Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BİLİMİN ÖNCÜLERİ BİLİM Y A Y IN En öldürücü salgın hastalıklardan biri. Bu bulaşıcı hastalığı, 2400 yıl önce Hippokrat tanımladı. Etkeninin keşfi ise 1889'da oldu Bugun bıle tetanozun vucuttaki moleküler düzeydekı etkisi bilinmiyor Fakat bu etkenle hastaKnmış kışilerin yüzde 9O'ı ölüyor. "...Ya da başka bir gezegene" Bır yılda rapor edilen Mflmler Dünya Sağlık örgütü'ne göre tetanoz, ölüm oranı en fazla bulaşıcı hastalıkların başında geliyor. 1809 da yapılan bu resımde, tüm kasları kasılmış ve bu yüzden yakında ölecek bir asker görünüyor. Clostridlum tetani | adlı bu basil, toprakta, tozda, elbiseler üzerinde yaşar, vücuda I basitsıyrıkla girebılir O halde bu mikrop nasıl oluyor da vücudun tümünü etkiliyor ve öldürücü nöromüskuler (sinirkas sis' temlerini ilgilendiren) belirtılere neden oluyor? Yanıt: Bilim dünyası en güçlü zehirle karşı karsıyadır. Refık Durbaş "Kozmlk etkiler tüm bunlar. Kosmos, uzay, acun ve evrenin derinllklerinden kendl ağlarmı örerek, gizll kaynaklardan çıkarak gelen uzantılar, ışınlar, radyo dalgaları, manyetlk lletlşlm blrlmlerl, yüce ve ulu bir yaratığın ya da yaratıcınm fısıltıları, takımyıldızlann parazltlerl, yapay uyduların duyargaları..." Bu satırlar, bir bilimsel yazıdan alıntı değil. Yazının tümü ise bir bilimsel yazı hiç değil. Orhan Duru'nun bugünlerde yayımlanan "Şlşe"(*) adlı öykü kitabındaki ilk öykü olan "İkonoklast" işte bu satırlarla başlıyor. Duru, "Tüm deliler buraya toplanıyor ve birbirlerini buluyor galiba..." diye tanımladığı bir kıyı kasabasında aydınların, sanatçıların içinde yaşadıkları bunalımı, çıkmazı vermeye çalışırken, insanlık tarihinin üç bin yıl öncelerinden uzayın sonsuzluklarına göndermeler de yapıyor. Gündelik yaşamın içindeki insanın durumu ne kadar gerçekçi verilmeye çalışılmışsa, uzay ve uzay ötesi düşünceler de o denli gerçeğe yakın. Kuşkusuz Duru, bir bilim adamı değil. Yazdıkları da elbette bilimsel olmayabilir. "Şişe"deki öyküleri okurken, bir başka şey dikkatimi çekti. Bir yazar, bir sanatçı olarak Orhan Duru'nun bilime yaklaşımı. öykülerini bilimsel verilerden yararlanarak kurgulaması. Çünkü aynı yöntemi Duru, "Ööööö", "Kargınmış Ozan", "Şişe" adını taşıyan öykülerinde de kullanmış. Kitapta yedi öykü bulunduğuna göre bu da nicel olarak ayrıca bir ağırlık taşıyor. Bilimkurgu edebiyatı bizde henüz pek gelişmiş sayılmaz. Emekleme çağında bile denemez. Bilim adamlarımız ise mesleki formasyonları ile edebiyatı hep ayrı tutmaya çalışmışlar nedense. Örneğin Oğuz Atay'ın çoğu mesleki kitabını edebiyat okurları bilmez. Edebiyat yapıtlarını, romanlarını ve oyunlarını da bilim adamları. Şairmimar Cenglz Bektaş için de böyle bu. işte bu açıdan ilgi çekici geldi bana Orhan Duru'nun öyküleri. Ayrıca bu, bir öykücünün düşünce sınırlarının nerelere varabileceğini de göstermiyor mu? Şunu da söylemek gerekir: Orhan Duru'nun bilime böylesi bir yaklaşımı yanında onun öyküciHüğünü göz ardı etmek istemiyorum. Edebiyat açısından da keyifle okunup tat alınan öyküler bunlar. Duru'nun "Denge Uzmanı"ndan beri ardında koştuğu kendine özgü söylem blçiminin yetkin ürünleri... Bilimi ve edebiyatı aynı pota içinde yoğurmuş da denebilir Duru için... "Şişe" "fantastik, humoristik, sismik" yapısıyla edebiyat okurlarının ilgisini çekecektir. Ben yalnızca bilimle ilgilenenlerin odağına bir ışık düşürmek istedim. D (*) Şlşe, Orhan Duru'nun öyküleri. Ada Yayınları, Mart 1989. 82 sayfa. v Tetanozun otkeni ilk kez Berlin'de çalışmalar yapan Japon bakteriyolog Kitasatotaratından 1889'da bulundu. Tetanoz basili, vücut hücrelerini istila etmez. Yaranın bulunduğu bölgede kalır ve son derece toksik bir zehir salgılar. Bu bakterinin vücutta yaptığı etki, diğerlerine göre biraz değişiktir. Vücutta büyük oranda çoğalmaz, dokuları istila etmez, iltihap hemen hemen hiç oluşturmaz. Tetanoz zehiri omuriliği etkilemektedir. Bu da tedavi bakımından tıbbı zorlayan bir durumdur. Son 25 yılda bu zehir belirlendi ve saflaştırıldı. Bu zehirin, yılan zehiri ya da kimyasal zehirlerden öldürücü olduğu görüldü, Vücudumuzda hareketler, normal olarak omurilik tarafından kanalize edilen sinir impulslarınca düzenlenir. Bunun sonucunda, kas lifleri kasılır ve gerilirler. 'Beyin omurilik sınirsel . uyarı (.) şıTnoktayı oluşturan mürekkep miktarının ağırlığına eşit miktardaki tetanoz toksini, 30 erişkın kişiyi öldürebilir. Yaklaşık 250 gramı ise bir insan ırkını ortadan kaldırabilır. Sonuçta kaslar süreklı olarak aynı zamanda kasılırlar. etanoz toksınının protein yapıdaki moleküllerı, omurilikteki sinir hücrelerine bağlanarak kasın gerilmesini sağlayan sinir uyarılarını baskılarlar Birçok ülkede otomatik olarak uygulanan antitetanoz enjeksiyonundan, serum reaksiyonu riskinin büyüklüğü nedeniyle vaz Bu olay solunum ve dolaşımı denetleyen kasları etkilediğinde hasta ölür. 4 l^ Tetanoz toksini bir kez omurilikteki sinir uçlarına yapıştı mı, artık ne ilaçla ne de tetanoz antitoksiniyle nötralize edilebilir. Atlara toksin verilerek se' rumlarından elde edilen antitoksin, hastalarda öldürücü olabilen "serum hastalığına" neden olabilmektedir. Bununla bırlikte, koruyucu" aşı çok etkilidir ve tüm dünyada aşı uygulanarak bu korkunç hastalığa karşı savaş açılmıştır.