23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 15 MART 2021 PAZARTESİ KÜLTÜR Dünü bugüne, bugünü yarına bağlamak Yıl 1982’ydi. 12 Eylül darbesi sürgünleriydik. Türkiye’den içimizi kanatan haberler geliyor, sürgünde zaman hem hızlı hem yavaş akıyordu. 1981’de Stockholm’de bir avuç sanatçı, sevgili Tuncel Kurtiz ile birlikte “Halk Oyuncuları”nı kurmuştuk. Güngör Dilmen’in “Kurban”ını oynarken, çağımızın en önemli tiyatro insanlarından Peter Stein oyunu izlemiş ve bizi sanat yönetmenliğini yaptığı Berlin Schaubühne’ye davet etmişti. Orada, 198283 sezonunda “Kurban”ın yanı sıra yine Tuncel Kurtiz’in rejisiyle bir Schaubühne prodüksiyonu olarak “Ferhad ile Şirin”i ve “Sakarca”yı sahneledik. Schaubühne’de çalışmak az bulunacak bir deneyimdi. Sohbet ettiğim, oyunlarını izlediğim, provalarını gözlemleme, aynı kulisleri paylaşma şansını bulduğum sanatçıları aklımdan geçirince bugün bile heyecan duyuyorum: Bruno Ganz, Edith Clever, Peter Simonischek, Miriam Goldschmidt, Jutta Lampe ve daha pek çokları… Schaubühne günleri Schaubühne günlerini hatırlayınca, acaba şimdi ne yapıyorlar diye baktım internette; Klaus Michael Grüber, Bruno Ganz, Miriam Goldschmidt ve Jutta Lampe artık aramızda değiller. En son Jutta Lampe’yi kaybetmişiz, 3 Aralık 2020’de... Grüber’in unutulmaz “Hamlet” rejisinin sanki başka bir dünyadaymış gibi oynayan unutulmaz Ophelia’sı… Hamlet’i Bruno Ganz oynuyor, Kraliçe Gertrud rolünde ise Edith Clever. O kulislerdeki disiplini, o disiplinin arkasındaki tiyatro aşkını, saygısını unutamam. Sonra “Zenciler”… Peter Stein’ın rejisinde Miriam Goldschmidt’in soluk kesen performansı… Tuncel Kurtiz de yok artık… Hiç unutmuyorum. Prova arasında Schaubühne’nin hemen yanındaki İtalyan restoranında oturuyoruz. Tuncel Kurtiz, Peter Simonischek ile sohbet ediyor. Peter, dev gibi bir adam, sahnede de dev gibi bir aktör… Sordu: “Ya Tuncel, siz Türk oyuncularda sahnede değişik bir kontak oluyor. Nasıl oluyor bu?” Tuncel Ağabey şöyle bir baktı: “Sen şimdi kontak mı soruyorsun Peter?” dedi. Bir kafa attı koca adama: “Al sana kontak!” Peter ne anladı hiç bilmiyorum, ama hep birlikte kahkahayı patlattığımızı hatırlıyorum. ‘Ferhad ile Şirin’ Levent Üzümcü’nün YouTube sitesinde Hepsi gelip geçiyor. Ferhad’ın dediği gibi, zaman tuhaf bir şey: “Sana zaman diyorlar, zaman, fışkıran tohumda, kuş kanadında, karıncanın ayağında mısın?” Tiyatro ise kuma yazı yazmak... Haldun Taner’in “Sersem Kocanın Kurnaz Karısı” adlı oyununda Tomas Fasulyeciyan’ın Münir Özkul ile ölümsüzleşmiş repliğindeki gibi: “Oynarken varızdır, yok olunca da sesimiz bu boş kubbede bir hoş seda olarak kalır. Bir zaman sonra da unutulur gider. Olsa olsa eski program dergilerinde soluk birer hayal olur kalırız.” Neyse ki günümüz teknolojisi sayesinde, geriye kalan soluk hayaller biraz daha can bulabiliyor, oyunların hiç değilse filmleri çekilebiliyor, sonraki kuşaklarda da “hoş seda”lar sürebiliyor. Örneğin sanatçılığının yanı sıra aklına ve yüreğine de güvendiğim Levent Üzümcü, şimdi kendi YouTube sitesinde “Ferhad ile Şirin”in Schaubühne’de çekilmiş filmini gösteriyor. Yaptığımız yazışmada “Schaubühne olarak bu projeyi tamamen destekliyoruz” yanıtını aldıktan sonra, eldeki kopyayı da temizletip sitesine koyan sevgili Levent’e bırakıyorum artık sözü: “Kimilerimiz dinlemekle yetinirken Ferhad’ın gürzünün sesini, biz bir avuç insan hâlâ Ferhad’ın açtığı yoldan ulaştırmaya çalışıyoruz temiz suyu Şirin’e; yolumuz uzun. Sizlere bu oyunu izletiyor olmak tarihe tanıklığıma ortak olmanızı sağlamak gibi, yaşadıklarımıza sonsuz saygımla… ‘Ne ah edin dostlar, ne ağlayın! Dünü bugüne, bugünü yarına bağlayın!’ Nâzım Hikmet.” Tuncel Kurtiz’in değerli anısına… 2 BIN YILLIK YERLEŞIM BULUNDU Denizli’de yapımı devam eden Honaz Tüneli’nin inşa çalışmaları sürdüğü sırada, arkeolojik yerleşim alanı tespit edildi. Tünelin bağlantı yolu üzerindeki kazı çalışmaları sırasında ortaya çıkan buluntular üzerine, inceleme başlatıldı. Bölgede, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nce 77 adet kazı açma çalışması yapıldı. İki bin yıllık olduğu tespit edilen evler, tekstil üretim atölyesi, değirmen ve hububat saklama depoları bulundu. Kazı çalışmalarında bulunan yerleşim yerinin kuzeyinde içinde seramik ürün satışı yapılan dükkânların yer aldığı, büyük boyutlu taş döşemeli bir sokağa rastlandı. Kazı alanından çıkarılan buluntular ve mimari kalıntılar doğrultusunda, söz konusu bölgede Helenistik Dönem ile Roma ve Bizans İmparatorluğu’nda canlı bir yaşamın olduğu, ancak 7’nci yüzyılın sonlarına doğru bittiği anlaşıldı. Buna da depremlerin neden olduğu ileri sürüldü. Bölge, Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun kararı ile ‘Hamambaşı Arkeolojik Yerleşim Alanı’ olarak tescil edildi. YAZAR EROL TOY YAŞAMINI YITIRDI KITAPLARI Toprak Acıkınca Acı Para Azap Ortakları İmparator Kördüğüm Son Seçim Gözbağı Doruktaki Adam Kuzgunlar ve Leşler Zor Oyunu Kilittaşı Yitik Ülkü Cilt :1 Pir sultan Abdal Parti Pehlivan Meddah İzmir’in İçinde İpteki Altın Saray Fareler Cumhuriyeti Son Çağrı Avcı Kekliği Arinna’nın Gölgesi Aydınımız İnsanımız Devletimiz Yitik Ülkü Cilt 2 Yitik Ülkü Cilt 3 Türk Gerilla Tarihi O’na Katılmak Bal Tutanlar Toplumsal, ekonomik ve politik sorunlara dikkat çekti Öykü, roman, deneme ve eleştiri yazarı, gazetemizin ve Cumhuriyet Kitapları’nın bilge ismi Erol Toy, (85) hayatını kaybetti. Toy’un ölümünü kızı Ayşe Toy, sosyal medya hesabından duyurdu. Toy yaptığı açıklamada, “Canım babam, yazar Erol Toy, uzun bir hastalığının sonunda yanımızdan ayrıldı, acımız tarifsiz. Babacım, merak etme, ömrün boyunca kaleminle anlatmak ve korumak için mücadele ettiğin laik Cumhuriyet bize emanet artık. Fikirlerin ölümsüz, huzur içinde uyu” ifadelerini kullandı. İlk öyküsü Çınar Dergisi’nde yayımlandı Erol Toy, 1936 yılında Alaşehir Manisa’da dünyaya geldi. İlk öyküsü 1952 yılında Çınar dergisinde yayımlandı. Romanlarında Türkiye’nin toplumsal, ekonomik ve politik sorunlarını işledi. Bankİş Sendikası’nın kurucuları arasında yer alarak sendika yaşamına adım attı. Toplumcu gerçekçi ekolünü benimseyen yazar, 1974 yılında yayımlanan ve Vehbi Koç’un yaşamöyküsünün anlatıldığı öne sürülen ‘İmparator’ adlı romanıyla adını duyurdu. Gazetemizde yazıları yayımlanan, Cumhuriyet Kitapları yazarı Toy’un iki ciltlik ‘Azap Ortakları’ kitabı yankı uyandırmıştı. Öykü, roman, deneme ve eleştiri yazılarının dışında sahnelenmiş tiyatro oyunları da bulunan Erol Toy, 1962 Ali Naci Karacan üçüncülük ödülü sahibidir. Jale İnan Ödülü’nün sahibi anaerkil Patara’nın kazı başkanı Prof. Işık Ödül Türkiye’nin ilk kadın arkeoloğu Prof. Jale İnan adına. Ödülün sahibi anaerkil Patara’nın kazı başkanı Prof. Havva İşkan Işık. Ödülü veren ise Antalya Kadın Müzesi. Patara Antik Kenti Yeliz Gül Ege ve Prof. Havva Işık ödül töreninde Prof. Jale İnan’ın fotoğrafı önünde. KONUK İçinden kadınların geçtiği hikâye, geçmiş zamanlarda “Işık Ülkesi” diye biYAZAR GILA BENMAYOR linen Likya Birliği’nin başkenti antik Patara’da başlıyor günümüze kadar geliyor. Antikçağlarda benzeri olmayan çoğulcu demokratik bir yapı kurmayı başarmış Likya için Fransız aydınlanmasının önemli yazarlarından Mostesquieu, “Kanunların Ruhu Üzerine” kitabında şöyle der: “Eğer mükemmel bir konfederasyon cumhuriyet örneği vermek gerekirse Likya’yı gösteririm.” Fransız yazarın bu sözlerinin ABD’nin 1787 yılında anayasasında etkili olduğu öteden beri bilinir. Patara’da demokratik geleneğin en önemli kanıtlarından biri milattan önce 2. yüzyılda inşa edilen dünyanın en eski meclis binası. 2006 yılı kazılarında gün ışığına çıkarılan 1400 kişilik meclis binasında bulunan yazıtlardan, Likya Birliği’nin meclis kararlarını burada alındığı anlaşılıyor. Meclis binası TBMM’nin sağladığı bütçeyle restore edildi ve 2020 Patara Yılı’nda ziyarete açıldı. Patara aynı zamanda Noel Baba diye bildiğimiz Aziz Nikolaos’un da doğum yeri. Likyalı kadın, yaşamın merkezinde Ancak bu antik şehirle bilmemiz gereken en önemli şeylerden biri, anaerkil bir toplum barındırdığı ve kadınları sosyal yaşamın merkezine aldığı. Tarihin babası diye bilinen Herodot, Likyalıların soylarını annelerine göre tanımladığını yazar. Yine Herodot’a göre, Likyalı bir kadın bir köle ile evlendiğinde çocuğu tüm vatandaşlık haklarına sahip olabiliyordu. Oysa Likyalı bir erkek bir köle ya da yabancıyla evlendiğinde çocuğun böyle bir hakkı yoktu. Yani Likyalı kadın soyun belirlenmesinde ve yasalar karşısında bir adım önde. İlk kadın arkeolog adına Anaerkil uygarlığın başkentinde kazıların bir kadın başkanlığında devam CESAR ÖDÜL TÖRENI’NDE ÇIPLAK PROTESTO Fransa’nın Oscarları olarak bilinen 46. Cesar Ödül Töreni’nde Albert Dupontel’in yönettiği “Adieu les cons” adlı yapım en iyi film dahil 7 dalda ödül alırken, 2020’de olduğu gibi bu sene de ödül törenine hükümete yönelik siyasi eleştiriler ve oyuncu Corinne Masiero’nun çıplak protestosu damgasını vurdu. Sahneye çıkarak çırılçıplak soyunan 57 yaşındaki aktris, “Kültür yoksa, gelecek de yoktur” diyerek Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron yönetimini eleştirdi. Fransa’da Covid19 pandemisi sonrası yaklaşık bir yılı aşkın süredir kapaetmesinden daha doğal ne olabilir? 1988 yılından beri Patara’da çalışan, 2009 yılından günümüze kazı başkanı olan, Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Havva İşkan Işık’tan söz ediyorum. Patara ile ilgili kadın hikâyemiz burada bitmiyor. Prof. Işık, geçen günlerde Türkiye’nin ilk “kadın arkeoloğu” Prof. Dr. Jale İnan adına verilen ödülün sahibi oldu. Tam adı “Prof. Dr. Jale İnan 2020 Antalya Yılın Kadın Ödülü” olan ödül, kadın hikâyesinin devamı. Çünkü ödül altı yıldan beri Antalya Tanıtım Vakfı (ATAV) çatısı altındaki sanal ortamdaki Antalya Kadın Müzesi tarafından veriliyor. ATAV ve Antalya Kadın Müzesi’nin kurucusu bir başka kadın, turizmci Yeliz Gül Ege. Ödül daha önce iş insanı Suna Kıraç, Dünya Serbest Dalış Rekortmeni Şahika Encümen gibi isimlere verilmiş. Geçen yıl 257 bin 560 kişinin ziyaret ettiği Patara’daki kazı çalışmaları 2016 yılından beri Türkiye İş Bankası ve iştirakleri Şişecam ile TSKB tarafından destekleniyor. lı kalan sinema ve tiyatro salonları ve sanatla ilgili durma noktasına gelmesi birçok sanatçı tarafından sert bir şekilde eleştirildi. Paris’teki Olympia Gösteri Salonu’nda düzenlenen ödül töreninin sunucusu Marina Fois’nın açılış konuşmasında Bakan Bachelot’ya hitaben, “Kültür Bakanı hiçbir şey yapmıyor. Bunun yerine, sayın Bachelot, nasıl makarna ve gorgonzola (küflü peynir) yapılacağına dair bir yemek tarifi kitabı yayımladı. Bizi bir araya getiren şeyi özlüyoruz. Duygularımız işte bu yönde” diyerek salondan büyük alkış aldı. Oyuncu Yeşim Özsoy gençlerle buluşuyor İstanbul Modern’in Genç Salı Programı çevrimiçinde devam ediyor. “Genç Salı” Çevrimiçi Eğitim Programı yarın saat 16.00 17.00 saatler arasında tiyatro yönetmeni, oyuncu, oyun yazarı ve eğitmen Yeşim Özsoy’u ağırlıyor. Türkiye’de çağdaş tiyatroya odaklanan söyleşi, Özsoy’un yakın dönemde katıldığı yurtiçi ve yurtdışındaki festivaller ve Yeni Metin Tiyatro projesindeki deneyimlerini paylaşmasıyla başlıyor. Sanatsal bakış açısını aktarırken, gerçekleştirdiği üretimlerin gelişim süreçleri ve yöntemleri hakkında gençlere profesyonel katkı sağlayabilecek bilgiler sunuyor. ‘Kürk Mantolu Madonna’ çevrimiçi Sabahattin Ali’ni romanı “Kürk Mantolu Madonna”, Miraç Eronat’ın uyarlama ve rejisiyle sahneye 19 Mart’ta saat 20.30’da www.seyretix.com adresinden izlenebilir. Oyunda, Gerçek bir aşkın zarafeti, inceliği yalnızlığın çaresizliği anlatılıyor. Uyarlaması ve rejisi Miraç Eronat’a ait oyunda, Sevi Demircivi, Sefa Tantoğlu, Z. Okan İrkören, İsa Candinç, Safa B. Kurtoğlu, Boray İsabetli, İlknur Burcu Akpınar rol alıyor. Mücadele dolu bir hayat, Celile Kadıköy Halk Tiyatrosu’nun yeni sezon oyunu “Celile” online 19 Mart ‘ta saat 20.30’da, 22 Mart ‘ta ise 22.00’de seyretix üzerinden seyirciyle buluşacak. Ali Yalçıner’in yazdigi ve yönettiği oyunda, Ayşegül Yalçıner rol alıyor. Saray soylusu olarak başlayan, Galata Köprüsü’nde açlık grevine uzanan; şaşaalı olduğu kadar, mücadele dolu bir hayat... Osmanlı’nın son yıllarında yasak aşkı, Cumhuriyetin ilk yıllarında oğlunun yaşamı ve özgürlüğü için verdiği mücadele ile konuşulan güçlü ve cesur bir kadın. Resimlerini insanlara verirken “Bunu yatak odasına değil salona asın lütfen” diye tembih eden Osmanlı’nın ilk kadın nü ressamı. Yahya Kemal de Nâzım Hikmet de Büyükada’daydı. İkisi de aynı kadına sevdalıydı; Celile!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle