Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TIP SAÖLIK Şeker hastalığı ve yeni gelişmeler Yeni bir tedavi yönteml ile şeker hastalarında bellrgin ve kalıcı blr lyileşme sağlandı. Çevirü Belgin öz AÇLIK Çeviri: Murat Arın Yeterli beslenememek, bebeklerde ve çocuklarda etkileri ömür boyu sürecek sağlric sorunlan doğuruyor. D ıyabet, endokrınolojiye bağlı bır dal olmakla bırlıkte, bu hastalığın tanımı ve tedavısı konusunda kaydedılen aşamalar, çalışmalarını vucudun bağışıklık sıstemı uzerınde surduren bılım adamlannın çabaları sayesınde gerçekleştı Dahası, uygulamaya konulan testlerle hastalığın, gerı donulmez bır hal almadan onune geçılebılmesı de mumkun oldu Parıs Necker Hastanesı'nde uygulanmaya başlanılan yeni tedavi yöntemınden yararlanan hastalarda umıt verıcı ve kalıcı lyileşme belırtılerı kaydedılıyor Tıp başlıca ıkı tıp dıyabet ayırt etmektedır Bunların ılki pankreasın ensulın salgılayan (/3) hucrelerının bozulması sonucunda vucudun ensulınsız kalması dır, perıyodık ve uzun surelı bır ensulın tedavısı gerektırır Ikıncısı salgılanan ensulının ozellığını ve etkılılığını kaybetme sınden kaynaklanmaktadır Tedavısı uygun bır rejım ve ılaçlarla mumkun olur Dıyabet konusundakı yeni buluşlar genellıkle, daha çok etkılenen bırıncı tıp dıyabet hastalarını ılgılendırtyor, çunku bu kışılerde dıyabetın yanı sıra, turlu kalp ve bobrek bozuklukları ıle beyınsel ve gorsel rahatsızlıklar da görulmekte Bunun biı kanıtı olarak, yapay bobrek kullanmak zorunda olan hastaların yaklaşık uçte bırının bırıncı tıp dıyabet hastası olduğunu söyleyebılırız Böyle bır dıyabet hastalığı tıpkı vucudun bır organ nal lıne gosterdığı tepkıyle kıyaslanabılır, sadece burada farklı olarak bağışıklık sıstemı tarafından bozulmaya çaltşılan vucudun yıne kendı dokularıdır Dıyabetın, vucudun bağışıklık sıstemıne bağlı olarak ortaya çıktığı konusunda ılk varsayımlar 1965 yılında Bruksel Unıversıtesı'nde Dr Willy Gepts tarafından ortaya atıldı Gepts yaptığı gözlemlerde 1 tıp dıyabetlı bır hastanın pankreasında normal durumda bağışıklık sıstemı tarafından one surulen lenfosıt hucrelerı bulunduğunu saptamıştı 1975 yılında Franco Bottazzo ve Debcrah Donıach'ın yaptığı çalışmalar da bc <anıyı kuvvetlendırıcı nıtelıkteydı Bu durumda da, bırıncı tıp dıyabetlı deotoantıkorlar saptanmıştı 1975 yılında Franco Bottazzo ve Deborah Donıach'ın yaptıklan ıncelemelerde bırıncı tıp dıyabetlıde otoantıkorlar bulunduğu gozlenmış ve bu da, Gepts tarafından ortaya atılan kanıyı kuvvetlendırmıştır 1980 yılında bırçok araştırmacı ekıp (/3) hucrelerıne karşı çıkan (T) lenfosıtlerının varlığını kanıtladılar Sonuc olarak, hastalığı başlatan nedenın (0) hucrelerının uzerıne yerleşen ufak bır proteın olduğu ortaya çıktı Bu proteın, duzenı bozulan bağışıklık sıstemı tarafından yabancı bır nesne olarak algılanıyor ve bundan sonraki aşamada (13) hucrelerıne karşı blenfosıtlerı tarafından artıkor oluşturuluyordu Uretılen (T) lenfosıtlerı (/3) hucrelerıne saldırarak onları bozuyor ve yok edıyordu Normal olarak (0) hücrelerinın antıgenı bağışıklık sıstemıne dayanıklıdır Fa*at, kalıtımsal açıdan daha hassas bazı kımselerde bu sıstem kolayca bozulup, (/3) hucrelerıne saldırabılır Sıstemdekı bu bozukluk kalıtımsal bır hassasıyete bağlı olabıleceğı gıbı, herhangı bır dış etken nedenıyle de ortaya çıkabılır Bunun bır kanıtı olarak verılen ufak dozda streptozotocıne ıle dıyabet hastası olan deney hayvanları gosterılebılır Bazı durumlarda şeker hastalığına (/3) hucrelerının özgul bır vırusu de neden olabılmektedır Tum bu bulgular sonucunda bılım adamları (0) hucrelerıne karşı oluşturulan reaksıyonu hafıfletmeye çalışmaktadır Onlemlerın (0) hucrelerı henuz tam olarak yok edılmeden, hastalığın ılk belırtılerı ortaya çıkar çıkmaz alınması şarttır Tedavıde kullanılacak maddelerın genel olarak (T) lenfosıtlerı uzerıne etkılı olmaları planlanmıştır Bugun uygulanan en guçlu ve etkın tedavi yontemı cyclosporıne tedavısıdır Bırçok dıyabet merkezınde yapılan gozlemler, cyclosporıne tedavısı ıle hastalarda belırgın ve hatta kalıcı bır lyileşme gorulmuştur Fransa'nın dışında Kanada ve dığer bırçok Avrupa kentlerınde surdurulen çalışmalarda da aynı sonuca varılmıştır Uygun bır cyclosporıne tedavısı sonucunda, bırçok hasta ensulıne gerek duymadan yaklaşık uç sene geçırebılmış ve hastalıklarında hıçbır ılerleme de gorulmemıştır Gelecek açısından ve gerek ensulın gereksınımını ortadan kaldırması ve gerekse görulebılecek turlu yan etkılerı ortadan kaldırması yönunden, cyclosporıne tedavısı çok umut verıcıdır Bu tedavıde hastalığın erken teşhısı de amaçlanmaktadır Hucreler, henuz tam olarak bozulmadan mudahale edebılmek şarttır Bunun ıçın aılesel ve kalıtımsal krıterler, bağışıklık sıstemıyle (/3) hucrelerıne karşı oluşan antıkorları ve (T) lenfosıtlerını araştırmak ve metabolızma ıle ılgilı bulgular (glıkoz yuklemesınden sonra ensulın uretımının duşmesı) goz onune alınır Hıperglısemı, genellıkle hucrelerının yuzde 20 kadarı kaldığı belırlı bır yaş dönemınde ortaya çıkar, bu dönem harekete geçmek ıçin ıdeal zamandır Daha sonra, çok geç kalınmış olabılır Hucrelerın tumunun yok olması ıçın bır yıldan daha az bır zaman yeterlı olabılmektedır Uygun anın kacırılması demek ıse, ya ensulın tedavısı ya da pankreas naklı demektır (Scienc* VI») n A çlığın uluslararası tanımı olmamasına rağmen, tıbbı çev relerde açlık, buyumek ve sağlıklı olmak ıçın yeterlı duzeyde beslenememek olarak tanımlanmaktadır Bazı yaş gruplarındakı ınsanlar, açlıktan daha fazla etkılenıyorlar Gebe kadınlar, bebekler, çocuklar ve yaşlılar yıyecek yetersız olduğu zaman en çok zarar görenler oluyorlar Sağlıksız beslenme her yaşta, zayıflık ve uyuşukluk yaratıyor Koruma sıstemının ışleyışını bozarak ınsanı bulaşıcı hastalıklara karşı savunmasız bırakıyor Çeşıtlı besınlerın alınmaması, butun vucut sıstemını etkıleyen bır dızı hastalığa yakalanılmasına neden oluyor Sureklı kotu beslenme ölume bıle yok açabılıyor Gebe kadının yedıklerının nıtelık ve nıcelığı, çocuğunun sağlıklı buyumesı ıçın onemlı bır etmendır Gebelık dönemınde, beslenme yetersızse anne ıçın de tehlıke artmaktadır Gebelığın artan gereksınımlerıne karşın yeterlı duzeyde demır alınmadığını gösteren kansızlık bunlardan bırıdır Araştırmalar, kan basıncının artması ve aşırı baskıdan dokuların şışmesı gıbı belırtılerı olan kan zehırlenmesının, yetersız beslenmeden kaynaklanabıleceğını ortaya koymaktadırlar Buyuyen fetus, dokularının ve organlarının gelışımı ıçın proteın, vıtamınler ve mıneralleryonunden zengın olan bır beslenme rejıminı gereksınmektedır Annenın kotu beslenmesı sonucu çocuğun sağlığı tehlıkeye gırebılır Erken doğum (37 haftadan once doğum) ve çocuğun duşuk ağırlıkta doğması (2,5 kg 'den az) rıskı yukselır Çocukta hıpoglısemı (kanda glıkoz eksıklığı), hıpokalsemı (kanda kalsıyum eksıklığı), polısıtemı (alyuvar fazlalığı) gıbı bebeklıkte ve buyumede karşılaşılan sağlık sorunlarına yol açabılır Çelımsız bebeğın karşılaştığı bu tehlıkeler olum rıskını arttırmaktadır ABD'de bebek olumlerının yarısının ve ıkı bır ay ıçındekı bebek olumlerının % 75'ının nedenı, bebeğın duşuk ağırlıkta doğmasıdır Hamıle anneye besın yardımı yapılarak fetusun karşılaştığı tehlıkelerın ustesınden gelınebılır Ingıltere'de Ikıncı Dunya Savaşı sırasında, yıyecek karneye bağlandığı zaman, gebe kadınlar yeterlı duzeyde besın almış ve bebek ölumlerı azalmıştır Lenıngrad ve Hollanda gıbı, gebe kadınların ozel yardım almadığı yerlerdeyse, az kılolu bebek doğumları nedenıyle olum oranı artmıştır Daha yakın geçmıştekı çalışmalar, gebe kadınlara yapılan beslenme yardımlarının yararlarını kanıtlıyor ABD'de, son on yıl ıçınde yapılan 8 ayrı araştır mada, sağlıklı beslenme sonucunda, az kılolu bebek doğumları, geç doğum nedenıyle ölumler, erken doğumlar ve be bek ölumlerı azalmıştır Insan beynı, anne karnında ve doğumdan sonra ılk uç yıl boyunca çok hızlı gelışır Bu sure boyunca beyın, kotu beslenmeden en çok etkılenen or ganlardan bırıdır Çocukların beyınlerı normal gelışımlerını surduremezler Çocukluktakı yetersız beslenme, ömur boyunca etkısını surdurerek vucudun hastalıklara karşı dırencını azaltıyor Kotu beslenmış gençler sık soğuk algınlığına yakalanıyorlar ve dığer bulaşıcı hastalıklara karşı çok duyarlı oluyor lar Gelışım çağında karşılaşılan bu hastalıklar çocuğun okuldan uzak kalmasına ve bazı sosyal etkınlıklere katılamamasına yok açabılıyor Araştırmalar, sağlıksız beslenmeden kaynaklanan fonksıyonel bozuklukların belırgın fızıkı zararlar verdığını gosterıyorlar Araştırıcılar, sağlıksız beslenmeye bağlı hastalıklar belırmeden önce, çocuğun vucudunun metabolızmasını azaltarak duruma uyum sağladığını belırtıyorlar Hıçbır hastalık belırtısı gözlen mese bıle, çocuk toplumsal etkınlıklerden uzak kalabılıyor Yaşlılarda sağlıksız beslenmenın tehlıkelerı daha da artmaktadır Yaşlılar, hıpertansıyon ve şeker hastalığı gıbı rahatsızlıklardan dolayı özel beslenme rejımleri ızlemek zorundadırlar Sındırım zorlukları yeterlı beslenmeyı engelleyebılır Ayrıca, hareket etme yeteneğının azalması da bırçok zorluklar yaratmaktadır Alışverış yapamama, yemek yapamama ve yalnızlık dolayısıyla ıştahsızlık sağlıklı beslenmeyı engelleyen nedenler olmaktadırlar Bu yuzden yaşlılar, özel bakım gosterılmesı gereken gruplardan bırıdır (1 (SotontHleAiMrieM)