Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
E VRİM OD AK Darvvin kuramı mı, Evrim yasası mı? 128 yıldan berl yapılan araştırmalar, canlıların ortak bir atadan geldlğlni belirlayen Darwln'l doğnıluyor. Osman Bahadır İstanbuj ve Greeımich Gözlemevleri Reşit Canbeyli Geçen yazıda 16. yüzyılın sonlanna doğru III. Murat'ın fermanı ile kurulan bir gözlemevinin gene padifahın iradesiyle ve henüz iam iflevsellik kazanmamışken yıktırtldığtna değinilmişti. Gözlemevinin, Kaptanı Derya Kılıç Ali Paşa tarafından yıktınlması da kendi içinde ironi taşır. Bilimsel bir kurulusun donanma kaptanına yıktınlması bir yana, olayın ironik yanı, aökbilimin sağladtğı bilgilerden yoror/onmosı gereken bır mesleğin doruğundaki kisinin bu ise alef edilmesidir: Astronomi, açık denizlerde sefer/ere çıkan denizcilere temel bilgiler sağlar ve 16. yüzyıldan başlayarak deniz kesıflerinin çoğalmasında bu alandaki gelismelerin de payı vardır. Bunun çarpıcı örneklerinaen birine, 17. yüzyılda ingiltere'de Greenwich Gözlemevi'nin kurulmasında rastlantr. Ingiltere'nin denizlerde önemli bir güç olmaya basladığı dönemde, denizciliğin geliştirilmesine yönelik çesitli g/nş/m/erde bulunulmuşfu. Bunlardan biri, John Flamsteed adında, Cambridge'de astronomi eğitimi görmüs bir din adamının önerisiyle kurulan ve donanmanın açık denizlerde konumunu sağlıklı bir biçimde saptamasına katkıda bulunması amaçlanan bir gözlemeviydi. *675'te Greenv/ich'te kurulan gözlemevi, F/omsfeed'in çabalanyla, kısıtlı olanaklara karşın önemli gözlemlerin yapıldığı bir merkez durumuna geldi. Kralın desteğiyle kurulmasına karşın gözlem araçları bakımından yetersiz olan bu gözlemevinde Flamsteed arastırmalannı, özel dersler vererek ve babasından kalan ufak bir mirasla aldtğı araçlarla sürdördü. Nitekim, Flamsteed'in bu kosullarda fjerçeklestirdiği titiz çalışmalann urününü Newfon, gökmekaniğine iliskin kuramsal çahsmalarında kullandı. Ingiltere'ae krala gökbilim konusunda danışmanlık yapmak özere atanan ilk astronom olan Flamsteed'in 40 yılı askın bir sürede gerçeklestirdiği gözlemlerinin ülkesinde gerek gökbiHmin gerek denizciliğin gelişmesine katkıda bulunduğu kuskusuz. Açık denizlere açılan denizciler için önemli bir konu (gökbilimciler için de olduğu gibi) duyarlı ve güvenilir zaman ölçümüaür. Her ıki alanda önemli gelismeler, 16. yüzyıldan başlayarak duyarlı saatlerin. yapımından yararlanmıştır. Işte Kaptanı Derya'nın gı'ris/mıy/e yerle bir edilen gözlemevinde, Flamsteed ınkinden üstün gözlem araçları bulunduğu gibi, aözlemevinin başında bulunan Takyeddin de, gökbilime ilişkin arastırmalarının yanı sıra, saatler üzerine de çalışmalar yapan değerli bir bilim adamıydı. istanbul'dakı gözlemevinin yıkılmasıyla aökbilimin yanı sıra, denizciliğin de aerin yaralar almadığı söylenebiiir mı? i I C harles Darvvin'in doğa bilimlerinde çığır açan ünlü yapıtı Doğal Seçme Yoluyla Türlerin Kökeni (The Origin of Spieces by Means of Natural Selection) 1859yılındayayımlandı. Darvvin, bu yapıtında, 18311836 yılları arasında Beagle araştırma gemisiyle yaptığı beş yıllık Güney Amerika ye Pasifik adaları gezilerinde topladığı verilere dayanarak canlı dünyanın evrimi teorisini ileri sürdü. Bu teorlye göre, canlı türler birblrinden bağımsız yaratılmamışlar, tersine, hepsi de ortak bir atadan uzun bir evrim süreciyle türemişlerdi. Doğal seçme yoluyla üstün karakterli türler günümüze kadar gelmeyi başarabilmişler, zayıf yapıda olanlar ise elenmişlerdi. Darvvin, teorisini açıklarken daha çok karşılaştırmalı anatomiye dayanıyor, paleontoloji ve embriyoloj) bilimlerinden de yararlanıyordu. Fakat o dönemde gerek paleontoloji, gerekse embriyoloji bilimleri henüz başlangıç dönemlerindeydi. Ayrıca fosillerin ve jeolojik tabakaların yaşlarının saptanmasında kullanılan teknikler de yeterince gelişmemişti. Her ne kadar fosillerin sırası anahatlarıyla ortaya çıkarılmışsa da bazı geçiş fosilleri eksikti. Fosiller, tarıh sırasıyla geriye gidildikçe ortak atadan türeyişi kanıtlar biçimde günümüzdeki türlere daha az benzemeye başlıyor ve farklı türler tek birtüre indirgeniyordu. Fakat Darvvin, geçiş türlerini temsil eden fosillerin eksikliğinden kaygı duyuyordu. Nitekim evrim teorisinin karşıtları en çok bu noktadan hücum etmeye çahştılar. etkisinden tümüyle arınmış ortamlarda bulunmuştur. Algler, mantarlar, yüksek bıtkiler ve hayvanlar ancak çok daha yeni jeolojik devirlere ait tabakalarda görülmüştür. Türlerin ortaya çıkış sonrası ve hücre zarı bulunmayan en basit canlılar dışında tümünün aynı tip hücrelerden oluşmuş olması, bütün canlı varlıkların ilk tek hücreliler düzeyinde aynı atayı paylaştıklarını göstermektedir. öte yandan, balıklarla kurbağagiller, kurbaöagillerle sürüngenler, sürüngenlerle memefiler arasındaki geçişleri kanıtlayan çok sayıda fosil bulunmuştur. Bu fosiller, tam bir kesinlik içorisinde önceden öngörülen jeolojik tabakalar içerisinden çıkmaktadır. Sözgelimi, balık fosillerinin bulunduğu bir tabakadan daha yaşlı olan bir tabakada kurbağagiller sınıfına ait bir fosile asla rastlanmamaktadır. Şimdiye kadar tek bir geriye dönüş örneği saptanmamıştır. Embriyoloji tekniğl Döllenme sonrası biyolojik değişrneleri inceleyen bilim dalı olarak embriyoloji, günümüzde modern aygıt ve tekniklerle sürdürülen çalışma ve araştırmalarla orta ata düşüncesine çok sağlam kanıtlar getiren bir başka disipllndir. Gemi diplerine ve kayalara yapışarak yaşayan bir midye türü, karides ya da ıstakoz gibi bir deniz kabuklusu olmasına karşın onlarla görünür en küçük benzerliği bulunmayan bir canlı varlıktır. Ancak bu midyeler, embrlyolojik gelişmeleri sırasında öyle bir larva aşamasından geçerler ki, bu aşamada midyenin larvası ile diğer tüm kabukluların larvaları arasında hiçbir fark görülmez. Larva aşamasındakı bu büyük benzerlik, tümünün homolog (yapısal plan bakımından aynı) organları olduğunu ve yine tümünün bir atadan evrimleştiğıni ortaya koymaktadır. Aynı durum insan ve diğer memeliler için de geçerlidir. insan va diğer tüm memelilerin embriyonları, gelişmeleri sırasında çok büyük bir açıklıkla, balıklarda bulunan solungaç oyukları taşıyan bir durumdan geçerler. Bu, insanların, memeliler ve diğer omurgalılarla, solungaçlar yardımıyla solunum yapan uzak ataları paylaştığını açıkça göstermektedir. de, moleküler biyoloji bir yana, Mendel genetiği dahi henüz bilinmiyordu. Moleküler biyoloji alanında son yıllarda yapılan çalışmalarla, çeşitli türler ve cinsler arasındaki yakınlıklar tümüyle bağımsız başka yollardan kanıtlanmıştır. öncelikle, tüm canlılar için aynı kalıtsal mekanizmanın geçerli olması, ortak atadan türeyişin en güçlü kanıtıdır. Bakteriler, bitkiler ve hayvanlarda (insanlar dahil) kalıtsal bilgi, bütün hücrelerdeki kalıtun maddesı olan DNA (Deoksiribo Nükleik Asit) içinde kodlanmıştır. Hücre çekırdeğinde bulunan DNA'da depolanmış bilgiyle proteitılerin sentezlenmesını olanaklı kılan genetik şifre, çok küçük farklıhklar dışında bütün canlılarda aynıdır. DNA'yı oluşturan nükleotitlerin ya da proteinleri oluşturan aminoasitlerin dizilışındeki benzerlik derecesı bugün hassas bir şekilde saptanabilmektedir. örneğin, insan ve şempanzede CytochromeC (SitokromC) proteinini oluşturan 104 amino asidin tamamı aynıdır. Rhesus maymununda bu protein insandakinden tek bir aminoasitte farklıdır. Bu fark, atlarda 11, Tuna balığında ise 23 aminoasittedir. Farklılık derecesi, karşılaştırılan iki organizmanın ortak atayı paylaştıkları en son zamandan günümüze kadar geçen zamanın bir ölçüsü olmaktadır. Bu nedenle, diğer disiplinlerden elde edilen sonuçlar, proteinlerdeki aminoasitlerin sırası ıncelenerek sınanabilmektedir. Yapılan sınamalar, ortak atadan türeyiş düşüncesini tümüyle desteklemektedır ve evrim kuramına ters düşen tek bir bulguya bile rastlanmamaktadır. Moleküler düzeydeki bu bulgular, evrim kuramını destekleyen yeni bağımsız kanıtlardır. Tartışılmaz kuram Daha önce sınanmış bir teorinin sonradan çürütülmesi her zaman olanaklıdır. Kaldı ki, teori olarak nitelendirilmesi, belli bir kuşkuyu içermesi anlamına gelmektedir. Daha yüksek seviyedeki önermeler bilimsel yasalar olarak adlandırılırlar. Bir önermenin yasa niteliği kazanabilmesi için sonsuz denilebilecek kadar çok gözlem, deney ve bulgularla doğrulanması ve tek bir sapmayı dahi içermeyen düzenliliği temsil ettiğinin anlaşılması gerekir. 1859'dan beri yapılan bütün bilimsel çalışma ve araştırmalar, yüzbinlerce gözlem, deney ve bulgu, Charles Darvvin'in evrim kuramını desteklemiştir ve günümüze kadar bilimsel değeri bulunan tek bir karşı kanıt ortaya çıkmamıştır. Bugün bilim çevrelehnde evrim kuramı artık tartışılmamaktadır. Tartışma, evrimin hızı ve mekanizması üzerinedir. Darvvin kuram, günümüzde evrim yasasıdır. Tıpkı, hastalıkların mikrobik kökenlerı kuramı ve Nevvton'un evrensel kütle çekimi kuramının günümüzde yasa olması gibi. l ) Blllmsel dlsiplln oluştu Darvvin'in ünlü yapıtı yayımlanalı 128 yıl oluyor. Bu süre içinde bifim ve teknikte olağanüstü ilerlemeler oldu; paleontoloji ve embriyoloji bilimleri gelişti, yeni bilimsel dlsiplinler oluştu ve bütün bunlar canlıların ortak bir atadan geldiğine dair sayısız kanıt sundular. Günümüzde yine eksikler olmakla birlikte, fosil dizisindeki boşlukların çoğu doldurulmuştur. Modern tekniklerle yaşları tam bir kesinlikle saptanmış kaya tabakalarında bulunan yüz binlerce canlı fosili, zaman sırasına göre pek çok evrimsel geçışi açıkça belgelemektedir. En basit canlı yaşamı yaklaşık 2.7 mllyar yıl önce gerçekleşmişti. Daha gelişmiş ve gerçek anlamda çekirdekleri olan tek hücreli canlıların fosilleri ise 1.4 milyar yaşındaki çakmaktaşı gibi sert kayalarda, atmosfer Evrlmleşarek türeme Nihayet moleküler biyoloji, canlıların ortak atadan evrimleşerek türediklerini karşı konulamaz biçimde kanıtlayan en yeni bilim dalı olmuştur. Charles Darvvin'in yaşadığı dönem