Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
PS İ K O L O J İ G E N E T Î K Neyi, niçin algılarız? Cüceloğlu na göre iletişimin ön plana çıkması, dilin, bilimin odağına gelmesini sağladı. Yankı Yazgan ok kışı duymuştur belkı, bır aralar sınemalarda gosterılen fılm karelerının arasına 'kola' kareleri yerleştırıMğı soylenırdı Öyle bır yerleştırılıyormuş kı fılm kareleri bellı bır hızla gözumuzun önunden geçerken, 'kola' kareleri de geçerler, ancak onlar 'görulmezler', yanı gözumuzun önunde goruntusu oluşmaz, 'fıkrı' oluşur Gözumuzun önunde 30 milisanlye kalan bır cısım hakkında, bızde bılmeden bır göruntu (daha genel bır deyışle, fıkır) oluşabılıyorsa, karamsar bır kışıye mutluluk mesajlarını "çaktırmadan" yollayarak "onu 1yı hıssettırmek mumkun" denebılır Mumkun mu, değıl mı bılmıyoruz, ama algılama uzerıne çalışan kognitif psikologlar 'kola' karesı olayını doğruluyorlar Psıkolog Doğan Cüceloğlu'nun geçen ay Istanbul'da verdığı konferansta, bu kavramlar ve psıkolojıye getırdığı açılımlar başlıca konuydu Cüceloğlu, "insan İnsana" kıtabıyla 70 sonları, 80 başlarında çok okunan bır yazar olmuştu 1980'den bu yana Kalıfornıya'da olan Cüceloğlu, şu sıralar Kalifornıya State Unıversıty, Fullerton'da çalışıyor Doğan Cüceloğlu, kognitif psikolojiyi anlattı Hastalıklı gen anadan mı, babadan mı? Bazı kalıtsal hastahklar, genlerin nereden geldiğine baglı olarak farklı seyredıyor. regor Mendel, annebabaların kalıtımsal özelliklerının hangı yasalar uyarınca sonrakılere geçtığınl keşfettığınde, anne ve babanın genlerının eşlt haklara sahıp olduğunu önkoşul olarak kabul ettı Ancak 1959 yılında Chıcago Ünıversıtesı'nden Janlce Spofford Drosophıla sıneğınde bır genın etkısinın, annesınden ya da babasından geçmış olmasına bağlı olarak, farklı olabıleceğıni gösterdı Son zamanlarda, ınsanlarda ortaya çıkan çeşıtlı hastalıklarda da arızalı kalıtımın anne ya da babaya aıt olmasının bır rol oynadığı keşfedıldı Huntıngton hastaiığında söz konusu gen babadan alındıysa, semptomlar daha erken ortaya çıkıyor Tam tersıne dıstrofıde ıse kas erımesı, arızalı kalıtım anneye aıt ıse daha hızlı ılerlıyor Kanserın çeşıtlı bıçımlerınde de hastalığa yol açan genın anneye mı, yoksa babaya mı alt otması önemli bir rol oynuyor Bu, antıonkogenler dıye nıtelendırılen koruyucu genlerin yıtırılmesı sonucu ortaya çıkan tumörler ıçın de geçerlı Montreal Ünıversıtesı'nden Carmen Sapıenza ve başka araştırmacılar "antıonkogenlerın" fonksıyonlarını çeşıtlı şekıllerde yıtırebıleceklerını saptadılar Bılım adamları, Amerıkan Bılımler Akademesı'nın "Proceedıngs"ınde bu konuda yazılar yayımladı Retınoblastom dıye adlandırılan ve çok seyrek gorulen çocuklardakı göz kanserı ve bağırsak polıpterı sonucu ortaya çıkan barsak kanserı gıbı bazı tumörlerde genın hucredekı örneklerı, arka arkaya mutasyon sonucu koruyucu etkılerını kaybedıyorlar Başka kanser çeşıtlerınde ıse boylesıne mutasyonlar ya da sakatlıklar kanıtlanamadı Montreal'dekı araştırmacıların gözlemlerıne göre bu vakalardakı antıonkogenler çeşıtlı şekıllerde ınaktıf hale getırıldı Böylesme "epıgenetık" bır yok olma, bugune dek yalnızca çok seyrek olarak çocuklarda rastlanılan böbrek tumörunue (VVılms tumör), kemık kanserınde (Osteosarkom) ve embrıyonal tumörlerde (Rhabdomyosarkom) saptandı Ve hemen hemen her seferınde babaya ait antionkogen söz konusuydu Tum bu gozlemler, babaya ve anneye aıt genlerin her zaman eşıt haklara sahıp olmadıkları goruşune dayanıyor Görulduğu kadar bunlar farklı ızler taşıyor ve bunun sonucu olarak bır bıreyın yaşamında farklı roller oynayabılıyor Bu genlerin ışleyış mekanızmaları henuz bılınmıyor Pek çok araştırmacı, bu surecın, metıl gruplarının kalıtım molekulune bağlanması olayıyla ılgılı olduğunu tahmın edıyor (s.n) C len hacmının ustüne çıkan hıçbır şey algılanmıyor Gunluk hayatta karşılaştığımız uyaran seli ıçınden kapasıtemızı zorlamayacak tarzda yaptığımız seçımın ılkelerı neler? • Göze/batan, • Tekrarlanan, • Enerjlsl yüksek olan, • Beklentilere uygun olmayan, • Ihtiyaç duyulan uyaranlar ÖNCELIKLE ALOILANIR. Lıstedekı ozellıklerı taşımayan, dolayısıyla seçılemeyen uyarıcılara ne olur? Ya kaybolup gıderler ya da sağ kalmayla, hayatı surdurebılmekle ılgılı uyaranlarsa kendılerını zorla seçtırıyorlar Cüceloğlu'nun konuşmasının gerı kalan bölumünde öğrenme, hatırlama ve aktarma konusundakı kognitif psıkolojı buluşları ve bunların gundelık hayata yansımaları yer aldı Aslına bakarsanız, konuşmanın kendısı bu buluşlann uygulamasına lyı bır örnek sayılabılır örneklerın konuşma metnı ıçıne yerleştırılışı, vurguların belırgın ve net oluşu benım gıbı harıl harıl not tutanların ışını kolaylaştırdı Kognitif psıkolojının en önemli katkı alanlarından birlnln eğitim olduğunu burada hatırlatmak gerekır öğretılen kavramların seçılıp duzenlenmesı, hatırlanabılmelerı ıçın bazı anahtarların bırlıkte verılmesı, kımı eğıtımcılerın kendılıklerınden keşfettıklerı bır tarz Bılgının nasıl kullanılabıleceğını oğret Gunumuz psıkolojısının artık "fareleri bırak'p Insanlara yöneldlği"nı belırten Cuceloğlu'na gore bunda basıt tercıhlerden çok başka faktörler deroloynuyor İletişimin ön plana çıkması, dilin bilimin odağına gelmesini sağladı Dllle uğraşan kognitif psikoloji, dılın yapısını çozumledıkçe, bilgısayar alanına kaydı Yapay zekâ çalışmacıları kognitif psıkolojının bulgularıyla, bilgısayara duşunme dlli tasarımlarını genışlettıler Kognitif psıkolojının olçumlere dayanması, enerjı ve zaman ölçum teknıklerının duyarlılaşmasıyla bırlıkte, verılerını guvenılır kıldı Amerıkalıların ınsan zıhnının potansıyelını arttırıcı her turlu şeye (hlpnoz, LSD gibf) aşırı duşkunluğu, kognitif psıkolojı araştırmalarında teşvık etkenı oldu Algılamayı behrleyen etkenlerın kontrol altına alındığı durumlarda, gerçeklığın değışıklığe uğraması beklenır Cüceloğlu, dıkkat ve seçıcılıkten söz ederken uyaranları ıkı ana grupta topladı 140 milyar hucreden ve bunlar arasındakı müyonlarca bağlantıdan oluşan beyln, gunluk yaşantı ıçerısınde sayısız uyaranla karşılaşıyor Seçımler, gundelık hayatta ve çeşıtlı duyu duzeylerınde her an yer alıyorlar Seçlm yapmak, bır yerde, beynın fızıksel kapasıteyle yakından ılışkılı bır zorunluluk Insan beynlnln btlgı kapasitesl 59 byte olarak ıfade edılıyor Yanı, bu bilgısayar bırımıyle ıfade edı Dil ve bilim mek ıçın kışının algılayış tarzını bıraz olsun kavramak ve alabıleceğı uyaranları alabileceğı sıstemde vermek önerılıyor Cüceloğlu kımı Turkçe ders kıtaplarının, Ingılızce benzerlerıyle karşılaştırmasını yaptığında, buyuk başlıklar, sempatık yazı karakterleıı, tablo ve şemalar kullanan kıtapların "5060 sayfa hıkâye anlatan" kıtaplara göre çok daha anlaşılır olduğunu söyluyor Eğıtım ıçın kullanılan bu ılkeler, terapistlerln de Islne yarar gıbı gözukuyor Bugun yaygın uygulama alanı bulan kognitif terapı de, algılama ve seçme ıle ılgılı bazı çarpılmaları duzelterek etkılı olabılıyor Örnek vermek gerekırse, "hüzunlu", depresyona eğılımlı kışılere bır kelıme lıstesı verıldığınde, bu kışıler lıstede ne kadar huzunle ılgılı kelıme varsa onları seçip algılıyorlar. Huzunle ılgılı kelımelerın seçımı huzunlerını daha da arttırıyor Bellekte huzunluluğe karşı bır duyarlıhk, dolayısıyla "kolay hatırlanabılırlık" şeklınde bır ayııcalık oluşuyor Dolayısıyla, yenı uyaranlar arasından seçım yaparken, "algılama sıstemınde" huzne karşı oluşan bu duyarlıhk etkısını gösterıyor Kognitif terapı yapanlar, kışının algılayış tarzını değıştırmeye yonelık çalış'ma olmaksızın, kışının çevresındekı olumlulukları, "huzunluolmayan" uyaranları algılayamayacağını soyluyorlar Cüceloğlu'nun yaklaşık ıkı saatlık konuşması bıttığınde salonda uyuyan olup olmadığına şoyle bır bakıldığında, herkes gözunu dıkmış ve dört açmış anlatılanları ızlıyordu Anlatılan konunun kognitif psıkolojı olması ve Cüceloğlu'nun kognitif psıkolojının ılkelerını kullanırmışçasına anlatımı, kalıp ezberlemeye yatkın eğıtılmış kafalarımızı epey rahatlattı herhalde D G f §