02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 3 8 ŞUBAT 2021 PAZARTESİ 220/120 200/100 170/60 190/130 210/90 120/00 80/50 180/30 200/120 160/60 180/60 200/130 60/70 200/120 10/10 110/140 30/00 90/60 40/50 160/60 00/40 120/20 TARİHTE BUGÜN 1921: “Gazi” unvanı verilen “Antep”in adı “Gaziantep” oldu. 1935: Milletvekili seçimlerinde Meclis’e 18 kadın milletvekili girdi. İstanbul’daki hastanelere ‘hazırlık yapın’ mesajı gittiği iddia ediliyor Martnisan uyarısı Türkiye’de aralık ayında 30 binin üzerinde seyreden vaka sayısı alınan önlemler sayesinde 25 Ocak’ta 6 binin altına düştü. Ancak mutant virüsün ortaya çıkması ve sömestir tatiliyle yeniden yükselişe geçti. İstanbul’da ise panSIBEL demi için ayrılmış BAHÇETEPE sağlık kuruluşlarından martnisan arası yeni plan yapmalarının istendiği iddialarının da gündeme gelmesi endişeleri beraberinde getirdi. Önlem alınmadığı takdirde vaka sayılarında ciddi artışlar olacağı öngörüsünde bulunan hekimler, “Sıkı bir kapanma yapılmalı, iller arası toplumsal hareketlilik azaltılmalı, aşının dağıtımı eşit olmalı ve aşı uygulamaları hızlandırılmalı. Bunları yapmadığımız zaman öngöreceğimiz bir artış var. Şu anda bir adım atarsak o artışın önüne geçebiliriz” uyarısı yaptılar. Mutant yayılıyor Vaka sayılarında yukarı yönlü bir hareket olduğunu hatırlatan Göğüs Hastalıkları Uzmanı ‘İSTANBUL KOPTU GIDIYOR’ İstanbul İl Sağlık Müdürü Kemal Memişoğlu, kentte pozitif koronavirüs vaka sayısının son hafta yükselme eğiliminde olduğunu belirtti. Memişoğlu, Twitter’dan yaptığı açıklamada “Aman dikkat” diyerek İstanbullulara uyarılarda bulunuldu. Memişoğlu, açıklamasında “Salgın kontrol altında ama bitmedi. Düşme eğiliminde olan pozitif vaka sayımız son hafta yükselme trendinde aman dikkat! Temizlik, mesafe ve maske kurallarına uyalım. Sıramız geldiğinde aşımızı yaptıralım” ifadelerine yer verdi. Halk sağlığı uzmanı ve Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Levent Akın, “Mutasyonlu virüsler de girdi, riski daha hızlandırdı. Bu boş vermişlik içinde İstanbul koptu gidiyor, ikinci zirveyi yapacak” uyarısında bulundu. Akın’ın görüşleri Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya’nın dünkü köşesinde yer aldı. l Haber Merkezi ve Sağlığa Evet Derneği Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı, şöyle konuştu: “Mart nisan aylarında gerçekten tekrardan hasta sayılarının yükselmesi ve yoğun bakımların dolmasına neden olabileceğinden kaygı duyuyoruz. Mutant virüsün Türkiye’de olması ve sayıca giderek artıyor olması endişemiz var. İkincisi de karantina kurallarına uyumsuzluk var. Okulların açılması ile hareketliliğin artmasıyla bu risklerin tekrar yükselmesi söz konusu olacaktır. Aşılamada istediğimiz hızda gidemiyoruz. İller bazında baktığımız zaman Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da aşağı yukarı neredeyse hiç aşı yapılmıyor gibi görünüyor. Aşının dağıtımı ile ilgili bir sorun mudur yoksa halk arasında aşı reddi mi vardır bunun çözülmesi lazım. Hasta sayılarının İstanbul’da mart ve nisan ayında artacağı konusunda Sağlık Bakanlığı’nın da bir kaygısı olduğunu duymaktayız ve buna göre de tedbirler alınması istenmektedir.” ‘Yeniden yükselişte’ İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Osman Öztürk ise özetle şunları kaydetti: “Son bir iki haftadır bir yükselme var. Bunun mutasyonla ilişkili olup olmadığını da bilmiyoruz. Tehlike halen devam ediyor. Koronavirüs pandemisi çok etkenli bir şey olduğu için her türlü nüfus hareketi, mutasyon, aşı (başlangıçta hızlı uygulandı sonra yavaşladı) gibi faktörlere baktığımızda halen kırılgan bir zeminde gittiğini söyleyebilirim. Hastaneler geçen aylara göre çok yoğun değil ama bir endişe var. Vaka sayılarındaki artış nedeniyle endişe var. Bu hastalık yeryüzünden silinmediği sürece her zaman risk var. İlk turda olduğu gibi normalleşme dedikleri yeniden açılma sürecinde şimdilik aceleci davranmıyorlar. Ama önlemler yeterli değil, umut aşıya bağlanmış durumda şu an. Sağlıkçılar sağlık kurumunda olan grup ve aşılanmaları biraz daha kolay. Diğer gruplara, sağlıkçılara vurulduğu gibi kolay olmayacak gibi aşılanma. Bize de martnisan gibi iddialar geldi ama ne kadar sağlıklı bilemiyoruz, vaka sayılarında son birkaç haftadır artış gözlendiği için böyle bir şey olabilir.” l İSTANBUL 7 ŞUBAT PAZAR 129 BIN 715 6670 623 112 8201 30 MILYON 2 MILYON 616 BIN 406 531 BIN 456 26 BIN 797 1317 %4.9 2 MILYON 440 BIN 706 Yengesini öldürdü Ardahan’da Serkan Ç. (24), iddiaya göre 16 yaşındaki T.A’yı kaçırdı. Olayın ardından iki ailenin de fertleri gerginliğin sona ermesi için konuştuğu sırada tartışma büyüyerek kavgaya dönüşünce T.A’nın amcası Cemil Akbulut (33), ağabeyinin eşi 4 çocuk annesi Gonca Akbulut’u (43) tabancayla vurarak öldürdü. Jandarma ekipleri ise Cemil Akbulut’u gözaltına aldı. Gonca Akbulut’un ölmeden bir gün önce, köylerine gelen gazeteciler tarafından ekmek yapmak için tandıra gittiği sırada başında leğenle hamur taşırken görüntülendiği ortaya çıktı. l DHA FESTIVALLER BAŞKA BAHARA İtalya’nın Venedik Karnavalı bu yıl da koronavirüs nedeniyle iptal edildi. Festival geçen yıl da salgın nedeniyle düzenlenememişti. Karnaval meraklıları yine tek tük de olsa maskeleriyle sokaklara çıktı. ABD’nin Louisiana eyaletinde her yıl 16 Şubat haftası kutlanan Mardi Gras Festivali de bu yıl koronavirüs salgını sebebiyle iptal edildi. Festivalin en önemli etkinliği olan geçit töreni yerine halk, New Orleans kenti ve çevresinde evlerini süsledi. ‘Evde ani ölümler artıyor’ Koronavirüse yakalanma korkusuyla ciddi göğüs ağrısı, şiddetli baş ağrısı olanların ya da felçli hastaların dahi acil servise gelmekten çekindiklerini belirten İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Seda Özkan, ciddi şikâyetleri olanların zaman kaybetmeden acil servislere başvurmalarını istedi. Özkan, “Ciddi göğüs ağrısı şikâyeti olanlar, şiddetli baş ağrısı ya da felçli hastalar dahil acil servise gelmekten çekiniyorlar. Göğüs ağrısı olan hasta kalp krizi geçiriyor olabilir. Kalp krizi geçiren hastada ani ölümler oluyor, evde ani ölümler artıyor. Ciddi şikâyetleri olan hastaların zaman kaybetmeden ya kendileri ya da 112’yi arayarak acil servislere başvurmalarını öneriyorum” dedi. l DHA Eşini ağır yaraladı Uşak’ta Gökhan A. (34) isimli kişi, tartıştığı eşine silahla ateş etti. Şüpheli tutuklanırken durumu ciddi olan kadın hastaneye kaldırıldı. Olay Köme Mahallesi’ne bağlı 1.Yurt Sokak’ta önceki gün meydana geldi. İddialara göre Gökhan A. (34) alkol içme konusunda eşi G.A. (34) ile tartıştı. Büyüyen tartışma sonucunda Gökhan A. yanında taşıdığı silahı ile ateş açtı. Gökhan A., çenesinden yaraladığı G.A’yı olay yerinde bırakarak kaçtı. Ambulans ile hastaneye kaldırılan kadının durumunun ciddiyetini koruduğu öğrenildi. Ayrıca Gökhan A., Asayiş Şube Müdürlüğü’ne bağlı resmi ekiplerce saklandığı hurdalıkta yakalanarak gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edilen şahıs, tutuklanarak cezaevine gönderildi. l İHA Ramak kaldı Kocaeli TEM otoyolunda Ankara yönünde giden, içinde 30 yolcu bulunan Abdullah A. idaresindeki yolcu otobüsü, rahatsızlanan sürücünün kontrolünü kaybetmesi sonucu bariyerleri parçalayarak viyadükte asılı kaldı. 30 metre yükseklikteki viyadükten uçmaktan son anda kurtulan otobüsteki 6 kişi ise yaralandı. Yolculardan Ahmet Bera Demir, eşiyle en önde oturduklarını söyledi. Emniyet kemeri takmaları sayesinde kazayı yara almadan atlattıklarını belirten Demir, şoförün yolda istifra ettiğini dile getirerek “Yolda daha Ataşehir’den çıkışta da dikkat dağınıklığı müthişti. Yanında adam olmasa Ataşehir çıkışında bir kaldırımın üstüne çıkıyorduk” ifadelerini kullandı. l AA / İHA GAZIANTEP’TE SAĞLIKÇILARA SALDIRI Gaziantep’in Şahinbey ilçesinde bulunan Özel Deva Hastanesi’nde 15 gündür koronavirüs tedavisi gören M.A.K. dün yaşamını yitirdi. Hastane yetkililerince hazırlanan rapora göre, ölüm nedeni olarak Covid19 yazılmamasını isteyen yakınları ret cevabını alınca sağlık çalışanlarına saldırdı. Sağlık çalışanları, aile tarafından yumruklu, tekmeli saldırıya uğradı. Olayda biri hemşire 3 hastane görevlisi yaralanırken, hastanede ise maddi hasar meydana geldi. Polis ekipleri olay sonrası soruşturma başlattı. l İHA FAHRETTİN 451 Dokuz dolar elli sent: Ray Bradbury’nin Fahrenheit 451 romanının taslağını yazmak için kiraladığı daktiloya ödediği para. Bradbury, arkadaşıyla yürüyüşe çıkmıştı. “Bir polis arabası durdu ve bir memur çıkarak ne yaptığımızı sordu” diye anlatıyor devamını. “Havayı soluyoruz, konuşuyoruz, tartışıyoruz, yürüyoruz” yanıtı aldı. Elbette yanıt, polisin pek hoşuna gitmemişti. Kısa sorgunun ardından “Pekâlâ” dedi polis memuru, “Bir daha yapmayın!” “Yürümenin yasaklandığı ve bütün yayaların suçlu sayıldığı” öyküsünü o günün siniriyle yazdı. Sonra ardı ardına öyküler ve bir sıçrama. Kitapların yakalanıp yakıldığı distopya, Fahrenheit 451, işte bu yolculukta çıktı. Kitapların yakıldığı bir dünya mı? Elbette Bradbury de o günün gelmeyeceğinin farkındaydı. Kitap; gerçeğin, hikâyenin, bir anlatının simgesiydi. Ağza, ele, göze vurulan mühür Fahrenheit 451’di. O da zaten şöyle anlatıyordu: “Eğer dünya öğrenmeyenlerle, bilgisizlerle dolmaya başlarsa, kitapları yakmak zorunda kalmazsınız, değil mi?” Bradbury’nin ömrü yetse, bugün Türkiye’de herkesin konuştuğu ama kimsenin bir şey söylemediği, gürültülü suskunluk düzenini parmağıyla gösterecek, “Fahrettin 451” diyecekti. Şipşak YAŞ’lar ne anlama geliyor? Haberlerin, mesajların, manşetlerin ortasında günlerdir aynı soruyu soruyoruz. “Nedense” yanıtı vermiyoruz. Nasıl oldu da FETÖ operasyonları başladıktan 6 yıl sonra, 15 Temmuz darbesinden 4 yıl sonra, Kara Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı’na bir Fethullahçı getirildi. Hükümet medyası bile haklı olarak “Kim korudu” diye sordu. Öyle ya, Tuğgeneral Serdar Atasoy itirafçı olmuş, rütbesini Fethullah Gülen’in taktığını, örgüt içinde kod adının “Servet” olduğunu itiraf etmişti. Gelgelelim, bilinmeyecek iş de değildi. Atasoy, 15 Temmuz gecesi verilen talimata “Emredersiniz komutanım” yazmış, adı yakalanan örgüt belgelerinde yer almıştı. Buna rağmen hem 2016’da hem 2017’deki incelemelerden hasarsız çıkabilmişti. Gelgelelim hakkındaki soruşturmalar bir bir kapatılırken, hızlı yükselişi son YAŞ’ta (Yüksek Askeri Şura) ordunun İstihbarat Başkanlığı ile taçlanmıştı. Yüzlerce albayın, hatta Atasoy’un koltuğuna gerçekte oturacak ismin de emekli edildiği hatırlanırsa, yükseliş tesadüf değildi. Biçim değil, “öz”… Dün, YAŞ toplantılarının sürelerine baktım. Hızla kısalmış görünüyordu. Öyle ki bir zamanlar günler süren YAŞ’lar, 15 Temmuz’un ardından 1 saat 20 dakikaya düşmüş, 2020 YAŞ’ı ise bu açıdan tarihe geçmişti. “Tarihin en kısa şurası” haberlerine konu olan toplantı, sadece 45 dakikaydı. “Nasılsınız”, “Ne içersiniz”i bir yana bırakırsak bu, YAŞ’ta herhangi bir şeyin konuşulmadığı, tartışılmadığı anlamına geliyor. Peki, neden? Sebebi basit. Geçmişte 15 şura üyesinden 13’ü askerdi. Darbeden 10 gün sonra, 25 Temmuz 2016’da yayımlanan KHK ile 10 hükümet üyesine karşılık 5 asker olarak değişti. 15 Temmuz 2018 tarihli kararnameyle Cumhurbaşkanı dışında YAŞ, 7 hükümet üyesi ve 4 asker üye haline geldi. Yani 8’e 4 üstünlükle YAŞ’ın hâkimi tartışmasız hükümet oldu. Böylece iktidar ne isterse o oldu. “Sevmek bir ömür sürer YAŞ 45 dakika”nın sırrı buradaydı. YAŞ’ta Akar damgası Tekrar 2020 Ağustos YAŞ’ının haberlerine, yorumlara baktım. “Hulusi Akar damgası” öne çıkıyordu. Hatırladınız mı? O kararları en çok “15 Temmuz kahramanları” olarak bilinen eski Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı ve eski 2. Ordu Komutanı Orgeneral Metin Temel’in emekli edilmesiyle konuşmuştuk. İki askerin Akar’la gergin olması nedeniyle, kararlar Akar’ın imzası olarak okunmuştu. Eski Genelkurmay Başkanı yeni Savunma Bakanı olan Akar’ın, TSK’ye şekil vermesi kimse için sürpriz de değildi. Özetle, Serdar Atasoy’un terfi ettiği şuradaki Akar damgası genel kabuldü. Peki, süreç nasıl işliyor? Elbette her kurum gibi TSK’nin de teamülleri var (ya da vardı). Bir beden, atardamarın yanı sıra toplardamar ile de işliyorsa, TSK sistemi aşağıdan yukarıya da işleyen sistemle çalışıyor. Yani önce komutanlıklarda; askerlerin FETÖ bağlantılarına, disiplin ya da sağlık gibi konulara bakılarak terfiemeklilik listeleri hazırlanıyor. Ardından Genelkurmay Başkanlığı’nda toplanan listelere şekil verildikten sonra, Savunma Bakanı’na sunuluyor. Savunma Bakanı, Cumhurbaşkanı ile “son hali”ni veriyor. Haliyle YAŞ, fiilen Hulusi Akar ve tabii Erdoğan’ın son kararlarına el kaldırmak için toplanıyor. Komutanlık belli ki farkında Serdar Atasoy için hem bağlı olduğu Kara Kuvvetleri Komutanlığı hem Genelkurmay Başkanlığı emekli edilsin demiş olabilir mi? Buna rağmen Savunma Bakanı ve Cumhurbaşkanı arasında son hali verilen liste, terfi şeklinde çıkmış olabilir mi? Bu sorunun da yanıtı var. Şöyle anlatayım… Haberlerde Atasoy’un “MİT’in ankesör tespiti” ile fark edildiği yazdı. Yanlış da değil. Ankesörlü telefonlardan FETÖ’nün mahrem imamlarının askerleri aramasının tespitine dayanan soruşturmada, en kritik görevi MİT yapıyor. Ama yazılanlar eksik… Aslında öncesi de var. Atasoy’un bugün kullandığı numaralar incelendiğinde FETÖ emaresi bulunamadı. Ancak Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda, Atasoy’un FETÖ ilişkilerine dair genel bir kanaat vardı. Bunun üzerine müşterisi olduğu bankalara, elektrik ya da su aboneliğinin olduğu kurumlara bakıldı. Eskiden kullandığı telefon numaraları açığa çıkarıldı. Bu numaralar MİT’e gönderilerek inceleme yapıldığında, FETÖ bağlantıları deşifre oldu. Yani Serdar Atasoy’un tespiti, aslında Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın girişimiyle başladı. Öte yandan; Kara Kuvvetleri Komutanı Ümit Dündar’ın, Atasoy’un atamasının yapılmasına rağmen onu bu göreve başlatmadığı bilgisi de söylediğimizi doğruluyor. Atasoy’un emekli edilmesi kararı, Akar ve Erdoğan aşamasında terfiye dönmüş görünüyor. Skandalın baş sorumluları Kestirmeden “YAŞ kararlarının altında imzası olan herkes bu işin sorumlusudur” diyebilirsiniz. Ama Milli Eğitim Bakanı’nın ya da Adalet Bakanı’nın, YAŞ üyesi olduğu için Atasoy skandalının sorumlusu olduğunu söylemek, haksızlık olur. Onların önlerine gelen listeye el kaldırdığı malum. Bir FETÖ’cünün Türk ordusunun istihbarat sırlarının başına getirilmesinin, 2020 yılında bile örgüte devlet sırlarının anahtarının verilmesinin sorumlusunu bulmak için, büyük bir zekâya gerek yok. Bu kararın Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın ve tabii Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın inisiyatifiyle alındığı, bu skandalın baş sorumlusunun iki isim olduğu çok açık. Yandaş ya da muhalif, sağcı ya da solcu, cahil ya da entelektüel konuşuyor, yazıyor da… “Fahrettin 451 düzeni”; günlerdir “o olmuş, bu olmuş” diye meselenin etrafından dolaşmamız ama esastan bahsetmememiz için var. İsmini kâğıdın tutuşma sıcaklığından alan romanda, kitapları ezberleyerek geleceğe bırakanlar ne diyordu: “Bize ne yaptığımızı sordukları zaman onlara, hatırladığımızı söyleyebilirsiniz. İşte uzun vadede kazançlı olacağımız nokta burası. Bir gün, o kadar çok şey hatırlayacağız ki…” 3 KEZ MÜEBBET ALDI Selin 6 yaşındaydı. Balıkesir Erdek’te, Ağustos 2019’da eğlence mekânına pompalı tüfekle ateş açarak 10 yaşındaki Selin Cebeci ile 2 kişinin ölümüne neden olan Erdem Turan, 3 kez müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Turan’ın kaçmasına yardım eden Ogün Erdem Turan Akgün’e 12 yıl, Kader Kan’a 6 yıl hapis cezası verildi. Küçük kızın annesi Sinem Cebeci, “Bize göre üçünün de suçu aynıydı ve en ağır cezayı almaları gerekiyordu. Giden canın bir tanesi 10 yaşında çocuk. Bunun karşılığı bu olmamalı” diyerek tepki gösterdi. Mehmet Solaklar ve Kenan Balkan da olay yerinde hayatlarını kaybetmişti. l DHA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle