24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 16 MAYIS 2021 PAZAR DİZİ KRALİYET AİLESİNİN Lord Mountbatten, geçen günlerde yaşamını yitiren Kraliçe Elizabeth’in eşi Prens Philip’in amcasıydı. DARBECİ ÜYESİ Bunca yılın imparatorluğu... Lord Mountbatten’ın adının geçtiği 1968 darbe girişiminden “Demokrasinin Beşiği” tanımının en çok yakıştırıldığı ülsonra bu kez 1974 yılında tüm Britanya sokaklarının askerlerkedir İngiltere. Demokrasisiyle de elbette çok övünür. Her konunun ce işgal edilmesi planı vardı. Darbe başarılı olsaydı Shetland açıklıkla konuşulduğu bir parlamentosu vardır. Derler Adaları’nda tutuklularının konulacağı bir kamp bile kurulmuştu. ki “İngiliz parlamentosu kadını erkek, erkeği kadın yapmak dışında her şeyi yapabilir.” Bu abartılı övgü, İngiliz parlamentosunun yaptırım gücüne vurgudur. Kimsenin aklına toAVRUPA’NIN DARBE YA DA DARBE GIRIŞIMLERI TARIHI 2 MUSTAFA K. ERDEMOL SAS, YÖNETİME EL KOYACAKTI pu tüfeği alıp parlamentoyu basarak darbe yapılacağı gelmez İngiltere söz konusu olduğunda. Oysa çok uzak olmayan bir geçmişte İngiltere bir darbe tehlikesi atlatmıştı. Başında da İngiltere Kraliçesi Elizabeth’in geçen ay ölen eşi Prens Philip’in amcası Lord Mountbatten vardı üstelik. Yıl 1968’dir. İktidarda İşçi Partili Harold Wilson hükümeti vardır. Sol eğilimli bir liberal olan Wilson kimi çevrelerce aşırı solcudur, hatta Sovyetler Birliği hesabına çalışan biridir. Wilson, 1964’te gelmişti iktidara. Amerikan Merkezi Haber Alma Örgütü’nün (CIA) karşı İstihbarat Bölümü Başkanı Jim Angleton, İngiliz İç Güvenlik Örgütü’ne (MI5) Wilson’ın “adı açıklanmayan bir kaynağa göre” Sovyetlere bilgi verdiğini sızdırır. MI5, birkaç yıl boyunca Wilson’ı “KGB ile bağlandüğünü söyler. Kraliçeye her gün ülkenin durumuyla ilgili çok sayıda mektup ya da dilekçe yollandığını da ekler. Tüm bunlar, belki de halkın da bir darbeye nasıl hazır olduğuna inandığını gösterir Lord’un. Cecil King, bir hükümet değişikliği için kamuyu hazırlama çabasını da eksik etmez. Bu buluşmadan iki gün sonra Daily Mirror’da “Yeter artık” başlıklı bir makale yayımlar. Makalede “Bay Wilson ve hükümeti tüm itibarını, güvenilirliğini kaybetti. Şimdi tarihin en büyük mali krizi tehdidi altındayız. Bu, rezervlerimiz hakkındaki yalanlarla değil, sadece yeni bir lider altında yeni bir başlangıçla çözülecektir” der. Çabaları ters teper tabii. 30 Mayıs 1968’de yani tüm bunlardan üç hafta sonra işinden kovulur. Bir David Stirling vardı. Önemli bir askeri birim olan SAS’ın (Special Air Service) kurucularından. 1970’lerin ortalarında Great Britain 75 adlı bir organizasyon kurdu. Çoğu eski asker, genellikle SAS üyesi olanları topladı bu organizasyon çatısı altında. Eğer ülkede bir sivil huzursuzluk hükümet operasyonlarını engeller hale gelirse grup yönetimi devralacaktı. HAVAALANI İŞGAL EDİLDİ Demokrasi görüldüğü gibi kolayca rafa kaldırabilir bir kurumdur. Bu kez iktidarda Muhafazakâr Partili Edward Heath hükümeti vardır. tık düzeni sağlamakta başarılı olamadığı gerekçesiyle silahlı kuvvetlere halkın desteğini isteyen bir bildiri yayımlar. Öte yandan Shetland Adaları’nda tılarını” aramak için defalarca araştırmıştır zaten. Wilson, 1940’ların sonları ile 1950’lerin başlarında, Sovyetler Birliği’ne Ticaret Kurulu Başkanı olarak sık sık ziyaretler yapmıştı. Şüphe uyandıran buydu kimilerine göre. Wilson ‘komünist’ diye Bunun doğru olmadığı kısa sürede anlaşılmıştır ama Wilson’a sağcıların diş bilemesine yetmiştir bu iddia. 1968’de ekonomik sorunlarla boğuşur haldedir Wilson hükümeti. Üstesinden gelebilmek için silahlı kuvvetlerin harcamalarından kesintiler yapar, faiz oranlarını kontrol etme amacıyla kamu harcamalarında azaltmalara gider, sendikaları da güçlendirir bir yandan. Kimilerine göre son derece “solcu” uygulamalardır bunlar. Ülkenin medya kralı, aynı zamanda İngiltere Merkez Bankası’nın yöneticisi Cecil King, bu durum karşısında bir koalisyon hükümetinin başa geçmesinden yanadır. Tüm sermayenin de isteği budur tabii. Cecil King, 8 Mayıs 1968’de yanına İşçi Partisi’ni desteklediği bilinen günlük gazete Daily Mirror’ın yazı işleri müdürü Hugh Cudlipp ile Merkez Bankası’ndaki gayri resmi danışmanı Solly Zuckerman’ı da alarak Lord Emekçiye yer yok Yıllar sonra yayımlanan belgelerde Lord Mountbatten’ın gerçekten Cecil King’in “hükümetin başı olması” önerisiyle ilgilendiği yazılıdır. Öyle ki alınan kararla bütün meselenin çözüldüğünü düşündüğü de söyleniyor. Hatta kendi kabinesi için bazı adlar bile önermiştir. Askerlerin, bankacıların, işadamlarının olduğu bir kabinedir bu. Savunma Bakanlığı’ndan eski Savunma Planları Yetkilisi Hava Mareşal Deryck Stapleton, donanmadan Duncan Lewin, Lloyds Bank Direktörü Lord Beeching, işadamı Sir Charles “Dick” Troughton. Bunlara ek olarak İçişleri Bakanlığı Sivil Hizmetler Başkanı Sir William Armstrong, Kraliyet Donanması ile ilgilenen İkinci Daimi Savunma Sekreteri Sör Michael Cary, yakın arkadaşı Hammer Film Productions’ın başkanı Jimmy Carreras’ı da önerir. Kabineye önerilen isimler arasında emekçileri temsil eden tek bir kişi yoktur. Lord’un kafasındaki hükümet, günümüzün deyimiyle bir “teknokratlar hükümeti”dir ama askere, sermayeye dayanan, emekçi düşmanı karaktere sahip aşırı sağcı bir kabinedir. Mountbatten’ın tutkusu 1970’te seçimleri kazandıktan sonra ülkeyi saran kömür madencilerinin grevinden sonra Heath, görevini yenilemek için Şubat 1974’te seçime gider. Ancak çok az farkla Wilson karşısında kaybeder. O yıl ordu, olası bir IRA (İrlanda’nın bağımsızlığı için savaşan İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu) eylemi için tatbikat gerekçesiyle Heathrow Havaalanı’nı işgal eder. IRA’nın omuzdan atılan füzeleri ancak 50 millik bir menzile sahiptir, havalimanına ulaşmasına olanak yoktur uzmanlara göre. Wilson’ın yardımcısı Marcia Williams (sonradan Barones oldu), hükümetin bu tatbikattan haberi olmadığını söyleyerek bunun bir darbe girişimi olabileceğini belirtir. ‘Ada’daki toplama kampı bir toplama kampı kurulmuştur bile. 1974’te İngiliz ordusunun belirli kademeleri arasında hükümete karşı askeri harekât yapma planına dair gizli bir plan olduğu söylentileri yayılmıştı. Askerlere tüm Britanya’nın sokaklarını işgal etmeleri emredildiği, askeri bir cuntanın ülkedeki kaosa son vermek için yönetimi ele alacağı söylenmişti. Wilson’a görevdeki son döneminde doğrudan MI5’in öncülüğünde bir karalama kampanyası başlatıldı. Örneğin yardımcısı Marcia Williams’la ilişki kurmakla, komünistliğinin yanı sıra IRA sempatizanı olmakla suçlandı. 1976’daki istifasından 5 hafta sonra, Wilson iki BBC muhabirine, Roger Courtiour ile Barrie Penrose’a, korkularını anlattı. İstihbarat servislerinde neler olup Mountbatten’la buluşurlar. King, Dickie lakaplı Lord Mountbatten’a “yeni bir yönetimin başkanı olmayı kabul edip etmeyeceğini” sorar. Mountbatten, parlamentoda bulunmayan bir idari becerinin kullanılması gerektiğini kabul eder, yani parlamento dışı bir seçeneğe vurgu yapar bu tutumuyla. Adını da söyler: Acil Durum Komitesi. Darbecilerin kuracakları yönetimlere hep benzer adları koyması ne tesadüf. Bizde de öyledir ya, Milli Güvenlik Konseyi, Yurtta Sulh Konseyi gibi. Mountbatten’ın siyasi tutkuları olduğu biliniyordu kamuoyunda. 1946’da Oxford Üniversitesi’nden fahri diplomasını aldıktan sonra donanmaya dönmek istediği, Avustralya Genel Valisi olmaya niyetlendiği de anlatılır hep. Farkındaysanız, Kraliyet’te eli kolu olmaya benzemeyen, hareket alanı geniş sivil görevlerdir bunların hepsi. Söz konusu toplantıyı terk eden çok eski arkadaşı Zuckerman, anılarında daha 1951’de Lord Mountbatten’ın başbakanlığı yapaKraliçe Elizabeth tam da bu olay olduğunda hükümetin arbittiğinin farkında olmadığını söylediği gazetecilere İngiltere gibi demokratik ülkeleri tehdit eden güçleri araştırmaları gerektiğini söyledi. SÜRECEK Sol eğilimli bir liberal olan Wilson kimi Dilekçeler, mektuplar... Bu arada durumu fark eden Zuckerman, ayrılmak için ayağa kalkarak “Bu ihanettir. Sokak köşelerindeki tüm bu makineli tüfekler ürkütücü. Ben bir devlet memuruyum ve bununla hiçbir ilgim yok” diyerek ayrılır. Söylenenlere göre Lord Mountbatten teklifi kabul eder. Zuckerman gittikten sonra Lord Mountbatten, King ile beraberindekilere Kraliyet At Bölüğü Muhafızları’yla öğle yemeği yediğini, orada silahlı kuvvetlerdeki moralin ne kadar bozuk olduğunu görbileceği “en iyi iş” olarak düşündüğünü söylediğini yazıyor. Bir kokteyl partisinde Zuckerman’a ülkeyi yönetmekte Clement Attlee’den (dönemin başbakanı) daha iyi bir iş çıkarmış olabileceğini söylemiştir. Denir ki; 1968 darbe planı daha sonra 1970’ler boyunca politikacılar özellikle Harold Wilson ile büyük ölçüde MI5’in temsil ettiği “gizli devlet” arasında devam eden savaşın yalnızca bir parçasıydı. Bu darbe girişimi gerçekleşmedi. Tarihçiler, olayın uzak yakın tüm tanıkları, durumun son derece ciddi olduğunu yıllar sonra ortaya çıkarabildi. Harold Wilson çevrelere göre, aşırı solcudur. Hatta Sovyetler Birliği hesabına çalışan biridir. Bunun doğru olmadığı kısa sürede anlaşılmıştır ama bu iddialar, sağcıların Wilson’a diş bilemesine yetti. Bir iktidar, 200 milyar ihaleyi neden 5 şirkete verir, çıkarı ne? İkizdereli köylüler, başta kadınlar olmak üzere Cengiz İnşaat’ın Cevizlik Taşocağı’nda ormanları ve yaşam alanlarını darmadağın etmesine karşı direniyor. İhalesi verilen Rize, İyidere Lojistik Limanı inşası için köylülerin yaşam alanları kurban seçildi. Bakan Bey, oraya gitmese daha iyi olurdu, en önemli açıklaması “ekonomik faaliyete engel olmaya çalışıyorlar” oldu. Cengiz İnşaat’ın sahibi “milletin... koyacağım” açıklamasıyla tescillendi ülkede. Her aldığı ihale ile adeta dediğini yapıyor. Kılıçdaroğlu’nun “5’li çete” olarak nitelendirdiği şirketlerin en önde gelenlerinden. Bu yazının ana fikri, bir iktidar neden ihaleleri 5’li çeteye veriyor, bundan çıkarı ne, sorusudur. Bu sorunun yanıtını ben bilmiyorum. Şüphesiz kestirimlerim var, bir dizi yanıtı alt alta sıralar ve size en uygun olanı işaretleyiniz, diyebilirim. Ama bi dakka! En son habere göre “Yusufeli (ArtvinErzurum) Ayrımı Devlet Yolu İkmal İnşaatı İşi” 209 milyon TL’ye, Kılıçdaroğlu’nun 5’li çetesinden Limak İnşaat’a verildi. Yusufeli Baraj Gölü altında kalan yolların yeniden yapılması için düzenlenen ilk ihale de 650 milyon TL’ye Limak İnşaat’a verilmişti. “KiğıYedisu Yolu İkmal İnşaatı İşi” ise 630 milyon TL’ye Özaltın İnşaat’a verildi. Sürekli doğal afette yaşıyoruz Bunların hepsi pazarlık usulü ile. 18 yıl boyunca 200’e yakın değişiklik yaptıkları İhale Kanunu’nun 21/B maddesine göre bunlar. Ülke “Doğal afetler, salgın hastalıklar, can veya mal kaybı tehlikesi gibi ani ve beklenmeyen olaylar içinde” sürekli yaşadığı için iktidar istediği şirketi çağırıyor, sözde pazarlık yapılıyor ve ihaleyi veriyor. Tabii bu ihale bedelleri yapım zamanı içinde türlü çeşitli bahanelerle katlanarak artıyor. Hazine’den öde babam öde. İktidar neden durmadan aynı şirketleri çağırıyor ihaleyi vermek için ülkede yüzlerce benzer şirket olduğu halde. Soruyu soracağım yine: Çıkarı nedir bu şirketlerden? 18 yılda 203 milyar dolar Limak, Cengiz, Kolin, Kalyon ve MNG, dünya çapında ünlü, dillere düşmüş, Dünya Bankası raporlarına girmiş durumda. Bu yılın sonlarında Dünya Bankası raporlarına göre kamudan en çok ihale alan dünyadaki ilk 10 şirket arasında 5’i de var. Meral Akşener, bu şirketlerin 2018’de 30 milyar dolarlık iş aldıklarını açıklamıştı. İktidar, şirketlere 18 yılda 203.7 milyar dolarlık ihale vermiş (yaklaşık 1.6 trilyon lira). Türkiye’nin milli gelirini 700 milyar dolara sabitlersek, üçte biri.. Türkiye’de neredeyse tüm otoyol, köprü, tünel, havaalanı ve hastane gibi büyük ihaleler bu şirketlere verildi (Limak 49 milyar $, Cengiz 42.1 milyar $, Kolin 40.4 milyar $, Kalyon 36.6 milyar $, MNG 35,6 milyar $) Bu şirketlere tanınan ayrıcalıklar ve silinen vergi borçları da cabası. Bu şirketlerden çıkarınız nedir? Bir iktidar, inşaat gibi işlerde durmadan belirli şirketleri tercih ediyorsa, herkesin, neden acaba, sorusunu sorma hakkı doğar. Büyük işlerde, çağıracaksın paşa gönlünün istediği bu beş şirketten birini, sözde pazarlık usulü ile al bunu yap diyeceksin. Peki, ama neden? Demiryolları, köprüler, otoyollar, yüksek hızlı tren yolları... Hep aynı şirketlere, ihale bile açmadan çoğu zaman... Bu şirketlere (gizli) ortak mısınız? Bu şirketler, kazandıklarının bir kısmını sizin hesabınıza mı yatırıyorlar, depoda tutuyorlar veya bir yerlere havale ediyorlar? Bu şirketler ayrıca siyasi faaliyetlerinizin finansörleri mi? Bu şirketler, yakın çevrenizden tutun yandaşlarınızı, destekçilerinizi ve seçmenlerinizi işe mi alıyor? Tamam, biliyoruz ki havuz medyanızı sırayla bunlardan biri satın alıyor, TVradyo, gazete ve binlerce elemanı finanse ediyor. Bu şirketler ailenizin, babanızın malı değilse... Neden milyarlarca dolarlık ihaleler hep onlara gidiyor? Eğer yukarıda akla gelen nedenlerin hepsi hayal ürünü ise o zaman siz açıklayın: Neden, neden, neden, neden? Şehit askere veda PençeŞimşek Harekatı bölgesinde bölücü terör örgütü PKK mensuplarınca açılan taciz ateşi sonucu şehit olan İstihkam Uzman Onbaşı Yasin Özdamar (24) için dün memleketi Isparta’da tören düzenlendi. Gelendost İlçe Devlet Hastanesi morgundan alınarak Çaltı köyündeki babaevine helallik alınması için götürülen şehidin Türk bayrağına sarılı tabutuna sarılan anne Keziban ile baba Sadettin Özdamar gözyaşı döktü. Şehidin naaşı, köy meydanındaki tören alanına ulaştırıldığında, asker üniforması giyen amcası Murat Özdamar “Beni de askere alın, ben hazırım.” dedi. Isparta Müftüsü Bayram Şahin tarafından kıldırılan cenaze namazının ardından Özdamar’ın Özdamar naaşı, köy mezarlığında toprağa verildi. Törene, şehidin yakınlarının yanı sıra siyasiler, askerler, mülki idare amirleri ile yurttaşlar katıldı. l AA Ailesini rehin aldı, babasını öldürdü Kocaeli’nin İzmit ilçesinde ailesini rehin alan ve psikolojik rahatsızlığı olduğu belirtilen E.B (28), tüfekle babası Ali B’yi öldürdü, amcaoğulları Hüseyin ve Cafer B. ile kendisini ikna etmeye çalışan 3 jandarma personelini de yaraladı. Yaralılar, ambulanslarla çevredeki hastanelere kaldırıldı. Jandarma ekipleri, annesi Seher B’yi rehin alan zanlıyı ikna etmeye çalıştı. Teslim olmayan zanlı, özel harekât ekiplerinin desteğiyle düzenlenen operasyonda yaralı ele geçirildi. Şüpheli E.B’nin 2006 yılında amcası Hüseyin B’yi de öldürdüğü öğrenildi. l AA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle