26 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TIP T A R T I Ş M A BİLİM P O L İ T İ K A S I 'Hayır, AIDS virüsü suçlu!' rusunu buldukları zaman, çoğu bılım adamları bunun zararsız bir virus olduğunu duşunduler AIDS hastalarında zaten bırçok vırus bulunuyordu ve bu yenı vırusun AIDS e yol açtığını kımse ıddıa edemezdı Bır yıl sonra ise Amerıkan Ulusal Kanser Enstıtusu'nde Robert Gallo ve arkadaşları, hastaların kanında HIV antıkorları belırlemeye yarayan bır test gelıştırebılecek kadar çok HIV ,/ırusu uretmeyı başardılar Bu, bılım adamlarına henuz hastalık belırtısı göstermeyen herkesı ve özellıkle rısk grubundakılerı inceleme fırsatını verdı Bu ıncelemeler, AIDS hastalannın yuzde 95'ınde ve rısk altındakı homoseksuellerın yuzde 30'unda HIV antıkorlarının bulunduğunu ortaya çıkardı Homoseksuellerden \t» hemofılı hastalarından alınan depolanmış kan örneklerının ıncelenmesı ıse HIV antıkorlarının varlığının ılk AIDS vakalarının görulmesınden önceye, 1978 yılına alt olduğunu ortaya koydu Yanı 'neden", "belirtlden" önce gellyordu Butun bunlar kandakı HIV antıkorları ve AIDS arasında sıkı bır ılışkı olduğunun bır kanıtıydı incelemelerın yapıldığı her uıkede hastalığın belırmesı ve HIV antıkorları arasında doğrudan bır ılışkı olduğu belırlendı Duesberg'ın bu göruşe karşı çıkması HIV ve AIDS arasında çlft yanlı moleküler blr blrllğln kanıtlanamamış olmasına dayanıyor. Fakat ınsanda görulen kımı vıral hastalıklar, da nedenının molekuler bıyolojı ile belırlenmesı olasıdır örneğın, çocuk felcını ele alalım Bılım adamları, vırüsun hangl parçasının sınır sıstemını ıstıladan sorumlu olduğunu bıllrler Fakat, vırus ve felce yol açan polyo arasında ılışkı hâlâ bır bulaşıcılık ılışkısıdır Polyo vırusle meydana gelen enfeksıyon ların çoğu, hastalığın klınık belırtısı olan felce yol açmaz Duesberg'ın bır çalışma sonuçlarından aldığı bu rakam atar ve toplardamarda dolaşımdakı Thucrelerını belırtıyor Yanı sadece vucut ıçınde hareket halınde olan hucrelerı ılgılendırıyor Gerçekte, HlV'nın sadece Thucrelerını değıl, hucre zarında uygun reseptöru olan her hucreyı enfekte edebıleceğını bılıyoruz Daha hassas teknıklerle HlV'nın yol açtığı dı ğer enfeksıyonları da gösterebıleceğımıze ınanıyoruz Duesberg'ın, HlV'nın sadece olgun T hucrelerını değıl dığer hucrelerı de enfekte edebıleceğınden bahsetmesı yanlıştır HIV, kulturde Thucrelerını oldurur ve enfeksıyon yıllarca surebılır 10000 ıle 100000'de 1 ka yıp bıle, yerıne koyma hızının azalması durumunda ve özellıkle Thucrelerını ureten kemlk lliğlnln de enfekte olması halınde ger çek bır kayıp olacaktır Gerçekten de HlV'nın kemık ılığını de et kıledığı konusunda doğrudan olmayan bır bağlantı bulunmuştur Öte yandan, AIDS hastalarında, vlrusun Izole edllmesl gittikçe kolaylaşmaktadır Kımı bılım adamları AIDS hastalarının yuzde 100'unde ve vırusu taşıyanların yansında HlV'yı ızole etmeyı başarmışlardır Duesberg, vıruslerın vucutta o vlruse karşı antıkor olmaması halınde hastalığa yol aç tığını soyluyor Fakat vıruslerın aynı zamanda vucudu o vırusun etkısınden korumayan antıkorların oluşmasını da uyardığını belırtmıyor Örneğın, herpes vlruslerl, vucutta bu vıruslere karşı yuksek antıkor sevıyesının ol duğu durumlarda bıle harekete geçebılırler Dığer bır ornek ıse kızamıktır Geç belırtılerden şıkâyetçı olan hastalarda vırusun antıkorlarına rastlanır Duesberg kanda çok sayıda antıvıral antıkor bulunmasının hastalığın oluşmaması ıçın yeterll bağışıklık sağladığı anlamına gelmedığını bılmıyora benzıyor Cuesberg normal viruslenn enfeksiyondan 1 ıle 2 ay sonra hastalığa yol açtıklarını da soyluyor Duesberg'ın söylediğı gıbı, en Baştarafı 1. Sayfada HIV üretiliyor feksıyondan hemen sonra bır ateş yukselmesı ıle kendını bellı eden "akui" bır klınık send rom vardır Bu, kandakı vıral antıjenlere (proteın) bağlıdır Bununla bırlıkte, hepatltB virüsü Ile yapılan denemeler, bu vırusun hıçbır akut klınık belırtı olmadan hastalığa yol açtığını göstermıştır öte yandan, bu vırus, yıllarca suren enfeksıyondan sonra belırtı göstermeye başlayabilir HlV'nın yol açtığı ılk akut safhadan son ra, hıçbır klınık belırtının gözlenmedığı uzun bır kuluçka devresı vardır Ancak bundan sonra AIDS hastalarının kanında vıral antıjenler gözlenebılır Yanı, HlV'nın kandakı ölçulebılır etkınhğı, hastalığın klınık gelışmesının de aynasıdır Bu da vırus ve hastalık arasında guçlu bır nedensel ılışkının varlığını göslerır Ylne Duesberg, HlV'nın bır retrovırus olduğunu ve bunların grup olarak hucre öldurucu olmadıklarını soyluyor Kimı hayvansal retrovıruslerın, özellıkle Ctıpı retrovıruslerın hucrelerı "ölumsuz" yapmaktakı etkılerı yadsınamaz, çunku bunlar hucrelerı sureklı bölunmelerı ıçın uyarırlar öte yandan HIV, hucre kulturlerınde üretılen kan lökosıtlerını hızla öldurur Henüz hıçbır deney, HlV'nın ınsan lökosıtlerını olumsuzleştırdığını gostermemıştır HlV'nın hucrelerı nasıl öldurduğu de bılınmemektedır, fakat bu dığer patojenık vırusler ıçın de geçerlıdır Duesberg'ın ılerı surduğu belkı de en garıp sav ıse kadın erkek homoseksuel heteroseksuel ayrımı yapan hıçbır vırus veya mıkrobu tanımamasıdır Sonradan molekuler bıyolog olan kımyâger Duesberg, bu açıklamayı yapmakla kendı cahıllığını ortaya koymuştur Frengıye yol açan Treponema pallıdum adlı bakterı, 1 kadına karşılık 14 erkekte gorulur Bu oran, Avrupa'nın hemen her yerınde geçerlıdır Burada, ayrımı bıyolojının yaptığı söylenemez, daha çok sosyal koşullar frengının ıkı cıns arasındakı eşlt olmayan dağılımını do ğurur Bundan 50 yıl önce 50'ye 50 olan oranın bugun 1'e 14 olarak değışmış olması, heteroseksuel toplulukta azalmış olan frengının henuz yaygın olarak homoseksueller arasında göruluyor olmasına bağlanabılır Cınsel temasla geçen hastalıklar bıyolojı ıle değıl, sosyolojı ıle açıklanabılır Ote yan dan, uyuşturucu kullananlar ve kan urunlerl nakledilenler arasında HIV dağılımının kadın erkek ayrımı yapmaması da kaydedıl melidir Duesberg'ın ıddıasının temel taşlarından bırı, Koch postüla"sının "bır organizmanın yol açtığı soylenen hastalığın tum vakalarında o organizmanın bulunmasT'nı gerektırdığı göruşudur AIDS hastalığında vırusun ızole edılmesı son derece guçtur, fakat çoğu vakada başarıyla gerçekleştırılmektedır 19 yuzyıl bakterıyoloğu olan Robert Koch, postulasını Ilk önce antraks, daha sonra tuberkuloz uzerındekı çalışmaları sırasında be lırlemıştır Herhangı bır doktorun rahatça soyleyebıleceğı gıbı, çoğu tuberkuloz vakasında hastalığa neden olan faktöru izole etmek çok zordur Eğer Koch, her klınık vakada Mycobacterıum tuberculosıs'ı uretmek zorun da kalsaydı, postülası doğmadan ölmuş olacaktı Duesberg, sonuçta "Eğer HIV değllse nedır?" sorusunu soruyor Önerılerı ıse sakat Duesberg, AIDS'e yaşam bıçımlerının homoseksuel veya heteroseksuel davranışların ve kan urunlerının naklının yol açtığını soyluyor Fakat unuttuğu nokta şu kı, ınsan davranışı asırlardır çok az değışıklıkler göstererek suruyor HIV ve AIDS aynı zamanda ortaya çıkmış tır Duesberg benı, duşunmeye ve tartışmadan kabul ettığım kımı varsayımları sorgula maya ıttı Fakat, şımdı AIDS'ın nedenının HIV olduğu konusundakı ınancım daha da sağlamiaştı Fakat eğer, halk Duesberg'ın göruşlerıne ınanırsa tehlıke başlar ve o dunyaya karşı haksızlık etmış olur (5.5.88, New Sclentist) Bilim ve teknoloji Avrupası dan kurulmuştur CEPMMT: Meteorolojık tahmın merkezı 1973 yılında Readıng'de kurulmuş olup, bugun 17 uye ulkesı vardır JET: Joınt European Torus 1978de Culham'da kurulmuştur Fuzyon reaktörundekı araştırmalara 14 ulke katılmaktadır Fınansmanının %80'ı Avrupa Topluluğu tarafından sağlanmaktadır Ve son olarak "senkrotron ışınımı" laboratuvarı On uye ulke tarafından kurulmuştur Bu laboratuvarın oluşması ıçın ge çen 10 yıl, bu tur konularda karşılaşılan guçlüklere lyl bır fcnek olacaktır Bu laboratuvarı kurma flkrı ilk olarak 1977 yılında ortaya atılmıştı Bu konudakı çalısmalar ılerledıkçe sorunlar da artıyor du Öngörülen bütçe, oldukça kabarık olduğu ıçın her ulke, gelecekte bu alet uzerındekı kullanımını mumkun olduğunca kısarak, şımdıkı katılma payını azaltmaya ça lışmaktaydı Dahası her ulke kendı sana ylcılerı ıçın olabıldığınce fazla sıparış al maya çalışıyordu Dığer bır sorun ıse ku ruluş yerıydı Laboratuvarın kurulacağı ul kenın ekonomık açıdan buyük fayda saq layacağı duşunuluyordu Sonuçta Strasbourg ve Grenoble bu ış ıçın gönullu oldular ve savaşı Grenoble ka zandı Bu defa ortaya bambaşka bır sorun çıkıyordu Uzun bır sure ıçın Grenoble'a yerleşmek zorunda olan araştırmacı ve teknısyenlerın çocukları ne olacaktı? Sonunda çeşıtlı ulkelerden gelen bu çocuklar ıçın tum eğıtım sıstemını değıştırmeyı kabul eden bır özel kuruluş bulundu ve nıhayet 1987'nın son gunlerınde Fransa, Federal Almanya, Italya, ispanya, Ingıltere, Isvıçre, Isveç, Norveç, Danımarka ve Fınlandıya laboratuvarın oluşturulması ıçın bır araya geldıler Avrupa Topluluğu'nun, araştırmacıların mevcut teknolojık ve bılımsel kuruluşlara gırış çıkışlarını kolaylaştırma yolunda buyuk bır gırışımı vardır Böylece bır taşla ıkı kuş vurulmuş olacaktır Çoğu zaman gerek para ve gerekse kalıfıye personel yetersızlığı nedenıyle gerektığı gıbı kullanılamayan ulusal değerler ışletılmış olacak ve aynı zamanda araştırmacılar, kendı ul kelerınde bulunmayan bazı aletlerı kullan ma şansını kazanacaklardır Dıl sorunu Avrupa mılletlerı arasındakı alışverışe gerçek blr engel nıtelıöındedır ABD'ye gıden bır araştırmacınınlngılızce konuşması yeterlıdır, oysa Avrupa ulkelerı arasında bırçok dılle karşılaşabılır Çeşıtlı mılletlerden araştırmacılar aralarında çoğu zaman kötu bır ingilizce ıle anlaşmaya çalışırlar Bır dıle ağırlık verılerek sorunun çözulmesı mumkundur, fakat bu, şımdılık uzak bır varsayım nıtelığındedır Ayrıca ulkeler arasındakı gelışme ve sanayıleşme farklılıklarından doğan çıkar ça tışmaları da aralarındakı alışverışe köstek olmaktadır Bunun yanı sıra araştırmaya butçesının sadece çok ufak bır kısmını ayıran bır mılletın, buyuk fedakârlıklarla elde edılen sonuçlardan kolayca yararlanmasının ne denlı adıl olacağı da tartışma konusudur Yıne de her bır ulkenın katkısının buyuk önem taşıdığı bır gerçektır Ve tum ulkelerın, en az gelışmış ve en fakırlerı de dahıl olmak uzere, Avrupa Toplu luğu'nun oluşmasında hıç de göz ardı edılemeyecek bır katkıları olacaktır Sorunların, farklılıkların ve mıllıyetçılıklerın ötesınde bır Avrupa ve daha doğrusu bır bılım Avrupası oluşuyor Ve çoğu kez bılımsel ışbırlıklerı, polıtık anlaşmaların ımzalanmasından çok önce şekıllenıyor Bırkaç yıldan berı Norveç, Isveç, Fınlandıya, Avusturya ve Isvıçre AT ulkelerıyle ortak araştırmalar yurutuyorlar Ulkeler kulturel kardeşlerıyle bırleşmek ıçln, aralarındakı sınırların resmen kalkmasını beklemlyorlar (La Recherche, Hazlran 88) Güçlü nedensel ilişki Geel deki Ortak Araşttrma Merkezi'nde kurulu olan Van de Graal hızlandıncısı HIV ve kemik iliği Baştarafı 1. Sayfada gunluğu tam kıvamında bırleştlrerek, gerçek bir "Avrupa kültürü"nun oluşmasına buyuk katkıda bulunacaktır Gunumuzun katı dunyasında, kendını savunmak, yaşamak ve gırışımlerde bulunmak gerekır Tabıı aynı zamanda Avrupalı olmayanlarla ışbırlığı yapmayı bılmek de gerekmektedır Bu da hem kendı hem de açık olmak demektır Avrupa'da bılım ve teknolojının başarıdan başarıya koştuğu bır gerçektır Arlane, CERN, Pasteur Enstitüsü'nde AIDS vlrüsünün bulunması ve Müller ve Bednorz'un Ikl Nobel Fizlk ödülü buna örnektır Yıne de gerçek bir "Avrupa bılımı"nden söz edılıp edılemeyeceğı tartışma konusudur Fakat yaklaşık yırmı yıldır, Avrupa devletlerı arasında ışbırlığı halinde surdurulen bılımsel çalışmaların gıderek yaygınlaştığı ınkar edılemez Temel araştırma çalışmalarının gerektırdığı malzemenın gerek boyutlarının ve gerekse maljyetının gıderek artması, ortaklaşa gerçekleştırılıp ortaklaşa fınanse edılen ve çok taraflı anlaşmalarla yönetilen kuruluşların ortaya çıkmasına neden olmuştur Dahası bu araştırmalar gıderek daha genış ve daha uzman araştırmacı kadroları gerektırdıklerı ıçın, devletlerın ellenndekı bılım adamlarını ortak bır çalışmaya yönlendırmelerı de kendı çıkarlarına olmuştur Ve son olarak, bır devletın, kendısıyle aynı çapta ve aynı tutkulara sahıp dığer ulkelerle bırleşmesı, kendı kulturel varlığını koruyabılmesı ıçın buyuk bır şans olacaktır Bilim Avrupası'nın kuruluşları Bu konuda ülke yönetımlerının önyargıları, kullanılan dıllerın çeşıtlılığı, ulkeler arasındakı gelışme ve sanayıleşme farkları, sanayı alanındakı rekabetler ve askerı araştırma sorunları gıbı bırçok engelle karşılaşılmaktadır Fakat bır "bılım Avrupası"nın ne olursa olsun oluşmak zorunda olduğu, gıderek zıhınlere yerleşen bır gerçektır Ve bunu kanıtlayan kurumları şöyle sayabılırız CERN: Parçacıklar fızığı laboratuvarı 1954 yılında Cenevre'de kurulmuş olup bugun 14 uye ulkesı vardır ESO: Guney Gozlemevı 1962 yılında sekız uye ulkenın katkılarıyla kurulmuştur Gozlemevı Şılı'dedır ILL: Laue Langevın Enstıtusu 5 uye ul ke tarafından 1967 yılında Grenoble'da ku rulmuş olan nukleer flzik enstltusu EMBL: Molekuler bıyoloji laboratuvarı 1974'te Heıdelberg'de 14 üye ülke tarafın
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle