kola içip susuzluğunu giderdikkten sonra boş alimünyum kutuyu şevkle sıkıp oyle çöp kutusuna atan kişinin çevresine yaydığı "şiddetimi seviyorum" mesajının ürkütücülüğünü düşünün. Bir de kendisine bir bardak su getiren kişiye "su gıbı azız ol" dıyen yaşlı yüzün sevecen, ılık ılık yumuşaklığıyla gelen iyi dileğinin yarattığı ortamı gözlerinizde canlandırın. Iki manzaradaki farklılık nesil değişimininsonucu. TV'den gelen mesajlarla bireyselleştirılmiş ve dışa vurumu şiddete odaklanmış genç ile geleneğin yumuşak sarmalında yetişmiş yaşlının, çevresine yolladığı mesajlar nasıl büyük farklılık gösteriyor Tüketim toplumunun üyesi olmanın getirdiği sertlik. şiddete yönelik bireyier olmamızı hızlandırıyor. Bu hızı artırıcı unsurun başında da suçluluğu bilimsel araştırmalarla ve örneklerle kanıtlanmış televizyon geliyor Dört buyuk Amerıkan TV kuruluşunun $iddet unsuru içeren filmler gösterilmesi konusunda Kongre tarafından uyarılmaları TV ve şiddet tartışmalarını yeniden alevlendirdi. "ABD'de şiddete dayalı filmlerin ve dizilerin olumsuz etkisı toplum açısından tehlikeli boyutlaıa ulaşınca, Amerikan Kongresi, ülkenin en büyük TV kuruluşları olan ABC, NBC, CBS ve Fox Netv/ork'u uyarmak zorunda kaldı. TV kuruluşları da yayınlarında şiddet içeren filmler olduğu takdırde, önceden duyuru yaparak, anne babalarm uyarılmasına karar verdiler." (1) Sonbahar aylarında başlayacak uygulamaya göre, ıçinde şiddetin bulunduğu film ve diziler öncesinde ekranda bir uyarı yazısı belirlenecek, gösterilecek filmin çocuk için zararlı olduğu vurgulanacak. Böylece anne babalarm önlem almaları istenecek. Ayrıca yayınların listesini veren TV dergilerı de çocuklar içın zararlı olabilecek programlara, benzer uyarılar yazacaklar. Kongre uzun zamandır, şiddet konusunda TV kuruluşlarına baskı yapıyordu Ancak TV'ciler bu uyarılara aldırmadılar. Fakat Kongre üyeleri program içeriklerine yerti düzenlemeler getirecek bir kanun taslağı üzerinde çalışmaya başlayınca işin ciddiyeti anlaşıldı ve TV kuruluşları soh yapılan uyarıya boyun eğmek zorunda kaldılar. Şiddet filmlorine uyarı yazısı konmasının, ABD'de özellikle çocuklar arasında artan suç oranını duşürmeyeceği tartışmaları yapıhrken, televizyoncular da reklam pastasının büyük bölümünü kaybetmekten korkmaya başladılar CBS'in başkanı Hovvard Stringer, bu uyarı yazısının pek çok şirketi reklam vermekten alıkoyacağını öne sürüyor. Kongre harekete geçiyor Ülkemlzde de hasılat rekorlan kıran "Temel Içgüdü" tilminde seks ve fiddet birbirini tamamlayan iki unsur. ABD'de bu tartışmanın kökeni, "televizyonun yeni yeni 50'lilerde nasıldı? yaygınlaştığı 1950'li yıllara kadar uzanıyor O yıllarda popüler olan 'The Untouchables' (Dokunulmazlar) dizisi her hafta izleyiciye şiddet dolu dakikalar yaşatmıştı. Zamanın şiddet olayları bugünkü kadar vahşi değilse bile çocuklar kadar büyüklerl de etkiliyor, suç oranının artışından sorumlu tutuluyordu. 1969'da toplanan Milton Eisenhovver Komisyonu, uzun suren araştırmalardan sonra yayımladığı raporda, 'TV'deki şiddet olaylarının kötü etkisinden derin bir endişe duyulduğu' görüşüne yer vermişti 19901991 TV yayın döneminde yapılan bir araştırma, 'Haberler' ve Cops' adlı dizi gibi gerçek hayattan alınma sahnelerle dolu 'Reality Shovv'lar dışında TV kanallarının her saat ortalama 32 adet şiddet sahnesi sergilediğini ortaya koyuyor" (2) TV'deki şiddet üretiminin özellikle Çocuklar ve gençler üzerindeki etkileri tartışılırken, "Mutlu Şiddet" adı verilen barbarlık filmleri, video oyunlan ve modern kültüre uyarlanan programlarla şiddet öğesinin yumuşatılacağı iddiaları gündeme getirıliyor. Ulkemizde de gösterilen 'A Takımı' benzeri diziler "Mutlu Şiddet" türünün en güzel örneği. Bu dizide olduğu gibi herkes birbirini makinalı tüfekle tarıyor, bombalarla havaya uçuruyor ancak kimse ölmüyor. Mutlu şiddetin hiçbir trajik sonucu olmadığı gibi, izleyiciye acı vermesi de söz konusudeğil. Her şeye rağmen, şu an için TV'deki şiddetin sokaklara birkaç katıyla yansıdığı bir gerçek. Zenci bir sürücünün polis tarafından dövülmesinin ve daha sonra polisin beraat ettirilmesinin ardından Los Angeles'ta patlak veren isyandan da TV ve Hollywuod çevreleri sorumlu tutulmuştu. Zencilerin sokağa dökulup, beyazları dövmeye, hatta öldürmeye başlaması, dükkânları yağmalaması, polis araçlarına saldırması, etrafı yakıp yıkması TV'de ve sınemalarda gösterilen şiddet filmlerine bağlanmıştı. Dönemin başkan yardımcısı Dan Ûuayle bu suçlamayı açık bir şekilde yapıp kamuoyunun desteğini almış, ancak sinemacı ve TV'cileri kızdırmıştı. "Kritik ve olaylı dönemlerde araştırma yapmaya bayılan şirketler, Los Angeles olayları öncesindeki iki aylık dönemin, televizyonun en kanlı dönemi olduğunu ortaya çıkardılar. Değişik kanallarda gösterilen 29 film veya diziden 18'ı kan. cinayet, katliam, yangın ve boş şiddet içeren sahnelerle doluydu. Televizyonda şiddetle ilgili görüş belirten muhafazakâr kesım, Hollyy/ood'un vahşet seven bir tutum içinde olduğunu, timlerine de bu vahşiliğin yansıdığını söylüyor. Libaraller ise durumun ancak daha Kan, dnayet, katliam 3368
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle