20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

GENETİK BİLİM H A FTA N I N ÜNDEMİ îki yıl önce dünyaya veda eden büyük etolog, sosyal bilimci Konrad Lorenz.bugünü, Körfez Savaşını yaşasaydı, son söyleşilerinden birinde dile getirdiği, yeryüzünün ve doğanın geleceği için "güvenilecek tek şey, insana güvenmemektir !" özdeyişinin doğruluğunu görccekti. O'na göre insan hala ilkel içgüdülehnce, dürtülerince yönlendiriliyor ve yeryüzünü kendisiyle birlikte yoketme eğilimini içinde taşıyordu. İnsan bu eğilimini körfez savaşında olduğu gibi sık sık dışa vuruyor, herşeyiyoketmeyi pratikte deniyor da...Bunca kültür birikimine, uvgarlık tarihine, uygarlaşma, ehlileşme çabalarına rağmen.. Hiçbir şey, atalardan devranuan ilkel dürtüleri yoketmeye yetmemiş... İnsan hücresi kültürleri çoğunlukla İlaç yapımında kullanılıyor. (Solda), And Dağları'ndan toplanan patateslere genetik uzmanlan değerli birer kaynak gözüyle bakıyorlar. I Hücreler ve spermler kime ait? Hastanın hücresinden üretilen ilaçlaryeni hukuksal sorunlar doğurdu. aliforniya Yüksek Mahkemesi kısa süre önce kişilerin kendilerinden alınan hücreler üzerinde hak iddia edemeyeceğine, ancak hücrelerinin olası kullanımından sağlanacak bilgiler üzerinde hakkı oiduğuna karar verdi. Bu, biyoteknoloji araştırmaları ve endüstrisi için önemli bir karardı, çünkü biyoteknolojinin hammaddesini hücreler oluşturuyor. Doku, kan ve fetüslerin yanı sıra bitki hücreleri ve tohumlar da biyoteknoloji İçin önemli birer ürün kaynağı. Kaliforniyalı yargıçların oy çokluğuyla verdiği karar, John Moore adlı bir hastanın mahkemeye başvurusu üzerine alındı. Seyrek görülen "tüylü hücrell löMml" tedavisi çerçevesinde Kaliforniya Üniversltesi'nde Dr. Davld Golde tarafından bu hastanın dalağı ameliyatla alınmıştı. Daha sonra hastanın dalağından gen teknolojisi yöntemleriyle hazırlanan kültür sayesinde tedavide yüksek değeri olan lenfokinler üretilmişti. Üniversite "Mo" adı verilen (hastanın adı John Moore) kültür için patent alarak bunu bir ilaç firmasına satmış, firma da Mokültüründen ürettiği lenfokinleri ilaç olarak pazarlamıştı. John Moore'un dalağı üniversite ve ilaç firmasının işine yaramıştı, ama hastaya bu işler olup biterken hiçbir şey sorulmamıştı. Gerçi Moore ameliyattan önce operasyo nu kabul ettiğine dair bir kâğıt imzalamıştı, ama ne dalağından lenfokin üretileceğinden ne de hücre kültürünün patent alınarak ticari bir firmaya satılacağından haberi yoktu. Kaliforniya mahkemesi, Moore'un kendisinden alınan hücreler üzerinde ve bunların daha sonraki kullanımı ya da elde edilen kazanç üzerinde hakkı bulunmadığına karar verdi. Hastaların tedavi amacıyla ameliyatla vücutlarından alınan pârçalar üzerinde hak iddia etmeleri tıbbi ilerlemeyi önleyebilirdi. Ancak mahkeme bu K nunla birlikte doktorların hastalarını organların daha sonra bilimsel veya ticari alanda kullanılabilecegi konusunda bilgilendirmeleri gerektiğine karar verdi. Bu yasal kararlardan sonra avukatlar, hastaların doktor tarafından kendilerine verilen bilgiyi nasıl kullanabileceğini düşünüyorlar. Birleşik Devletler'de "Ulusal Organ Nakll Yaaan" (1964) transplantasyon amacıyla ticari organ satışını yasaklıyor. Ancak insan dokuları, fetüslerin araştırma ve ticari amaçla satışı bu yasanın kapsamı dışında kalıyor. Kan, sperm, yumurta hücresi ve fetüs sağlayan kişilere bu "hizmetleri" karşılığında belirli bir para ödenmekte. Birleşik Devletler'de insan ve hayvan hücrelerinin piyasa değeri hızla yükseliyor. 1980 yılında Amerıkan Yüksek Mahkemesi, gen teknolojisiyle üretilen biyolojik "buluslara" patent alınabileceğine karar vermişti. Aynı yolla geliştirilen bitki türlerine de patent alınabiliyor. Şimdiye kadar insanlığın ortak malı gözüyle bakılan bitkiler ve tohumlar bundan böyle firmaların patenti altında üretilecek. Yoksul ülkeler, daha fazla verim sağlayan, hastalıklara karşı dayanıklı yeni gen teknolojisi ürünü tarım tohumlarını almak için bunları geliştiren ileri ülkelere para ödeyecek. Birleşik Devletler Ulusal Kanser Enstitüsü her yıl Asya, Afrika ve Latin Amerika ülkelerinden blnlerce bitki numunssl ve tohumu toplayarak bunları kanseri önleyici maddeler bulmak üzere analizden geçiriyor. VVİsconsin Üniversitesi'nden sosyolog Jack Kloppenburg, "artık genetik bilgiye başka bir gözle bakmalıyız" diyor. Klcppenburg'a göre genetik çalışmaları düzenleyen yasaların yalnızca insanı değil mikroorganizmalara kadar bütün canlıları kapsamına alması gerekiyor. Uluslararası örgütler de genetik patent sorunuyla ilgileniyorlar (im) (bdw 12/1990) Lorenz sözgelimi bir New Yorkla birlikte San Fransiskonun yokoluşu gibi dünya ölçeğinde kısmi bir felaketin insanoğlumm aklını başına ancak getirebileceğini söylüyordu. İnsan şimdi bu fırsatı, labi çok zor olan New York gibi bir Amerikan kentini değil, ama Bağdat gibi bir kenti, Irak gibi bir ülkeyi, Orta Doğu gibi bir bölgeyi, petrol gibi hala dünyamn bağımlı olduğu bir candamarını yoketmeye kalkışarak, belki de milyonlarca insanın canı pahasma ele geçirdi! Üstüne üstlük, bir nükleer kış denemesine girişti. Çok kırılgan olduğu bilinen yeryüzü iklimini değiştirebilecek uzun süreli bir orta Doğu petrolleriyangmını göze alarak.. Kapak konumuzda dile getirilen görüşlerin, nükleer kış tehlikesinin Orta Doğu ve Asya'nın yamsıra Anadolu için de doğrudan sözkonusu olduğunu vurgulamak gereksiz. Böyle bir riskin dolaylı sonuçlarını ise bütün dünya yaşayacaktır.. Saddam..Evet en ilkel içgüdülerin esiri olan adam. Bunu açıkça sergileyen.. Sadece Saddam mı? Derhal savaşa koşan, cephede yerini almak için hazır bekleyen bunca diğerlerine ne demeli? Herkeste biraz Saddamlık yok mu? Toplumun sıradanlığımn, ortalamasının reddi olan öneü uygarlığın, sanat ve kültürün yanında olmaya özen gösteren Fransız Başkanı Mitterrand bile savaş uçağında bomba atmıyor mu? Geleceği kurtarabilmek için mutlaka bir felaket yaşamak zorunda olmamak dileğiyle, cumartesiye kadar hoşçakalın... OKURDANBİZE Samandağ görülmeli 5 Ocak 1997 tarihli derginizde Samandağ'daki farihi Roma kalıntılannı tanıtan yazınızı büyük bir zevkle okudum. Buralı olduğum için buralan küçüklüğümden beri bilirim. Gerçe/c bir mühendislik harikası olan kalıntıların görülmesini ben d» herkeie öğüilerim. Ayrıca Samandağ'ı gelip gören birinin alacağı doyumdan, burayı uzakta bir yer olarak döşünmesinden vazgeçeceğini garanti ederim. Çünkü Samondağıin çekiciliği tarihi kalıntılanndan öfe, Akdeniz ikliminin sıcak günoşinin ve kışın da yüzülebilen masmavi denizinin hirefimindedir. Tipik Akdeniz ikliminin sevgi do/u sıcak insanındadır. Ne dersiniz, bu kadar yakın bir yeri gelip görmeye değmez mi? S«mir ÇİÇEK Cumhurlyet BlllmTeknlk • Sahibı Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Anonim Şirketı adına Nadir Nadl • Genel Yayın Müdürii: Haun C«mal • Müessese Müdurü: Emln* Uşaklıgll • Yazı Işleri Müdürü: Okay Gön«nsln • Yayın Yönetmenı: Orhan Bur•alı • Grafik Yönetmen: T Ü I M Ha«tomlr • 2023
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle