24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

YAŞ AM HABERLEŞME Intelsat VI uydusu Aynı anda 120 bin telefon konuşması... Vakumlu tuvalette dram Lüks yolcu gemilerinde bulunan vakumlu tuvalette, kalkmadan sifonu çeken bir kadın yolcunun bagırsakları dışarı çıktı. Yeni uydu ile dünyadaki tüm telefon konuşmaları, bilgi iletişimi ve TV yayıntarı büyük hız kazanacak. 'de uzaya fırlatılacağı bildirılen Intelsat VI adlı haberleşme uydusu ile aynı anda 120.000 telefon konuşması yapılabiliyor ve en az 3 ayrı televizyon kanalı izlenebiliyor. Dünyaya sanıyede 3 milyar bitlik bilgı akışı sağlayabilecek olan bu uydu, kendi türleri arasında en gelişmişi olarak tanınmakta. Intelsat VI, 112 ülke ile bırlikte Türkiye'nin de üyesi olduğ^. "Uluslararaoı Telekomünikasyon Uydusu Teşkilatı" {Intelsat) tarafından, Amerıkan Huges firmasına sipariş edildi. Üç yıldan berı uydunun prototipı üzerinde çalışmalar yapılmaktadır ve bu prototıpın en geç Eylül 1988'de fırlatılması planlandı. Avrupa ortak yapımı "Arıane 4" füzesı tarafından fırlatılacak olan Intelsat Vl'nın ağırlığı 1800 kg. genışliği 3.6 ve yüksekliği 11,7 metredır. Intelsat Vl'dan 5 adet yapılıyor. Şırket uydunun yapımında, başta İngiliz fırması "British Aerospace" olmak üzere çeşitli Alman, Fransız ve Italyan elektronık firmaları ile işbirliği yapmaktadır Intelsat kurulduğu 1964'ten bu yana, uzaya Intelsat I, II, III, IV, IV A, V ve V A prototiplerinde 44 haberleşme uydusu fırlattı Bu modellerden 4'ü Huges, ikisi Ford ve biri TRW tarafından inşa edildi. Şu anda faaliyette olan Intelsat uyduları, dünyadaki tüm telefon konuşmalarının ve bilgi iletişımının %75'inı, canlı televizyon yayınlarının yaklaşık hepsıni taşımaktadır. İlk Intelsat uydusu 1.4 metreydı ve uzaydan gonderdıği sınyaller için yeryüzünde 30 metre çapında alıcılara gereksinimi vardı. Intelsat Vl'nın ise boyu 11,7 1988 G emilerde kullanılan vakumlu tuvaletler, dikkatsiz kullanıldıkları zaman sağlık için zararlı olmaktadır. Böyle bır tuvalette bol suyla temizlenen bır kadın, tuvaletin üzerinde otururken sifonu çekince, kısmi evisserasyona (barsakların makattan dışarı sarkması) uğradı. Yunan bandıralı Pagasus gezi gemlsinde bulunan bu tuvalette nasıl kullanılacağı konusunda açıklayıcı bir bilg! ya da uyarı yoktu. Olay, gemi, Kanada'nın British Columbia bölgesinde Vancouver kenti yakınlarında demir attığı sırada oldu. Tuvalette otururken yaralanan 70 yaşmdaki kadına ilk yardımı yapan ortopedi cerrahı John Brendan Wynne, olayı Amerika Tıp Bırliği Derglsi'ne (mart 1986 sayısı) rapor etti. Doktor olay yerine geldiğinde yaşlı kadının arkasından 1 metreye yakın uzunlukta incebarsağı sarkmış gördü. Kadın tuvalette oturuyorken sifonu çektiğini ve içindeki her şeyin dışarı çekildığini hissettiğini anlattı. Kadının kalçaları ve uyluk kısımlarının tuvaletin açıklığını tam olarak kapattığı ve kol çeklldiğinde vakum tam kuvvetle kadının perlneal bölgesıne (dış genital organlar ve makat civarı) uygulandığı anlaşıldı. Kadın, hemen bir yerel hastanede ameliyat edildi ve 10 gün sonra taburcu oldu. Bu ilginç olayla hava yolları da ilgilendi. Hava taşıtlarındaki tuvaletlerde, tuvalet içeriğinin depoya tazyikle atılabilmesi için, kabinle dış ortam arasındaki negatıf basınçtan faydalanılır. Kanada taşımacılığından bir sözcü, söz konusu olayın bir benzerinin bir hava taşıtında, bir yolcunun tuvalette otururken pistonu kullanmasıyla meydana geldiğini söyledı. Bu olayda yolcu tuvaletin oturağına sıkışmıştı, ancak uçak yüksekliğini az'iltmaya başlayınca, tuvalet tabanıyla oturak arasında vakumu ortadan kaldıracak bir boşluk oluşanca serbest kalabilmişti. Southampton'da P0 Deniz Seyahat Şirketi'nde donanma muhafız yönetmenı olan Jim Evans, şirketinin gemilerindeki tüm tuvaletlerde yolculara, tuvaletin kapağını kapattıktan sonra sifonu çekmeleri konusunda uyarılar bulunduğunu söyledi. Hava taşıtları ve gemiler İçin tuvalet yapan şirketın başkanı Zetterstrom ise, Pegasus gemısinde geçtiği söylenen böyle bir olayın gerçekleşmış olduğuna inanmadığını, insan vücudunun böyle bir olaydan etkilenmiş olabileceğinı sanmadığmı, şirketi tarafından üretilen tuvaletlerin bağırsakları korumak için porselenden yapılmış bir havalandırma boşluğuna sahip olduğunu açıkladı Zetterstrom, gemi ve hava taşıtları için yapılan tuvaletlerin sadece normal atmosfer basıncından yüzde 50 daha fazla bir negatif basınç oluşturduklarını ileri sürdü. D metredır ve dünyadaki alıcıların çapı 1/2 metreye ınmiştir. Intelsat VI, rock konserı sırasında yayılan ses dalgalarından 7000 kat daha şıddetli ses dalgalanna maruz kalmasına karşın, bu dalgalardan en ufak bir zarar görmüyor. Yapımcı şirketın SCG (Space Communıcation Group) bırımı tarafından gehştınlen Intelsat VI, 300 kompleks birım, 400 anahtar düğme ve 30.000 uca bağlı binlerce kablo ıçenyor 20.000 volt gerılım verilen, 35 000 pound kuvvetle tıtreşime uğratılan ve vakum içınde dondurulan prototip, şımdıye kadarki denemelerde ustün dayanıklılık gösterdı. Intelsat VI, uzayda yıllarca kalabılecek bır uydu olacak. U Sigara ve tümor bağlantısı Sigara'nm DNA kırıklarına neden olduğu anlaşıldı. kciğer kanseri ile sigara tüketimı arasındaki bağıntı açık bir bıçımde ortaya çıkarıldığı halde, sigaranın nasıl olup da tümör oluşunu uyardığı konusunda kesin bilgiler mevcut değildi. Hücre kültürlerine sigara dumanı verılmesı kanser hücrelerinın oluşumuna ve kromozom bozukluklarına yol açmaktaydı. Nakayama ve arkadaşlarının (Ulusal Kanser Enstıtusü, Tokyo) araştırmasına göre, sigara dumanı DNA zincırinde kırıklara neden olmakta, aktif oksijenin olayda rol oynadığı düşünülmekte. Filtreli bir sigaranın dumanı bir tuz çözeltisınden geçırildikten sonra, bu çözeltı kanserlı bir ınsan akciğerinden üretilen hücre kültürüne ekleniyor. 1 saat süre ile bu çözelti içinde kalan hücrelerdeki 1010 Dalton'luk (Dalton = Molekül ağırlığı) bır DNA molekülü üzerinde 55 adet kırık meydana geliyor. Sigara dumanındaki hidrojen pereksiti su ve molekuler oksıjene parçalayan katalaz enzimi ortama eklendiğinde kırık sayısı %80 oranında azalmaktadır. Hücreden izole edilen DNA'da benzer sonuçlar elde edilmıştır. Nakayama ve arkadaşları, sigara dumanındaki aktıf oksijen veya OH köklerinin DNA kırıklarından sorumlu olduğunu düşünmektedirler. A
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle