20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KISA HABIRLER Elektronik göz, körlüğe care mi? Körlüğün bazı türleri ışığa duyarlı bir çip ile giderilebilecek. merikalı bir grup araştırmacı, ameliyatla göze takılıp körlüğün bazı türlerini giderebilen ışığa duyarlı bir çip geliştiriyor. Bu yöntem salt, retinadaki, ışık alıcı hücreleri zedelenmiş hastalara uygulanabilecek Baltimore'dan bir göz cerrahı, ışık alıcısının arkasındaki sinir hücrelerinin zedelenmemesi durumunda, sinirler elektrikle uyarıldığında hastanın "görebildığini" belirtiyor. Şu an Kuzey Karolina'daki mühendisler cerrahla beraber bu çip üzerinde çalışıyorlar; söz konusu çip ışığı yakalayıp elektriksel kuvvete dönüştürerek sinir hücrelerinin uyarılmasını sağlıyor. Baltimore'daki John Hopkins Üniversitesi'nden Eugene de Juan henüz araştırma safhasında olmalarına karşiFc gelecek için umutlu olduklarını belirtiyor. Bilim adamı şimdiye kadar dört hastaya yaptığı ameliyatla, ganglion hücrelerini uyarıp retinadan optik sinire elektriksel dürtü gönderilmesi için ince bir elektrikli cihaz yerleştirdi. Bu hastalar bütünüyle ölü retinalara sahip olmalarına karşın cihazın yarattığı Fotogalvanlk dedektörler A Elektronik göz: Işığa duyarlı çip (attta) retinadaki zedelenmlf ifik alıcılarına seçenek oluşturuyor. Entegreçlpl^ elektroHar cılığıyla belli aralıklarla elektriksel uyarı gönderdiklerini belirtiyor. Her uyarıda hasta, "onu gördüm" diyerek halkayı küçük bir bezelye şeklinde tanımladı. Ayrıca bu noktanın yerini, boyutunu ve ortaya çıkış zamanını da söyleyebildi De Juan ve ekibi, ganglion hücrelerinin elektrik uyarılarına cevabını derinlemesine araştırabilmek için daha fazla deney yapmayı tasarlıyor. De Juan, bu yöntemin, retina yırtılması sonucu salt ışık alıcıları zedelenmiş, başka bir deyişle işlevlerini kaybetmemiş ganglion hücreleri ve optik sinirine sahip hastalara uygu etkiyle parlak bazı noktalar gördüklerini söylediler. Oe Juan, cihazı retinanın doğrudan karşısına yerleştirdiklerini ve bunun ara lanabileceğini vurguluyor. Gtokom hattalan sinirleri ölmüş olduğu için bundan yararlanamayacak. Kuzey Karolina Üniversitesi'nden Tom Gray, bir çipin üzerine dört ışık transistörü yerleştirerek örnek bir donanım hazırladı. Bu donanım, gözün arka* sına ulaşan ışığı algılayıpfotonları elektriksel uyarıya dönüştürdükten sonra retinanın fotonları elektriksel uyarıya dönüştürdükten sonra retinanın yakınındaki mikro uyarıçılara gönderecek. De Juan on yıl içinde bu çipleri hastaların gözlerine takabileceklerine inanıyor. Şu anda Gray, 14x14'lük bir çip üzerinde çalışıyor. Gray'in belirttiğine göre göz, 1024 ışık seziciyi kabul edebiliyor; bu oran ise okumaya olanak tanıyabilecek düzeyde. Gray'in konuyla llglll sözleri şöyle: "Bizim asıl hedefimiz göze zarar vermemesi için çipi paketlemek; ayrıca mikro uyarıcılardan yayılan ışının bu hassas dokuyu yakmaması için güç oranını aşağılardatutmak. Bunlara ek olarak, verilen akım şiddeti retinadaki zedelenmeye bağlı." Aşılması gereken diğer engeller ise çipi retinaya bağlamak ve bunu harekete geçirecek elektriğı sağlamak. 1024 ışık sezicisi okuma ve sağa sola çarpmadan yürüyebilmek için yeterli olmasına karşın normal bir görüş sağlayamaz; bilim adamlarına göre insan gözü yaklaşık olarak bir milyon görüntü unsurunu kapsayabilecek yeterlilikte Çevirl: Anahld Hazaryan 24 Ekim 92 /New SdenHsl Kalp kPizi riski kan tahlili ile saptanabilir ğır çalışma sırasında ani ölüme yol Laçan kalıtımsal bir kalp hastalığı artık kan tahlili ile saptanabiliyor. Hipertrolik kardiyomiyopati olarak bilinen bozukluk kalp kasının kalınlaşmasına yol açıyor Gençlerde, özellikle atletlerde kalbe ait ani ölümün en sık nedeni. Genetik mutasyon 14. kromozomda bulunan miyozin geninde oluşur. Miyozin kalp kasını oluşturan temel iki proteinden biridir ve kaslarımızda bol miktarda bulunur. Miyozin, aktin ile birlikte adelenin kasılma ve gevşemesinden sorumludur. Houston'da Baylor Tıp Fakültesi'nde çalışan Ali Marian'a göre miyozin diğer proteinlerle etkileşen komplike bir protein; genetik bozukluk miyozinin elektriksel yapısını degiştiriyor Bu durumda işlevi değişiyor ve aktin ile çalışması bozuluyor. Sonuçta kalp duvarında yüklenme artmakta, kalp kası kalınlaşmakta ve bazı kişilerde ani ölüm olmakta. Marian ve arkadaşları hasta genl taşıyan, aralarında akrabalık bagı olmayan 3082 iki aileyi üç kuşak incelediler. Bir ailede 43 kişinin 15'inde bozukluk vardı, bunlardan 9'u zamansız ölmüştü. 15 kişilik diğer ailenin 6'sına bozukluk aktarılmıştı, 2'si bu hastalık nedeniyle ölmüştü. (ulenlerin yaş ortalaması 33, en genci 15 yasında.) Hasta geni taşıyanların çoğunda lise çağlannda nefes darlığı, düzensiz kalp atımı ve bayılma gibi yakınmalar başlamış. Hasta geni saptarsak o kişiyi ağır çfllışmalardan uzak tutabiliriz, uyarabiliriz. Ayrıca diğer aile bireyleri de erken yaşta kan tahlili ile taranmalı Aynı genetik bozukluğu taşımalarına rağmen kalp kasının kalınlaştığı bölgeler kişisel farklılıklar gösterebiliyor. (Bazısında yalnız kalp karıncıkları arasında duvarda kalınlaşma olurken diğerlerinde yaygın olabilir.) Marylanda ve Boston'daki arastırmacılar da benzer sonuçlar bildirdiler Hipertrofik kardiyomiyopati yapan başka genler de olabilir. Ancak kromozon 14'deki en sık görüleni ve en tehlikelisi. (ö. T. 1 SdMitM2Ocak83) Okul tuvaletleri mikrop yuvası ingilterede yapılan f" I bir araştırmaya göI r e dizanteri hastalığı gittikçe yayılıyor Bilim adamları, okullardaki kötü sağlık koşullarının bunda önemli bir rol oynadığını öne sürüyorlar. Yapılan incelemeye göre tuvalet kağıdı, sabun, sıcak su gibi temizlik maddelerinden yoksun olan okul tuvaletleri mikroplar için elverişli bir ortam oluşturuyorlar; ayrıca köhne lavabolar da hastalık için uygun bir zemin. Okul tuvaletleri dizanterinin yayılmasında etkin olmasına karşın bilim adamları, salgının nedenlerini henüz net bir biçimde açıklayamıyorlar. Pek çok dizanteri vakasının kaynağı Shigella sonnei bakterisi; fakat bu bakterinin diğer türleri de hastalığın ortaya çıkmasında rol oynayabiliyorlar. Doktor raporlarına göre Ingiltere'de 1991 yılının ortalarından berı 12 453 dizanteri vakası kaydedildi.. Bu sayı önceki yıl (1990) 3079'du. Laboratuvar incelemeleri hastalığın 10 yaşın altındakl çocuklarda görüldüğünü ortaya koydu. öte yanda özellikle şehrin yoksul bölgelerinde dizanterinin hızla arttığı belirlendi Shigella enfeksiyonları 70'li yılların ortasında önemli ölçüde gerilemışti. Günümüzde ise hastalığın hızla yayılması çocukların dizanteriye karşı bağışıklıklarını kaybetmelerine bağlanıyor. Araştırmacılar buna karşı bir önlem olarak kuçuklere mutlaka ellerini yıkamaları gerektiğinin oğretilmesinl Önerlyorlar
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle