02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 8 ŞUBAT 2021 PAZARTESİ HABER Bursa Teknik Üniversitesi, AKP’nin etkinliklerini paylaştı, rektör tarikat liderini andı Ayrıntılar İstifa istemek demokratik haktır! 12Eylül faşizminin güler yüzlü kahramanı Özal, ülkenin okuryazarlarını içeri tıkan darbenin ardından meydanı boş bulmuştu. Neoliberal siyasetin gereğini yerine getiriyordu; cehaleti kutsuyor, tüm değerleri ayakaltına alıyor, ustası Menderes, Erbakan gibi milliyetçi, dinci çizgide siyaset yapıyordu. Yığınlar bu sevimli(!) şişmanı pek sevmişti. Büyük para babaları iyice keselerini doldurmuştu. Orta sınıf esnaf fırsattan faydalanıp semiriyordu. Aydın, solcu katliamı kimsenin aklına gelmiyordu. Parıltılı paketlerde sahte özgürlük, demokrasi pazarlanıyordu. Gamsız, sorumsuz, bencil yığınlar peşindeydi Tonton’un! Bu adam sadece oyların üçte birini almış olmasına karşın Meclis’in üçte ikisini ele geçirmişti. Yani, ne adaletten, ne eşitlikten, demokrasiden söz açma olanağı vardı aslında. Üstelik yüzde on gibi benzeri görülmemiş barajla temsil adaleti yerle bir edilmişti. HHH Birileri için bu koşullar zenginleşmek anlamına geliyordu. Oysa aydın, sanatçı, biraz duyarlı insanlar için yaşanan tam cehennem hayatıydı. Muzır Yasası çıkmıştı, dergiler poşete sokulmuştu, ifade özgürlüğünden, örgütlü toplumdan söz açmak mümkün değildi. Üniversiteler YÖK eliyle yüksek lise haline gelmişti. Cemal Süreya da bu tabloya dayanamayanlardan biriydi. Haliyle kendi dilinde Özal’a seslendi, yani şiirle, şöyle yazdı: Ülkemizi sizden, Sizi de kendi özel sıkıntılarınızdan Kurtarmak için Arkadaşım Muzaffer Buyrukçu’yla Bir önerimiz var: İntihar etmelisiniz! Ben ve Buyrukçu bu konuda Dostça omuz veriyoruz size. Gelin, halkın önünde, Üçümüz birlikte intihar edelim. Yer: Kadıköy eski iskelesinin önü. Günü ve saati siz saptayın. Ülkemiz sizden kurtulsun, Biz de işe yaramış olalım. HHH Geçen gün RTE yine aşağılayıcı bir dille, “Korkmasalar Cumhurbaşkanı istifa etsin diyecekler”. Cümlenin neresini düzeltsen, eksik kalır. Demokraside(!) yaşıyorsak, yurttaşların tümü hoşlanmadıkları siyasileri eleştirme hakkına sahiptir, buna Cumhurbaşkanı da dahildir. Hele bu kişi partiliyse ve toplumun sadece yarısını temsil edecek oyu alarak o makama gelmişse, eleştiri kaçınılmazdır. Yurttaşlar Cumhurbaşkanı’ndan korkuyorsa, istifaya davet edemiyorsa bunun adı “demokrasi” değildir herhalde. Mutlak güce, tek adama iman eden halktan ne bilim beklenir, ne demokrasi, ne hukuk. O halk tüm değerlerini yitirmiş demektir. Kendine güvenen, yaptığı işi doğru bulan biri eleştiriden kaçmak yerine, teşvik eder. Bu, o yöneticinin hesap verebilir olmasıyla ilgilidir. Apartman yöneticisini, federasyon başkanını, sendika yönetimlerini istifaya davet edebiliyoruz da neden Cumhurbaşkanı edilmesin? Hep söylenir “İktidar her düzende vardır, muhalefet sadece demokrasilerde olur” diye. Doğrusu demokrasi denen züppe oyunun ortaya çıkardığı muhalefetin hali içler acısı. Yüksek sesle “istifa” diye haykırmaları beklenirken, sandık kutsamasına devam ediyorlar. Sandık demokrasilerde asgari koşuldur, mutlak gösterge değildir. Eğer Cumhurbaşkanı’nı istifaya davet edemiyorsanız “liberal demokrasi”den bile söz edilmez! HHH Erdoğan dilediğine nasıl uygun görüyorsa öyle seslenmek hakaret etmek hakkına sahip görüyor kendini. Elbette Cumhurbaşkanı da eleştiri hakkına sahiptir. Ancak eleştiri ile hakaret, hedef gösterme arasında fark vardır. Cumhurbaşkanı elinde silah olan kolluk kuvvetlerinin başıdır. Bir de durumdan vazife çıkaran karanlık tipler eklenince tabloya, durum kaygı verici olur. Kulağı Cumhurbaşkanı’nda olan savcı, hâkimler zaten emir bekler halde. Bu durumda, saygın bilimci birini, Ayşe Buğra’yı, üstelik cinsiyetçi biçimde hedef göstermek, hangi ahlaka sığar? Bir hükümdarın gücü, halkın onun hakkında nasıl söz ettiğiyle ölçülür. Henüz “Kabataş Yalanı” ortadayken, inatla “Gezi dış güçlerin işiydi. Boğaziçi de bunu devamıdır” demek o koltuğun saygınlığına yakışır mı? Ne Osman Kavala, ne bir başkası milyonlarca insanı meydanlara çıkaracak güce sahiptir. Köprüden yürüyen yaşlıgenç, kadınerkek binler, birilerinin emriyle hareket etmez. Tabloyu görmek zorundadır Saray ve çevresi. Milyonlar bilimden, akıldan, hukuktan, kör topal da olsa demokrasiden yanadır. Bıçak kemiğe dayandı, sorumlusu herhalde Ayşe Buğra olmasa gerek! HHH Erdoğan halkın en az yarısını “millet” diye tarif ettiği yapının içinde görmüyor. Çıkıp dese ki “benim öyle bir ayrımım yok” diye, kimseyi ikna edemez, yurttaş o “millet” denen kitle her kimlerden oluşuyorsa, orada kendini bulamıyor. Yeniden anayasa lakırdısı atıldı ortaya. Eşit yurttaşlık üzerinden, dünyanın geldiği uygarlık seviyesine uygun metne ihtiyaç var. Ancak bunu Saray’da yapmaya kalkarsanız ancak yandaşları razı edersiniz. Ülkenin kurucu meclis gereksinimi apaçık ortadadır! Bir anımsatma da Ayşe Buğra Hoca’ya, demiş ki: “TÜSİAD gibi kurumlar bu hukuksuzluklara sessiz kalmamalıydı.” Hoca saf değil, iyi niyetli elbette. 12 Eylül 1980’de TÜSİAD neredeyse, bugün de oradadır. BTÜ, AKP’ye çalışıyor Ayrıntılar Ayrıntılar AVUKATLAR: ARAÇ SÜRENLER ORTADA YOK AKP milletvekillerinin sık sık ziyaret ettiği BTÜ için öğrenciler “Üniversite değil sanki AKP Gençlik Kolları” dedi. Bursa Teknik Üniversitesi öğrenci bilgi sisteminde AKP’nin etkinliklerinin duyurusu paylaşıldı. Üniversitenin Rektörü Arif Karademir ise sosyal medya hesabından NakşibenZEHRA ÖZDİLEK di tarikatının kollarından İskenderpaşa cemaati lideri Mahmud Esad Coşan’ı anarken, İskilipli Atıf’tan övgüyle bahseden mesajları paylaştı. Yaşananlara Kadıköy’deki eylemde 200 kişi gözaltına alınmıştı. tepki gösteren öğrenciler, “Üniversite değil sanki AKP Gençlik Kolları” dedi. Kadıköy eylemine 4 tutuklama Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) tarafından AKP’nin etkinliklerinin paylaşılması ve Rektör Prof. Dr. Karademir’in mesajları tepki çekti. SEYHAN AVŞAR ERDOĞAN’A AÇIK MEKTUP TUTUKLAMA GETİRDİ Üniversitede okuyan bir öğrenci, “Son günlerde Boğaziçi Üniversitesi olaylarıKadıköy’deki Boğaziçi eylemine katılan ve polis araçlarına zarar verdikleri öne sürülen 3’ü öğrenci 4 kişi tutuklandı. Karara tepki gösteren avukatlar, “Kalabalığın üzerine araç süren polislerin adı yok ama 4 kişi tutuklandı” dedi. Boğaziçi Üniversitesi öğrencileriyle dayanışma amacıyla 2 Şubat’ta Kadıköy’de düzenlenen gösteride 200 kişi gözaltına alınmıştı. Öğrenci ve yurttaşın üzerine sürülen polis aracına zarar verdikleri iddiasıyla eylemden 2 gün sonra 4’ü öğrenci 6 kişi evleri basılarak gözaltına alındı. GöBoğaziçi Dayanışması hesabını yönetmek ve 12. manlığa tahrik” ve “Suç işlemeye tahrik” suçlamasıyla tutukCumhurbaşkanı’na açık mektup landı. Buldağ’ın avukatı Özgür sebebiyle Cumhurbaşkanı’na Urfa, sosyal medyadan yaptıhakaret suçlamasıyla dün ğı açıklamada, “Boğaziçi Dayaİzmir’de gözaltına alınan Mimar nışması hesabını yönettiği iddiSinan Güzel Sanatlar Üniversiasıyla, 12. CB’ye mektup sebetesi (MSGSÜ) Sinema ve Telebiyle CB’ye hakaret, diğer payvizyon Bölümü öğrencisi Bey Beyza Buldağ laşımlar sebebiyle halkı kin, nefza Buldağ tutuklandı. Buca ret, düşmanlığa tahrik etme ve Karakolu’nda tutulduktan sonra Çağ suç işlemeye tahrik. Tek delil ise telelayan’daki İstanbul Adliyesi’ne getiri fon numarasının son iki hanesinin 12 ile len Buldağ, “Halkı kin, nefret ve düş bitmesi” diye yazdı. l Haber Merkezi nı gülerek izliyorum, evet gülerek çünkü okulum resmen AKP gençlik kolları binası. Okulun resmi sayfasında AKP etkinlikleri paylaşılacak kadar onursuz bir okuldayım” ifadelerini kullandı. Bir başka öğrenci ise “Okul, Bursa’nın en kenar mahallesinde kurulu. AKP propagandası yapılıyor demek az kalır. Okul tamamen AKP elinde. AKP’li vekiller sürekli üniversiteyi ziyaret ediyor. Rektör Milli Mücadele’ye ve cumhuriyet devrimine karşı oldukları için asılan hocaları anacak kadar hadsiz. zaltına alınanlar önceki gün Anadotim. Ben polise taş atmadım. Ben öğEv hapsi verilen öğrenci Yunus Emre Okulun yanında askeriyeden hallilu Adliyesi’nde hâkim karşısına çıktı. renciyim eğitimime devam etmek isti Karaca, duruşma sonrası bir internet ce bir KYK yurdu var. Onun haricinHâkimlik sorgusunun yapıldığı duruşma salonuna silahlı sivil polisler girdi. Avukatların itirazı üzerine sivil polisler duruşma salonundan çıkarıldı. Öğrencilerden M.C, savunmasında, yorum. Tutuksuz yargılanmama karar verilsin” dedi. Tutuklanan Ö.Ş ise savunmasında, “Kadıköy Rıhtım’da herhangi bir uyarıda bulunmadan polis müdahalesine maruz kaldım” dedi. Mahkesitesine yaptığı açıklamada, “Hepimize burada aynı muameleleri yaptılar, kimsenin suçu yoktu. Bulanık fotoğraflardan bu sen misin? Eyleme katılmışsın, tutukluyorum. Burada bir şeyler yapıde sistem sizi Yeni Dünya Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti gibi yurtlara mecbur bırakıyor” dedi. Milletvekillerinin uğrak yeri “Evime giderken kalabalık içerisinde kaldım. İsteğim dışında kalabalık içinde kaldım. 1015 dakika içinde evime geçme, 4 kişinin tutuklanmasına karar verirken 2 kişi ise ev hapsi ve yurtdışı çıkış yasağı konularak serbest bırakıldı. yorsun, tutukluyorum. Eyleme katılmayan birini bile bugün tutuklamaya sevk ettiler” dedi. l İSTANBUL BTÜ’nün sosyal medya adreslerinde de AKP milletvekillerinin Rektör Karademir’i sık sık ziyaret ettiğini ortaya koyuyor. Karademir’in Mahmud UZMANLAR YENİ KURULAN FAKÜLTELERİ YORUMLADI: Esad Coşan ile ilgili paylaşımı şöyle: “Her daim İslam vurgusu yapan, özİnat her şeyi yaptırıyor gürolmayı,hürdüşünmeyivekimseye iradenin teslim edilmemesini tavsiye eden bir âlim, gerçek aksiyoner Prof. Dr. Mahmut Esad Coşan. Mekânı cennet, komşusu Resulullah olsun.” SEFA UYAR AKP’li Melih Bulu’nun rektör olarak atanmasının ardından öğrencilerin eylemleriyle gündeme oturan Boğaziçi Üniversitesi’ne hukuk liklerini yitirttirmek. Siyasi kaygıyla böyle şeyler yapılması çok yanlış” yorumunda bulundu. Karaman,“Bugün Boğaziçi’ne oluyorsa, yarın ODTÜ’ye, İTÜ’ye de olabilir. Boğaziçi bir emsal teşkil edecek ve konu diğer üniversiPSIKOLOJIK VE REHBERLIK ILANINA ‘İLAHIYAT’ ŞARTI Karademir’in AKP Bursa Milletvekili Refik Özen’in, “Kafkas kartalı Şeyh Şamil; İstiklal Mahkemesi Şehidi İskilipli Atıf Hoca, zorunlu gurbette bir güzel âlim Esad Coşan... Rahmet ve özlemle” mesajını paylaştığı da görülüyor. ve iletişim fakültelerinin kurulmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararı da tartışma yarattı. Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) verilerine göre Boğaziçi Üniversitesi’ne açılacak iki fakülte öncesi Türkiye’de 84 hukuk fakültesi, 64 de iletişim fakültesi bulunuyor. Hukuk fakültelerinden 29’u, iletişim fakültelerinden ise 17’si İstanbul’da yer alıyor. Uzmanlar Boğaziçi Üniveresitesi’ne yönelik yeni hamleyi yorumladı: Tüm Öğretim Elemanları Derneği (TÜMÖD) Genel Sekreteri Suay Karaman, fakülte açma kararının Cumtelere de gidecek” dedi. ‘İnat eden Erdoğan ise...’ Eski Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Korkmaz Alemdar ise “Bunun, ataması kabul görmeyen rektörü koltuğuna oturtabilmek için atılan bir adım olduğunu bilmeyen yok. Ama bu adım bile rektörün üniversiteyi yönetmesine yetmeyecek çünkü iki fakülte üniversitenin karar organlarında çoğunluğu sağlamak için yeterli değil. Ama inat her şeyi yaptırıyor. Hele inat edenler Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Devlet İstanbul Aydın Üniversitesi Rektörlüğü, akademik kadrosuna 67 öğretim üyesi almak için ilan yayımladı. Birçok fakülteye alım için açıklanan ilanlar da, Eğitim Fakültesi, Rehberlik ve Psikolojik danışmanlık Anabilim Dalı için açılan ilan dikkat çekti. İlanda, Rehberlik ve Psikolojik danışmanlık Anabilim Dalı için açtığı kadro ilanına “ilahiyat” şartı getirdi. Söz konusu ilanda yer alan tek şart ise şöyle: “Doçentliğini İlahiyat (Din Eğitimi) Anabilim Dalı’nda almış olmak ve bu alanda çalışmalar yapmış olmak.” l Haber Merkezi AKP için tez yazılacak Üniversitenin öğrenci bilgi sisteminde paylaşılan, “AK Parti ArGe Başkanlığı 6. Sosyal Bilimler Teşvik Ödülü” başlıklı duyuruda ise şu ifadeler yer aldı: “Sosyal bilimler alanında Türkiye’nin büyümesi ve gelişmesini doğrudan veya dolaylı bir şekilde anlatan, Recep Tayyip Erdoğan ve AKP’nin siyasal toplumsal tarihsel kültürel bölgesel ekonomik uluslararası ilişkiler gibi sosyal bilimleri ilgilendiren konulardaki tutum ve uygulamalarını incelemiş olması beklenmektedir.” hurbaşkanı kararnamesi ile alınıyor Bahçeli ise” diye konuştu. olmasının, temeldeki en büyük yanlış olduğunu vurgulayarak “Cumhur ‘Yapı değişecek’ İZMIR’DE ÇIPLAK ARAMAYA SUÇ DUYURUSU başkanı kararnamesiyle ‘Aklıma bu geldi, açalım’ diyerek olmaz. Bu yüzden de kaliteli eğitim verilemiyor. Boğaziçi’ne iki yeni fakülte açtılar, yarın öbür gün de ilahiyat fakültesi açacaklar. Bu iş oraya kadar gider” dedi. Bulu’nun yönetim oluşturamadığı için yeni fakültelerin açıldığı yönündeki değerlendirmeleri de Karaman, “Buradaki yapılan olay, biraz kadrolaşmak, biraz Boğaziçi’nin kendi özelTürk Hukuk Kurumu (THK) Başkanı Yaşar Çatak ise “Boğaziçi’nin öğretim kadrosunun yapısında bir değişiklik sonucu yaratabilir” görüşünü dile getirdi. Çatak, “Bir gereksinimden kaynaklı olduğunu düşünmüyorum. Boğaziçi’ne hukuk fakültesi açılmasını da bu bağlamda yorumlayamıyorum. Üniversitenin yapısını değiştirecek fakülteler açılıyor” dedi. l ANKARA İzmir Valiliği’nin Boğaziçi Üniversitesi’ne destek eylemi sırasında gözaltına alınan iki kadının çıplak aramaya maruz bırakıldığı haberlerini yalanlaması sonrası İzmir Barosu bir açıklama gerçekleştirdi. Yapılan açıklamada, “İşkence faili şüpheli kolluk görevlilerinin eşkalleri müvekkil görüşmeleri sonucunda avukatlarınca tespit edilmiş ve haklarında ifadeye katılan avukatlar tarafından suç duyurusunda bulunulmuştur” denildi. Açıklamada, avukatların ilk olarak İl Emniyet Müdürlüğü binasına alınmadığı belirtilerek, valiliğin iddialarının gerçekdışı olduğu ifade edildi. Açıklamada “Çıplak arama işkencesi iddiaları sevk edilen ilk beş kişi arasında bulunan iki kadına ve meslektaşlarımızın şube binasına alınmadığı zamana ilişkindir” denildi. l Haber Merkezi T.C. ADIYAMAN 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN KAMULAŞTIRMA İLANI ESAS NO: 2020/862 Esas KAMULAŞTIRILACAK TAŞINMAZIN BULUNDUĞU YER: Adıyaman İli, Çelikhan İlçesi, Pınarbaşı Kasabası, Çamlıyayla Mahallesi MEVKİİ: Çopur Mevkii ADA NO: 101 PARSEL NO: 11 VASFI: TARLA YÜZÖLÇÜMÜ: 2.461,77 m² MALİKİN ADI VE SOYADI: İBRAHİM ARICI KAMULAŞTIRMAYI YAPAN İDARENİN ADI: PINARBAŞI ( ÇELİKHAN ) BELEDİYE BAŞKANLIĞI KAMULAŞTIRMANIN VE BELGELERİN ÖZETİ:Dava konusu Adıyaman İli, Çelikhan İlçesi, Pınarbaşı Kasabası, Çamlıyayla Mahallesinde kain 101 ada 11 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davası açılmış olup, dava konusu taşınmazla ilgili tebligat ve ilan tarihinden itibaren 30 gün içerisinde davacı kurum aleyhine kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal veya adli yargıda maddi hatalara ilişkin düzeltim davası açılabileceği, tebligat ve ilan tarihinden itibaren 30 gün içinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal davası açanların dava açtıklarını ve yürütmenin durdurulması kararı aldıklarını belgelendirmedikleri takdirde kamulaştırma işleminin kesinleşeceği ve mahkemece tespit edilecek kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmaz malın kamulaştırma yapan idare adına tescil edileceği, tespit edilecek kamulaştırma bedelinin hak sahipleri adına Vakıfbank Adıyaman Şubesine yatırılacağı, konuya ve taşınmaz malın değerine ilişkin tüm savunma ve delillerin tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içerisinde mahkememize yazılı olarak bildirmesi gerektiği, yapılan yargılama sonunda taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ve davacı idare adına tesciline karar verileceği ve duruşmanın 23/02/2021 günü saat 10.50’e bırakıldığı hususu 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu Değiştiren 4650 Sayılı Yasanın 10. Maddesi gereğince ilan ve tebliğ olunur. 03/02/2021 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1307644)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle