Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Bİ L İ M T A R İ H İ Uzayın yolunu ilk gösteren bir Türk müydü? Vehbi Belgil vlıya Çelebı'nın 10 cıltlık Seyahatname'sının bırıncı cıldı 674 sayfadır ve sırf istanbul'a aynlmıştır Bunun 670 sayfasının "Istanbul'dakı huner sahıpleri" başlıklı bolumunde (sayfa 670) şu satırlar yer almıştır Blrlıkte okuyalım "Fennı Çelebi Şeytana ders verır, pıreyı kafese kor, bıtı arabaya koşar hunerlı bır kımse ıdı Guzel şıırlen de vardı " "Hezarten Ahmet Çelebi Önce Okmey danı'nın mınberı uzerınde sert ruzgârlı havada kartal kanatları ıle 89 kez havada uçarak deneme yaptı Sonra, Sultan Murat Han (4 Murat) Sarayburnu'nda Sınanpaşa Köşku'nden seyrederken, Galata Kulesı'nın en yuksek noktasından lodos ruzgârı ıle uçarak Uskudar'dakı Doğancılar Meydam'na ındı Son'a Murat Han kendısıne bir kese altifl vererek, 'Bu adam korkulacak bır ınsandır, her ne Isterse elınden gellyor, böyle kımselerın yaşaması doğru değıl' dlye Cezayır'e surdu Orada öldu " "Lâgari Hasan Çelebi Murat Hanın Kaya Sultan adlı kızının doğduğu gece kurbanlar kesıldı, eğlenceler duzenlendı Bu Lâgari Hasan, ellı okka (65 kılo) barut macunundan yedı kollu bır fışek ıcat ettı Sarayburnu'nda padışahın önunde fışeğe bındı Arkadaşları fıtılı ateşledıler Lâgari, "Padışahım, senı Allah'a ısmarladım Isa Peygamber ıle konuşmaya gıdıyorum" dıyerek dualar ıle goğe yukseldi Yanındakı fışeklerı ateşleyıp denızın sularını aydınlattı Gokyuzunde, buyuk fışeğının barutu kalmayıp da yere doğru duşerken ellerındekı kartal kanatlarını açıp Sınan Paşa Koşku onunde denıze ındı Oradan yuze yuze, çıplak olarak padlşahın önüne geldı, yerı öperek 'Padışahım, Isa Peygamber sana selam söyledi' dıye şakaya başladı Bır kese akçe verılıp yetmış akçe ıle sıpahı yazıldı Sonra Kırım'da Salamtgıray Han'a gıdıp orada öldu Rahmetlı yakın dostumdu Allah rahmet eylesın " Lâgari Hasan Çelebi olayı Eğitim kalıp ka mutsuz kişiler Büyükler, doğayı kavrayış mantığı oldukça sağlam olan çocukların düşüncelerini kalıplara dökmemeli. Prof. Dr. Tolga Yarman ebekler dunyaya görulebıldığı kadarıyla, çok azı ıstısna olarak, bılım olçulerımız açısından şaşılacak derecede mantıklı doguyorlar Beslenme bozuklukları ıçersındekı ana babaların çocukları bıle böyle, buyuk çoğunlukla Açlık felaketıyle karşı karşıya bulunan ulkelerın bebeklerı bile böyle doğuyor . Çocuklar ve bilim eğitimi E arasında yaşamış seyyahımız üç yuz küsur yıl önce yazmış bunları Sultan Dörduncu Murat 1623 1640 yılları arasında yaşadığına ve Evlıyamıza göre, olay padışahın gozlerı önunde olduğuna göre olay tarıhını, orneğın 1635, yanı, Murat'ın ölumunden beş yıl öncesı olarak kabul edebılırız Bu durumda ba rut, yumuşak ınış, denıze ınış fıkrı 353 yıl önce ortaya atılmıştır, ya Hasan Çelebi ya Evlıya tarafından Hasan Çelebi göğe çıkmak ıçın yedı kollu bır fışek yapıyor Bunların hepsının bırden ateşlenmesı ıle dengelı bır uçuş sağlanıyor Bugunku fuzeler de, altlarındakı bırçok bo rudan fışkıran yakıt tepkılerı ıle havalanıyor • Lâgari, yukseldTkten sonra, yanında göturduğu barutları ateşleyerek hem kendısının görunmesını hem denizin aydınlanmastnı sağlıyor • Hasan Çelebi, Inışlnı de duşunerek yanına kartal kanatları alıyor Barutların ıtme gu cu kalmdyıp da duşuş başlayınca bu kanatlarla duşuşunu yumuşatıyor • Duşuş karaya değıl denıze oluyor Bunun bır nedenı tabıı padışahın görmesı ıçın ikıncı neden, ne kadar yumuşak ınılse, sonunda gene de sert bır konuşun olası zararlarından kendısını korumaktır Evlıyamız, yazılarını kolaylıkla okutmak ıçın mızah, abartma, uydurma yollarını sık sık dener Lâgari olayı gerçek mıdır, hayal urunu mudur? Bunu söyleyecek durumda değılım Hezarfen olayı olsun, Hasan Çelebi olayı olsun, başka hıçbır kaynakta yazılı olmadığı ıçın hayal urunu sayılabılır O zaman fıkır, Evlıyamızın patentını taşımaktadır Konuyu butun bılım adamlarımızın, bütun duşunurlerımızın dıkkatıne sunuyorum U B Ay dünya üstüne neden düşmüyor? 45 yaşındakı çocuğun daha yenı konuşanı, söz gelışı ayın havadayken nasıl olup da duşmedığını, çevresındekılerı gulucuklere boğarak soruvermektedır Bır anlamda çocuk, demek kı dunyaya gözlerını açmasıyla beraber usul usul ılk fızık deneylerını yapmakta, olayları tasnıf edıp ınanılmaz guzellıkte soyutlamalarla, kurallara, yasalara varmaktadır örneğımız açısından çocuk, havada bırakıldığında duşen şeylerı göre göre, kendınce şu yasayı demek kı çoktan turetmış olmaktadır Havada bırakılan şeyler yere duşer Çocuk, havada ay'ı "asılı" görünce, bu olayın süze süze çıkarttığı kurala uymadığını, hayret verecek bır mantık sağlamlığı Içersinde fark etmekte insanoğlu, ay'ın nasıl olup da dünya ustüne duşmedığını anlayıncaya kadar, kımbılır kaç mılyon yıl geçmıştır aradan yonu göre göre hepsının ortak özellıklerını mukemmel bır şekılde çoktan kurala bağlamış Canlıların ve hareketlı şeylerın, çoğunlukla gösterdıklerı hareket yönune bağlı bır yuzlerı, bır de bunun tersı yönde bır arkaları bulunmaktadır Çocuk, "önü" "arkası" tamamen sımetrık bır aracı ılk kez görduğunde, bu aracın, oluşturduğu kurala uymadığını derhal fark edıp, ıstısnanın ayrıcalık özellığını araştırıyor Dil öğrenimi İki yüzlü metro Kışısel olarak ızledığım dığer bir örnekten bahsetmek ısterım Dört yaşında yurtdışında ılk kez metroyu gören bır çocuk bakın şaşkınlıkla ne dıyor Baba bunların ıkı yuzu var! Metro görenlerınız ya da bızım Şişhane ıle Karaköy arasında tunel arabasına bınenlerınız görmuşsunuzdur Vagonların önlerı ve arkaları sımetrık yapılmıştır Pratık bır muhendıslik gereğı olarak metro katarı ya da bizım tuneldekı vagonlar, galıba hâlâ ön ve arka kısımlarında, sıstemın hareket veya kontrolüne komuta edebılecek, dolayısıyla, bunların ray uzerinde her ıkı yönde de hareket etmesıne olanak veren, bırbırının aynı, bırer komuta tablosu taşırlar Hepımıze çok şey öğretıcı, derınlığıne ılgınç bır gözlemdır dört yaşındakı çocuğun gözlemı Çocuk, galiba hepimızın daha ılk yaşlarımızda etkısıne gırdığımız bır "koşullanmayı" dıle getırıyor Söz konusu koşullanma, yürüyen herşeyın aslında tıpkı bıraz her canlı gıbı bır yüzu, bır de arkasının bulunduğu yönundekı genellememız olmaktadır Neden böyle? Çocuk dejanek kı, daha ılk yıllarında çevresındekı herkesı, her hayvanı, harta hareketlı her şeyı, otomobılı, otobüsü, kam Çocuk konuşmayı oğrenırken de fevkalade ılgınç bır öğrenme surecı ızlıyor Bu süreç boyunca çocuk, duyduğu sozcuklerın yapı ve anlamlarıyla ılgılı olağanüstu soyutlamalarla, devamlı ust duzey kuralları bulup bulup, bunları sonra kendı başına uygulamak suretıyle dıl öğrenmeyı surdüruyor Çocuk söz gelışı "kapı" ıle "kapıcıyı", "posta" ıle "postacıyı" görup öğrenmışse, Turkçede örneğımız açısından, ısımlerın sonuna "cı", "cı" gıbı eklerın takılmasıyla, bu ısımlerle ılgilı ışlerı yapanların adlandırıldığı şeklındekı kurala suratle varmaktadır Bundan sonraysa, söz gelışı "demır" sözcuğunu öğrendığınde, "demırcı" kavramını, kımseden duymadan, kendı kendıne turetıp kullanabılmektedır Çocuğun nıcelıklere dönuk kavram ve işlemlerı öğrenmesı, nıtelıklere dönuk kavram ve ılışkılerı öğrenmesınden pek farklı görunmemektedır Nicel işlemlerin öğrenimi Nitekım bırden, dıyelım kı yırmıye kadar sayıları öğrenmış uç dört yaşındakı bır çocuğa, ne toplama ışlemını ne de eşıtlık kavramını öğretmeksızın Bır artı bır eşıttır ıkı, Bir artı ikı eşittir üç, Bir artı üç eşittir dört, Düşünceler Evlıya Çelebı'nın uçuşla ılgılı olarak verdığı bılgıler bu kadar Olayları, Vıctor Hugo'nun "Tarıhte masal, masalda tarıh vardır" sözune göre ıncelersek şu sonuçlara varırız • Uçma söz konusu olunca ınsanoğlunun ak lına hep, kartal kanadı takarak uçma duşuncesı gelmıştır Eskı Yunan efsanelerınden bırınde, Ikarus, kartal kanatlarını balmumu ıle vucuduna yapıştırarak Gırıt Adası'ndakı hapıshaneden kaçmaya çalışır Fakat kaçarken göğe çok yukseldiğı Içın guneşın sıcaklığı balmumlarını erıtır, kanatlar bır bır dökulur ve seruvencımız duşerek ölür 1abıı bu olay, uzerınde durulmaya bıle değmez bır hayal urundur Evlıyamızın Galata Kulesınden bır kılometre kadar uzaktakı Doğancılar'a Indirmesı de bu turden bır hayaldır Bunu bır ıkı yazımda belırtmıştım Uçmada enerjı olarak kullanılan başka şeyler de hep hayal urunudur Bunların başında yelken, buharın kaldırma gucu gıbı yontemler de akla gelmıştır Fakat Lâgan Hasan Çelebi olayı ılk kez konuya yenı boyutlar getırmıştır Bunları kısa ca belırtehm • Evlıya Çelebi goğe yukselmek ıçın barut, yumuşak ınış ıçın kartal kanadı kullanıldığını soyluyor Inış, bugun Amerıkalıların hep yaptıgı gıbı denlze oluyor 16111682 yılları cümlelerını söylememız halınde de Bir artı sekız eşıttır kaç sorumuza "dokuz" dıyebılmektedır Çocuk burada demek kı, hem toplama ışlemını, hem eşıttır kavramını, ılk bırkaç örnek uzerınde olarak algılayabılmekte Buradakı toplama kuralını da çıkartıp, kendı başına daha önce hıç tanışmadığı sayısal ışlemlere uygulayabılmektedır Çocuğun eğıtımı oysa yazık kı çoğunlukla onun öğrenme melekelerine uygun gelışmemektedır Çocuğun anlamadan ezbere öğrendığı her ışlem, kendısıne hangı kolaylığı sağlarsa sağlasın, gerçekte ıçten ıçten bır zıhın bozukluğuna yol açmaktadır Bu noktadan yola çıkarak buyük sanatçıların, ressam, heykeltıraş bestekâr, lîatta buyuk mımar, muhendıs ve bılım adamlarının yerleşık kurallara, hele ezbere hıç kapılmadıklarına dıkkat etmek gereklr