26 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Tl P Newton ve modern bilimin doğuşu Kütleler birbîrini niçin Bir sıtma parazitinin yaşam çevriminin bölümleri: Infeksiyon (1) sporozoitlerin karaciğer hücrelehne girişiyle (2) başlar Bumda parazit çoğalır (3), çok sayıda merozoit (4) oluşur. Bunlar alyuvarlan istila eder (5) ve burada çoğalmayı sürdürürler (6). Sonuçta daha çok sayıda merozoit oluşur (7), bunlar da yeni hücreleri ıstila eder. Bilim adamları A'dan D'ye kadar gösterilen aşamalarda etkılı deneysel a?.7ar geliştirmiştır. Yani aşının hedefi, B aşamasıdır. Nevvton ve Einstein, bir maddesel kütlenin diğer bir kütleyi nasıl çektiğini açıkladılar. Niçin çektiğini açıklayacak kişi, en az Nevvton'un ününe kavuşacak. Derleyen: Murat Arın ilim dünyası, ölü bir kuramın üçyüzüncü yıldönümünü değil, modern bilimin doğuşunu kutladı. 5 Temmuz 1687'de, yani bundan üçyüz yıl önce, Edmond Halley mektubunda Isaac Nevvton'a şöyle diyordu: "Kitabınızın basım işlemlerini sonunda tamamladım; umarım beğenirsiniz." Bu kitap, Phllosophlae Naturalls Prlncipia Mathomatlca (Doğa Felsefesinin Matematiksel llkeleri), o güne kadar olan bilimle daha sonraki bilimi bütünüyle ayırdığı için bir baş yapıt sayılıyor. Çünkü Nevvton astronomik hareketler sorusunu çözmekle kalmamış, yeni bir bilimin, dlnamiğin matematiksel temellerlnl atmıştı. Newton'un bu noktaya nasılgeldığıni anlayabilmek için önce çağın astronomik bilgilerini gözden geçirmek gerekiyor. 1680 yılında, üst düzeydeki astronomlar artık yeryüzünü evrenin merkezine yerleştırmiyorlardı. Copernlc 1515'te, dünyanın güneşın çevresinde döndüğünü kanıtlamıştı. Gallle, 1580'den itibaren Copernic'in sıstemini doğrulayan çalışmalar yapmış ve teleskobu kullanan ilk kişi olmuştu. Aynı dönemde, bu yeni gerecin yardımıyla, Danimarkalı TychoBrahe gezegenler üstüne net gözlemler yaptı ve bilgilerini Alman öğrencisi Kepler'e aktardı. Kepler de adım taşıyan üç yasayı astronomiye kazandırdı: 1) Hergezegen, güneşin odaklarından birini oluşturduğu bir elips çizer. 2) Güneşi bir gezegene bağlayan ışınlar tarafından süpürülen alan zamana oranlıdır. (Diğer bir deyişle, bu ışın eşit zaman dilimleri içinde eşit alanları kaplar). 3) Gezegenlerin kavuşum dolanımı için geçen zamanın karesi, yörüngelerinin büyük ekseninın küpüyle doğru orantılıdır. Copernic ve Kepler ayrı ayrı, gezegenlerin güneşten gelen bir çekim kuvvetiyle eksenlerl üstünde tutulduklarını B yazmışlardı. Geriye, kuvvetin ne olduğunun ve gezegenleri niçin eliptik yörüngeler izlemeye zorladığının öğrenilmesi kalıyordu. Gezegenler de "çeker" Nevvton, 22yaşında, 1664 yılında, Kepler yasalarını tanıyor, bir çekim kuvvetinin bulunduğunu biliyor ve bu kuvvetin uzaklığın karesinin tersi fonksiyonunda azalan bir etkisi olduğu inancını taşıyordu. Bu dahi, çekim kuvveti olarak yalnız güneşin değil, gezegenin de bulunduğunu ortaya çıkardı: Güneş gezegeni çeker, ancak gezegen de güneşi, diğer gezegenleri ve yüzeyinde bulunanlar dahil tüm maddeleri kendıne çeker. Diğer bir deyişle, ay dünya tarafından çekilir, fakat bu kuvvet, aynı zamanda, elma ağacının elması, dallan ve ağacın kendisi üstünde; taşların ve toprağın tümü üstünde etkili olur. Aynı bıçımde, ay elmaları, toprağı, taşları ve denizi çeker; böylece gelgitin nedeni de açıklanıyordu. Bu evrensel çekim yasasıdır: iki maddesel kütle, birbirlerini, kütlelerinin çarpımı ile doğru, aralarındaki uzaklığın karesi ileters orantılı olarak çekerler. Denkleme dönüştürülünce, 2 yasa şöyle yazılır: F = G.m.m'/d ./G, çekim sabitini; m ve m\ iki nesnenin kütlelerini; d, aralarındaki uzaklığı göstermektedir. Geriye, yörüngelerin gerçekten elips olduklarının kanıtlanması kalıyordu. Burada Newton'un dehası işin içine girdi. Bu formülden yola çıkarak yörüngelerin elips, parabol ya da hiperbol olabileceklerini kanıtladı. Hiç kuşku yok, Nevvton bu çalışmaları sırasında dlferansiyel hesabı da buldu, ancak buluşunu kanıtlamak için bunu kullanmaktan kaçındı. Alman Lelbniz de, Nevvton'dan tamamen bağımsız çalışarak, aynı zamanda dlferansiyel ve integral hesabı buldu, fakat uygulanması daha kolay bir yöntem geliştirdi (örneğin Sıtmaya karşı yeni bır aşı A merikalı ve Isviçreli araştırmacıların ortak çalışmasıyla sıtmaya karşı antikor yanıtı yaratmayan, ancak hastalığa karşı hücre aracılığıyla oluşan bağışıklık yoluyla etkili olandeneysel bir sıtma aşısı geliştirildi. Yeni aşı, tümüyle farklı bir bağışıklık yanıtını uyarıyove parazit lerin yaşam çevrimındeki farklı bir aşamaya karşı etki gösteriyor. Dünya yüzünde 200 milyon kişiyi infekte eden ve 800 mılyonu aşkın insanı da tehdit eden sıtma paraziti giderek artan ölçüde halen kullanılan ilaçlara karşı direnç kazanıyor. Bu durumda etkin bir aşının bulunması gelecekte sıtmayla mücadele yönünden hayati öneme sahip bir konu. Geçen yıl araştırmacılar, insanlar üzerinde üç yeni aşı denemesi yaptılar. Bunların tümü, sıtma parazitinin insan vücudundakı çeşıtli evrelerine karşı antikor üretimini uyaran antigenler içermekteydi. Konuya ilişkin bildirilen son ilerleme ise Kolombiyalı araştırmacıların parazitin kan evresine yönelik ilk aşıyı test etmeleriydi. Diğer iki deneme de kısmen başarılı oldu. Sıtma infeksiyonu, bir sivrisineğin (anofel) infeksiyon etkeni sporozoiti vücuda sokmasıyla başlar. Sporozoit evresindeki parazit karaciğere taşınarak burada alyuvarlan infekte eden binlerce merozoıt şeklinde çoğalır. infeksiyon etkeninin bu döngüsü vücutta devam eder. Bugüne kadar bir aşının geliştirilmesı karşısındaki en büyük engel, her aşamanın farklı ve karmaşık antigenlerinin bulunmasıdır, Vücudun karşılaştığı ilk sporozoit, bağışıklık sistemi için hücum edilmesı gereken bir hedef oluşturur. Sporozoiti saran protein kılıfı, sentetık olarak hazırlanabilmektedir. Bu antıgenin önceden verilmesi, vücudun bu aşamaya karşı antikor oluşturmasını ve böylece kişinin sporozoite maruz kaldığında buna bağışıklık yanıtı vermesini sağlamaktadır. Ancak bu yolla sağlanan bağışıklık ile üretilen antikor sayısı arasında tam bir bağıntı yoktur. Parazitlere karşı ikinci bir hücum yeri, karaciğer olabilir. Bu son taktiğe göre karaciğerde antikor olmayan, ancak parazitler üzerinde öldürücü etki yapan maddelerin üretimini uyaran gammainterferon adındakı bir maddenin bulunmasıdır. Son olarak geliştırılen bu aşı, parazitin karaciğerdeki aşamasına karşı etkilidir. Sıtma paraziti gibi karmaşık bir organizmaya karşı gerçek anlamda etkili bir aşının gerek antikor gerekse hücresel bağışıklık yanıtını uyarması gerekir. Bu deneysel aşı böyle bir olasılığı bir adım daha yakına getirmiştir. (New Scientist, Mayıs 88) dy/dx). Bugün hiç kimse, bu ıkı araştırmacıdan öncetıangisinin aklına bu düşüncenin geldiğini söyleyemez, ancak on yıl sonra başlayan çatışma Nevvton'un son yıllarını karartmıştı. Yine de, dinamiğin üç büyük ilkesini formüle edecek zamanı buldu. Matematiksel ilkeler Matematlksel ilkeler 1687'de basıldı. Kitap üç bölümü içeriyordu; blrlncislnde, Newton ünlü dinamik yasalarını sergiliyordu. Bunların başlıcası; doğru bir çizgi üs tünde sabit hızla hareket, tek doğal harekettir ve boşlukta ilerlemek için hiçbir kuvvet gerekmez şeklindeki yasaydı. Ayrıca, füze motorlannın temelinde yatan etkitepkı ilkesi açıklanıyordu. iklncl bölümde, Nevvton, kuvvetin etkisinde kalan hareketlerin durumunu ve akışkanları inceliyordu; akışkanların mekaniğinin başlangıç noktası bu ilke oldu. Dünyanın sistemi adlı Uçüncü bölümde, dinamiğin temel yasalarının, evrensel çekim yasasına bağlı olarak, gezegenlerin yörüngelerinden gelgite kadar evreni nasıl yönettiklerini gösteriyordu Bütün bu buluşlarında, çekim kuvvetinin gezegenlerin hareketin inasılyönettiğinı açıklamaya olanak tanımakla kalmayıp, tam bir kesinlikle gezegenlerin o anki, geçmişteki ve gelecektekı yerlerinın hesaplanmasını sağlayan bir hüner vardı. Daha sonra, bu hesapların kesinliği, bir gezegenin teleskopla görülmeden önce varlığının belirlenmesini sağladı. Gallle, Neptün'ü görmeden önce, Le Verrler hesaplayarak onu kâğıt üstünde bulmuştu; Lovvell ve Plckerlng de Plüton'u aynı şekilde buldular. Batıl inançlar yıkıldı Nevvton, evrensel çekim kuramıyla on bin yıllık batıl inançları yıkıyor ve modern bilimin matematiksel ve mekanik temellerini atıyordu. Yine de, kitabı uzun süre sonra tanındı. O dönemde bütün üniversitelerin dili Latınce olmasına karşın, kitaptaki her şey yeni olduğundan, çok zor anlaşılıyordu. Buna bir de Nevvton'un, diferansiyel hesabı, başka birisinin kendisine atfetmesi korkusuyla, kullanmamasını da eklernek gerekir. Hanketslzllk llkosl: Kendi haline bırakılan bir nesne, dış kuvvetlehn etkisi yoksa sabit kalır ya da bır doğru üstünde yoluna devam eder. Bu uydu, totoğratını çektığı guneş sıstemınden çıktıktan sonra yakındaki yıldızlara rastlayıncaya kadar dümdüz llerteyecektlr.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle