09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 29 MART 2021 PAZARTESİ HABER Zıplamak nasıl suç oldu? 28MART PAZAR 220 BIN 109 1305 29 BIN 58 153 17 BIN 164 Son yıllarda özellikle sosyal medya paylaşımları nedeniyle gündeme gelen “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçlaması artık hayatın her alanında karşımıza çıkıyor. Televizyon ekranlarında görüşlerini dile getiren sanatçılar Metin Akpınar ve Müjdat Gezen, çay bahçesinde sohZEHRA ÖZDİLEK bet ederken yan masada oturanlar tarafından ihbar edilenler, kavga ettiği eşi tarafından şikâyet edilenler Cumhurbaşkanı’na hakaretten soruşturma geçirip hâkim karşısına çıktılar. Bu suçlamaya en son maruz kalanlar 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü’nde zıplayan kadınlar oldu. Eylemde gözaltına alınan Çiçek Yaman, hukukçular Köksal Bayraktar ve Celal Ülgen, Cumhurbaşkanına hakaret suçunu gazetemize değerlendi. ‘Erdoğan olmak istememek bile suç’ l ÇIÇEK YAMAN: Cumhurbaşkanına hakaret suçu aslında Türkiye’de siyasal iktidarın hoşuna gitmeyen insanları bir biçimiyle devlet şiddetine maruz bırakmak için kullanılan bir kılıfa dönüştü. Bu dosyada da suçlama tam olarak şöyle geçiyor: “8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü’nde kitlenin, ‘Zıpla zıpla, zıplamayan Tayyip’tir!’ sloganı eşliğinde ritmik bir biçimde zıplaması.” Düşünün ki şu an bu ülkede Recep Tayyip Erdoğan olmak isCumhurbaşkanı’na hakaretten haklarında soruşturma açılan ve hâkim karşısına çıkarılan on binlerce kişinin arasına 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü’nde zıplayan kadınlar da katıldı tememek bile suç. Hadi böyle bir şey yaptınız, ritme uygun zıplamak nasıl suç gerekçesi olabilir? Ortada bir suç falan da yok, bu durumun tamamı kadınlara gözdağı verme çabası. ‘Siz mücadelenizde ısrarcı olmaya devam ederseniz evlerinize kadar girer size rahat vermeyiz’ demeye çalışıyorlar. ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ suçu yok l KÖKSAL BAYRAKTAR: Cumhurbaşkanı halk tarafından seçiliyor, TBMM’de güvenoyu alamıyor, dilediği konuda kararname çıkarıyor. Eski anayasada var olan ‘Cumhurbaşkanı’nın partisi ile ilişiği kesilir’ şeklindeki cümle çıkarılmıştır. Cumhurbaşkanımız parti başkanıdır şu anda. Karşısına muhalefet organlarını alıyor. Siyasi hak yönünden irdelememiz lazım. Bu nedenle “cumhurbaşkanına hakaret” basit bir vatandaşa hakaret gibi mütalaa edilmelidir. 11 ülkenin ceza kanununda doğrudan doğruya “cumhurbaşkanına hakaret” suçu yok. Türkiye’de neden insan hakları bu kadar yargının önüne düşürülüyor? AİHM’nin 5 YILDA 128 BIN 872 KIŞI “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçunun düzenlendiği Türk Ceza Kanunu’nun 299’uncu maddesi kapsamında 20142019 arası dönemde 128 bin 872 kişi hakkında soruşturma yürütüldü, 27 bin 717 kamu davası açıldı. Toplam 903 çocuğun yargılandığı bu davalarda 9 bin 556 kişi hakkında çeşitli mahkumiyet kararları verildi. 2019 yılından sonra da binlerce kişi bu suçtan ya yargılanıyor ya da mahkum oldu. bu konudaki kararları daha da ilginçtir. AİHM, 14 Mart 2013 tarihinde verdiği Hervé Eon Fransa kararında, Sarkozy’ye karşı sövgü niteliğindeki sözleri düşünce özgürlüğü içinde mütalaa etmiş ve suç bulmamıştır. Karara konu olayda, Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin Laval’e yaptığı bir ziyarette gösteri yapan kalabalık içindeki bir kişinin havaya kaldırarak tuttuğu afişte yazılı “Defol git zavallı aptal”, “Defol salak herif” anlamlarına gelen cümlelerden ötürü Fransa’da verilen mahkumiyet kararını, AİHM hak ihlali olarak nitelemiştir. Yargıyı komik duruma düşürüyorlar l CELAL ÜLGEN: Zıplayan kadınların “cumhurbaşkanına hakaret” ettikleri gerekçesi ile gözaltına alınmaları trajikomik bir olaydır. Buna gülüp geçiyoruz ama kimse yargıyı bu kadar komik duruma düşürme hakkına sahip değildir. Cumhurbaşkanı için mizah yoluyla yapılmış hafif sayılacak bir eleştirinin hakaret kapsamında soruşturmaya, gözaltına ve hatta tutuklamaya kadar götürülmesi nasıl bir hukuk reformu öngörüldüğünün açıkça anlatılmasıdır. Siyasetçilere yapılan eleştirileri hakaret nedeniyle baskı altına almaya kalkmak, demokratik bir toplum üzerinde “düşünmeye ve düşünmeyi açıklama özgürlüğüne caydırıcı” bir etki yapar, ifade özgürlüğünün kullanılmasına karşı “soğutma efekti” yaratmasına neden olur. Yani eleştiriye, hatta siyasetçiye hakarete karşı yaptırım uygulanması ifade özgürlüğünün önünde otosansürü tetikleyen bir işlev görür ki bu demokrasiyi yok eder. Kadıköy’de okulları başka bir liseyle birleştirildiği için norm fazlası olan 12 öğretmen dava açtı Öğretmenlerin adalet arayışı 37 MILYON 877 BIN 236 31 BIN 76 % 4.2 3 MILYON 208 BIN 173 1968 2 MILYON 957 BIN 93 60 yaş üstüne aşı randevusu açıldı Türkiye’de 14 Ocak’ta sağlık çalışanları ile başlayan toplumsal aşılamada, yeni bir aşamaya geçilerek 60 yaş üzeri yurttaşlar ile eşleri sisteme tanımlandı. Risk grubundaki morbid obez, malign tümörü olan kanser ve diyaliz hastaları, down sendromu tanısı olanlar ile immuno supresif tedavi alanlar da bu aşamada öncelikli aşı olabilecek. Kriterlere uygun olanlar, eNabız’dan veya 2023’e kısa mesaj göndererek aşı durumunu öğrenebilecek ve randevularını Merkezi Hekim Randevu Sistemi üzerinden alabilecek. l AA Kongreye katılan vekil pozitif çıktı AKP Kayseri Milletvekili İsmail Tamer, koronavirüse yakalandığını ve Ankara Şehir Hastanesi’ne yattığını açıkladı. Sosyal medyadan paylaşımda bulunan Tamer, “Yaptırdığım Covid19 testim pozitif çıktı. Bir hafta öncesinde benimle görüşen tüm arkadaşlarımızın test yaptırmalarını istirham ediyorum” ifadelerini kullandı. Geçen hafta yapılan AKP’nin 7. Olağan Büyük Kongresi, salgın önlemlerine dikkat edilmemesi ve kalabalık olması nedeniyle tartışmalara neden olmuştu. Kongreye İsmail Tamer de katılmıştı. l Haber Merkez Mutant virüs, en çok 09 yaş arasını etkiliyor İLAYDA KAYA İstanbul Kadıköy’de bulunan Muhsin Adil Binal Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin kapatılmasıyla norm fazlası durumuna düşürülen 12 öğretmenin adalet arayışı sürüyor. Kadıköy’deki Muhsin Adil Binal Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi binasına deprem analizi yapılacağı gerekçesiyle yaklaşık 2 sene önce yıkım kararı verildi. Kademeli olarak kapatılması kararı verilen Muhsin Adil Binal Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ndeki öğretmen ve öğrenciler, Kadıköy Mesleki ve Teknik Anadolu Kız Lisesi’ne misafir olarak gönderildi. Ancak okul, kademeli olarak kapatılmayarak Kadıköy Mesleki ve Teknik Anadolu Kız Lisesi’yle birleştirildi. Okulları başka bir liseyle birleşen 12 öğretmen ise norm fazlası çıkarıldı. Haklarını isteyen öğretmenler, sürece tepki göstererek İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne dava açtı. İki öğretmen açtıkları davayı kazandı. Davalarını kaybeden ya da yeni dava açan öğretmenler ise kazanan öğretmenleri emsal göstererek üst mahkemeye başvurdu. ‘İmam hatiplere teşvik etmeye çalışıyorlar’ EğitimSen İstanbul 2 No’lu Şube Başkanı Çayan Çalık, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada “Hukuki süreci kazanan iki arkadaşımızın yanında diğer arkadaşlarda davalarını sürdürüyor. EğitimSen olarak biz de İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne, herhangi bir mahkeme kararına bağlı kalmaksızın mağduriyetin sonlanması için yazı gönderdik. Bize gelen cevapta mahkeme kararı dışında yapabilecekleri bir şey olmadığını belirttiler. Okulu kademeli olarak kapatmak yerine bütünüyle kapattılar. Bu süreçte öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz mağduriyet yaşadılar. Kamu, öğrencilerimiz ve öğretmenlerimizin yararının gözetilmesi gerekiyor” dedi. Okul değiştiren öğrencilerin de mağdur edildiğini kaydeden Çalık, “Okul binasının bu şekilde gözden çıkarılması doğru bir adım olmadı. Kalabalık sınıfların engellenmesi gerekiyor. Milli Eğitim’in; öğrencilerin, öğretmenlerin ve kamunun lehine imza atmasını bekliyoruz. Bu tür okulları kapatarak imam hatip liselerini teşvik etmeye çalıştıklarını görüyoruz” ifadelerini kullandı. Öte yandan okulun yeniden yapılması için bir hayırsever tarafından 3,5 milyon TL bağış yapıldığı, ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün kayıtlarında bulunduğu ileri sürülen bağışın akıbetine ilişkin müfettişlerinin soruşturma yürüttüğü öğrenildi. l İSTANBUL Gazetemiz yazarı ve ADD’nin Kurucu Başkanı Muammer Aksoy’un evi, kentsel dönüşüm kapsamında yıkım tehdidi ile karşı karşıya. Aksoy’un evi için ABB devrede 31Ocak 1990 yılında katledilen gazetemiz yazarı ve Atatürkçü Düşünce Derneği’nin (ADD) Kurucu Genel Başkanı Muammer Aksoy’un kentsel dönüşüm nedeniyle yıkım tehdidi altında olan evi için Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) devreye girdi. ABB Kültür ve Tabiat Varlıkları Dairesi Başkanı Bekir Ödemiş, “Önemli olan önce evi kurtarmak. Sonra bağlantılı kişi ve kuruluşlarla diyalog içerisinde, geçmişten gelen kültürel ve mimari kimliğini de göz önüne alarak bir fonksiyon veririz” dedi. Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Aksoy’un, önünde katledildiği evinin önce el değiştirdiğini, şimdi de kentsel dönüşüm ile yıkım tehdidi altında olduğunu açıklamıştı. Şube, evin korunması ve müze olması çağrısında bulunarak, Koruma Kurulu’na başvurmuştu. ABB de sürece dahil oldu. Cumhuriyet’e konuşan ABB Kültür ve Tabiat Varlıkları Dairesi Başkanı Ödemiş, evin kentsel dönüşüm kapsamında olduğuna işaret ederek, “Mimarlar Odası Ankara Şubesi, tescillenmesi için başvuru yaptı. Kurulda tescil işlemi olursa, ABB olarak kamulaştırma işlemi yapabiliriz” dedi. Sürecin yeni başladığını, tescil başvurusunun da yakın zamanda yapıldığını kaydeden Ödemiş, tescil işleminin tamamlanmasının ardından evi özgün haliyle koruyacaklarını aktardı. Ödemiş, “Ne olacağına dair netleşmiş bir şey yok. Önemli olan önce evi kurtarmak. Başkanımız Mansur Yavaş’ın da konuyla ilgili bilgisi var” diye konuştu. Evin bulunduğu Bahçelievler semtine dikkat çeken ve “Bahçelievler de cumhuriyet döneminin önemli bir mahallesi. İlk planlı mahallelerden birisidir” diyen Ödemiş, eve ilişkin netleşmiş bir plan olmadığını belirtti. Ödemiş, “Tescil olduktan sonra kamulaştırma kararı alırız. Sonra da bağlantılı kişi ve kuruluşlarla diyalog içerisinde, geçmişten gelen kültürel ve mimari kimliğini de göz önüne alarak bir fonksiyon veririz” ifadelerini kullandı. 1015 güne yıkılabilir Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan ise “1015 güne kadar yıkılma tehdidi var. Yapılması gereken şey, hızlı şekilde, yıkılmadan korunması. Bir an önce tescil kararı çıkmazsa, yıkılabilir” diye konuştu. Candan, Ankara Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile Çankaya Belediyesi’ne başvurduklarını aktararak “Tescil süreci tamamlanana kadar herhangi bir işlem yapılmamasını istedik” ifadelerini kullandı. l ANKARA / Cumhuriyet Tekirdağ’da Atatürk heykeline çirkin saldırı Tekirdağ’ın Marmara Ereğlisi ilçesinde, depremde hasar görüp, boşaltılan Nizamettin Demirdöven İlkokulu’nun bahçesinde bulunan Atatürk heykeline, boya ile hakaret içerikli yazılar yazıldı. Yurttaşların ihbarı üzerine okula jandarma ekipleri sevk edildi. Belediye ekipleri de Atatürk heykeli ve okul duvarındaki yazıları sildi. CHP Milletvekili İlhami Özcan Aygun saldırıyı kınadıklarını belirterek, yapanların bir an önce yakalanmasını istedi. Bu arada CHP’liler de suç duyurusunda bulundu. l DHA Çocuğu istismar iddiasıyla tutuklandı İstanbul Fatih’te özellikle çocukları hedef alarak cinsel istismarda bulunduğu iddia edilen A.K (44) tutuklandı. Fatih’te A.K. isimli erkek, market kasasında sıra beklerken arkasından geçen kız çocuğunu taciz etti. A.K., durumu fark edip kendisini uyaran market kasiyerine “Tanıdığım. Bir şey yok” diye cevap verip, marketten ayrıldı. Kameraları inceleyen market çalışanı kızın taciz edildiğini anlayarak durumu polise bildirdi. Ekipler, şüphelinin kimliğini tespit edip harekete geçti. Sokak üzerindeki diğer kameraları da inceleyen polisler, kişinin birçok çocuğu dükkanına götürdüğünü, işyerine giren çocukların daha sonra kaçarak uzaklaştığını fark etti. Polisler A.K’yi gözaltına aldı. Şüpheli, çıkarıldığı mahkemede tutuklandı. Sokak sakinleri ise “Çocuklarımızı görünce sevmeye geliyor. Bütün mahalle şikâyetçi” dedi. l DHA Tabutu kadınlar taşıdı Adana’nın Ceyhan ilçesinde yol kenarında öldürülmüş olarak bulunan 8 aylık hamile 21 yaşındaki İslim Ahmed toprağa verildi. İslim’in tabutunu Ceyhan Belediye Başkanı Hülya Erdem, CHP Adana İl Kadın Kolları Başkanı Oya Tekin ve Ceyhan Belediyesi Kadın Eli ekipleri taşıdı. l İHA Öldürüp tarlaya gömdü Tekirdağ’ın Marmara Ereğlisi ilçesinde yaşayan evli ve 2 çocuk babası Kemal K. (51), Yeter Yılmaz’ı (52) tabancayla öldürüp tarlaya gömdü. Çukuru kapatması için para verdiği iş makinesi operatörü Ö.Ş. ihbarda bulununca cinayet ortaya çıktı. Kemal K. tutuklanırken, oğlu A.K. ve Ö.Ş adli kontrolle serbest bırakıldı. l DHA Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, 5 farklı ülkede koronavirüs mutantlarının daha çok çocukları etkilediğini, özellikle 09 yaş grubunda vaka sayısında artış rapor edildiğini söyledi. Ceyhan, bunun nedeninin izah edilemediğini belirterek, “Zamanla bu mutasyonlar öyle bir hale geliyor ki belli bir yaş grubunu ağırlıklı olarak hasta yapıyor, bazen belli hastalık gruplarında daha çok hastalık yapıyor” dedi. l DHA 4050 yaş grubunda hastalık ağır seyrediyor Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Alper Şener, pandeminin 3’üncü dalgasında tespit edilemeyen değişik bir seyirle karşılaştıklarını söyledi. Özellikle İngiltere varyantının baskın olduğuna ve taramaların yüzde 80 civarında pozitif geldiğine dikkat çeken Şener, artık neredeyse vahşi tipteki, Wuhan tipinde virüs kalmadığını söyledi. Şener, “40 ile 50 yaş arasında hastalık daha ağır seyretmeye başladı. Özellikle son 1.5 aydır gelen hasta grubunda hızlı kötüleşme ve yoğun bakıma yatış görüyoruz” dedi. l DHA Hastalığı atlatan profesörde hafıza kaybı Diyarbakır Dicle Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Orhan Kavak, koronavirüs geçirdikten sonra hafıza kaybı yaşadı. Dicle Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi ve Koronavirüs Yoğun Bakım Koordinatörü Prof. Dr. Recep Tekin, korona geçiren hastalarda hafıza kaybının 1 yıla kadar sürdüğünü söyledi. Yurttaşlara bulmaca çözmeyi öneren Tekin, uzun korona sendromları diye bir sendrom olduğunu anımsattı. Tekin, 6 aya kadar olan sürede halsizlik, yorgunluk, vücut ağrısı, geçici hafıza kaybı oluşabildiğini söyledi. l İHA Vurulan savcı Salkım toprağa verildi Yozgat’ın Sorgun ilçesinde doğum günü kutlaması sırasında silahla başından vurularak ağır yaralanan ve hastanede yaşamını yitiren Cumhuriyet Savcısı Özlem Salkım (28), Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinde toprağa verildi. RamazanRahime Özlem Salkım Salkım çifti, tek çocuklarını kaybetmenin acısını yaşadı. Salkım’ın silahla vurulmasıyla ilgili olay sırasında evde bulunan 4 kamu görevlisi arkadaşı gözaltına alınmıştı. 2’si astsubay, 1’i adliye çalışanı olan 4 kişi ifadelerinde, Salkım’ın elinde silahla oynarken kazayla kendisini vurduğunu ileri sürmüş, silahın astsubay A.M’ye ait olduğu belirlenmişti. 4 kişi, savcılıktaki ifadelerinin ardından serbest bırakılmıştı. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle