07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 3 8 MART 2021 PAZARTESİ 130/20 200/90 40/00 130/10 130/30 70/20 20/60 120/20 180/30 170/60 130/30 170/70 70/20 200/130 60/10 30/70 80/20 130/30 70/10 160/50 80/20 110/60 3 bin çocuk annesiyle cezaevinde 4 Sığınma evleri yetersiz 4 İşgücüne katılım oranı düşük 4 18 yılda 7 bine yakın kadın öldürüldü CHPİstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Türkiye’de Kadın Hakları İhlalleri Raporu”na göre 17 bin kadın tutuklu ve hükümlünün yanında 800’ü 3 yaş altı bebek olmak üzere, 3 bin çocuk cezaevinde kalıyor. Raporda kadınlara yönelik hak ihlalleri yer aldı. AKP’nin iktidarda olduğu 18 yılda 6 bin 732 kadının erkekler tarafından öldürüldüğüne dikkat çekildi. Sığınma evleri Raporda kadınların erkek şiddetinden korunacağı kadın sığınma evlerinin yetersizliği de kaydedilerek “83 milyonluk ülkemizde nüfusun yarısını kadınlar oluşturuyor. Ancak sığınma evlerinin toplam kapasitesi yalnızca 3 bin 482. Sığınma evlerinde 10 bin kadına 1 yer bile düşmüyor” denildi. Rapordan satırbaşları özetle şöyle: l 20132020 yılları arasında iş cinayetlerinde 965 kadın hayatını kaybetti. l Türkiye’de erkeklerin geliri kadınlardan yüzde 31 fazla. Ücret gelirlerinde toplumsal cinsiyet eşitsizliği artıyor. l Dünyanın 39 ülkesinde kız ve erkek çocukları mirastan eşit pay almıyor. Dünya kadınlarının yüzde 30’u partnerlerinin fiziksel ve/veya cinsel şiddetine maruz kaldığını ifade ediyor. l Toplumsal eşitliğin en yüksek düzeyde olduğu ilk 5 ülke; İzlanda, Norveç, Finlandiya, İsviçre ve Nikaragua. Toplumsal eşitliğin en düşük düzeyde olduğu ilk 5 ülke; Yemen, Pakistan, Irak, Suriye ve Çad. l Küresel işgücüne katılım oranı kadınlarda yüzde 63, erkeklerde yüzde 94. Kadınların ev işlerine (ücretsiz olarak) katılımı erkeklerin 3 katı daha fazla. Dünyada kadın parlamenter oranı 2020 yılında 24.9. Dünyada çocuklarıyla yalnız yaşayan ebeveynlerin yüzde 84’ü kadın. l ANKARA/Cumhuriyet Türk Tabipleri Birliği, ‘kontrollü normalleşme’ için uyardı: Vakalar yüzde 100 arttı DSÖ: Travma, savaştan yoğun Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, koronavirüs (Covid19) pandemisi nedeniyle oluşan “kitlesel travmanın” İkinci Dünya Savaşı’ndan daha yoğun olduğunu belirtti. DSÖ Direktörü Ghebreyesus, pandeminin ruh sağlığı üzerindeki etkisinin uzun yıllar boyunca süreceğini de sözlerine ekledi. DSÖ’den epidemiyolog Maria Van Kerkhove da insanların ruh sağlığının öncelikli olması gerektiğine vurgu yaparak pandeminin uzun vadede insanlık üzerinde psikolojik açıdan önemli etkisinin olacağı konusunda uyarıda bulundu. l DHA 7 MART PAZAR 129 BIN 299 11 BIN 187 34 MILYON 122 BIN 851 29 BIN 30 %3.6 735 65 7 BIN 785 2 MILYON 780 BIN 417 1261 2 MILYON 623 BİN 924 ALARM SÜRÜYOR Yüksek riskli Kocaeli’nde 100 bin kişide 99.18 olan vaka oranı 112.25’e yükseldi. Antalya’da da PCR test sonucu pozitif sayısı 27 Şubat5 Mart tarihleri arasında 100 bin kişide 82.05’e yükseldi. 1Mart itibarıyla kontrollü normalleşmeye geçilirken, Türk Tabipleri Birliği’nden (TTB) bu sürece ilişkin önemli bir uyarıda bulunuldu. TTB’nin resmi Twitter hesabından yapılan paylaşımda “Son bir hafta içerisinde çok yüksek riskli il sayısı 17’den 26’ya çıktı. Çoğu ilimizde vakalarda yüzde 50yüzde 100 arası artış var” ifadelerini kullandı. En çok artan iller Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da 27 Şubat5 Mart’ta her 100 bin kişiye düşen Kovid19 vaka sayılarında en fazla artış ve azalmanın olduğu illeri açıkladı. Koca, sosyal medyada “Son hafta 100 bin nüfusta vaka görünme oranı en çok artan illerimiz: Sinop, Kilis, Samsun, Amasya ve Edirne. En çok azalan illerimiz: Ordu, Bolu, Trabzon, Nevşehir ve Karaman” paylaşımını yaptı. l Haber Merkezi Bugün bir kadın daha yakılacak “Mademki ev işlerinde bu kadar hünerlisin neden hanım hanımcık evinde oturmuyorsun? Ev işi yapan kadın çok ama benim işimi yapacak kimse yok.” Yazar Bernard Shaw, erkeklerin savaşına elinde kılıçla giren Jan Dark’ın, sonu yakılmayla biten mahkeme sorgusunu böyle anlatıyordu. Siz, bir kadınlar gününde bu yazıyı okurken, ben bir kadının 6 asır sonra elindeki keskin kalemiyle yargılanmasına tanık olacağım. Aslında öykünün tanığısınız... “Durmuş Özkan” takma adlı ihbarcı, 17 Ekim 2019’da Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na bir mektup yazdı. Nedense 17 gün bekleyip, 4 Kasım 2019’da, Ankara’da bir postaneden savcılığa gönderdi. Mektup, 13 Kasım 2019’da savcılık tarafından alındı. Mektupta “Hadımköy Kışla Komutanlığı’nda görevli Astsubay Erdal Baran devlete karşı suç işlemektedir. Gizli kalması gereken operasyonlara ait bilgileri telefonla dışarı çıkardığı kanaatindeyim” yazıyordu. Hadımköy, İstanbul’daydı. Ama ihbarcı bunu nedense Ankara’daki savcılığa bildiriyordu! Elbette, böyle bir ihbarı ciddiye alıyorsanız hemen harekete geçersiniz. Ancak öyle olmadı. Savcılık bir süre bekledi. Olay yeri İstanbul’du. Oradaki savcılığa da göndermedi. Tam 16 gün bekledikten sonra 29 Kasım’da soruşturma açtı. 2 Aralık 2020’de Astsubay Erdal Baran hakkında dinleme kararı aldı. İki bakanın Yıldız rahatsızlığı Savcılık, Astsubay Baran ile gazeteciler Müyesser Yıldız ve İsmail Dükel arasında konuşmalar olduğunu bu sayede “önceden bilmiyormuş gibi” fark etti! Neredeyse tamamı Baran’ın aradığı konuşmalardı. Ortada belge gönderme yoktu. Müyesser Yıldız’ın eski model bir telefonu vardı. Haliyle tüm dosya gizli saklı değil, açıkça telefonda yapılan konuşmalardan ibaretti. Buna dayanarak 9 Ocak9 Mart 2020 aralığında gazetecilerin de telefonları dinlenmeye başladı. Dinleme 9 Mart’ta bitti. Devam da etmedi. Öyle ya böyle önemli bir suç işlenmeye devam ediyorsa takibin sürmesi, hatta fiziki izlemeye dönüşmesi gerekmez miydi? Bu arada Müyesser Yıldız’ın, yaptığı 15 Temmuz haberleri nedeniyle, Savunma Bakanı Hulusi Akar’la davalık olduğunu hatırlatalım. 5 Haziran 2020’de ise İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun hakaretlerine karşı, Müyesser Yıldız, bakana 1 liralık dava açmıştı. Bundan 3 gün sonra, 8 Haziran 2020’de Yıldız, Dükel ve Baran gözaltına alındı. 12 Haziran’da Baran ve Yıldız tutuklandı. Belgeleri görme yetkisi yok 18 Haziran 2020’de savcılık, Milli Savunma Bakanlığı’na (MSB) bir yazı yazdı. Görüşmelerin içeriğinin “gizli bilgi” olup olmadığının tespit edilmesi isteniyordu. MSB bir heyet kurdu. Heyet, bir astsubay ile iki gazetecinin telefon konuşmalarını inceledi. 11 Eylül 2020’de verilen yanıtta; özetle, konuşmaların bir kısmıyla ilgili Genelkurmay ve Kara Kuvvetleri’nde gizli belgeler olduğu, bir kısmıyla ilgili olmadığı yazıldı. Savcılık bu yanıta dayanarak birkaç gün sonra iddianame hazırladı. Buraya kadar olan detayları gördünüz, duydunuz, okudunuz, biliyorsunuz. Gelelim, asıl ayrıntıya... Öyle ya her gün televizyonlarda askeri operasyonlar, uçan uçaklar, atılan füzeler saatlerce konuşuluyordu. Kimi harita başında anlatılan kimi olay yerinden gösterilen görüntülerle eksik kalan bir şey olmuyordu. Bir televizyon kanalındaki reytingi yüksek bir programı alıp MSB’ye gönderseler, “bunlar doğru mu” deseler, alınacak cevap aşağı yukarı aynı şey olacaktı. Mahkeme “doğrudan suçu” bulmak için farklı bir şey yaptı. Astsubay Baran’ın görev yaptığı birliğe bakılarak Baran’ın gazetecilerle konuştuğu konular hakkında var olan belgeleri “görmüş olma ihtimali var mı” diye sordu. Öyle ya Baran neredeyse her konu hakkında yorum yapıyor, bütün dünya meselelerini anlatıyordu. 4 Kasım 2020’de, İstanbul’daki birlik, bu soruya “yerinden” yanıt verdi. 23 Temmuz 20088 Haziran 2020 aralığında Baran’ın Hadımköy’deki birlikte ikmal astsubayı olduğu, lojistik faaliyetlerin yürütülmesinden sorumlu olduğu söylendi. Baran’ın ulaşma yetkisi olan belgeler şöyle anlatıldı: “İkmal astsubayı kullanıcı yetkisiyle yalnızca birliğinin verilerinin bulunduğu yalnızca kendisine tanımlanan ikmal astsubayı klasörüne erişim yetkisi bulunmaktadır.” Baran’ın söz konusu tarihler arasında, yurtiçi ve yurtdışında herhangi bir göreve gitmediğinin anlatıldığı yanıtta, başka belgelere de ulaşamadığı söylendi. Nihayetinde Baran’ın konuşmaları için “görevi gereği bilgi sahibi olabilir” denildi. 24 Kasım 2020’de, Baran’ın birliği, bir çalışma daha yaptı. Gazeteciler ile Baran arasındaki sohbete konu olabilecek 31 ayrı konuşma başlığında birliklerine gelen belge olup olmadığını tek tek inceledi. Sonuçta Baran’ın birliğinde, bu bilgi ve belgelerin tamamına yakınına rastlanmadığı ya da söz konusu belgelere Baran’ın ulaşmadığı anlaşılıyordu. Ulaşabildiklerinin de konuşmalarla alakası yoktu. Mahkemeye gönderilen dosyada bir şey daha dikkatimi çekti. O da Baran’ın birçok kez psikiyatriye sevk edilmiş olması ve burada konan tanılar. Sırları FETÖ’ye teslim edenler Nihayetinde TSK’nin en düşük rütbeli personelinin bildiği düşünülen “devlet sırları”... Gazetecileri normal hattan arayıp anlattıklarından çıkan ifşa suçlaması. İki bakanın hedefindeki “sakıncalı gazeteci”nin bu bahaneyle tutuklanması. İstanbul’daki birliğin kendi araştırmasının bile savcılığı yalanlaması. Yine isimsiz ihbarlar, yetkisiz soruşturmalar, sıra dışı dinlemeler. Bütün bunlar olurken televizyonlarda her şeyi konuşan emekli askerler, “artık gazeteciler özgürce yazacak” diye anlatılan hukuk reformları. Batı yakasında değişen bir şeyin olmadığı bu hikâyede, bugünkü mahkemenin vereceği karar da aşağı yukarı belli. Yine de hâlâ boşlukta kalan bir şey var. TSK’nin en düşük rütbeli askerini ve konuştuğu gazeteciyi “olmayan belge” ve “olmayan devlet sırrı” ile tutuklatanlar, nasıl oldu da Kara Kuvvetleri istihbaratının başına bir Fethullahçı generali atadı? Nasıl oldu da TSK’nin bütün sırlarını, rütbesini Fethullah Gülen’in taktığı bir isme, üstelik hakkında her şey bilinirken teslim ettiler? Nasıl oluyor da yıllardır FETÖ ile ilişkisi çeşitli şekillerde sürmüş o general bugün dışarıda gezerken, psikolojik sorunları olduğu bilinen bir astsubay içerde tutulmaya devam ediyor? Bütün bunlar, yıllardır o izleri süren bir gazeteciyi bahaneyle cezalandırmak için olmasın! 8 Mart’ın fabrikada yakılan kadınlar anısına “emekçi kadınlar günü” olduğunu anlatıyoruz. Shaw’ın eserinde, Jan Dark’ın kendisini yakanlarla hayali karşılaşmasında söylediği gibi: “Sen beni yakmasaydın bu kadar iyi hatırlamazlardı!” Bugün bir ateşin alevlenişini, insan aklının içindekilerin tutuşmadığını bilerek izleyeceğiz! Başvuru için:
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle