25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

DENİZ BİYOLOJİSİ Suçlu kim? Karadenlz'deki yunusların hepsi hamsi ile beslenmiyor. özeflikle korunması gereken yunuslar vardır. Hidrobiyolog tlham Artüz Karadeniz'de yunus ölümleri S on aylarda Karadeniz'de yaşanan ve kamuoyunun ilgisini çeken kütlesel yunus ölümü olayları, çeşitli kesimlerin birbirlerini suçlaması dışında olayın gerçek nedenlerini ortaya koyacak bir şekilde ele almmadı. Karadeniz'de sahil boyunca birbirinin yanı sıra dizilmiş ve gerçekten hüzün verici, bir ifadeye göre yüzlerce, diğer bir tanımlamaya göre iki bin dolayındaki yunus ölümünün bir katliamın kurbanı oldukları yayınlarda vurgulanmıştır. Yunuslar denizlerin en akıllı ve en sevimli canlıları olmaları nedeni ile insanoğlunun daima ilgisini çekmiş, pek çok efsanelere, hikaye, roman ve hatta sinema senaryolarına konu oluşturmuşlardır. Bunlardan en ilginci, TV'de yayınlanmış olan Flipper'in serüvenleri olsa gerektir. Bununla birlikte yunuslar konusunda bazı yanılgılar bulunduğu da bir gerçektir. Bu yanılgıların en başında bu canlılara Türkçemizde yunus balığı denmesi gelir. Yunuslar bizler gibi bir memeli türüdürler ve balıklık ile ancak balıkadamlar kadar yakınlıkları söz konusudur. Yunuslar diğer tüm memeliler gibi hava ile solunurlar ve bu nedenle su yüzeyine gelerek hava almak zorundadırlar, tüpündeki havası biten balıkadam gibi yüzeye zamanında ulaşamayan yunus boğularak ölmeye mahkumdur. niz), Stenella Frontalis (Batı Akdeniz), Steno bredanesis (Orta Akdeniz), Tursiops truncatus (Tüm Akdeniz havzası) türleridir. Yukarıdaki listeden de anlaşılacağı gibi, Karadenlz'de dört yunus türü varlıklarını sürdürmektedlr. Olayın üzerinden haftalar geçmesine karşın kütlesel ölüm olayına uğrayan yunusların hangi türden oldukları ve/veya bu dört türün hangilerinin ne oranda etkilendiklerini bilmlyoruz. Üçüncü yanılgı ise yunus türlerinin hepsinin aynı besini paylaşmaları, örneğin Karadeniz'de yaşayan türlerin hepsinin hamsi ile beslendiğinin samlmasıdır. Bu türlerden özellikle Phocoena phocoena (Azak yunus) türü, 4. (Jeolojık) Zaman'da, Karadeniz'in, Boğazlar ve Marmara sistemleri ile Akdeniz ile birleşmesinden sonra bu denizimize yerleşmiş ve Orta Atlantik okyanusundaki populasyonlarla ilişkisi koparak Azak ve Karadeniz'de, izole olmuş şekilde bir alt tür (P.phocoena rellcta) oluşturmuş olarak yaşamını gunümüze kadar sürdürebilmiştir. Dünyamızın geçırdiği evrelerin yaşayan şahitleri olarak bu gibi rellkt canlılar'ın korunması, günümüzde ulusal boyutları aşarak bir insanlık görevine dönüşmüştür. Ilıman dünya denizlerinde en fazla rastlanan Delphinus delphls (Tırtak) 22.5 m uzunluğa ulasan ve 2530 yıl yaşayabilen sevimli ve akıllı bir memeli türüdür. Ancak bu tür tüm denizlerde gittikçe azalmakta ve yerini daha dayanıklı bir tür olan S.coeruleoalba almaktadır. Bunun kesin nedeni bılinmemekle birlikte D.delphis'in kimyasal ve akustik kirlenmeye karşı çok duyarlı olması buna sebep olarak gösterilmekte'jir. D.delphis 1050'lik gruplar, bazan tek veya çiftler halinde dolaşırlar. Bu tür de Karadeniz'de Tırtak adı ile anılan bir alt tür (D.delphis ponticus) oluşturmuştur. Bu türün rengi sırt tarafta koyu mavimsi griden kahverengimsi siyaha kadar degişir. Gövdenin yan taraflarında bu renk açı İkinci yanılgı ise yunus veya yunusbalığı denince bir tek türün söz konusu edilmesidir. Yunuslar genel olarak soğuk denizlerde, yanı yüksek enlemlerde bulunmazlar. Esas yaşam alanları, başta Akdeniz havzası olmak üzere denizlerin sıcak ve ılıman bölgeleridir. Akdeniz havzasında yaşayan ve özellikle beslenme ve üreme içgüdüsü ile havza sınırları içinde veya bitişik bölgelerde uzun mesafeler kat eden yunusgillar familyası (delphinidae) türleri on tane kadardır. Bunlar ve dağılış bölgeleri: Delphinus delphis (Tüm Akdeniz Havzası), Globicephala melaena (Batı Akdeniz), Grampus grlseus (Batı Akdeniz ve Karadeniz), Orcinus Orca (Batı Akdeniz), Phocoena phocoena (Karadeniz), Pseudorca crassidens (Batı Akdeniz), Stenella coeruleoalba (Akdeniz ve Batı Karade lır ve uzunluğuna sarımtırak karakterıstık bölgeler, baştan kuyruk sapına kadar uzanır. Karın tarafı ise krem rengine çalan beyaz renktedır. Gözlerin çevresi, kuyruk ve yüzgeçler siyah renktedir. Delphinus delphis hamsı, çaça ve sardalya gibi pelajık balık türleri ile beslenir. İddia edilenin aksine, bir Tırtak günde ortalama 10 kg. balık tüketmektedir. (VVoltereck 1936) Karadeniz'e has bir diğer tür olan Azak sırt tarafı koyu gri veya kahverengimsi, yan taraflara doğru acık renktedir. Erginlerde boy 180 cm. kadar olabilir. 16 yıla kadar yaşayan bu tür, D.Delphinus'un aksine yengeç, midye, istiridye gibi bentik canlılarla beslenir. Akdeniz havzasının yaygın bir yunus türü olan Afalına, Tursiops truncatus Karadeniz'de de oldukça bol rastlanan 2.53.5 m. boyunda ve 2530 yıl kadar yaşayabilen bir türdür. Sırt tarafta renk koyu gri olup yan taraflara doğru açık gri renge dönüşür. Karın taraf ise beyaz veya hafif pembemsi renktedir. Bu tür tekir, barbunya ve mezgit gibi dip balıkları ile beslenir. yunusu, Phocaena phocaena rellcta'nın ÇİZİKÜ yunus Grampus griceus AZAK yunusu Phocoena phocoena relicta 21212 TIRTAK Delphinus delphis ponticus AFAÜNA Tursiops truncatus Karadeniz'de çok nadir ve yalnızca yaz aylarında rastlanan 2.54 m. boyunda bir tür olan Grampus griseus'un rengi çok karakterıstiktir. Sırt ve yan taraflarda koyu sarımtırak gri renkli fon üzerinde çok sayıda açık renkte çizgiler bulunur. Karadenizde devamlı bulunmamasının nedeni, baslıca besinini oluşturan ahtapot, kalamar ve mürekkepbalığı gibi kafadanbacak'ıların bu denizde bulunmayışındandır Bu açıklamadan da görüleceği gıbı Karadeniz'de yaşayan tüm yunus türlerını hamsi stoklannı yok etmekle suçlamak yanlıştır. ölen yunusların türlerini saptamadan bu konuda bir spekülasyon yapmak ise son derece sakıncalı olur Zira koruma söz konusu olduğunda ilk olarak neyı ve neden koruyacağımızı saptamadan sağlıklı bir sonuca varmamıza ve gereklı önlemleri alm<ıya olanak yoktur. Karadeniz'de Akdeniz ile bırleşmesınden beri 180220 m. derinlıkten daha aşağıdaki su kütlesinde yer alan zehirlı Hıdrojen Sülfür tabakasının son yıllarda hızla yüzeye doğru yükselmesı ve yapılan araştırmalara göre 60 m. derinliğe kadar ulaşmış oluşu bu denizde yaşanan alışılmadık pek çok olayın kökenini oluşturmaktadır. Yunusların katledildiği gibi suçlayıcı ve sonuçlarının nereye kadar varabilecegı bilinmeyen ıthamlar yerıne, asrın gereği bilimsel bir yaklaşımın, toplumca ve özellikle de yayın organlarınca benımsenmesinde sonsuz yarar bulunduğunu düşünüyorum. Lütfen çevreyı ve çevrecıliği biraz ciddiye alalım.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle