27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SAÖLI K GAP ve salgın hastalık tehlikesi Dr. Nadir Paksoy, Patoloji Uzmanı Sistosomiyaz salgını sıcak ülkelerde gerçekten büyük sorun, ancak hastalığı "tatlısu yılanlan" değil, "tatlısu salyangozlan" taşıyor. B ilim Teknik'in 116'ncı sayısında, örner Kuleli ve Osman Gurel imzasıyla yayımlanan "GAP'ın Getireceği Ciddi Sağlık Sorunları" başlıklı yazı, üzerlnde düşünülmesi gereken ilginç bir konuya değiniyor. Ancak söz konusu yazıda açıklığa kavuşturulması ve tartışılması gerekli bazı noktalar var: Yazıda özetle, GAP'la oluşacak baraj gölleri ve su kanallarının 'sistosomiyaz' denilen hastalığa kaynak olabileceği kuşkusuna dikkat çekilerek göz ardı edilmemesi gereken önlemlere değiniliyordu. 'Sistosomiyaz' ya da geçen yüzyıl ortalannda Mısır'daki çalışmaları sonucunda hastalık etkenini ilk kez tanımlayan Alman patoloğu Bilharz'ın adına izafeten 'Bilharziyaz' gerçekten de sıcak kuşak ülkelerinin önemli bir sağlık sorunu. Sözü edilen yazıyla ilgili olarak düzeltilmesi gereken küçük bir 'kuramsal ayrıntı' dikkatimi çekti: Yazıda, hastalık etkeni parazitlerin insana bulaşmazdan önce gelişme dönemini geçirdiği 'ara konak' canlının, 'tatlı su yılanlan' olduğu belirtilmiş. Bu canlı ya da daha doğru terimiyle 'ara konak', 'tatlı su yılanlan' değil, bir tür TATLI SU SALYANGOZU' olmalı(1,2,3). öyle sanıyorum ki yazının hazırlandığı sırada, yararlanılan yabancı kaynaklardaki (olasılıkla ingilizce) 'snail' (salyangoz) sözcüğü, bir gözden kaçma sonucu 'snake' (yılan) olarak ele alınmış sayın yazarlarca.. Bu bağlamda, tartışılmasında yarar olacağına inandığım ve de yanıt aradığım bazı sorular ortaya çıkıyor. A) Hastalığın Türkiye'yi ilgilendirebilecek tiplerinin etkeni olan parazitleri (Sistozoma hematobium ve S. mansoni) taşıyan 'tatlı su salyangozları'nın (bilimsel adıyla 'Bullnus kruncatus', 'B. forskali' ve 'Biomphalaria') türleri Türkiye tatlı sularında var mı, ya da çoğalıp yaşayabilir mi?.. B) Bu saiyangozların yaşamıyla ilgili olarak ileri sürülen bazı çevre etmenleri var. Bunlar içinde bizi ilgilendiren kanımca, en önemlisi ise suların ortalama sıcaklığının 2223°C olması. Güneydoğu Anadolu bölgesindeki durgun baraj gölleri, göletleri, durgun kanallardaki suların yıllık ortalaması bu dereceyi buluyor mu?.. C) Komşu ülkelerden Irak söz konusu hastalığın yoğun olarak görüldüğü bölgeler arasında yer alıyor; özellikle de Mezopotamya'nın aşağı yöreleri.. Hastalığın oluşum zincirindeki en önemli halka sayılan 'tatlı su salyangozları'nın yumurtalarının göçmen su kuşlarınca bir su kaynağından diğerine taşınabileceği bildiriliyor(2). Bu durumun Güneydoğu Anadolu durgun suları için bir tehlike oluşturup oluşturmayacağı doğrusu bir merak konusu olarak karşımıza çıkmakta. D) Türkiye'de bugüne değin tek tük vakaların görüldüğü bildirilmiş (4). Ancak bulaşma koşullarına ilişkin ayrıntılı bilgiden yoksun sayılırız. GAP ve diğer su projelerinin Türkiye'nin sıcak kuşağında 'sistosomiyaz' ve benzeri hastalıklar tehlikesi yaratıp yaratmayacagı sorunu sanırım, çok boyutlu bir şekilde ele alınarak ayrıntılı bir incelemeyi gerektirmektedir. 1) Manson's Troplcal D I S M M S (1962), London. 2) Pathology In the Tropics (Edlngton and Olltea) (1976), London. 3) Troplcal Naphrology (1984), AustrallaCanberra Cltfoge Ltd. 4) I.Ü. Tıp Fak. Kllnlk Dar* Kltaplanlnfekelyon Haat (19793. baakı). Boston Ünlversitesi'nden Iki bilim adamı, Einstein'ın göreceük kuramının 100 milyarda 1 hata payı ile doğru olduğunu gösterdi. Çeviru Fatma Artunkal instein'ın relativite teorisi (görecelik kuramı), belli bir varsayıma dayanır ve yıllardır bilim adamları bu varsayımı sınar dururlar. Her seferinde de varsayım sınavdan alnının akıyla çıkar. Ne ki bilim adamları, varsayımı sınamaktan vazgeçmezler, çünkü şayet varsayım azıcık bile yanlış çıksa, bu, relativite teorisinden daha geniş, daha yararlı, hemen hemen daha doğru yeni bir teoriye gidecek yolu açacaktır. 1989 başlarında bu konuda bir sınav daha yapıldı ve Einstein'ın varsayımı yine sınavı geçti. Varsayım şudur: Işığın hızı, ışık kaynağının hızından bağımsız olarak hep aynıdır. Ejnsteiıf ın kuramı bir sınavı daha geçti etmemiz gerekir. Yanlış varsayımlardan doğru sonuçlar çıkaramazsınız. Ama, ya varsayım ve o varsayımdan çıkan sonuçlar, sadece hemen hemen doğru ise! Bu da bizi, daha önce söylediğim gibi relativiteden bile daha iyi bir şeyi yakalamaya götürebilir. İşte bu nedenle bilim adamları, varsayımı sınayıp durmaktadırlar. Bu arada, bizden 160.000 ışık yılı uzaklıkta patlayarak bir 'süpernova'ya dönüşmüş olan bir yıldızın ışığı, 1987 şubat ayında nihayet bize ulaştı. Süpernova'dan bize 'nötrino'lar da (ışık hızıyla hareket eden kütlesiz subatomik partiküller) geldi. Einstein'ın varsayımı, nötrinolar için de geçerlidir. Nötrinolar da, kaynağın hızından bağımsız olarak aynı hızda hareket ederler. Patlayan bir yıldızın her bir parçası, her yöne doğru nötrinolar fışkırtır. Bazı nötrinolar, patlamanın her bir parçasından yayılarak bizim yönümüze doğru dağılırlar ve biz bunları bulabiliriz. Öyle fazla sayıda bulamayız, çünkü nötrinoları bulmak dehşetli zordur, ama gene de bazılarını bulabiliriz. i ISAAC ASİMOY YAZIYOR E Zamanın yavaşlaması Hareket halindeki sıradan cisimlerin davranış biçiml ise böyle değildir. Şayet hareket halindeki bir trenden trenin gidiş yönüne doğru bir top fırlatacak olursanız, top havada daha hızlı gider. Şayet topu trenin gidiş yönünun aksine doğru fırlatırsanız, top, daha yavaş gider. Her ikisi de aynı yönde hareket ettiklerinde kaynağın hızı, topun hızı ile toplanır. ikisi zıt yönlerde hareket ettiklerinde ise kaynağın hızı, topun hızından çıkar. Ne ki Einstein, bunun ışık için ya da ışık hızında hareket eden herhangi bir başka şey için geçerli olmadığını düşünmüştür. Bu durumda hızlar, birbirleriyle toplanmayacak ya da birbirinden çıkmayacak, fakat hep aynı kalacaktır. Eğer bu doğru ise, bir cismin, kaynağın hızından, o cisim ne kadar hızlı hareket ediyorsa o kadar daha az etkileneceği; ışık hızında ise hiç etkilenmeyeceği anlamına gelir. Einstein, bir kaynağın hızı ile bir cismin hızının, bu ikisinin birbirlerine göre nasıl ve ne kadar hızla hareket ettiklerine hağlı olarak nasıl toplanacağını ya da çıkarılacağını gösteren bir denklem geliştirmiştir. Einstein, ayrıca cisimlerin hızlarının artması ile birlikte, gittikleri yönde kısalacakları; daha masifleşecekleri; zamanı daha yavaş yaşayacakları; kütlesi olan hiçbir şeyin (tıpkı biz ve uzay gemilerimiz gibi) ışığın hızından daha hızlı gitmesinin asla mümkün olamayacağı mantıki sonucunu da çıkarmıştır. Nötrinolar yardımcı Patlayan yıldızın parçaları, ışık hızının büyücek kesirleri hızında hareket ederler. Bazı parçalar hızla bizden öteye doğru gider. Bazı parçalar aynı hızla bize doğru gelir. Bazı parçalar çaprazlamasına ve aradaki her yöne doğru, gene aynı hızla hareket ederler. Eğer hızlar sadece toplanıp çıkarılsaydı, o zaman patlamanın bizden öteye doğru hareket eden parçalarından kaynaklanan nötrinolar, bizim yönümüze doğru daha yavaş gelecek ve patlamanın bize doğru hareket eden parçalarından kaynaklanan nötrinolardan çok daha sonra bize ulaşacaklardı. öte yandan eğer nötrinoların hızı, kaynağın hızından etkilenmiyor ise, bütün nötrinolar, patlamanın hangi parçasından kaynaklanırlarsa kaynaklansınlar, bize tam aynı anda ulaşacaklardı. 12 saniyelik fark Gökbilimciler, nötrinoların sadece 19'unu bulabildiler ve bunların hepsi de detektör ekranlarına 12 saniye içinde boşandı. Ne daha önce bir şey oldu ne de sonra. Nötrinolar, 160.000 yıldır yolda idiler (ışık hızında giden partiküller, bir ışık yıllık mesafeyi bir yıllık zamanda alırlar). Her bir yılda 31.55 milyon saniye vardır. Bu demektir ki, nötrinolar 5 trilyon saniye süren bir yolculuk yaptılar, fakat sadece 12 saniyelik bir farklılıkla bize ulaştılar. Boston Üniversitesi'nden Kenneth Precher ve Joao L.Yun, nötrino gözlemlerinden elde edilen verileri kullanarak Einstein'ın varsayımının 100 milyarda 1 hata payı ile doğru olduğunu göstermişlerdlr. Bunun anlamı, ışığın hızının (saniyede 300 bin km), olsa olsa saniyede en fazla 6 mm kadar değişeceğidir. Einstein'ın varsayımını ortaya attığından bu güne kadar geçen 84 yıl içinde geçirdiği en zorlu sınav buydu ve relativite teorisi bu sınavdan yüzünün akıyla çıkmıstır.D (Copyright LATS.) Niçin sınanıyor? Bütün bunlar "sağduyu"ya aykırı ve inanılması güç şeylermiş gibi geliyor, çünkü çevremiz ışığın hızından çok daha az hızla hareket eden cisimlerle doludur, dolayısıyla bizler de basit aritmetik hesabı ile toplanıp çıkarılan hızlara alışkınız. Ne var ki bilim adamları, örneğin subatomik partiküller gibi çok hızlı hareket eden cisimleri incelemeye başladıklarında, Einstein'ın mantıki sonuçlarının her bir noktada doğru olduğunu bulmuşlardır. Şayet Einstein'ın sonuçları doğru olmasaydı, atomu parçalayan aygıtlar tanık olduğumuz biçimde çalışmaz; nükleer bombalar patlamazdı. Doğal olarak, çıkarılan sonuçlar doğru olduğuna göre başlangıctaki varsayımın da doğru olduğunu kabul
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle