Katalog

HABER 5 28 NİSAN 2021 ÇARŞAMBA Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın Biden’a ‘soykırım’ tepkisini hafif bularak eleştirdi: Miyavlama sesi geldi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “soykırım” tepkisi için “Kedi gibi miyavlama sesi geldi” diyen Kılıçdaroğlu, İBB’nin ekmek büfelerinin engellenmesine sert tepki gösterdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ABD Başkanı Joe Biden’ın sözde “soykırım açıklamasını “talihsizlik” olarak niteleyerek “Erdoğan 3 gün sustu. Trolleri bekliyordu. Aslan çıkacak, kükreyecek. Bırakın aslanı, kedi gibi bir miyavlama sesi geldi. Ülkesinin çıkarlarını savunmaktan aciz” dedi. Dış politikanın “Yurtta barış dünyada barış”tan İhvan eksenine kaydığını kaydeden Kılıçdaroğlu, “Türkiye, çağdaş dünyanın parçasıydı. Şimdi totaliter olarak tanımlanıyor” diye konuştu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ekmek büfelerine engel olunmasına ilişkin “Bir dilim ekmeğe savaş açtılar” ifadesini kullandı. Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında şunları söyledi: n Beceriksiz yönetim: Biden “soykırım” sözcüğünü iki kez kullandı. Bu, Türkiye açısından büyük talihsizlik. Bugüne kadar birçok iktidar geldi gitti ama hiç bir ABD başkanı 1915 olaylarını bir soykırım olarak tanımlamadı. Eğer 19 Mayıs 1985 tarihinde New York Times ve Washington Post gazeteleri Biden’ın önüne konulsa belki böyle bir açıklama olmayacak. O tarihte tarihçiler, 1915 olaylarının soykırım olarak adlandırılmayacağını ilan ediyorlardı. Ama o zaman devlet, başbakan, Dışişleri vardı. Dünyaya bunu “Evet, acı olaylar var, tarihçiler incelesin ama bunu, siyasete malzeme etmek doğru değildir” diye anlatıyorlardı. Beceriksiz bir yönetimin Türkiye’yi getirdiği nokta budur. Erdoğan tam üç gün sustu. Ama trolleri, “Ey Kılıçdaroğlu, ne diyeceksin?” diye sosyal medyayı kullanıyordu. Bekliyorlardı. Erdoğan bir dünya lideri, bir aslan, çıkacak bir kükreyecek ki herkes duyacak. Erdoğan konuştu, bırakın aslanı, kedi gibi bir miyavlama sesi geldi. Acı ama bir gerçek bu. Eğer dış politikayı iç politika malzemesi haline getirirseniz, gelir duvara çarpar, aslanken kedi konumuna düşmüş olursunuz. n İhvan endeksli politika: Dış politikada yaptığınız bir hata toplumların belleğine yerleşir. Erdoğan, “Şahsıma aittir bu devlet. Bu hükümet de şahsıma aittir” diyor. İhvan endeksli politikayı Türkiye’ye getirdi. Dışişleri Bakanlığı’nın namuslu, çalışkan, yurtsever, vatansever bütün bürokratlarını aşağıladılar. Uzaktan yakından hiç ilgisi olmayan eski milletvekilleri, rüşvetçilerin tamamını getirdi, büyükelçi yaptı. ‘İbret tablosu’ n Ekmeğe engel oluyorlar: İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), ekmek büfesi koyuyor Ümraniye’ye, vatandaş ucuz ekmek alsın diye. Ucuz ekmek alacak vatandaş, senin sevinmen, yer tahsis etmen lazım. Engel oluyorlar. Hayretler içindeyim. Akıl alacak şey mi ya. Tam ibret tablosu. n Sosyal program açıklansın: Üç hafta tam kapanmaya gidiyorlar. Ama kapatma yeterli mi? Dükkânı kapattık. Gündelikçiler var, nasıl geçinecekler? Fakir fukaraya “Dışarı çıkma, evinde otur” dedin. İnsanların hayatı her şeyin üzerindedir ama o insanların beslenmeye, yaşamaya ihtiyacı var. Sosyal programı bekliyoruz. l ANKARA/ Cumhuriyet TBMM’den Biden’a ortak kınama ABD Başkanı Biden’ın 1915 olayları ile ilgili “soykırım” nitelendirmesinde bulunmasına karşı TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un imzasıyla bildiri hazırlandı. Şentop, Biden’ın açıklamasının reddine ve yok hükmünde sayılmasına ilişkin tezkeresi genel kurulda okunmasının ardından kabul edildi. Karar, Resmi Gazete’de yayımlandıktan sonra TBMM kararı haline gelecek. Bildiride, “Tarihi konularda hüküm vermeye hukuken ve ahlaken yetkisi bulunmayan ABD Başkanı’nın yaptığı bu açıklama, nezdimizde yok hükmündedir. I. Dünya Savaşı şartlarında yaşanan, Osmanlı Devleti’nin Türk ve Ermeni halkları için trajik sonuçlar doğuran olaylardan 106 yıl sonra böyle sorumsuz bir açıklamanın yapılmasının sebebi, değişen tarihi belgeler ya da uluslararası hukuk normları değil, bugünün küçük çıkar hesaplarında boğulmuş ABD yönetiminin radikal Ermeni lobilerinin baskısına boyun eğmesidir. 1915 olaylarının hukuken soykırım olarak tanımlanabilmesi için gereken şartların hiçbiri mevcut değildir. AİHM’nin 2015 ve 2017 tarihli kararları da 1915 olaylarına tarihi bir tartışmanın ötesinde bir anlam atfetmenin mümkün olmadığını ortaya koymuştur. Başkan Biden’ı, tarihi gerçeklerle bağdaşmayan bu hatalı açıklamasını değiştirmeye, ikili ilişkiler üzerinde kaçınılmaz olarak olumsuz etkiler yapacak bu karardan geri dönmeye davet ediyoruz” denildi. CHP LİDERİNİN ‘KEDİ’ BENZETMESİ GENEL KURUL’DA TANSİYONU YÜKSELTTİ Çıray: Görüşmeyi askıya alın TBMM Genel Kurulu’nda, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ABD Başkanı Joe Biden’ın 1915 olaylarını “soykırım” olarak nitelendirmesine karşın günlerce açıklama yapmayan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yönelik “Kedi gibi bir miyavlama sesi geldi” sözleri tartışma yarattı. AKP Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, HDP’nin “soykırım” açıklamasını anımsatarak, “Ne İYİ Parti’den ne CHP’den buna ilişkin bir kınama işitmedik. Kılıçdaroğlu’nun yaklaşımıyla ortağınızın bu bildirisine miyavlıyor musunuz, kükrüyor musunuz?” dedi. İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, “Biz ABD’ye ve onun başkanına kükrüyoruz, HDP ne ki? Dört gün bekledi senin Cumhurbaşkanın. Söylemeniz gerekeni siz söyleyin, biz üstümüze düşen ne varsa dile getirmekten geri durmayız” dedi. CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç ise “Biden başta olmak üzere ABD’yi ve onun bütün destekçilerini şiddetle kınıyoruz. Biden’ın karşısında kedi gibi miyavlayan bir kişi gördük. Siz, ona sesinizi çıkartın” diye konuştu. Tartışmaların uzaması üzerine oturuma ara verildi. Aranın ardından Akbaşoğlu, “Cumhurbaşkanının gerektiği şekilde aslanlar gibi yanıt verdiğini” savundu. İYİ Partili Aytun Çıray ise Biden ile Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde “soykırım” deneceğinin iletildiğini söyleyerek “Katil karalamasını dinlemeyi nasıl kabul edebilirsiniz? Türk milletine atılan bu iftirayı dinledikten sonra nasıl olur da ikili görüşmeyi kabul edersiniz? 14 Haziran görüşmesini derhâl askıya alın” dedi. l ANKARA Erdoğan portreli iftar yemeği Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın bir araya geldiği iftar yemeğinde, duvara Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün değil Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın portresi asıldı. Cenevre’de düzenlenecek Kıbrıs konulu görüşmelere katılmadan önce Türkiye’yi ziyaret eden Tatar önceki gün, Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığı Konutu’nda ağırlanmıştı. l ANKARA ya inandığı ve Âdem’le Havva masalına hemen kandığı halde. Çünkü ikinci masalda bize hemen Habil ile Kâbil’i anlattılar. Kıskançlık yüzünden İnsanlığın aydınlık birbirine düşen kardeşlerin hikâyesinden yazılmaya boşuna başlamaz ve karanlık yüzü o kutsal kitaplar. Eşiği, kadim inancın, in1915 yılında, bu coğrafyada yaşananların gölgesi üzerimize düştükçe hep aynı tartışmaların girdabına kapılıyoruz. Dağılmakta olan bir imparatorluğun altında kalmaktansa üstüne çıkmak ve kendi devletini kurmak için farklı kimlikler altında savaş verenlerin gaddarlıklarını yarıştırıyoruz. O dönem kimin kimi daha çok katlettiğine dair kanıtları birbirimizin üzerine fırlatıyoruz. sanın acımasızlığına ve savaşçılığına dair anlattığı masalların desteğiyle kolayca aştıktan sonra... Artık mutlak barıştan ve birbirimizle hesaplaşmak yerine savaşla hesaplaşmaktan bahsedebileceğimiz farklı bir dünya kuramayız. Kardeşin kardeşi öldürdüğü bir başlangıcın üzerine inşa edilen hukukun ve ahlakın çizdiği çerçeveye hapsettiğimiz aklımız ve vicdanımız... Terminolojik bir manevrayla Hangi tarafta olursak olalım dünya politikalarını bir gerip bir asla temiz kalamaz. gevşeten iktidarların gelgitlerine Evet, dün bu topraklarda ve kapılıp şovenist savunmalar ya başka başka topraklarda insan da şovenist saldırılarla birbirimi insana korkunç şeyler yaptı. ze dalıyoruz. Kimi sistematikti, kimi gelişigüzel. İnsanlığın ilk günden bugüne ka Yarın da bu topraklarda ve dar iştahla sahiplendiği kan da başka başka topraklarda insan vası aklını ve mantığını bir bayrak insana korkunç şeyler yapacak. gibi devralıp gelecek nesillere ta Kimi sistematik kimi gelişigüşımaktan başka bir seçeneğimiz zel olacak. yokmuş gibi davranıyoruz. Tarih de savaşları hep kazananlar ve kaybedenler üzerinden beTarihten ders almak lirlenen maddi değerlerle yazacak. Uzak ya da yakın tarihindeki savaşlardan hiç ders almayan... Silahsızlanma diye bir derdi epeydir olmayan... Geçilen demokrasiler, aşılamayan bürokrasiler, azalan topraklar, çoğalan topraklar, ulaşılan denizler, ele geçirilen boğazDünya barışı gibi bir hayali ni lar, verilen tavizler, tanınan tavizcedir kurmayan insanlığın, soy ler, yapılan pazarlıklar, yapılamakırım kavramı üzerinden yarat yan anlaşmalar, yeraltındaki ve tığı bir hukuk ve ahlak etrafınyerüstündeki kaynaklar, oradan da ürettiği politikalarla şekillenen oraya gidip gelen şirketler, paravicdanımız yüzünden... lar, pullar, altınlar... Aslen vicdansız bireyler olarak Bu hengâmede ölen, kayboyaşamaya ve vicdansız devletler lan, sakat kalan, deliren, gizlekurmaya inatla devam ediyoruz. nen, kinini, öfkesini nesillerden Soykırım kavramı üzerine say nesillere bir illet gibi aktaran infalarca yazılar yazabilir ve neyin sanlar... soykırım sayılabileceğini neyin Tarihe yine insan değil, sadece sayılamayacağını kavramlar üze rakam olarak kaydolacaklar. rinden günlerce, yıllarca, yüzyılVe savaşlardan alınması gerelarca tartışabiliriz. ken gerçek dersler bu yüzden asDünyadaki Ermeni lobisila alınamayacak. nin gücünü ve sinsi hesaplarıDers kitaplarına, hamasi kahnı deşifre etme enerjimizle, bu ramanlık hikâyeleri yerine savaştopraklarda yaşamış olan onlarda yaşanan gerçek acıların ca Ermeni yurttaşın resmi tari hikâyeleri yazılmayacak. he kaydedilmeyen gerçek ve ağır Kötü adamla iyi adamın tarifi bamhikâyelerini deşifre etme enerji başka bir yerden yapılmayacak. mizi birbirimize karşı silah olarak Dünya, kimliği ne olursa olkullanabiliriz... sun karşısındakini düşman olaGeçmişle hesaplaşmanın ve ge rak görmeyi reddeden ve barışlecekle hesaplaşmanın hesabı üze tan ve yaşamdan ve bir arada rinden hiç bitmeyen bir alacak ve var olabilmekten yana davranan recek gerilimi yaşayabiliriz... bir avuç insanın görkemli heykel“Kim kimin malının üzerine na leriyle donatılmayacak. sıl kondu?”, “Kim kimi bu toprak Ve insan, yaşamın anlamını paralardan şöyle ya da böyle neden da değil, doğada aramak gerektikovdu?” diye ağız dolusu argü ğini kolay kolay hatırlayamayacak. manla birbirimize girişebiliriz. O yüzden... Biz ve siz Her birimizin aydınlık yüzü, bir türlü mutlak barışa dönemiyor; Çünkü hepimiz “Biz” ve “Siz” iktidarların ve devletlerin hoyrat diye bir şey olduğuna inanıyoruz. tekmeleriyle mütemadiyen kanıHem de çoğumuz tek tanrıyor da kanıyor. Bulutoğlu ve Durmuş’tan açıklama Gazetemizin 26 Nisan tarihli sayısında 6. sayfada yer alan “Adalar’da tartışmalı ortaklık” haberinde ismi geçen Adalar Vakfı Başkanı Halim Bulutoğlu ve AKP’li meclis üyesi İsmail Hakkı Durmuş, konuya ilişkin yazılı açıklama yaptı. Bulutoğlu, habere konulan edilen işyerinin, 2008 yılında kendisinin de içinde olduğu Adalar Vakfı Yönetim Kurulu üyesi dört kişi tarafından eşit hisseyle satın alındığını belirtti. Bulutoğlu, 2019 yılında “Adaevi”nin taşınması ile kiraya verildiği ve gelirin vakfa bağışlandığını kaydetti. “Tartışmalı ortaklığın” kafa karıştırıcı olduğunu savunan Bulutoğlu, Adalar Vakfı’nın kiralama döneminde işyerinin işletmesinde ortaklığı olmadığını, tadilat uygulamalarının dayanaksız olduğunu belirtti. Durmuş ise haberde ismi geçen kişilerle ortaklığı bulunmadığını belirterek “2018 yılında AK Parti ilçe başkanlığından alındığım ifade edilmiş. Bu bilgi de asılsızdır. 15 Nisan 2021 tarihinde yapılan Adalar ilçe kongresinde aday olmadım” dedi. Türkiye Sosyalist İşçi Partisi Kurucularından ve Genel Başkanı, İnşaat Yüksek Mühendisi, Sevgili AHMET KAÇMAZ’I yitirdik. Yakınlarına, tüm dostlarına sabır ve dayanma gücü dileriz. AKGÜÇ, ARIKAN, ALICI, GÜVEN, İNAL AİLELERİ Sevgili AHMET KAÇMAZ’I (1938 ) Sonsuzluğa uğurladık. Işığı eksik olmasın. AİLESİ