26 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SORUN YAN ITLAYALIM Laserle miyop tedavisinin ;i var mı? Ankara ODTÜ'den yazan okurumuz Hikmet Demlrcl, iki soru sormuş: " 1 Her yıl yükselerek artan miyop gözlerim var. Küçük ve yuvarlak çerçeve kullanırsam, ilerlemenin duracağını duydum. Bu ne derece doğrudur? 2 Şu sıralar (uygulanmakta olan) laserle tedavi metodunun şartları ve riskleri nelerdir?" Okurumuzun sorularını Marmara Ünlvarsitesl Tıp Fakültesl Göz Anabllim Dah'ndan Doç. Dr. Mehdl Süha ögüt yanıtlıyor: " 1 Gözlük gözde var olan kırma kusurunun düzeltilmesi ve hastanın iyi bir görme elde etmesi amacıyla kullanılır. Miyopinin ilerlemesi ise gözlük kullanımından bağımsız başka faktörlerle ılgili bir olaydır. Bu nedenle küçük ve yuvarlak çerçeve kullanımının miyopideki ilerlemeyi durduracağı doğru değildir. 2 Radyal keratotomi olarak bilinen ve gözün kornea dokusunda kesiler oluşturan yöntemle miyopi tedavi edilebilmektedir. Korneadaki kesilerin excimer laser olarak bilinen laser ışınları ile yapıldığı çalışmalar da vardır. Bu tedavi yöntemi düşük diyoptrideki miyopilerde daha başarılı olmakta, buna karşılık yüksek miyopide başarı oranı azalmaktadır. Bu tür girişimler myopinin istenilenden daha az veya daha fazla düzeltilmesi ile de sonuçlanabilir. Bu nedenle de hastalar yine gözlük veya kontakt lens kullanmak zorunda kalabilirler. Ayrıca operasyondan sonra erken donemde, zaman zaman ortaya çıkan bulanık görme, göz kamaşması ve infeksiyon iie de karşılaşılabilir." seyreden hastalığın şiddeti zaman içinde giderek azalır. Kesin tedavisi olmamakla beraber, özellikle bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlaria (azathioprine, siklosporin glbl) hastalığın kalıcı bozukluklar yapmasına çoğu kez engel olunabilmekta, alevII devreler bu ilaçlaria atlatıldıktan sonra da hastalık kendi kendine sessiz bir devreye girmekte ve bazen tamamen geçmektedir. Bugünkü bilgilerimizle hastalığın tedavisinde antibiyotiklerin rolü yoktur. Her ne kadar bazı antibiyotiklerin Behçet hastalığına iyi geldiği ileri sürülmüşse de bu Iddialar bilimsel olarak kanıtlanmamıştır." Gezegenler bir konumda mi? • • ••• •«% İstanbul'dan yazan okurumuz Mustafa Kıyı, güneş sistemindeki gezegenlerin bir doğrultuda bulunması durumunda neler olabileceğini ve güneş sisteminin oluşumundan bu yana gezegenlerin hiç böyle bir konuma gelip gelmediğini soruyor. Okurumuzun sorusunu lstanbul Ünlversltesl Fan Fakültesl Astronomi ve Uzay Blllmlerl Bölümü'nden Araştırma Gorevllal Füaun Llmboz Tektunalı yanıtlıyor: "Güneş sistemindeki gezegenler tıpatıp aynı doğrultuda olmasa bile Güneş'ten bakıldığına göre küçük bir açı içerisinde toplanabilirler. Böyle bir durum, muhtelif kereler olagelmiştir. Güneş'ten bakıldığına göre küçük bir açı içerisinde gezegenlerin dizilmiş olma8i olayı, tabloda belirtilen zaman aralıklarında gerçekleşmiştir. Bu yollarda gerçekleşen dizilme durumları, gezegenlerin tümünü olmasa bile büyük bir kısmını içermektedir. Bizim yaşadığımız yüzyılda, 1982 yılında gerçekleşen dlzllme durumunda ise gezegenlerin dokuzu birden Güneş'ten bakıldığına göre 95°'lik bir açı içerisinde bulunacak şekilde dizilmiştir. Yapılan yörünge hesaplarından itibaren, gene tabloda belirtilen iki binli yıllarda da Güneş sistemindeki gezegenlerin tümü değil, fakat büyük bir kısmının bir dizilme olayı sergıleyeceğı bilinmektedir. Gezegenlerin bu türtü dlzilmeleri tama Kepeklenme nasıl önlenir? men tesadüfl bir olay olup bu durumun billmsel bir önemi yoktur. Bu durum gerçekleştiğlnde gezegenlerin birbirleri üzerine uyguladıkları karşılıklı çekim etkileri birbirlerini dengeleyeceğinden, gezegenlerin yörüngelerini kökten değiştlrecek herhangi bir etki söz konusu değildir. Çesltll dizilme durumlarını gösteran tablo. Yıl 117 310 410 449 626 628 768 949 987 989 1126 1128 1130 1166 1307 1666 1817 2161 2176 2492 2520 2851 2892 2992 Başlama 19 kasım 6 mart 11 eylul 16ocak 2 şubat 2 ocak 18 kasım 20 ocak 28 mayıs 7 mayıs 1 mayıs 30 mart 16 mart 21 ağustos 18 mart 14 eylül 14 haziran 29 nlsan 4 kasım 29 nlsan 4 ekim 15 eylül 1 ocak 8 temmuz Son bulma 4 arahk 13 mart 24 eylül 13 şubat Usubat 5 şubat 26 kasım 4 subat 7 temmuz 12 haziran 17 mayıs 10 mayıs 29 mart 13 eylul 9 mayıs 3eklm 22 haziran 2 haziran 24 kasım 7 mayıs 23 ekim 1 ekim 20 ocak 6 aöustos D«vam Sür*«J 15 7 28 12 34 10 16 40 35 13 41 13 23 51 19 17 33 20 7 19 16 19 30 16 Behçet hastalığı nedir? istanbul'dan yazan okurumuz Cenglz Erdam'in sorusu şöyle: "Behçet hastalığı nasıl bir hastalıktır, belirtileri nelerdlr.kesin tedavi olanağı var mıdır, hastalığın 'tedavislnde antibiyotik kullanılması yararlı mıdır?" Okurumuzun sorusunu Cerrahpasa Tıp Fakülteai Romatolo|l Billm Dalı Başkanı Prof. Dr. Haaan Yazıcı yanıtlıyor: "Behçet hastalığı nedeni bilinmeyen yaygın bir damar iltihaplanmasıdır. Bulaşıcı değildir. Gözde iltihaplanma, ağızda ve genital bölgede yaralar, çeşitli deri belirtileri, eklem ağrıları ve merkezi sinir sistemi tutulması yapabilir. Hastalık gençlerde ve erkeklerde, kadınlar ve yaşlılara kıyasla daha ağır seyreder. Kabaca 1/10 olguda ağır görme kaybı yapabilir. Genellikle alevlenme ve iyileşmelerle İstanbul'dan yazan okurumuz Erdogan Arslan, " a ğ z ı n d a on yıldır Aft bulunduğunu" belirteıak bu konuda neler yapabileceğini ve "Hoshi Üniversitesi'nden (Japonya) Prof. Dr. T. Nagai" ile nasıl bağlantı kurabileceğini soruyor. Afttedavisi nasılolur? Okurumuzun sorusunu Istanbul Ünlversltesi Çapa Tıp Fakültesl Dermatolojt Anabllim Dalı'ndan Prof. Dr. Orhan Baransü yanıtlıyor: "Aft, birçok midebağırsak sistemi sorunlarında, bazı diş eti hastalıklarında, ağız bakım bozukluklarında ya da bazı 20514 hastalıkların bir bulgusu olarak ortaya çıkabilir. Tedavisinin yapılabtlmesi için önce nedeninin belırlenmesı gerekir. Nedene yönelik olarak bir tedavi sistemi düzenlenmektedir Bu nedenle bu konuyla devamlı uğraşan Çapa ya da Cerrahpaşa Tıp Fakülteleri dermatolojı bölümlerine müracaatınız ilk aşamada gereklidir. Bu tür hastalıklar Japonya kadar Türkiye'de de görüldüğünden ülkemizde de büyük bir bilgi ve deneyim birikimi mevcuttur. Ülkemizde yapılabilecek bir tedavi hem parasal açıdan hem de hastalık açısından hasta için çok daha uygun olacaktır. Ankara'dan yazan okurumuz HOsayln GUmüş'ün sorusu şöyle: "Kepek nedir, saçların kepeklenmesi nasıl önlenir, niye bazı insanlarda daha seyrek görülmektedir?" Okurumuzun sorusunu lstanbul UnlvanltMİ Çapa Itp FakültMİ DvmatoloJI Anabllim dab'ndan Prof. Dr. Orhan Baransü yanıtlıyor: "Kepek derinin en üst tabakasının normalden sapma göstererek parçalar halinde ayrışması durumudur. Genellikle yağlı ciltlerin bir problemi olmakla birlikte bazı hastalıklaria da görülebilmektedir. Stres altmdayken kepek oluşumu çok yoğunlaşmaktadır ve bu durumdaki hastalarda kepek yapımı çoğalmakta, tedavisi de zorlaşmaktadır. Klaslk olarak uygulanan tedavi, mikrop kırıcı birtakım şampuanların deride 1015 dakika süreyle tutulup sonra yıkanması şeklindedir. Bu tedavi ancak 11.5 aylık uygulamadan sonra sonuç verir. Aynı şekilde kullanılan, ağızdan alınan birtakım ilaçlar vardır. Ancka yan etkileri nedeniyle, kullanıYnlan kısıtlıdır. Yine akılda tutulması gereken husus bu tedavi yöntemlerinin bile yoğun stres altında çok etkili olmadıklarıdır. Yine bilinmesi gereken bir husus kepek tedavilerinın tıbbi şampuanlarla yapılması gerekliliğidir."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle