09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SÖYLEŞİ 9 29 MART 2021 PAZARTESİ NEDEN PROF. DR. SENCER AYATA? ODTÜ Sosyal Bilimler Bölümü’nü bitirdi. Doktorasını University of Kent at Canterbury’de sosyoloji ve sosyal antropoloji alanında tamamladı. ODTÜ Sosyoloji Bölüm Başkanlığı yaptı. Harvard, Oxford ile Wissenschaftszentrum Berlin für Sozialforschung’da öğretim üyeliği görevlerinde bulundu. 24. Dönemde Ankara milletvekilli seçildi. CHP Parti Meclisi Üyeliği, Genel Başkan Yardımcılığı ve Araştırma, Bilim ve Yönetim Platformu Başkanlığı yaptı. AKP kongresinde 2023 vizyonu açıklanınca bize de sosyoloji profesörü Sencer Ayata’yla bu vizyonun satır aralarını okumak, şifrelerini sormak kaldı. Geçmiş var, gelecek yok 4 Siyasi iktidar içe dönük bir hikâye anlatıyor. Oysa birçok ülkeye göre yavaş ilerleme hatta göreli bir gerileme var. O nedenle “Geçmişe bakın, geleceğimizin garantisidir” iddiası inandırıcı değil. 4 Geçmişe ilişkin daha da çarpıcı olan: “Geçmiş bizim hafızamızda mevcut. Hafızamız şanlı tarihimiz. Geçmişte geleceğe ilişkin her şey var” yönündeki sözler. 4 Kanımca bizim şanlı tarihimiz anlayışının temelinde ‘Dinü devlet’ anlayışı yatıyor. Din devlet, devlet din için vardır... Bugün Selçuklu ve Osmanlı’nın işte bu dinü devlet anlayışı ile yükseldiği ve dünya imparatorlukları kurduğu vurgulanıyor. 4 İdeoloji, otoriterleşmenin önemli bir aracı haline geldi. Siyasi iktidarın oluşturduğu yapı, rejimin otoriterleşmesini zorunlu kılıyor. n Bir AKP kongresi daha izledik. Mesajlar beklentiyi karşıladı mı, hayal ZENGINLIK VE kırıklığı mı yarattı? Siyasette en önemli konulardan biGÖSTERİŞ ri, seçmen nezdinde beklenti ayarını iyi yapmaktır. Öncesinde “2023 Vizyon “AKP gidiyor, vakti doldu, yonu” diye çok büyüttüler. Vizyon gelelun sonuna geldiler” söylemi gercekle ilgilidir. Oysa bu kongrede geleceçekçi bir tespit mi? ğe dönük biriki alan dışında hemen hiçBir yere kadar öyle. Türkiye’de sibir mesaj yoktu. Tam tersine geçmişteyasetin nabzı büyük ölçüde bu soki söylem ve icraata dönük bir kongre ru etrafında atıyor. Her gün ifade konuşmasıydı. Beklenti, gerçekçi olmaedilmese de merak edilen konu bu. sa da yüksek bir yaşam kalitesi, mutluluk, refah ve vaadi, daha da önemlisi bilim, teknoloji, yaratıcılık temelli bir bilgi toplumu ütopyası sunulmasıydı. Aslında son zamanlarda iktidar partisi bu tür bir makyajı sıkça yapmaya başlamıştı. n Açar mısınız? Uzay, petrol, artık dünyada geri bir teknoloji de olsa otomobil sanayii, ileri teknolojiye dayalı yerli savunma sanayii, drone’lar gibi örneklere yenileri eklenecek yönünde bir beklenti vardı. Dolayısıyla gelecek boyutu yoktu. Tersine, altı kuvvetle çizilen geçmiş boyuNECATİ SAVAŞ Prof. Dr. Sencer Ayata 20 yıllık her iktidar aşınır. İktidar da aşındı. Şu ara olağanüstü koşullar yaşıyoruz. Ekonomik krizlerin zincirleme birbirini izlemesi, can güvenliğini tehdit eden bir salgın tehdidi, uluslararası ilişkilerde ciddi bir kapanma dönemi... Geçim sıkıntısı ve makroekonomik sıkıntıların yarattığı hoşnutsuzlukla kaynayan bir toplum var. Kaldı ki AKP kendi içinde büyük çekişmeler, rahatsızlıklar, gerilimler yaşıyor. Neredeyse Forbes’a girmeye aday, kollanan zenginleri var. Dolayısıyla alt tabakalarla, parti tabanıyla sınıfsal uçurum giderek açılıyor. Çok tuydu ki ben bu geçmişi iki açıdan okuciddi bir yoksullaşma var. Partiye oy dum. Birincisi icraat, “Bakın biz 20 severen inançlı ve yoksul taban en zor BIREY KUŞATILMAK ISTENIYOR nede ne kadar ilerledik” mesajı verildi. Türkiye’de son 20 senede fiziki altyapı yatırımlarında, bazı alanlarda üretimde, dönemini yaşıyor. İçeride kaynak dağıtımına ilişkin ciddi bölüşüm rekabeti var. Maneviyat diyerek iktidara gekamu harcamalarında elbet artışlar ollindi. Bugün halkın gözünde siyasi ikdu. Ama yirmi sene bu, peki diğer ülkelerde ne oldu? En iyi ölçü kişi başına düşen gelir. Türkiye’nin geliri 9 bin dolarda kaldı. İçeriye “muazzam bir ilerleme sağladık” deniyor. Ben üç benzer ülkeye baktım. Birincisi, Kore’de bu süre içinde kişi başına düşen gelir 40 bin dolara çıkmış. Latin Amerika’da, Şili’de bizimle aynı yerden başlamış ama 24 bin dolara ulaşmış. Bir de Müslüman ülke olsun dedim, Malezya 30 bin dolara yükselmiş. ‘Şanlı tarih’ vurgusu n Yani? Demek siyasi iktidar içe dönük bir n Yeni anayasanın şifreleri nelerdi? Anayasa özünde stratejik bir hamle. Tüm kesimlerin görüşlerini ve taleplerini dikkate alarak yeni oyun kuralları oluşturmayı amaçlayan bir girişim değil. Muhalefet, parlamenter rejimi, özgürlük ve demokrasiyi ana meselesi yaptı. İktidarın buna karşı bir diskur geliştirmesi lazımdı. Özgürlük ve demokrasi diyemiyor. Öyle olunca şöyle bir görüşün öne çıktığını görüyoruz. “Öyle bir üst kavram olsun ki Millet İttifakı’nın özgürlük ve demokrasi söylemini bastırsın”. Milletin anayasası deniyor ama öyle olması için ortada bir toplumsal sözleşme olması gerekiyor. “Başkanlık sistemi kırmızı çizgimizdir ama biz yeni sivil anayasa istiyoruz” deniliyor. Bu sivil olabilir ama millet anayasası olmaz. Başkanlık sistemine destek yüzde 30’lara düşmüş. Vatandaşı hiç dikkate almayacak ama toplum anayasası yapacaksınız, mümkün değil. İkinci temel defo, birey kavramının olumsuz şekilde kullanılması. Konuşmada özgürlüğe galiba yalnızca bir kez değinildi. AKP’nin temel kuruluş belgelerine baktığınız zaman “Bütün politikalarımızın merkezinde birey olacaktır” diyor. O zaman devletin üzerlerindeki baskısından rahatsızdılar. Kendilerini modern bir demokrasi söylemiyle ifade etme yoluna gittiler. Öyle olunca bireyin hak ve özgürlükleri öne çıkarıldı. n Peki, ya bugün? Devlet bugün siyasi iktidarın kontrolünde. Ama birey imza atan, itiraz eden, protestoya katılan “olumsuz bir birey”. İktidarıyla her zaman uyuşmayan birey. İşte bu birey iki taraftan kuşatılmak isteniyor. Birincisi, konuştuğumuz gibi, gelenek tarafından dizginlenerek. Öbür taraftan bireyi artık merkeze almayan devleti ve devletin güvenliğini esas alan yeni bir anayasa geliştirerek. Tabii bir zorunluluk olarak temel hak ve özgürlükler bölümü elbette o anayasada yer alacak. tidarın zenginlik, gösteriş, ihtişam boyutu öne çıktı. Dün “Sarayı varsa var, ben de taksitle ev aldım” diyenler, bugün canı yanınca Ne oluyor bu kadar” diye soruyor. İktidarın elinde bir anayasa var, tüm gücü ona veriyor. Varacağım sonuç şu: Toplumda aslında iktidarın temeli bir ölçüde aşınmış durumda ama hâlâ birinci parti. Toplumdaki aşınma bir yere kadar. Git diyecek unsur siyasettir. İttifak kurmak ve genişletmek elbet önemli ama muhalefetin oy oranını önemli ölçüde artırması, toplumu harekete geçirmesi gerekmektedir. hikâye anlatıyor. Oysa birçok ülkeye göre yavaş ilerleme hatta göreli bir gerileme bunların gerçekleşmesini sağlayacak bir n Konuşmada “parçalanma” olarak Şu soruyu soralım: Aktarılmıyor de ma, iddianame hazırlama süreçleri kısalvar. O nedenle “Geçmişe bakın, geleceği kurumsal altyapı. Bakın Atatürk “Ba tarif edilen iki nokta... nilen değerleri nerede aktarabilirsiniz? tılırsa tabii ki çok iyi olur. Keyfiliği azalmizin garantisidir” iddiası inandırıcı ol tı uygarlığı” değil “evrensel uygarlık” Evet... Zaten İstanbul Sözleşmesi eleş Cami cemaati ancak küçük yerlerde, es tır. Mağdur için çok iyidir. Ama bu tür maktan uzaktır. İşin şu yönü de var. Tür üzerinde durdu. Bu yeni zihniyetin in tirisinin özünde de bu iddia var. Konuş ki çarşılarda, koyu muhafazakâr yoksul önlemler rejimin niteliğini değiştirmek kiye son yirmi yılda hukuk, şeffaflık, eği sanın ürünü olduğu ve her ulusun bu manın diğer dikkat çeken boyutu eği mahallelerde var. Büyük çoğunluk bu için yeterli değildir. tim, demokrasi, hatta mutluluk gibi bir na katkı yaptığını ve yapacağını vur tim sistemi ile ilgili. Eğitim sistemi “ne nun dışında yaşıyor. İkincisi mahalleler. çok alanda dünya sıralamalarının alt ba guladı. Bu yapı haliyle dinü devlet an fis” ve zeka üzerine kurulu. “Nefis”, ya Siyasi iktidar kat sayısını 20,30, 40’a çı Ya makam giderse? samaklarına düştü. Ayrıca AKP öncesini layışından farklı yönetim anlayışı de ni “ego”. İştah, arzu, çıkara göre davra karttı. İnsanlar ayrılıyor, selamlaşmanın n Otoriterleşme kaçınılmaz mı? bilmeyen, bu dünyanın içine doğan kim mekti. Eski geleneğin dinle siyaseti iç nan açgözlü bir birey. Egoist, bencil bir olmadığı “kim kime dum duma” köy bü Birincisi; siyasi iktidar, kamu kuruseler şu anda 35 yaşında. Siz 5060 yaş içe geçirerek hem siyasete hem dine birey. Bu kuşkusuz olumlu bir birey ta yüklüğünde apartmanlarda yaşıyor. Eski luşlarına sayıları milyonları bulan kendi grubuna “bakın ilerledik” dediğinizde on zarar verdiğini savundu. rifi değil. İşte bu olumsuz gidişi önleme mahalle denetimi nasıl sağlanır? İş kalı kadrolarını yerleştirdi. Eskiler hatta dılar bir şeyler görebilir ama gençlere söylediğinizde bir karşılığı yoktur. Tüm bun 20 yılda artan yozlaşma nin yolu “ilmi” ve hikmeti öne çıkaran bir “kalbi eğitim” sistemine geçiş. Prayor okullara ve inanç örgütlerine. Siyasi şarıda bekleyenler dışlandı. Haliyle “eğer iktidar buraya yükleniyor ama İmam ha seçim kaybedilirse makam da gidebilir” lara demokrasiden uzaklaşmayı, yaşanan n O halde ‘medeniyet nöbeti’nden tikte bunun karşılığı daha çok din ve ah tipler tüm desteklere rağmen toplumda korkusu var. İkincisi; son günlerde beş ekonomik ve kurumsal çöküntüyü ekanladığımız “din ve millete dayalı uy lak dersleri ve bu değerleri aktaracak talep yaratamıyor. Mesele toplumsal di müteahhitle sembolize edilen bir kamu lediğimizde icraatın imrenilecek garlık arayışına dönmek” mi? kadrolar. Vakıflara verilen “değer eği namikleri ve değişimin doğrulkaynakları dağıtım sistemi var. pek de bir şeyi kalmıyor. GeçGeleneksel toplumun temişe ilişkin daha da çarpıcı olan: “Geçmiş bizim hafızamızda mevcut. Hafın Hafızamızdaki “şanlı tarih”e atıfta bulunduklarında nereye mel değerleri, zihniyeti ve kurumlarına dayanan bir medeniyet anlayızamız şanlı tarihimiz. bakmamız gerekiyor? şı yine esas alalım düGeçmişte geleceğe Tabii, bu hafızadan birçok şey şüncesi. Burada asilişkin her şey var” anlaşılabiliyor. Kanımca bizim şanlı lında hem MHP’nin timleri” bunun parçası. Tamam da bu çıkarcı birey tipi yani “malı götüren” tabir edilen en çok son yirmi yılda çoğalmadı mı? Bugün AKP’nin kendi içindeki İslami entelektüellerden, kanaatkâr muhafazakârlardan parti merkezine yöneltilen eleştirilerin en büyük hedefi son tusunu iyi anlamak ve bunlara bakarak çıkarcı birey yerine erdemli birey yetiştirmek. Kaldı n Önceki kongrelerle kıyaslarsanız, AKP’nin Siyasi iktidara yakın bir sermaye kesimi birçok yerde kollanıyor. Bunlara iş yanereden nereye geldiği net pan yüzlerce firma var, ki ben genç kuşakları görünüyor mu? çünkü bu kimselere hiç de denildiği gibi Başlangıç noktasında donanım bakıp hepsi için yeşil olumsuz görmüyoolarak kadroların niteliği yüksek sermaye demek pek yönündeki sözler. tarihimiz anlayışının temelinde ‘Dinü yerli ve milli hem yirmi yılda artan yozlaşma. Örneğin ge rum. Aksi yani zor değildi ama çok yüksek bir motivasyon doğru olmaz. Haken Millidevlet’ anlayışı yatıyor. Din devlet, de AKP’nin dini muhafazakâr tonun arttığını konuşmanın hangi bölümünden okudunuz? Birincisi şanlı tadevlet din için vardır... Bu tarımsal toplumlarda özellikle Müslüman toplumlarda yaygın olan bir anlayış. Selçuklu ve Osmanlı’nın işte bu dinü devlet anlayışı ile yükseldiği ve dünya imparatorlukları kurduğu vurgulanıyor. Fikir yeni değil ama siyasi iktidar muhafazakâr tabanına gönderme var. n Erdoğan, “Çekirdek aileden bireye doğru yönlendirilen bir kültür rih mesajı verilen o gelenekten sapmanın yanlış iklimi”nin etrafı kubaşlangıç bölümü. olduğunu, 200 yıldır yaşanan şatmaya başlamasınOrada geleneğimizin sorunların temelinde bu dan yakındı. Mesajın millidini boyutları vurgulandı. Eskiden olduğu anlayıştan uzaklaşmanın yattığını vurguluyor. adresi? Zaten konuşmanın kalleneksel köy toplumunda ailenin temel değerlere uygun hareket edip etmediği, imam, ileri gelenler, konu komşu vasıtasıyla sürekli denetlenir. Aile de kendi fertlerini denetler, kadının, çocuğun köy cemaatinin istediği gibi davranmasını sağlamaya çalışır. Şehirde karşılığı mahalle, bugün “mahalle baskısı” dediğimiz. Ama bu durum ancak geleneğin çok güçlü olduğu yerlerde sağlanır. Bir bakıma 300 yıllık modernleşme tarihi bireyin bu köy, mahalle, devlet baskısına la istenilen kalıba vardı. Yıllar içinde makam, mevki, çıkar dişe göre bir dağısokmaya çalışmak öncelik haline gelince duygu ve bağlılık tım sistemi olsa buakıntıya karşı küboyutu zayıfladı. Motivasyon düştü. gün yararlananlarek çekmek gibi. Ehliyet, donanım bakımından da öyle. rın önemli bir böMesaj İslamcı En yetenekli ve donanımlı kimseler hak ettikleri yerlere gelemiyorlar. lümü halihazırdaki imkânlarını kayseçmenlere Türkiye’nin en önde gelen bilim beder. İktidar dönen Psikoloji profesörü Allport’un bir sözü var: “Tereyağını eriten ateş, yumurtayı insanları, uzmanları, sanatçıları dışlanıyor. Diğer iktidar tüm gücü elinde topladı ama toplumda meşruiyeti, beğenilirliği artmadı, azaldı. minde giderek büyüyen bir “din tabakası” var. Örneğin vakıflar.. Bunlar da iktidar el katılaştırır...” Kongreden değiştirirse kaynak kurur gibi sadece Osmanlı değil, Türk ve İslamı birlikte ele alan bi bu ama fikirler yeni mi, hayır... Fikirler, Türkiye’de karşı güçlenmesi yani özgürleşmesi de çıkan sonuç kimleri eritti, mek. Bugün gelinen noktada rahatsızlık kimleri katılaştırdı? diye korkuyor. Medyası var, başkaları var. Bir zamanlar idMalazgirt ve Büyük Selçuklu vurgumuhafazakâr düşünce geleneğinin, İs yaratan da özellikle bu özgürleşme süre İlk bölümde herkese seslenildi. O dia şuydu: “Devlet topluma ait olmasu... MHP ittifakından sonra bu vurgu lami geleneğin en az 100 yıldır tekrarla ci. Özellikle de gençlerin ve kadınların. yüzden eriyen ya da katılaşan yok. Ama yan, topluma yabancı kesimlerin elinarttı. İkinci bölüm ise sonuçtaki eğitim, dığı görüşler. Buradaki korkunun temeaile ve kültür boyutuydu. Dikkat ettiğim linde ailenin parçalanması var. İki bo Fiziki modernleşme eriyen bölüm çok açık, bugün baskıdan, de. Oysa toplum biziz, onlar gidecek, dışlanmadan yakınan kesim. En net katı biz geleceğiz, toplum gelecek. Eski ideifadeye gelince: “medeniyet nöbeti”ydi. yuttan söz edebiliriz. Biri doğrudan doğ n Anlattıklarınızdan kongrede ideo laşma MHP ve yüklenilen kültür misyo olojinin yerine yeni ideoloji, eski elitlen ‘Medeniyet nöbeti’nden kasıt? ruya ailenin içine yönelik, yani kadın lojik yol haritasının çok net ifade edil nunu gerçekleştirmesi beklenenler. rine yenileri gelecek”. Burada söz konuBunun açıklaması konuşmanın içinde de var: “200 yıldır bocalamamızın erkek eşitliğine ilişkin boyut. Evlenme diğini anlıyorum. Ben de net olarak so n Mesaj hangi kurumlara? su olan mevcut siyasi, ekonomik, külyaşı yükselince kadın daha az çocuk ya rayım: 200 yıl öncesine dönmeye yöBaşta Diyanet, imam hatip okulları, ta türel elitlerin yerine topyekun değişibaşlıca nedeni modernleşme adı altın pıyor. Dışarıda çalışıyor. Kadın birey nelik bir mesaj mı verildi? rikatlar, cemaatler, diğer yandan başta mi. Gidenler hepsini kaybedecek, geda Batı’yı taklit etme.” Konuşmada bu selleşiyor. Babanın otoritesi sarsılıyor, AKP’nin modernleşmeyi bu geleneksel AKP tüm partilerin tabanında bulunan lenler hepsini alacak. Uzlaşma arayıolumsuz gidişe karşı Menderes gibi di geleneksel kadın ve erkek rolleri aşını zihniyet, bu ataerkil ilişkiler ve değerler daha koyu dindar, İslamcı seçmenler. şı falan yok. Nitekim başkanlık sisterenenlerin olduğu ve kendi iktidarları yor. Ama evdeki temel rolü de aksadığı çerçevesinde gerçekleştirme iddiası var. n Bu ideolojinin karşılık bulması mi bu mantık üzerine kuruldu. Bugün ile birlikte artık bu yoldan çıkıldığı ifade için, başıboş kalan çocuğun sosyalizas Okul, yol, ulaşım, kentleşme, çok turizm için otoriterlik artar mı? edildi. Cumhuriyetin getirdiği medeniyet yonu okula, sokağa, medyaya vesaire fiziki modernleşme. Burada karşı çıkılan İdeoloji, kuşkusuz otoriterleşmenin söz konusu olan kazanılanın kaybedilmemesi. O nedenle siyasi iktidara ve anlayışı aydınlanma felsefesini esas alı kayıyor. Aile çocuğa geleneksel değerle modernleşmenin hatta günümüzde sana önemli bir aracı haline geldi. Siyasi ikti bir bakıma kongreye damgasını vuran yordu. Türkiye’nin akla, bilime, insana ri aktaramıyor. Yani hem kadın hem de yi ötesi toplumun getirdiği yeni değerler. darın oluşturduğu yapı, rejimin otoriter da “tutunma stratejisi”. Buradan gerive ilerleme fikrine sahip çıkarak toplu yeni kuşaklar bireyselleşmesi geçimsiz n Daha çok üniversite yapmak ismun kalkınmasını, refahını, mutluluğu lik, boşanma derken ailenin parçalan tiyor ama özgür bir üniversite değil, leşmesini adeta zorunlu kılıyor. İyimser ye dönme olmaz. Oy kaybı, meşruiyet bakanlar kısa zamanda hayal kırıklığına kaybı sürdükçe siyasi iktidar bu yapıyı nu sağlamayı öngörüyordu. Tabii, bir de masına neden oluyor. doğru mu algılıyorum? uğruyor. Örneğin eylem planı. tutukla sürdürmek zorundadır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle