03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR 13 16 MAYIS 2021 PAZAR Tiyatro sevdası ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK dünyayı dolaştırdı TildaTezman Ülke ülke dolaşan ve rotasını, görmek istediği oyuna göre belirleyen Tilda Tezman, okurunu bir tiyatro yolculuğuna çıkaran kitabı “Oyunname II”yi çıkardı. “Kitaplarımdaki her yazı benim o oyunlarda geçirdiğim 23 saatin hatıra defteridir. Meraklıları için aynı zamanda dünya tiyatrosunun değişim sürecine, klasikleşmiş oyunların farklı performanslarla yeni yorumlarına da ışık tutar.” Bu sözler, gerçek bir tiyatro tutkunu Tilda Tezman’a ait. Dünya tiyatrosunun peşinden ülke ülke dolaşan ve tüm seyahatlerinin rotasını, görmek istediği oyunların sahne takvimlerine göre ayarlayan Tezman, “Oyunname II” adlı kitabını yayımladı. Okuru, bir tiyatro yolculuğuna çıkaran kitap, tüm kitapçılarda ve çevrimiçi satış platformlarında satışa çıktı. Tezman ile rotasını çevirdiği oyunlardan oluşan kitabını konuştuk. n Nerden geliyor bu tiyatro tutkusu? Tiyatroya sevdam, bu değerli sanat dalının İstanbul’da yerleşik ve köklü bir sosyal etkinlik olduğu çocukluk yıllarımda başladı. Sevgili anne ve babamın sayesinde tiyatroyla 7 yaşlarında tanıştım. Hatırlıyorum, bu dönemde her hafta çarşamba ve cumartesi günleri tiyatro matinelerine, özellikle de Lale Alev Oraloğlu oyunlarına giderdik. Her yeni yıla, yeni bir oyun seyrederek girme adetimiz vardı. Yine bu yıllarda ağabeyim Şişli Terakki Lisesi’nde Tiyatro Kolu’ndaydı; oyun provalarını bizim evde yaparlardı. Sonrasında ağabeyim ve iki okul arkadaşı Beşiktaş Halk Evi’nde tiyatro oyunları oynamaya başladı. Bu oyunları kaçırmazdım. Pirandello’nun “Ağzı Çiçekli Adam”, Edward Albee’nin “Hayvanat Bahçesi” heyecanla seyrettiğim ve tekstlerini neredeyse ezberlediğim oyunlardan bazılarıydı. Nitekim bu üçlüden Zafer Diper tiyatroyu meslek olarak seçti, bu sanat dalında başarıyla devam etti ve kurduğu Bizim Tiyatro grubuyla yıllarca çok önemli oyunlara imza attı. (Yargı, Woyzeck, Dava) ve yine o yıllardan zihnime çakılı kalan 2 oyun; Genco Erkal’ın “Aslan Asker Şvayk” ve “Bir Delinin Hatıra Defteri” ve daha niceleri... Pazartesileri hariç her gece perdelerini açan birbirinden şık ve repertuvarı zengin tiyatro salonları... Kendimi öylesi bir dönemde tiyatro ile tanıştığım için hep çok şanslı sayarım. Yıllar geçtikçe de bu tutku benimle birlikte büyüdü ve hayatımın vazgeçilmezi oldu... İlk kitap 2012’de n İlk seyrettiğiniz oyunu hatırlıyor musunuz? İlk seyrettiğim oyun, Muammer Karaca, Toto Karaca ve Muzaffer Hepgüler’in oynadıkları bir oyundu, yanılmıyorsam da Cibali Karakolu’ydu. n Bir oyunun perde arkasını gördünüz mü? En başından sonuna kadar... Tiyatrocu dostlarımın birçok oyununun tekstini Türkçe’ye çevirdim; dekor ve kostümlerinde yardımcı oldum, genel provalarını izledim, bütün bunları da amatörce yaptım. n Kitabın oluşum sürecini anlatır mısınız? Çok küçük yaşlardan itibaren oyun izleyerek geçirdiğim sihirli saatlerin zihnimde canlı kalması için, yurtdışına yaptığım yolculukların sonunda izlediğim oyunlara ait notlar tutmaya, broşürler, tanıtım yazıları ve fotoğraflar biriktirmeye başladım. Kendime oyunlardan yazdığım bu mektupların birikimi ile bir çeşit hatıra defteri oluştu. Bu birikimi Türkiye’de tiyatro severlerle paylaşmak üzere Vizon Dergisi’nde ve Tiyatro Dergisi’nde yazmaya başladım. Ardından, Milliyet Sanat’ta yazdım. Zamanla biriken bu yazıları derleyerek 2012 yılında ilk kitabım “Oyunname” ortaya çıktı. Bu kitabım Türkiye’de ödenekli ve özel tiyatroların oyun repertuvarları için rehber olması bana cesaret verdi. Aradan geçen sekiz yılda Radikal ve Sözcü gazetelerinde yazmaya devam ettim ve bu süreçte izlediğim oyunlar arasından yaptığım 70’e yakın seçki ile de “Oyunname II”yi hazırladım. n Bir yılda kaç oyun seyrediyorsunuz? Yılda ortalama 40 oyun izliyorum. 50 yıla yakın zamandır kesintisiz izlediğim oyunların sayısı ise toplamda üç bini geçti. n Bugüne kadar seyrettiğiniz oyunlar arasında sizi çok etkileyen bir oyun var mı? Öyle çok oyundan etkilendim ki... Öyle çok oyun yüreğime dokundu ki... Öyle çok oyunda kendimi buldum ki... Öyle çok oyun bana yol gösterdi ki... Öyle çok oyun hayata bakışımı değiştirdi ki... Aralarından hangisini seçmeye kalksam diğerlerine haksızlık ederim diye düşünüyorum. n Kitabın devamı gelecek mi? İsterim ve bu disiplinde devam ettiğim sürece yeni bir kitap neden olmasın ki. n Tiyatro ile ilgili başka projeleriniz olacak mı? Tiyatro ile ilgili projelerim var. Bu zorlu ve sancılı pandemi sürecinin bitmesiyle tiyatro faaliyetlerine ağırlık vermek istiyorum. Yeni mekânların açılması, yeni oyunların sahnelenmesi, hayallerimi süslüyor. Zengin repertuvarlarla, her gece perde açan tiyatrolarla, zengin bir sanat ortamı olmasını arzu ediyorum. Türkiye’de oynanmamış, benim de severek izlediğim oyunlardan birini sahneye koymak en büyük emelim. ‘Eşsiz bir platform’ n Kitapta oyunları ülke ya da tür olarak ayırmayı hiç düşündünüz mü? Yeni kitabımı geçen yıl pandemi döneminde derlemeye başladım. Ülke ya da tür olarak bir seçim yapmadım. Bu sefer altını çizmek istediğim konular, dünyanın içinden geçtiği değişime, toplumsal sancılara ve hassasiyetlere parmak basan, daha cesur bir dünya için çoksesliliği savunan bir seçki yapmaktı. 2012 yılından bugüne izlediğim oyunlar arasında, farklı konulara dikkat çeken, söylemleri çok kuvvetli oyunlar vardı. Ve hepimiz kabul etmeliyiz ki tiyatro tüm fikir ve hakların özgürce sergilendiği, insanı insana insanla anlatan eşsiz bir platform. Ve ben de bu anlamda son 8 yılda çok çarpıcı oyunlar izledim. Son sekiz yılda izlediğim yüzlerce oyun arasından da dil, din, ırk ayrımcılığı, cinsiyet eşitliği, farklı cinsel tercihler, kadına şiddet, doğaya yapılan zulüm, toplumsal varoluşların sancılarına vurgu yapan cürretkâr oyunlara yer verdim. Adana’da perde açılıyor Sabancı Uluslararası Adana Tiyatro Festivali 22. yılında seyirciyle buluşmaya hazırlanıyor. Yaşam Boyu Başarı Ödülü bu yıl Nevra Serezli’nin oldu. Anna Karenina Sabancı Vakfı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Tiyatroları işbirliğiyle düzenlenen Devlet TiyatrolarıSabancı Uluslararası Adana Tiyatro Festivali, 22’nci yılında seyirciyle buluşmaya hazırlanıyor. Festival, bu yıl 24 Mayıs’ta başlayacak ve 21 Haziran’da sona erecek. Covid19 pandemisi nedeniyle bu yıl kısıtlı sayıda izleyicinin ağırlanacağı ve tüm önlemlerin alınacağı açıklanan festivalde, bilet satışları yarından itibaren çevrimiçi olarak 18 Mayıs Salı gününden itibaren ise gişelerde başlayacak. Bu yıl festival boyunca Adana Merkez Park Amfi Tiyatro Park sahnesi ve Hacı Ömer Sabancı Kültür Merkezi sahnesi yarı kapasite bilet satışı ile kullanılacak. 18 oyun sahnede Adana Tiyatro Festivali, bu yıl Türkiye’nin birçok ilinden 9 devlet tiyatrosu, 7 özel tiyatro ve 1 şehir tiyatrosunun katılımı ile toplam 18 farklı oyuna ev sahipliği yapacak. Festivalin açılışında Tiyatro Kare’nin duygusal komedisi “Ağaçlar Ayakta Ölür” adlı oyunu sahnelenecek. Bu yıl Tiyatro Kare “Ağaçlar Ayakta Ölür”, Ankara Devlet Tiyatrosu “Anna Karenina”, Sivas Devlet Tiyatrosu “Kendime Kıyamam”, Tiyatro Kedi “Aşkımız Aksaray’ın En Büyük Yangını”, Semaver Kumpanya “Cardenio”, Bursa Devlet Tiyatrosu “Akide Şekeri”, İstanbul Devlet Tiyatrosu “Seksen Günde Devri Âlem”, İzmir Devlet Tiyatrosu “Yıldızların Altında”, Kocaeli Şehir Tiyatroları “Macbeth” oyunları Merkez Park’ta sahnede olacak. DOT Tiyatro “Sesin Resmi”, Kumbaracı 50 “Muamma”, Ankara Devlet Tiyatrosu “Sonsuzluk Kitabevi”, Van Devlet Tiyatrosu “Penceredeki Atlar”, Kuzgun Yapım “Tuna Kıvrımı”, Diyarbakır Devlet Tiyatrosu “Kürk Mantolu Madonna”, Sadri Alışık Tiyatrosu “Dali’nin Kadınları”, İstanbul Devlet Tiyatrosu “Her Şey Yolundaymış Gibi” ve Kocaeli Şehir Tiyatroları “Otobüs Durağında Üç Bencil (ÇO)” adlı oyunları Hacı Ömer Sabancı Kültür Merkezi’nde sahnelenecek. Tiyatro sanatının gelişmesine önemli katkılarda bulunmuş ustalara minnet ve saygı duymak amacıyla 2005 yılından bu yana verilen “Sakıp Sabancı Yaşam Boyu Başarı Ödülü” bu yıl usta oyuncu Nevra Serezli’ye festivalin açılış töreninde sunulacak. RTÜK’ten Exxen’e sansür! Türkiye’nin ilk trans güzeli seçilen oyuncu Çağla Akalın’ın Acun Ilıcalı’ya ait Exxen platformunda katıldığı Katarsis programı, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından cezalandırılarak yayından kaldırıldı. Akalın, mart ayında Gökhan Çınar’ın sunduğu programın konuğuydu. Programda Akalın’ın çocukluk, gençlik dönemi ve yaşadığı travmalar anlatıldı. OdaTV’ye konuşan Akalın, “Program gayet keyifli geçti. 12 Mart günü de Exxen üzerinden yayımlandı. Son iki gün takipçilerimden gelen mesajlar üzerine programın Exxen’den kaldırıldığını fark ettim. Program sunucusu Gökhan Çıra’ya durumu sorduğumda ‘kendisinin de programın yayından kaldırıldığını yeni öğrendiğini ve üzgün olduğunu’ söyledi. Yapılan açıklamada benim konuk olduğum Katarsis yayını için RTÜK tarafından platforma para cezası verildiğini ve yayının kaldırılması istendiği söylendi” dedi. Exxen de diğer birçok dijital platform gibi 18 yaşından küçüklerin üye olamadığı ücretli bir platform. Programın yayından kaldırılması, sosyal medyada transfobik bir sansür olduğu gerekçesiyle büyük tepki çekti. Devlet Tiyatroları’nın acı kaybı Devlet Tiyatroları (DT) sanatçısı Cahit Çağıran, Ankara’da tedavi gördüğü hastanede 61 yaşında hayatını kaybetti. Çağıran’ın cenazesi, Karşıyaka Mezarlığı’na defnedildi. Hacettepe Ankara Devlet Konservatuvarı’ndan mezun olan Çağıran; Genç Osman, Kafesten Bir Kuş Uçtu, IV. Murat ve Satıcının Ölümü başta olmak üzere DT’nin önemli temsillerinde oynadı. l AA Cahit Çağıran Ali Ekber Aydoğan yaşamını yitirdi Ali Ekber Aydoğan Derdiyoklar grubunun kurucularından Ali Ekber Aydoğan’ın kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Modern folk müziğin yaratıcılarından olan Aydoğan, bir süredir Almanya’da tedavi görüyordu. Aydoğan’ın cenazesinin salı ya da çarşamba günü doğduğu FethiyeYukarı Tenci Obası’nda toprağa verileceği öğrenildi. 90 4 KiTAP 102.5 TL yerine TEK KiTAP 32 TL yerine 22.50 TEK KiTAP 36 TL yerine 25 [email protected] Flört ‘Flört’ (Ağdaş Müzik Yapım / Plak ve Ben) Ozan Erkal ‘MMXX’ (Detay Müzik) 10 yılın sonunda Bekârlar ve Kim Bunlar dönemi bitmişti. Basçı Ozan Kotra, klavyeci Ata Akdağ ve davulcu Hakan Çağlar, gitarcı Çağatay Kehribar’ı bulduğunda Flört dönemi başlamıştı. Topluluğun kendi isimlerini taşıyan ilk albümü 2001 yılında Ağdaş Müzik etiketiyle CD ve kaset olarak yayımlanmıştı. Burada Flört öncesi besteler vardı ama artık yolları çok farklıydı. İlk albüm olmasına rağmen olgun bir halleri vardı ve daha profesyonel bir topluluk olmuşlardı. Flört ilk albümle beklenen sıçramayı yapamamıştı ama şarkıları 10 yıl sonra ünlenmişti. Aradan bir 10 yıl daha geçti, albüm bu kez O plak olarak basıldı. Kötü haber: İlk zan Erkal, 1973 Ankara doğumformatta 13 par lu yüksek mimar. ça vardı, plakta ise Yarışmalarda birin11. “Rasta Baba” cilikleri var. Rapid ve “Dilber” sürenin Fire’da çalmış, Muelvermemesi ne sa Göçmen’in Sendeniyle çıkarılmış. foRock projesinde Ayrıca A ve B yüz ve 2010’dan bu yalerinin zamanlaması açısın na Knightmare’de yer almış, dan şarkı sıralaması da biraz Madcap ile turneye çıkmış. Saldeğişik. Bir de beyaz bir zar gın günlerinde stüdyoya kapafa konmuş plakta hiçbir ya narak bitirdiği sekiz besteden zı, bilgi yok. İyi haber: Şarkı oluşan ilk albümü “MMXX”, beş ların kayıtları eski bazı kanal yıllık emeğin sonucu. ların eklenmesiyle iyileştiril Gitar, bas çalan, programmiş. Ayrıca baskı gayet iyi, lama yapan Ozan’a davulda plak turuncu... Semih Örnek eşlik etmiş. Biİyi ya da kötü; o günlerden bu rer parçada Rahman Altın oryana ne kadar çok şey değiş kestra düzenlemesi yapmış, miş, fakat insana en hüzün ve Bilgehan Tuncer gitar, Evren reni albümün açılışındaki “De Kalaycıoğlu tuşlu çalgılar, Konize Doğru” adlı şarkıda geçen ray Ergünay bas çalmış. Albülerde yitirdiğimiz saksofoncu mü 2019 yılında yitirdiği miÜmit Onartan’ın çalmış olması... mar babası Coşkun Erkal’a adamış. Ayrıca eşi ve 2009 yılında yitirdiği dostu heykeltıraş Davran Erdayı için de birer beste yapmış. Her şeye karşın ruh hali dertli ama ümitli. Bu gitar albümünün sermayesi dinamizm, teknik ve güç. Referansları Steve Vai’den Vinnie Moore’a, Joe Satriani’den Gary Moore’a kadar uzanıyor. Ozan’ın gitar mesaisi 35 yılı geride bırakmış. Çalgıyla ilişkisinde kendine has bir tarz tutturmuş. Gitar duygularının dili olmuş, konuşmuş. Bu da Ozan’ı gitarcı ve virtüöz olmanın ötesinde, hikâye anlatan bir besteci mertebesine yükseltmiş. Bu nedenle “MMXX”i vokalsiz müzik degˆil, gitarın şarkı söylediği albüm olarak dinleyebilirsiniz. YEN YEN ÇIKTI ÇIKTI TEK KiTAP 55 TL yerine 32.50 TEK KiTAP 32 TL yerine 22.50 www.galeatiyayinevi.com galeatiyayincilik gletiyayincilik galeati2017
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle