22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TIP TARTIŞALIM Hulusi Behcet "yağmacı" değildi Günümüzde bilim ve sanat ürünlerinin aşıranlar oldukça bol sayıda. Ancak Hulusi Behçet onlardan biri hiç olmadı. Hasan Yazıcı* Yağmacılık bir karabasan gibi ye "muhtariyet" olamaz diyorlar. 1964 Türk üniversitesine muhtariyet olamazsa 1992 YÖKTÜRK üniversitesine "özerklık" nasıl olur diye düşünüyorum. Karabasan gıbı Sayın Aziz Nesin, goreceğiniz üzere bu aşırmayağmalama konusuna ben oldukça meraklıyım Ama bana ınanın, Hulusi Behçet yağmacı değildi Bugün tüm dünyada kendi adıyla bilinen hastalığı 1937'de tanımladı ve kısa bir sürede tüm bilim çevreleri ona inandı öğrendiğime göre ona en çok inanmayanlar kimlerdi bilıyor musunuz? O zamanki özellikle üniversite çevresinden, meslektaşları. Yani onu çekemeyenler. Çalışma masamın arkasında hocanın 1934 yılında çekilmiş bir fotoğrafı asılı durur Tüm Behçet Hastalığı derslerine bu fotoğrafla başlarım Çekildiği yıl 1934, yani daha hastalık filan yok ortada. Hoca kendinden çok emin büyuk ışler başarmış insanlara özgü bir ifadeyle oturmuş. Gerçekten de öyle. İyi bilinmelı Hulusi Behçet, Behçet hastalığını tanımlamadan evvel de önemli işler başarmış bir Türk hekimiydi Birkaç uluslararası tanınmış derginin editörüydü uzellikle arpa uyuzu ve şarfc çıbanı üzerinde tüm dünyanın kabul ettiği çalışmaları vardı. Işte bu hoca 1937 yılında kalkıyor yağmacılık geleneceğine hıç uymaz şekilde şöyle diyor: "Ağızlarında, genital bölgelerinde yaralar ve gozlerinde yangıları olan bir grup hasta ınceledım. Kanımca bu ayrı bır hastalıktır." Tutuyor bu gözlemlerini zamanın en iyi bilimsel dergilerinden birinde yayımlıyor (*) Zaten benim dediğim nedenlerle o güne dek uluslararası ünü, daha önemlisi güvenirliği var. Tüm bilim çevreleri ona inanıyor ve bu inanç birkaç şoven, sıyasetle bilimı bırbırine karıştıran dışında bugüne kadar sürüyor B en izlemedim Seyredenler anlattı Aziz Nesin ustad geçenlerde ielevizyona çıkıp, evrensel bilime en belli başlı Türk katkılarından diye bilinen Behçet Hastalığının dahi bizim olmadığını yeni ve çok utanarak öğrendiğini söylemiş. Hemen Sayın Nesin'i aradım. Izmır'de katıldığı bır toplantıda duymuş. Behçet hastalığını gerçekte bır Yunanlı bulmuşmuş Başka bir kaynak vermedi, ancak bunu öğrenmekten çok üzüldüğünü, aksinin doğru olduğuna onu inandırabilirsem gerçekten mutlu olacağını belirttı. önce Sayın Nesın'ı kuşkuculuğundan ötürü kutlamak gerek Plagiartam (Başkasının yazı, söz veya fıkirlerini aşırmak, daha sözlükçesi "yağmalamak") içimize öyle bır gırmış kı nereye dönsem tum haşmetıyle karşıma çıkıyor Bir suredır, büyük bir ilgiyle düşün hayatımıza derin etkıleri olmuş YÖN dergilerini karıştırıyorum Kısa süreli Cumhuriyet tarıhımizin belki de en özgür ve demokratik yılları 196070 arası. Güncel üniversite çıkmazına acaba o günlerden bir ışık bulabilir miyim diye sayfaları çeviriyorum. Neler yok neler. Hele fotoroman örneği bir aşırma oykusu var Etraflı incelendığinde plagilarism uzerine kapsamlı bir doktora tezi konusu bileolabilir Hulusi Behçet'e gelince 27 Mayıs sonrası Istanbul Universitesi'nin bu yağmacılığa tepkisine bakıyorum. Anladığım kadarıyla yağmacıya pek bir şey olmamış. Gene de iyi. Universitemızin en eski ve köklu olmasından olacak, daha bir vakur davranılmış Bu sayın hocanın "yağmacılığın uluslararası düzeyde en özgün örneklerlni vermlştir" diye bır de universite bahçesıne heykelıni dikme kararı verilebilirdi örneği var Kutlarım, benim üniversitem bunu yapmamış uzellikle bilge arkadaşlar arasında "üniversitelerdeki tüm kötunun en başında bu 'yağmalama' vardır" dedığımde bana katılmayanlar çok oluyor Hatta örneğin üniversite özerklıği konusu gündemde olunca, kimi yağmacı da özerkliğe omuz veriyorsa, yağmacıyı kötüleyici laf söylemek dahi amaca ihanet gibi yorumlanabiliyor. Ne yanlış. Üniversitenin ana görevi özgün fikir üretmek. Bu ana amaca ihanetin en büyüğü ise yağmacılık. Yağmacıların barınabildıği, ondan öteye baştacı edildiği üniversite özerk olmuş, argo deyişle, ne yazar. YÖN'den öğreniyorum, üniversite öğrencileri 1964'de bildiri yayımlıyorlar Devrin üniversitesinin tüm kötülüklerini sıralıyor, bu üniversite Hulusi Behçet'in yazıstnın yayımlandığı derginin orjlnal kapağı Ancak Hulusi Behçet'ten evvel, ta Hipokrattan beri bugün Behçet Hastalığı belirtıleri arasında sayılan unsurları hastala" rında gözlemiş hekimler olmuş Hulusi Behçet'in dehası bunları bir araya koymak Hoca biraz da aksi ve uyumsuz Çalışırken yanına habersiz girilmesine kızıyor, "üniversitenin en büyük eksikliği doğru dürüst bir kitaplıktır" gibi olur olmaz laf ediyor Şimdi düşünüyorum. Değil adamcağızı ödullendirmek iyi ki universiteden atmamışlar. Özetle sayın ve sevgıli Aziz Nesin, yıllar önce beni çok etkileyen bir oyununuzu izlemiştim "Alıpsatanlar" ile "yapıpsatanlar"ı ayırıyordunuz Bir de yukarıda vurguladığım "çalıpsatanlar" var Hiç kuşku ve üzüntü duymayın Hulusi Behçet hoca bu toplumun yetiştirdiği "yapıpsatanlar"ın, aynen sizin gibi, en önde gelenlerinden (") Behçet H. (1937). Uber rezıdıvıerende Aphlose durch Eın Vlrus verursachte Geschvvure am Mund, am Aııge und doıı Gunıtallen, Derm Wsr.hr 105 1152 * Prof. Dr. Cerrahpaşa Tıp Fak. Bilgisayarla kayak yapmayı bir bilgisayar yardımıyla öğrenebilirsiniz NEC tarafından Japonya'da geliştirilen zımni gerçeklik sistemli bilgisayar kayak yapmaya yeni başlayan bir kişiye orta derecede kayabılecek kadar bu işi öğretiyor.n eKayakçınınst başında, on kısmında göruntule n b r ' P' v a r Ayağının altındaki hareketli plakalar sayesinde gerçekten ilerliyormuş gibi "kayak yapıyor" Izlenen yola hakimiyet |ve dönüşlerin gerçekleştirilmesi kayakçınln a d r ''â ı n ı ayarlamasıyla sağlanıyor. Bilgisayar, parmaklardaki kan dolaşımından y a r a r l a n a r a k kayakçının zihinsel durumunu da sa WM P t a y a b i l 'y° r Nabız atışlarıyla kişinin stresi ^s Alzheimerin nedeni alüminyum mu? ^k lüminyumun Alzheimer hastahğına neden oljfı%duğu doğru olmayabilir Oxford'daki bilim adamları Alzheimer'li hastaların beyinlerinin önemli ölçüde alüminyum içermediğini gösterdiler. Diğer araştırmalarda beyinlerde bulunan alüminyumun, beyin incelenirken kullanılan boyalardan bulaşmış olduğuna inanılıyor. Oxtord Üniversitesi'nin proton mikroskobu bölümünde görevli Judıth Landsberg, Frank Watt ve meslektaşlarıyla Radclıffe Kliniği'ndeki araştırmacılar Alzheimer'den ölmüş 5 kişiden alınan 105 beyin dckusu örneği ve başka nedenlerle ölmüş yaşlı 2 kişiden alınarak denetlemede kullanılan beyin dokları üzerinde çalıştılar Sonuçta; hücrelerde yüzde 10'dan daha az alüminyum bulundu. Çekirdeğin dışında kalan dokuda ve denetleme grubundaki dokularda da bu metalin bulunması alüminyumun bu dokulara bulaştığını gösteriyor. Oxford ekibindeki Geoff Grime "Boyadığımız dokularda alüminyum bulduk, boyanmamış dokulardaysa oldukça az vardı. Bu metalin Alzheimer'in nedeni olduğuna ilişkin görüşleri çürüttük ' diyor. 1t V <IH V*STfc W ^ Başlıklara yerleştirilen duyarlı parçalar, kayakçı başınıçevirdiği zaman görüntünün de aynı yöne dönmesini sağlıyor Kayak yapmayı öğreten bu bilgisayar NEC'in bilgisayar yardımıyla spor yapmayı öğretme projesinin bir parçası olarak geliştirildi. Uzmanlar, aynı ilkelerden yararlanılarak üretilecek bilgisayarların eğitim alanında, stresten kurtulmakta kullanılabıleceğını belırtıyorlar. NewScientİ8t 712.92 302^» 1980'lerin sonuna kadar alüminyumAlzheimer ilişkisinin en geçerli kanıtları Nevvcastle Üniversitesi'nde John Cdy ve Jim Edwardson'ın yönetımındeki bir araştırma grubunun bulgularıydı. Farklı botekniklerinin kullanıldığı araştırmalarda yama farklı sonuçlar alınınca bilim adamlarında çelişkili düşüncelerbelirdi. önceki çalışmalarda laser ve ikincil iyon kütlesinin tayfla ölçümü kullanılmıştı Oxford'daki çalışmadaysa proton mikroskobu kullanıldı. Bir başka fark ise, şimdiye kadar yapılanlarda tabakaları diğer dokulardan ayırmak ıçin ıncelenen doku kimyasal işlemden geçiriliyordu, ama Oxford ekibi araştırmada hiçbir kimyasal işlem görmemiş dokular kullandı en saf kimyasal maddelerin bile alüminyum içerebileceğini düşünen ekip boyama yöntemini kullanmadan beyin dokusunu incelemeye çalıştı. Bu amaca yönelik olarak iki ayrıyöntem kullanıldı. Tarafsız uzmanlar, bu konuda şüphelerin olduğunu belırtıyorlar. Bilim dünyası Alzheimer'in nedenınin tam olarak bulunmasını bekliyor New Scientist 7 Kasım 1999 (n.t.)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle