Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
O K U R D A N BİZE HAFTANIN GÜNDE Mİ Eğîtime önem vermezsek... Unıversıtelerimızde bllim üretlml konusunda, değerli bilim adamlarımızın goruşlerinı de ekleyerek, yazmış olduğunuz yazılar dolayısıyla teşekkur ederlz Umarız bu tur yazılar ünıversıtelerımızı motive eder Fakat oğretım üyesı, akademık uye ya da bilım adamı gıbı terımler uzerınde durmak gereksızdır Nıtekım Bırleşık Krallık unıversıtelerınde akademık personelın esasını lecturerlar oluşturur Bu tur tartışmalar oğretımın kuçumsenmesıne, ıkıncı planda gorulmesıne neden olmaktadır Buna karşılık, bana gore, oğretım ıkıncı plana atılacak bir konu değıldır Araştırmanın amacı da bılıme katkıda bulunarak oğrencılerımıze (tabi toplumumuza da) daha çok, daha yenı, daha doğru, bılımsel bılgıler vermektır ABD'de bulunduğum 1987 yılında, bır unıversıtede çalışan bır Turk bılım adamını zıyarete gıttım Odasına gırdığımde duvardakı bır yazı dıkkatımı çektı Turkçe olarak, şablonla, buyukçe yazılmış "öğrencl vellnlmetlmizdlr" yazısı, arkadaşımızın masasının karşısında duruyordu Ben, esprı amaçlı klasik bır duvar yazısı olarak baktım Arkadaşımız, "bunun esprı olmadığını, Turkiye gerçeklerını unutup, ABD gerçeklerını aklından çıkarmamak ıçın" yazdığını soyledı Orada öğrenci oğrenım ıçın para veriyordu Dolayısıyla patrondu Bu nedenle verdlğı paranın karşılığını ıstıyordu Orada oğrencıler kolay soru soran, bol not veren "baba" hocaları lyı değıl, lyi ders veren, daha çok öğreten hocaları sevıyorlardı lyı ders vermeyen, öğrencıyı tatmın etmeyen hocanın ışıne son veriliyordu Bızım öğrencilerimızın boyle bır taleplerı yok. Çunku ılkokuldan ben severek, ısteyerek oğrenmeye değıl, zorla öğretilerek sınıf geçmeye gore programlanmışlar Unıversıtede de amaçları sınıflarını geçerek bır diploma sahıbı olmak Ne kadar az şey oğretılırse amaçlarına o kadar kolay erışeceklerine ınanıyorlar Bunun içın derslerı kaynatmaya çalışırlar, hoca gelmedıği zaman bayram ederler v s Talep olmayınca arz, arz edenin ınsafına kalmıştır Bu nedenle kımımız gelışı guzel hazırladığımız ders notları ıle yıllarca ıdare ederız, kımımız derse bıle gırmeyız Sonuçta karaclğerln yerlrri bilmeyen tıp doktorları, arpayla buğdayı ayırt edemeyen tarım mühendlsleri, kararları bilirklşilere havale eden hukukçular, sadece projelere imza atıp binaların ve yolların yapımını cahil ustalara bırakan muhendlsler yetıştırmış oluruz Sayıları gıttlkçe artan meslek yüksek okullarının durumu daha da ıçler acısıdır Yurdumuzun en çok gereksınım duyduğu ara Insan gücünu sağlayacak bu okullar, bugunku yapıları ıle kaynak ısrafından başka bır ış yapmamaktadırlar Buralarda oğretım genellıkle ılgılı mesleğe yakın fakultelerce yapılır Fakat profesor doçent, hatta yardımcı doçentler kendılerının yerıne derslere genellıkle araştırma görevlılerlni gönderırler Ders ola'rak da kendi fakültelerınde okutulanların kısaltılmışını, basıtleştırtlmesını anlatırlar Oysa bu okullardakı oğrencılerın ılgılı fakultenın ozet bılgılerı ıle değıl, meslekı gereksinimlerlne gore hazırlanmış ozgün bır eğıtım programına gore eğıtılmelerı gerekır Yazım, "editöre mektup" boyutlarını aştı Ancak konunun onemı nedenıyle ayrıntıya gırmek, örnekler vermek zorunda kaldım Bılımsel araştırma yapmak populer oldukçakuşkusuz çok sevınılecek bır durumduroncelığın araştırmaya verılmesı, eğıtımın ıkıncı plana ıtılmesi görüşlerı one çıkmaktadır Bu goruşler zaman zaman Cumhurıyet Bılım Teknık sutunlarına da. yansımaktadır Oysa öğrencllerlmlz her ne kadar para vermeseler de bızım de vellnlmettmlzdır Ana gorevımız ezberci degil, araştırmacı nltellğl kazanmış, bilgili, çağı yakalamış gençler yetıştırmektır Eğıtıme onem vermezsek bunu nasıl sağlayacağız? Vatan elden gidiyorL Evet vatanımız, yurdumuz, sevgili Anadolumuz elden gıdiyor1 Karadenizimize ne olacak bilmiyoıuz ama Akdenız bölgemizde gelecek nesiller deııız fosil kabuklan topluvueaklar ve "yahu burada galiba deııiz vardı'" diye keşiflerde b'ulunacaklur. Ege Demzmın kıtçıik bır gole dönü}nwsıvle Yıınaıılı dostlaıunızla Ege sortınu nıhavet hallola(ük. (jolıın kıvüarındu karşılıklı hctlık avlayacağız. oltalarımız bırbırme karışacak ve kavga bundan çıkaeak.. Anadolu dort bır \cını denızsız, llımahıyıi %ibi \üksek dağlara donuşecek belkı de. *** İnsan'la doğanın evrimsel yaşamı arasmda bazen ne kadar büvük ve uzlaşmaz farklar olabiliyor! Doğanın yaşam <,evrınu (,ok uzıın solukhı. Eskinin değışımi ve yenı oluşumların urtaycı çıkması /eolo/ık/koznuk takvime gore helırleniyor ve bakıyor.suıu4z nıilvon veya yüzmılvon yıl geçtikten sonra bizim sdzluğünıüze göre ancak "bır olay" olnıuş. Sözgetımı ancak yenı bir canlı tiirü vücul bulmuş. Veya canlıhır değtşen ortaına uyum sağlamak ıçın bıyolo/ik ve fızvohjik veni özellikler kazanıniflar.. Yerbılimlerınde de lıerşey sürekli değişhn ıçınde. Dıinva verkabuğunu oluşlıtran plaklann. puzzle'tarın .sürekli hareketi ile Yerkure hildiğimız tanıdığımız Yerküre olmaktan sürekli çıkıyor. Sadece akan sııda ikinci kez yıkanılmıvor, yaşanılan dunyada da ikinci kez yaşamlmıvor! Yııkarıya. Anadolu ve Avnıpa'ya doğru hareket eden Afrika plağı tanı altımızı oyarak yaşadığınuz bdlgeyı sürekli değiştırıyor. Bugüniın dağları ovaları, yarının okyanuslan denızlerine dönüşüyor Insan yaşadığı mekânları mutlak bellerken, göreceliğin belkemiğinde nefe.s tukeüyoruz da ayırdınchı değiliz.. *** Doğa'nın bu acelesiz takvimi ıle bizim, aslında bir insan ömrüyle sınırlı takvımıınızi bağdaştırmak nnımkun olabilir mi? Yerkürenın bağrında yeşeren doğanın içınde bir unsur olan ınsanın evlemlerinin, hırslarınuı, kinlerinin, cinayetlermin bu küresel oluşum ıçındekı yerinin ve anlamının ne oldıığıı, herhalde hıç bır zaman yanıtlanamayacak bır soru olarak kalacak.. Acaba doğanın bağrından kopluktan sonra mı insan için her şey değiş':'• Ülkemizin değerli yerbilitncilerınden bir bilim adanumız (Celâl Şengör) "sızı jeolog olınaya iten dıirlüler nevdi, niıin yerbilimlerini seçtiniz?" sorusuna sıı yanılı vernnstı "Kılaların harekettj kayması, Hımalaya gıbi dev sıradağlarm oluşumıı, okyanusların açılıp kapantnası. yenı karaların ortava çıkması ve kaybolnıası bana heyecan verir. Bütün bunlar global olçekte ger<,ekleşir; yerbılimlerinin çalısma alanı bulıııı verküredir Duşuıısenize bugünü incelıyor, geçmı$ıni araştınyor ve yerkürenin geleceğı konusunda yorumlarda bulunuyorsunuz, daha doğrıı.su geleceği kısmen göruyor ve söylüyormnuz.. Bundan daha keyijli bir şey dusunemiyorum kendim için.." Fransa'nın ciddi bilim dergilerınden IM Recherche'dekı Akdeniz'in geleceğı konusunda yapılan arastırmuyı ve 15 mılyon yıl sonraki Akdeniz'in bütünunu ve kısmen Anadolu'nun dıtrumunu gösteren hari'ayı görunce Şengör'ün sürekli yaşadığı bu keyfı ta içimizde duvduk.. Bu çalışmaya göre bölgemiz tamamen değişmişti ve Anadolu Anadolu olmuktan çıkmıştı. üğrunda öldüğümuz toprakları gelecekte eğer msanlık kalacaksa kımse anımsamayaeaktı. Torunlarımıza bırakmak içın çırptndığımız arsalarm yerlerinde yeller esecek, belki de hepsi dağlara tepelere kıvrımlaşacaktı. Güneydoğumuz da bu yenı oluşum içınde büyıık bır ıhtimalle bir dağ zırvesine oturacaktı hiç bir jeolojik etüd yapmadan savaşan Apo'ya duyurulurl *** Tabtı bütün bunlaru daha epey zaman var.. şöyle böyle 10 mılyon yıl kadar.. Olsun ama, hazen de jeolojik takvım ölçeklerinde düşünmenin ne zararı var' Sız de urada sırada övle bakmayı deneyin, belki yaşadığınız çağın keyjinı çıkarmak ıçm yeni bir ölçek bulursunuz.. *** Gelecek cumartesıye kadar hoşçakalın.. Prof. Dr. Süleyman ÇELİK Ondokuz Mayıa Onivererfesi Tıp Fakülte»! SAMSUN Cumhuriyet BİLİMTEKNİK • N o 298 5 Aralık 1992 •Yenı Gun Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A Ş •Genel Yayın Yonetmenı özgenAcar • Genel Yayın Koordınatoru Hlkmet ÇeUnkaya • Yazı Işlerı Muduru Calal Başlangıç •Yayın Yonetmenı OrhanBurtalı •Grafık Yonetmenı Tüles Hasdemlr 2983