03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ DOLAR AVRO [email protected] STERLIN FAİZ BORSA 11 28 NİSAN 2021 ÇARŞAMBA ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 8.1921 11.4 kuruş 9.9070 12.3 kuruş 11.4150 15.1 kuruş 18.08 0.13 puan 1392 18 puan 3163.91 27.57 lira 468.93 2.73 lira İnternet ya da cep telefonu abonesiyseniz, iyi hizmet almıyorsanız ceza ödemeden çıkabilirsiniz Milyonları yakmayın AYDIN AĞAOĞLU: Haksız yere faturanıza yansıtılan 1.5 liranın peşine düşseniz, en az 2 bin lira avukatlık ücreti ödüyorsunuz. Mahkeme süreleri de uzuyor. Yurttaş “Lanet olsun ceza neyse ödeyim” deyip hakkının peşine düşmüyor. Tüketici Başvuru Merkezi Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu, “Son haftalarda en çok şikâyet; internette cayma bedeli, özel okul ücretleri, Work&Travel mağduriyeti, düğün rezervasyon iptalleri, altın günü yöntemiyle ev/araba sahibi yapan organizasyonlar ve kripto para sisteminde para kaybedenlerden geliyor” dedi. Kripto parayla ilgili mağduriyetin 16 Nisan’da Merkez Bankası’nın kripto parayla ödemeyi yasaklayan düzenlemesiyle başladığını belirten Ağaoğlu, “Burada çok ciddi mağduriyet yaşanacak. Merkez Bankası yasaklama kararını almadan önce bir tedbir uygulasaydı, bir süre verseydi, kaynağı elinde bulunduranlara karşı başka ülkeye kaçmasınlar diye önlem alsaydı bu kadar fırtına kopmazdı” diye konuştu. Ağaoğlu, geçmiş yıllarda hakem heyetlerine giden özellikle internet ve cep telefonu aboneliklerinde tüketici lehine verilen kararların kamu otoritesinin hakem heyetlerine telkinleri nedeniyle yüzde 90’dan yüzde 60’a kadar gerilediğini vurguladı. Tüketici ile ilgili koruma kanunlarının uygulanması gerektiğini söyleyen ve “Milyonlarca yurttaşı yakmayın” diyen Aydın Ağaoğlu ile son dönemde yaşanan tüketici mağduriyetlerini konuştuk. n Son günlerin en çok konuşulan konusu kripto paralar. Thodex dolandırıcılığı ile ilgili ne tür şikâyetler geliyor? Bu iş 16 Nisan’da Merkez Bankası’nın kripto paralarla ödemeyi yasaklayan düzenlemesinden sonra başladı. İnsanlar, elindeki varını yoğunu bozdurmuş bu alana yatırmış. Biz de defalarca uyarmıştık bu alanla ilgili. Merkez Bankası yasaklama kararını almadan önce bir tedbir uygulasaydı, bir süre verseydi, kaynağı elinde bulunduranlara karşı başka ülkeye kaçmasınlar diye önlem alsaydı mağduriyet yaşanmazdı. Mesela yakın zamanda faizsiz konut ve araba sistemiyle ilgili bir düzenleme yapıldı, şirketlerin kuruluş izni ve lisans alması için, 100 milyon TL asgari ödenmiş sermaye zorunluluğu getirildi ve şirketlere belli bir süre tanındı. Kripto para düzenlemesi yapılırken de bir geçiş süreci olabilirdi. Gerçi faizsiz ev konusunda da şartları yerine getirmeyecek ve batacak şirketler olacak. Orada da mağduriyetler yaşanacak. Kripto paradaki gibi bir fırtına kopmadı orada çünkü süre konuldu. n Şu anda faizsiz konutla ilgili şikâyet geliyor mu? Bu evler konusunda şimdiden çok ciddi şikâyetler geliyor. Bu alanda firmalar yıllardır faaliyette. Çekilişle ev alıyorlar ,taksitler enflasyon oranında artıyor sürekli. Burada çekiliş neye göre yapılıyor belli değil. Mesela hak sahibi sistemden çıkmak istediğinde paralarını geç ödüyorlar, kesinti yapıyorlar. Tabii en büyük mağduriyet ve şikâyetler elektronik haberleşme sektöründe. KURTULUŞ ARI Aydın Ağaoğlu HAK ARAMA SÜRECI UZADI n Pandemi dönemine has ne tür şikâyetler alıyorsunuz? Başı dertte olmayan hemen hemen hiç kimse yok. Bu dönemde sosyal mesafe cezasıyla ilgili çok mağduriyet var. İşsiz insanlara sadece bu sorundan dolayı ehaciz uygulandı. Tüketiciler bu konuda perişan. Şu dönemde bırakın ehaciz uygulamayı elektrik, su, doğalgaz, internet gibi temel ihtiyaçlar borcundan dolayı kesilmemeli. n Bu dönemde tüketicinin hak aramasında süre uzadı mı? Normalinde hakem heyetine giden bir dosya 22.5 ayda biter. Ama pandemide bu süre çok uzadı. Azami 6 ay sürüyordu şimdi bu süreleri aşabiliyor. TÜKETICININ CAYMA HAKKI VAR n Ne tür mağduriyetler var? Özellikle internet ve cep telefonu aboneliklerinde cayma bedeli konusunda milyonlarca insan mağdur. Tüketici kanunu der ki “Tüketici, 1 yıldan daha uzun olan abonelik sözleşmesini herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin istediği zaman feshetme hakkına sahiptir.” n Ama firmalar bunu kabul ediyor mu? Kabul etmiyorlar, tüketiciye cayma bedeli çıkarıyor. Can alıcı nokta şu: Ticaret Bakanlığı bünyesindeki Tüketiciyi Koruma Genel Müdürlüğü’nün üst düzey yetkilileri tüketici kanunu 2014’te çıktığında tüketici hakem heyetlerine cayma bedelinin tüketiciye yansıtılması telkininde bulundular. Kanun maddesi var, buna uyulmuyor. Milyonları yakmayın arkadaş. Tüketici hizmeti iyi alamadığı için zaten cayma hakkı var. Gerçi yurttaş internetteki hız düşüklüğünü de kanıtlayamıyor ki. Tüketici “İnternet hızım düşük” dediğinde firma kanıtla diyor, yurttaş bilişim uzmanı mı nasıl kanıtlayacak. Yok tek cihazla bağlanmadın, yok modeme uzak bağlandın... Taahhüt ettiği hızda internet kullanamıyorsunuz. Çocuk okula bağlanıyor donuyor, evden çalışıyor internete bağlanamıyor. “Kardeşim çıkmak istiyorum” 1.5 LIRA IÇIN 2 BIN LIRA AVUKATLIK ÜCRETI n Tüketici mahkemeleri ve tüketici hakem heyetlerine giden dosyalar ağırlıklı olarak kimin lehine sonuçlanıyor? Geçmiş yıllarda hakem heyetlerinde dosyalar çok daha fazla tüketici lehine sonuçlanırdı. Ama kamu otoritesinin hakem heyetlerine yaptığı telkinlerden sonra özellikle internet ve cep telefonu aboneliklerinde tüketici lehine verilen kararlar yüzde 90’dan yüzde 60’a kadar geriledi. n Hem mahkeme süreleri uzuyor, hem kararlar tüketicinin alehine çıkıyor, bu tüketicinin hakkını aramasında caydırıcı etki de yaratıyordur. Caydırıyor tabi. Yurttaş lanet olsun deyip ceza neyse ödeyim diyor. Haksız yere faturanıza yansıtılan 1.5 liranın peşine düşseniz en az 2 bin lira avukatlık ücreti ödüyorsunuz. Duruşma gününü mü kovalayacağım diyor. Bu anlamda tüketicinin işi zor. En hızlı giden mahkeme 23 yıl sürüyor. Şirketler cayma bedelini hemen sizden tahsil ediyor ama manevi tazminat istiyorsunuz dava en az 23 yıl sürüyor oradan da istinaf mahkemesine gidiyor. 5 yıl sonra sonuçlanıyor. diyorsun “yok” diyor. “2 yıl aboneliğin var çakarız 10001200 TL ceza ödeyeceksin” diyor. Her gün böyle şikâyet geliyor bana. Ben de diyorum ki 1 yıldan uzunsa aboneliğiniz hiç düşünmeden çıkın. n O kadar kolay mı gerçekten, bu alandaki abonelikleri iptal etmek için yurttaş 40 dereden su getiriyor? Abone, taahhüdünden önce sözleşmesini sonlandırırsa kendisine yansıtılacak bedel sadece o ana kadar faturaya yansıtılmış indirimler olur. Mesela kurulum ücreti, modem parası almamış bunlar olabilir. Geride kalan ayların ücreti bunlardan az ise az olan taraf yansıtılır. Örneğin 24 aylık ve aylık 100 lira aboneliğiniz var. 22. ayda ayrılmak istediniz. Kanuna göre hiçbir ceza ödemeden ayrılabilirsiniz. Ama 1 yıllık abonelikte 10. ayda ayrıldınız, 2 ay geride faturanız var 200 TL. 10 ay boyunca size uyguladığı indirim! HER INDIRIME INANMAYIN n Tüketici mağdur olmamak için ne yapmalı? Tüketiciler serüven arayışı içinde olmasınlar. Bedava peynir fare kapanında olur. Birtakım vaatlere, ne de olsa kamunun gözü önünde oluyor hatalı bir şey olsa kamu otoritesi el koyar diye güvenmesinler. Tüketici gördüğü indirimlerin, duyuruların hepsine inanmasın. ler 500 TL ise kanuna göre sizden az olan 200 TL’yi almak zorunda. Cep, sabit telefon internet aboneliklerini de düşündüğümüzde Türkiye’de yaklaşık 170 milyon abone var. Bunların 10’da biri, 1 yılda süresinden önce cayma hakkını kullansa her birine 1000’er lira ceza yansıtsalar yıllık 17 milyar lira ediyor. Yurttaşın cebinden haksız yere firmaların kasasına para gitmiş oluyor. İnternet servis sağlayıcıları ve GSM operatörleri bir uyanıklık daha yaptılar. Taahhütsüz fiyatlarını aşırı yükselttiler. Dediler ki benim bu paketim aslında 350 lira... Ama sen 2 yıl taahhütlü abone ol 100 lira. Çünkü cayma cezaları yüksek çıksın istiyorlar. ERDOĞAN: 1100 TL YAPACAĞIZ Emekli ikramiyesinde yine hayal kırıklığı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, emeklilerin beklediği bayram ikramiyesine yapılacak zammı açıkladı. Gazetecilerin, “emeklilerin bayram ikramiyesinin 1500 lira olacağının konuşulduğunu” anımsatması üzerine Erdoğan, “Öyle bir şey yok. Ben ne dedim? Bin artı enflasyon. Büyük ihtimalle enflasyon 85 gibi oluyor, bunu inşallah 1100 olarak yapacağız. Vakit kaybetmeden, süratle bayrama yetiştireceğiz” dedi. Erdoğan, 11 Nisan’da emeklilerin bayram ikramiyelerinin zamlı yatacağını açıklamıştı. Sosyal medyada çok sayıda yurttaş, zammı “komik” olarak nitelendirirken, Cumhurbaşkanı maaşına yıllar içinde yapılan zamların oranlarını anımsatarak tepki gösterdi. l Haber Merkezi KANAL İSTANBUL ÇEVRE SORUNU YARATMA KONUSUNDA RISKLI BULUNUYOR BANKALAR KREDI VERMEKTE GÖNÜLSÜZ Türkiye’nin belli başlı bankalarının, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 10 yıl önce açıkladığı Kanal İstanbul projesini finanse etmeye çevreye yaratacağı etkinin yanı sıra mega inşaat projelerinin yarattığı yatırım riskleri nedeniyle de isteksiz yaklaştıkları iddia edildi. Reuters, bankacılık çevrelerinin temmuz ayında ihaleye çıkılacağı açıklanan Kanal İstanbul projesine yönelik bakışını araştırdı. Görüşülen dört bankacılık kaynağı, projenin çevresel faktörlerden dolayı taşıdığı riskler nedeniyle bankaların finansmanda yer almada gönülsüz olduklarını belirtti. İki bankacı da Türkiye’deki büyük bankaların altısının imzasının bulunduğu Birleşmiş Milletler Sorumlu Bankacılık Prensipleri anlaşmasının Kanal İstanbul’un inşası için kaynak bulunmasının önünde engel niteliğinde olduğunu söyledi. Adının açıklanmasını istemeyen bir üst düzey bankacı, “Projenin finansmanında yer alacağımızı sanmıyorum. Daha çok bir inşaat projesi gibi görünüyor. Çevre sorunu yaratma riski var. Bu açıdan da sıkıntılı” dedi. Üst düzey diğer bir bankacı da “Bu proje beyaz fil denilen, ihtiyaç duyulmamasına rağmen yapılan ve bir kere yapınca isteseniz de elden çıkaramayacağınız projelerden biri olarak görülüyor. Repütasyonel risk barındırıyor. Olası bir iktidar değişiminde durabilir” dedi. İSTANBUL BAROSU’NDAN KANAL İSTANBUL ITIRAZI İstanbul Barosu, Kanal İstanbul Projesi kapsamında hazırlanıp askıya çıkarılmış olan “İstanbul İli Yenişehir Rezerv Yapı Alanı 1. 2. ve 3. Etabına İlişkin 1/5000 Ölçekli Nazım İmar Planları ve 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planları” ile “İstanbul İli Avrupa Yakası Rezerv Yapı Alanı Y 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliğinin” iptal edilmesi için itiraz dilekçesi gönderdi. İstanbul Barosu’ndan, “Ekonomik ve ekolojik yıkımlara yol açacak olması nedeniyle Kanal İstanbul projesine karşı hukuki mücadelemizi sürdürüyoruz” denildi. l Haber Merkezi Halkın ekonomisi, ‘Özgür İktisat’ Boğaziçi Üniversitesi’ne yılın daha ilk günü, bir gece yarısı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzası ile Melih Bulu rektör olarak atanıverdi. Söz konusu atama kararının akademik özerklik ilkelerine, Boğaziçi Üniversitesi’nin akademik geleneklerine ve her şeyden önemlisi akademik liyakate değil, siyasi sadakate dayalı olması nedenleriyle Boğaziçili meslektaşlarımız ve öğrencileri yaklaşık dört aydır direniş gösteriyor. Bu direniş çok farklı biçimlerde, farklı renklerde, farklı seslerde süregeldi. Hocalar her gün öğle saatinde rektörlük binasına arkalarını dönerek sessiz protestolarını gösterirlerken Boğaziçili öğrencilerin kurguladıkları dans ve müzik gösterileri, türkü uyarlamaları, sahaf kitaplıkları, resim sergileri ve sosyal medyada mizahın sınırlarını genişleten paylaşımları ile bugünlere ulaştı. Tüm bu çokseslilik, görsellik ve kültürel zenginlik arasında değişmeyen tek bir şey vardı: Akademik özerkliğe, bilim ve aklın kazanımlarına, bilimsel yaratıcılığa sıkı sıkıya bağlılık. Bu bağlılığın çok yönlü dışavurumları arasında, bir grup ekonomi bölümü lisans öğrencisi genç meslektaşımızın sessiz sedasız yarattıkları ortak çabalarına değinmeden geçemeyeceğim. Kendilerini Özgür İktisat diye adlandıran bu enerji dolu topluluk, Açık Dersler ve Halkın Ekonomisi dizisi altında, tüm bu dönem boyunca ekonomi biliminin çağdaş öğretisini, halk için anlamını, bilimin doğrularını önyargısız, telaşsız ve sade bir biçimde her hafta bizlerle paylaşmayı görev bildiler. Bu paylaşım boyunca ODTÜ’den Profesör Ebru Voyvoda bizlere “21. Yüzyılda Baca Ne Arar” sorusuyla sanayileşme / sanayisizleşme ayrımını aktardı; 21. Yüzyıl İçin Planlama Grubu’nun kurucusu ve AÜ SBF öğretim üyesi Profesör Bilsay Kuruç, Türkiye’nin planlama, kalkınma ve aydınlanma çabalarını günümüze taşıdı; Ankara Üniversitesi’nden Emel Memiş toplumsal cinsiyet üzerinden sosyal dışlanmanın, eşitsizliğin ve ekonomik ayrımcılığın biçimlerini anlattı; TOBB Üniversitesi’nden Güneş Aşık Hoca Türkiye’de derinleşen bölgesel eşitsizlik üzerinden Türkiye’de süregelen kriz ortamının yapısal kökenlerini paylaştı... Bilkent’ten Refet Gürkaynak Hoca ise TÜİK’in gizli dehlizleri arasında el yordamıyla ilerleyerek, bizler için Türkiye’de ekonomi istatistikleri arasındaki tutarsızlıkları, anlam farklılıklarını ve eksiklikleri yorumluyordu. Bütün bu tempo arasında Boğaziçi Ekonomi Bölüm Başkanı Ünal Zenginobuz’dan, eski hocamız Murat Sertel’in iktisat bilimine olan katkılarını, dokuz yüz yetmişler, seksenler dönemlerinin çalkantıları, uğraşları, umutları ve ütopyaları arasında anımsadık. Dizinin geçen haftaki konuğu ise Hindistan Jawaharlal Nehru Üniversitesi öğretim üyesi Profesör Jayati Ghosh idi. Jayati Hoca, bizlere küresel ilaç tekellerinin Covid pandemisi üzerinden yürüttüğü kâr savaşımını, soykırım sözleriyle betimliyordu. Jayati Ghosh bize Hindistan’da aslında her on iki senede bir Ganj Nehri boyunca yapılan hac geleneğinin, bu sene bir yıl öne alındığını; zira din astrologlarının yıldızların ve gezegenlerin konumuna bakarak, hac geleneğinin seneye değil, bu yılın bahar mevsimine denk düştüğünün kehanetini savunduğunu aktarmaktaydı. Pandeminin ortasında, dinsel dogmalar, astrolojik kehanetler üzerinden yaşanan bu kitlesel törenler, pandemiye karşı yürütülen savaşımın başarısızlığa uğramasının en büyük nedeniydi. Bu renkli dizi bu hafta ODTÜ’den hocamız Profesör Oktar Türel’in bizlerle paylaşacağı “Dünyada Sanayileşmenin Son Dört Onyılı ve Geleceği Üzerine Düşünceler” ile devam edecek. Boğaziçi Üniversitesi İktisat Bölümü öğrencilerinin medya üretim kolektifi olarak yola çıkan Özgür İktisat, Halkın Ekonomisi seminerleri boyunca ele aldıkları konuları, konukları ve akademik özerkliğe olan inançlarıyla, bilimin ve aklın üstünlüğüne dayalı direnişin yepyeni bir cephesini oluşturdular. Yolları açık olsun, emeklerine teşekkür ederek. PEGASUS’TAN EUROBOND Getiri beklenti hedefi yüzde 9.5 Pegasus en az 300 milyon dolar tutarında Eurobond ihracına çıktığını duyurdu. Pegasus dolar cinsi en az 300 milyon dolar tutarında Eurobond ihracına çıkarken ihraçta ilk getiri beklentisi yüzde 9.25 ile yüzde 9.5 aralığı olarak belirlendi. Reuters’in haberine göre; Refinitiv servislerinden IFR’da yer alan ve bankacılık kaynaklarına dayandırılan habere göre, ihraçta vade ilk 3 yılı geri çağırma opsiyonu olmayan 5 yıl (5NC3) olarak belirlendi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle