Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
O K U R D A N BİZE HAFTANIN GÜNDE Mİ Hayvan deneyleri ve yanıtlar üzerine 332 sayı Bılım Teknık'tekı bır yazıya "sunum"dakı eksıklık ve yarım bırakılmışlıkları tamamlamaya çalışan bır yazı yazdım (s 335) Hayvan hakları sorunsalında ozelleşen olgu uzerıne yazarken, hıç bır hayvan deneyı yapmamış bırı olarak, asıl düşuncem, demogojıye açık olan bu olgu uzerıne yazmak değıl, ıçınde olduğu, ozelının genelı olan bılım (ve bılım adamlığı)ın topuğundan vurulmasını engellemeye çalışmaktı Bu bağlamda tutarlılık nesnellık gıbı kavramları ısrarla vurgulamıştım, yayımlanan ve yayımlanmayan tumcelerımde Verılen yanıtları okudukça kaygularımda haklılığımı gormenın yanı sıra gulumseme ve hayretler içinde kaldığım da oldu Gorebıldığımce yontem şu Girışte hemen olumlulanacak genel doğruları yazarsınız Ardından yanıt verdığınız yazıdakılerı de gormezden gelır ya da dıledığınızce böler, sözcukler eklersınız ve koşut olarak kendinızce y o rumlayıp elcevap kafanızdakılerı yazarsınız Yöntemın hayvanseverlık (hayvancı değıl) ya da bılımsellıkle ılışkısl olmadığı açık örneğın ınsanlar "gereksız ışkence", "katletme" ifadelerını kullanıyorlar, Dr Örs "deneyleri araç olarak görduklerıne kuşku yoktur" diyor Sız olmazsa olmaz koşulu olarak "Araç amacı belırlemedıği surece" diyorsunuz Dr örs, amacın yanına (hıç) sözcüğünu kendınce ekleyip; sürece'yı kaldırarak sözü Makyavelızm'e uzatıyor Ve de bunlar "Ikı temel mantık ve etik yanılgı1" olarak sunuluyor Dr örs "temel düşünce"mın ıki tumcesını alıntılıyor da, "yapılması gereken öznel örnekleme yöntemlerıyle kafaları bulandırmak değil olurnsuzluğu içeren bolümlerın yerıne daha olumlu seçeneklerı araştırmak ve insanları bu arayışa yönlendırmektır" dıyen üçuncüsunu atlatıveriyor. Hoş dığerlerı hepsini gormezden gelmışti ya Neyse, sonuçta insanların dilediklerı gibı duşunebılme özgurluklerine ınanıyorum, bılim adamı "nıteleğı "nde olanların yaşamın bütun alanları ve boyutlarında, herşeye karşın "sorumluluk"larının bilincınde olduklarına ınandığım ölçüde Yalnız bu aralar merak ettığım tek şey şu. Hadı tıbbl ve bilimsel dığer çalışmaları lâvettık diyelım, ne zaman hep bırlıkte vejetaryen oluyoruz? Marmara için mega kurtarma projesi Hcpimizin görebileceği yakın bir gelecekte, tstanbul ve Marmara bölgesinin ulaştm, ekonomik ve sosyal bakımlardan da hayat kaynağı, candantarı olan Marmara Denizi, içine ayağımzı bile daldıramayacağımz kadar kirlenecek. Sadece kirlenmekle kalsa, üstelik bir ölü denize dönüşeeek. Marmara ölü'yor. Uzun zamandır söylenen, gazete bastıklarına geçen bu söz artık kesin bir olguya dönüşmüş durumda. Marmara Denizi'nde yapılan her yeni bilimsel incelemenin sonuçları, bir önceki incelemenın sonuçlarından daha kötü çıkıyor. İlham Artü'z ve arkadaşlarının Temmuz aymda bitirdikleri son çalısma da denizin göz göre göre yokolusunu belgeliyor. * Oksijen miktarında azalma nedenıyle canlıların yaşayabilmeleri ve tür zenginlığıni sürdürebilmeleri için gerekli alan daha daralmış ve yüzeyden 12,5/ 25 m.ye kadar derinlikle sınırlanmış; * Kanalizasyon deşarjlarımn etkilediği safıil şeritlerinin diplerinde yer yer metrelerce kalınlıkta çürümüş, kokuşmuş, siyah renkte bir birikim oluşmuş; * Genel kirlenme nedeniyle, güneş ışınlarının deniz içinde yayıldıkları alan, 10 yıİ içinde 7 metreden 2 metreye kadar düşmüş; böylece su kütlesine oksijen sağlayacak fotosentetik bıtkisel organizmalar görevlerini yerine getiremez olmuşlar; * Karadeniz'den üst su kü'tlesi bol miktarda sülfat getirmeye başlamış. da yüzeyle ilişkisi olmayan ve doğrudan Karadeniz 'e giden bır dip su akıntısı vardı ve bütün bu deşarjlar bu akıntıya veriliyordu. Dolayısıyla Marmara'nın kirlenmesi söz konusu olmayacak ve kirli sular Karadeniz'in ölü alt sularına verilecekti, Dalan bu görüşünü, büyük paralar harcayarak yaplırdığı bir araşhrmaya dayandırıyordu. O zamanlar dergimizde bu konuda uzun ve kıyasıya bir tartışma başlamıştı. Tartışma'nm tarafları, bu alt akıntıyı kesfettiğini ileri süren ve Dalan'ın projesine destek veren ODTÜ'lü deniz bilimciler ile bu görüşe karşı çıkan İlham Artüz dü. Geçen sürede, Dalan raporunda belırtildıği gibi, atıkların dip akıntılarıyla Karadeniz'e gitmediği ve Marmara'nın büyük bir hızla kirlendıği göBuna rağmen Dalan'ın İSKI müdürü doğru çıkmayan bu görüşü hâlâ savımuyor ve sözgelimi Sabah gazetesi yazarı yanlış bilgilendiriyor. Sayın Kardüz de bilimselliği doğrulanamayan bu göriiş üzerinde makalesini yapılandırıyor. *** Marmara için bir mega kurtarma projesi gerekli. Biyolojik ve kimyasal arıtma tesisleri kurmak, genel ve yerel politikacının dilinde söz olmaktan çıkmalı ve hemen derhal eyleme dönüşmeli. Baska yapacak bir sev var mı? *** Gelecek cumartesiye kadar sağlıklı günler diliyoruz. Alt Rıza Kardu'z'ü Yanhş çıktt Wi Dr. Ercan Türeci Yaşamın başlangıcı Derglnizin 11 eylul 1993 tarıhll 338 sayısında yer alan "Okyanus dıplerınde yaşamın başlangıcına yolculuk" ısımlı makaleyı sevınçle okudum Dunyamızda yaşamın nasıl başladığına ılışkın bılımsel teorılerin ınsanlarımızın bılgısıne sunulmasına ozellikle günumuzde ıhtıyaç uyuyoruz Yanlız makalede eskı kuram dıye sunduğunuz kımyasal evrım teorisinı Amerıkalı bıyokımyacı Stanley Miller'a atfetmişsınız Bu doğru değıldir Kımyasal evrım teorısı(*) yuzyılımızın ılk yarısında Rus bıyokımyacı Profesor A I Oparın tarafından ortaya atılmıştır Stanley Mıller ıse bu teorıyı sınamak amacıyla bır deney organıze etmış bır bılim adamıdır Elbette asıl önemlı olan ufkumuzu genışleten bu teorının kendisidir Sonsuz emek sarfederek teorilerı gozler onune seren bılim adamlarına duyduğumuz saygıyı ancak onların isımlerinı unutmayarak gosterebılırız Bu konudakı yazıların devamını gormek dıleğı ile saygılarımı sunarım Carahpaıa Tıp FaküKesl öğrendal Alt kanal tartışmast Dergimizın sürekli okurlurı bılirler. Dalan döneminde Haliç'i "masmavi" yapmak uydurmasıyla, Haliç'ın dip suları Marmara'ya pompalanmaya, kolektör kuşaklan ıle de bütün kanalizasyon ve atıklar Marmara'ya pompalanmaya başlanmıstı Dalan'ın iddiasına göre Marmara'nın alt suların S. Bülent Omay (') curtıs barnes bldogy 1989 Cumhuriyet BİLİMTEKNİK »No 341 2 Ekım 1993 • Basan ve Yayan Yenı Gun Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A Ş •Genel Yayın Yönetmenı Ozg«nAcar •Genel Yayın Koordınatoru Hlkmet ÇeHnkaya •Genel Yayın Danışmanı OrtıanErlnç • Yazı Işlerı Muduru Celal Başlangıç • Yayın Yönetmenı Ortıan Bursalı •Grafık Yönetmenı Tulea Hatdemir •Reklam: Raha Ifrtman