02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SOSYAL Birlikteliğin sonu mu geld Hızlı teknik dönüşümün ve öncelikle ekonomik rekabetin belirlediği toplumun ürettiği "bol ilişkili ilişkisizlik" çıkmazından kurtuluş var mı? Baştarafı 1 Sayfada 1967 yılından bu yana dort kat arttı ve boşanma davalan yuzde 64 oranında kadınlar tarafından açılıyor 1985 yılında gerçekleştırılen ortalama her ıkı evlılığe kı, evlılıklerın sayısında onemlı bır duşuş kaydedılmıştı bır resmı boşanma duşuyordu Buna ılaveten gıderek daha çok ınsan, evlılığın gereklı olup olmadığı noktasında kusku duyuyor 1963 yılında Federal Almanyada erkeklerın yuzde 86'sı ve kadınların yuzde 92'sı evlılığın gereklı olduğuna ınanıyordu Buna karşılık 1978 yılındd yanı yalnızca on beş yıl sonra evlılığı gereklı gorenlerın sayısı yuzde 60'a duşmuştu Yuzde 23 evlılık konusunda kararsızdı, yuzde 17 de evlılığı "modası geçmış" olarak değerlendırıyordu 25 yas grubuna dek olanlarda kadınlarda bu oran yuzde 37'ye, erkeklerde ıse yuzde 30'a yukselmıştı Genc kadınlann dortte bırı ve aynı yaştakı erkeklerın yuzde 40 ı ne "evet", ne de "hayır" dıyordu Şu gunlerdekı eğılımı ıse, uluslararası bır arastırmadan oğrenmek mumkun Al lensbach ekıbı 1305 röportaj ıle koni'ya katkıda bulundu Verılerı Prof. Elisabeth NoelleNevmann ve Dr. Renate Köcher, 1987 yılında "Yaralı Ulus" başlığı aı tında tahlıl ettı Buna gore, Federal Almanya vatandaşlarının yuzde 13'u evlılığı "eskimiş bir kurum" olarak reddedıyor, yuzde 11'ı ıse resmen onaylanmış bır birlikteliğin çağdaş olup olmadığı konusunda kararsız Fransa'da nufusun yuzde 6'sının kesın bır goruşu yok yuzde 29'u ıse evltffğın artık tarıhe karıştığını savunuyor Avrjpalıların yuzde 74'u evlılığe olumlu yaklasırken yaklasık aynı sayıdakı boşanma oranı bır kenara bırakılırsa Amerıka Bırles'k Devletlerı'nde bu oran yuzde 90 Buna uygun olarak, 100 Kuzey Amerıkalıdan 72'sı evde "mutlu" olduklarını ıddıa edıyorlar Aynı seyı Fransızların yuzde 57'sı soyluyor, ama Almanların yainızca yuzde 46'sı evlerınde 'çoğunlukla mutlu" olduklarını belırtıyor Allensbach Enstıtusu tarafından yapılan son kamuoyu arastırmasında ıse, boşanmış ya da ayrı yaşayanlara (yuzde 22) kıyasla, evlılerde yuzde 57 ıle "mutluluk" oranı daha yuksek Buna karşılık yuzde 57 (evlılerde yuzde 26), yoğun bır yalnızlık çektıklerını belırtıyor ve evlılerle kıyasla ıkı kat daha cok ruhı durumlarını "son derece kotu ' dıye tarıf edıyorlar Evlılık boşanmayla sonuclandığında yainızca yuzde 36 ozel yaşamında kendısını guvenlı hıssedıyor Kısısel beraberlıklerını nasıl değerlendırdıklerı sorusuna da, evhlerın buyuk çoğunluğu "memnun" dıye cevap verıyor Bu, çoğunluğun, evlılıklerın buyuk kısmının umursamaz ya da mutsuz bır şekılde surdurulduğu yolundakı yaygın ınancına da ters duşuyor İlişkisiz ilişki Frankfurt Unıversıtesı Tıp Psıkolojı Bolumu Başkanı Prof. Michael Lukas Moeller, "Kişinin kendi ilişkisine bakışına guvenilmez. Bu, olaya karışan tanıkların gozlemlerine benziyor," dıyor 20 yıldan bu yana ıkılı ılışkılerı bılımsel alanda ve pratıkte ınceleyen Moeller, bunların gerçek durumlarını çok lyı bılıyor Moeller'e gore, resmen boşanan ya da ayrı yaşayan çıftler, tehlıkelı bır buzdağının su ustundekı bolumune benziyor Dış gorunuşe bakılırsa, halen ayakta duran bır beraberlıkte ayrı yaşamak, "ılışkısız ılışkı" oluyor Puruzsuz yan yana yasama Psıkoanalıtık dalda eğıtım gormuş tıp adamı oncelerı bu felaketın yainızca azınlığı ılgılendırdığını duşunduyse de, yapılan araştırmalar durumun duşunduğunden de kotu olduğunu ortaya çıkardı "Dışı ağrıyan hemen doktora koşar Boylesıne bedensel ağrıları bız doktorlar gıderebılırız Ama ruhen acı çekenler, rahatsızlığın buyuk olduğu oranda, terapıstten uzak duruyorlar Nıspeten daha sağlıklı olanlar, ılışkının yok olmaya yuz tuttuğunu hısseden ve bır şeyler yapmaya hazır olanlar, doktora başvuruyor," dıyor Moeller Gerı kalan buyuk çoğunluk "açık" bır krızı goze alamıyor Bunlar tehlıkenın farkında olmaksızın yaşamlarını surduruyor Boylece bır kurtuiuşun mumkun olabıleceğı donum noktasını kaçırıyorlar Hıçbır şey yapmaksızın sankı ıkılı yaşamın yavaş yavaş dayanılmaz bır hale gelmesı kaçınılmaz bır kadermışçesıne olayian akışına bırakıyorlar Bu durumu, yazar Peter Handke, "istenmeyen mutsuzluk" şeklınde tanımlamıştı Buna rağmen taraflardan bırı gunun bırınde ılışkıye son verırse, sorun aslında çozumlenmıyor Bır sonuca ulaştırılmamıs çatısmalar, gerçek bır cozumu ımkânsız kılıyor Kurtuluş olarak nıtelendırılen çoğu durum da, bır enkazdan kaçış anlamına gelıyor Bır zamanlar bırbırlerıne âşık olan çılt, kor kalmayı surdururse, ınkâra sapar ve yabancılaşır Bırbırlerınden uzaklaşmanın sınyallerını algılayamadıklarından, onları ort bas etmeye çalışırlar Yeterınce bırbı rıyle konuşmadıklarından, yavaş yavaş belıren duygu zehırlenmesını cok geç fark ederler Bu nedenle de sonunda soyleyecek hıçbır şeylerı kalmıyor Ustelık "Çıftler, aralarında konuşsa bıle, genelınde tatıl planları, ışyerınde zorluklar, eğıtım sorunları, yenı satın alımlar ve benzerı şeyler, yanı gundelık ışler uze rınde konuşuyorlar Gerçekten kendılerını ılgılendıren şeyler konuşmuyorlar" Başka bır noktadan hareket ederek gerçekleştırdığı araştırmada Prof. Hans W. Jurgens de benzer bır sonuca ulaştı Kıel'lı nufus bılımcısı ve arkadaşları, Federal Alman çıftlerın "profilini" saptadılar Uçbeş yıl suren sureklı bır ılışkının sonunda, ıstatıstıkı verılere gore, kadınlann yuzde 50'sı erkeklerınden usanıyor, ancak bunların yainızca yuzde 20'sı "yeter artık" dıyor Tum çıftlerın yaklasık uçte bırı ıse tam bır uyumsuzluk ıçınde Herhangı bır konuda kadın "evet", erkek "hayır" dıyor Çıft her tur uyumdan yoksun Boylesıne bır kutuplaşmayı Moeller, "konuşmamanın" belırgın bır ışaretı olarak değerlendırıyor Evlılıkterapıstlerı de durumu "iletişim kopukluğu" kavramıyla açıklıyorlar Bu kopukluğun sonucu şu "Birbirimizle ilgili olmayı unuttuğumuz ölçüde, ilişki yok olmaya yüz tutuyor". Çok az şey konuştuklarından, onemlı şeyler dıle getırılemıyor ve boylece temel ıhtıyaçlarını ne kavrayabılıyor, ne de tatmın edebılıyorlar Her ıkı taraf da kendını engellenmış hıssedıyor Oldukları gıbı yaşayamıyorlar Yoğun ve çoğu durumda fark edılemıyen hayal kırıkhğı, en az aynı yoğunlukta şıddetlı bır ofkeye yol açıyor Boylece hoşnutsuzluk artıyor, bu da ıletışım kopukluğunu daha da derınleştırıyor Herkes buyuk bır çabayla ofkesını frenlemeye çalışıyor Pek çoğu dıyaloğun yok oluşunu, bır sure daha seks illşkisini surdurerek gormemezhkten gelıyor Bedensel bırleşme, kısa vadede uyum varmış ızlenımını uyandırıyor "Her gun bırıken sınırlılık" (Moeller) bır anlamda "yorganın altına" ıtılıyor Sonunda bu konuşmasız "tatmın" de ortadan kalkıyor Kımse otekıne artık yaklaşmak ıstemıyor Erotızm yok oluyor Bu durum hoşnutsuzluğu daha da arttırıyor ve her şeyı boğan pusudakı sessızlık, ılışkıye hâkım oluyor Sefaletın uzun bır oykusu var Bu şeytan çemberındekı ılışkıde, olu suskunluğu yeğleyen çıftler, atalarının mırasını surduruyorlar Onlar, hem kurban hem de aynı zamanda katıl Ikı kışının uyumunu bozan şey, oncelıkle bıreyın bozulmuş ruhsal gelışımınden kaynaklanıyor Bu durum, Michael Lukas'ın kavramıyla, "erkek anaerkillik"; erkeklerın anaerkıl duzenı şartlarında gerçekleşıyor Bızzat ve manen hemen hemen hıç temsıl edılmeyen "uydubaba"lı modern kuçuk aılede, anne, çocuk ıçın ıster ıstemez tek ozdeşleşme fıguru Ancak o, çocuğun ılk uç yılında, gereklı olan benlığının ınşası ıcın, çok yonluluğu verebılecek durumda değıl Oysa eskıden pek çok yetışkının ve bır dızı kardeşın varlığı bunu mumkun kılıyordu "Kendisi ilişki yoksunluğu çeken ve hayal kırıklığına uğramış anne, hayal kırıklığm annesi. Onun olumsuz yapısı daha sonraki tüm yoğun ilişkilerde gun celleşlyor. Bız bu ılışkılerı gelecektekı eşımıze aktaracağız ve onları ıster kadın, ıster erkek olsun tıpkı toplumsal koşullardan öturu yetersız kalan annemız gıbı yaşayacağız " Her ıkı taraf da "ruhsal doğumu" telafı etme çabalarıyla karşı karşıya kalıyor Ba ğımsız olmak ıstıyorlar, ama belırsız bır hedefe doğru yol almaktan korkuyorlar Korunmasız kalmak şeklındekı çocukca korku ıle, terk edılmek şeklındekı annece korku, fızıksel kopma gerçekleşmedığı surece, bırbırıne bağımlıdır Bır taraf şıddetle kopmak ıstıyor, otekı taraf ondan uzaklaşan her adımı ofke, nefret ve kıskançlıkla ızlıyor Bu noktada sal
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle